Demir Perdenin Ardında: Yıkılışının 36. Yılında Berlin Duvarı ve Dönüşen Dünya
* Almanya’da 13 Ağustos 1961’de yapımına başlanan ve 28 yıl Federal Almanya Cumhuriyeti (BRD) ile Demokratik Almanya Cumhuriyeti’ni (DDR) ikiye bölen duvar 9 Kasım 1989’da yıkıldı.
Yazar* Dilara Dilşah Kaya
Soğuk Savaşın simgesi Berlin Duvarı, tam 36 yıl önce bugün yıkıldı. İki kutuplu dünya düzeninin resmen gözle görülür bir kanıtı olan duvar yalnızca Almanya’yı değil, aynı zamanda dünya siyasetini de ikiye ayıran bir sınır hattıydı. Peki Berlin Duvarı neden inşa edildi? Nasıl yıkıldı? Yıkılması hangi sonuçları doğurdu? Bu metinde, Berlin Duvarı’nın yükselişinden yıkılışına uzanan sürecin dünya tarihine nasıl yön verdiği incelenecektir.
SADECE BERLİN DEĞİL, TÜM DÜNYA İKİYE BÖLÜNDÜ
Günümüz Almanya’sının başkenti Berlin, tarihinde birçok olaya şahit oldu. Şüphesiz bunlardan en önemlisi Berlin Duvarı’ydı. İkinci Dünya Savaşı’nda kaybeden taraf olan Almanya toprakları; ABD, İngiltere, Fransa ve Sovyetler Birliği tarafından dörde bölündü. 1949 yılında Batı tarafı yönetimlerini birleştirerek Federal Almanya Cumhuriyeti’ni (BRD) ilan etti. Sovyetler Birliği bu duruma karşı çıkarak Demokratik Almanya Cumhuriyeti’ni (DDR) ilan ettiğini resmen duyurdu. Bu olaydan sonra Almanya toprakları Doğu ve Batı Almanya olarak ikiye ayrıldı.
İki kutuplu dünya düzeninin söz sahibi olduğu bu dönemde; Batı Almanya’da Batı’nın liberal-demokratik kapitalizmi, Doğu Almanya’da ise Sovyetlerin sosyalist-komünist düzeni etki göstermeye başladı. Doğu Almanya otoriter bir düzene sahipti. Halk ise bu durumdan mustaripti. Bu nedenle ülkenin Batı kanadına geçiş talepleri yoğundu. Geçişler ise büyük ölçüde Berlin üzerinden gerçekleştiriliyordu. 1949-1961 yılları arasında ise yaklaşık 2 milyon 700 bin kişinin Doğu Almanya’yı terk ettiği biliniyor.
Kayıtlara göre 136 kişi, bu duvarı aşarken hayatını kaybetti.
ASKERİ VE GÜVENLİK MÜHENDİSLİĞİNİN ESERİ: BERLİN DUVARI
Doğu Almanya yönetimi ilk olarak 12 Ağustos 1961 tarihinde Sovyet kontrolündeki Doğu Alman yönetimi sınırları kapatarak dikenli teller ördü. Ancak tellerin kaçışları engellemediğini gören Sovyet komutasındaki yönetim, bu kaçışları önlemek için askeri ve güvenlik odaklı bir mühendislik mantığıyla oluşturulacak bir duvarın örülmesine karar verdi. İnşa kararı, Doğu Almanya lideri Walter Ulbricht ve Sovyet lider Nikita Kruşçev’in onayıyla alındı. Ve gelecekte “Utanç Duvarı” olarak anılacak olan duvarın inşasına başlandı. Düşüncelerle ikiye bölünen Almanya, o günden itibaren fiziki olarak da ikiye bölünmüş oldu. Kayıtlara göre 136 kişi, bu duvarı aşarken hayatını kaybetti.
DEMİR PERDE ARALANDI, UTANÇ DUVARI YIKILDI
Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov’un “Glasnost ve Prestroyka” politikası, Doğu Almanya’da da etki yarattı. Komünist Parti’nin ekonomi ve yerel yönetim üzerindeki etkisi azalmaya başladı.
ABD Başkanı Ronald Reagan
12 Haziran 1987 tarihinde, ABD Başkanı Ronald Reagan, Batı Berlin’de Berlin Duvarı’nın en görünür olduğu Brandenburg Kapısı önünde bir konuşma yaptı. Reagan, yaptığı konuşmada Gorbaçov’a doğrudan hitap ederek “Bay Gorbaçov, bu duvarı yık” ifadelerini kullandı. Bu konuşma duvarın yıkılışını hızlandırmasa da uluslararası alanda görünürlüğü artırdı ve tarihe Soğuk Savaş’ın sembolik kırılma noktalarından biri olarak geçti.
Gorbaçov’un izlediği politikalar sonrasında halk, 1989 yılında özgürlük için sokaklara döküldü. Doğu Almanya’nın birçok kentinde gerçekleşen protestolarda “Wir sind das Volk (Biz Halkız)” sloganları atıldı. Protestoların ve ekonomik durumun gittikçe kötüleşmesi, duvarın yıkılmasını kaçınılmaz kıldı. 9 Kasım 1989’da Doğu Almanya Hükûmeti Sözcüsü Günter Schabowski, düzenlediği basın toplantısında sınırların derhal açılacağını duyurdu.1 O gece; 28 yıl, 2 ay, 28 gün ayakta kalan Utanç Duvarı, halkın iradesiyle yıkılmaya başladı. Duvarın yıkılışı aslında betonun değil, bir ideolojinin de çözülmesi anlamına geliyordu.
Öte yandan duvarın yıkılışı; özgürlüğün, baskıya karşı direnişin gücünün bir sembolü olarak tarihe not düştü.
İKİ KUTUPLU DÜNYA DÜZENİNE VEDA: ABD HEGEMON GÜÇ OLDU
1989 Aralık’ında gerçekleşen Malta Zirvesi’nde ABD Başkanı George H. W. Bush ile Sovyet lideri Mihail Gorbaçov bir araya geldi. Zirve sonunda Soğuk Savaş’ın sona erdiği ilan edildi. 3 Ekim 1990 tarihinde ise Doğu Almanya ve Batı Almanya resmen birleşti. Duvarın yıkılması, yalnızca Almanya’nın yeniden birleşmesinin önünü açan tarihsel bir olay değil, aynı zamanda uluslararası sistemin yapısal dönüşümünü simgeleyen bir dönüm noktasıdır. 1990’ların başından itibaren uluslararası sistem, ABD hegemonyasına dayalı yeni bir yapıya evrildi.
1990’ların başında ABD; NATO’nun liderliği, doların rezerv para olması, IMF ve Dünya Bankası üzerindeki etkisi ve liberal değerlerin küresel yayılımıyla hegemon güç hâline geldi.
Bu nedenle bu olay, güç dengelerinin yeniden tanımlandığı post-Soğuk Savaş döneminin başlangıcı olarak değerlendirilmelidir.
Uluslararası sistemde derin bir dönüşüm yaşanılan bu dönemde küreselleşme süreci ivme kazandı; liberal demokrasi ve serbest piyasa ekonomisi Batı dışı coğrafyalara da yayıldı. NATO’nun genişleme politikası ile ABD’nin askeri gücü, Körfez Savaşı (1991) ve Yugoslavya müdahalelerinde görüldüğü üzere, küresel ölçekte etkin biçimde kullanılmaya başlandı.
ABD’li Pulitzer Ödülü sahibi sendikacı, köşe yazarı Charles Krauthammer, 1990 yılında bu dönemi “Unipolar Moment” (Tek Kutuplu An) olarak tanımlamış ve ABD’nin küresel sistem üzerindeki hegemonyasının tarihte eşi görülmemiş bir boyuta ulaştığını ifade etmiştir.
Ancak 2000’li yıllardan itibaren Çin’in ekonomik yükselişi, Rusya’nın yeniden güç kazanması ve Avrupa Birliği’nin kurumsal bütünleşme çabaları, bu tek kutuplu yapının kırılganlığını ortaya koymuştur. Dolayısıyla Berlin Duvarı’nın yıkılışı, liberal uluslararası düzenin nihai zaferi değil, küresel güç dengesinin yeniden tanımlandığı bir geçiş evresi olarak okunabilir.
Bugün dünya yeniden çok merkezli bir güç yapılanmasına yönelirken, Berlin Duvarı’nın yıkılışı, devletlerin yalnız ideolojiler değil, güç, meşruiyet ve iş birliği biçimleri açısından da nasıl dönüşebileceğinin tarihsel bir göstergesi olarak önemini korumaktadır.
KAYNAKÇA
“Berlin Duvarı’nın Düşüşü ve Sovyetler Birliği’nin Çöküşünün Amerika Birleşik Devletleri Üzerindeki Etkisi”, İstihbarat ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi, https://igam.org.tr/berlin-duvarinin-dususu-ve-sovyetler-birliginin-cokusunun-amerika-birlesik-devletleri-uzerindeki-etkisi/ , (Erişim Tarihi: 03.11.2025). “Berlin Duvarı’nın yıkılışının 35. Yılı”, Anadolu Ajansı, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/berlin-duvarinin-yikilisinin-35-yili/3388056 , (Erişim Tarihi: 03.11.2025).
“Berlin Duvarı 31 Yıl Önce Yıkıldı, Dünya Nereye Yürüdü?”, Stratejik Düşünce Enstitüsü, https://www.sde.org.tr/bulent-erandac/genel/berlin-duvari-31-yil-once-yikildi-dunya-nereye-yurudu-kose-yazisi-20010 , (Erişim Tarihi: 03.11.2025).
“Soğuk Savaş’ın Betondan Sınırı: Berlin Duvarı Nedir?”, Perspektif, https://perspektif.eu/2024/12/30/soguk-savasin-betondan-siniri-berlin-duvari-nedir/ , (Erişim Tarihi: 05.11.2025).
Krauthammer, Charles. (1990). The Unipolar Moment. Foreign Affairs, 70(1)
Ertürk, Nihat. (2017). Soğuk Savaş ve Berlin Duvarı’nın Uluslararası Sistem Üzerindeki Etkileri. Uluslararası İlişkiler Dergisi, 14(56).
Sander, Oral. (2008). Siyasi Tarih (1918–1994). İmge Kitabevi.
Yılmaz, Hüseyin. (2015). Berlin Duvarı’nın Yıkılışı ve Almanya’nın Yeniden Birleşme Süreci. Tarih ve Gelecek Dergisi, 1(2).
***
Yazar hakkında
Dilara Dilşah Kaya, Araştırmacı | Muhabir | Uluslararası İlişkiler | Türk Dünyası | Kültürel Diplomasi uzmanı, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Lisans mezunu. Anadolu Üniversitesi Medya ve İletişim önlisans eğitimi alıyor. 16 Eylül 2024-10 Haziran 2025 tarihleri arasında Kırım Haber Ajansında (QHA) Muhabir ve yardımcı editör olarak çalıştı. UHA / İnternational News Agency’nda konuk yazar olarak yazı yazıyor.