enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:57 İsmet İnönü az daha CHP’yi kapattıracaktı
00:54 Spor Yazarı Hasan ÇİÇEK’ten: Spor medyası ve geleceğin genç iletişimcileri
00:48 Savunma sanayiinde bugüne kadar filmin fragmanını izlemiştik. Endonezya’ya 60 adet Kaan’ın ihracıyla artık asıl film başladı
00:38 Politikasızlığın Konforu: Terörsüz Siyasetin Çıplak Gerçeği
00:34 Beşiktaş, Avusturya’da sezon hazırlıklarının ikinci etap çalışmalarını sürdürüyor
00:28 Sakarya’nın o sahilinde tarihte ilk kez mavi bayrak dalgalanacak
00:25 KKTC Milletvekili Yasemin Öztürk, İsraillilerin İran ile savaşı bahane ederek Güney Kıbrıs’a göç başlattığını söyledi.
00:20
00:08 UHA Haber’in Spor Yazarı Gazeteci Mustafa SALMAN’ın, ‘Futbol Dünyası’na Bakışı!
00:06 Fenerbahçe niçin şampiyon olamıyor?
23:11 Bu Ne Yaman Çelişki
23:03 Musk’ın ‘Amerika Partisi’ Başarılı Olur mu?
22:42 Belirsizlikler Çağında BRICS+ ve Yeni Küresel Düzen
22:05 Kitap: Müslümanlığın Temel Dinamiği
20:30 Zeydan Karalar tutuklandı
13:48 Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Ankara’da bulunan 4 taşınmazın özelleştirilmesine karar verildi.
13:30 Bakan Uraloğlu, “Esenboğa Metrosu’nun yeni projesi 2 ay içinde tamamlanacak”
09:42 Araştırma: Su içmeyen çocuğun başarısı düşüyor, büyümesi yavaşlıyor
07:35 Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ilebugün Pakistan’a resmi ziyarette bulunacak.
00:52 Oosterwolde’ye yeni sözleşme
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye krizinde de gördük ki sabrın sonu selamettir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye krizinde de gördük ki sabrın sonu selamettir”
18 Ocak 2025
31
A+
A-

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Adana 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Suriye krizinde de gördük ki sabrın sonu selamettir” dedi.

UHA / İnternational News Agency 

Erdoğan'dan Özel'e: Esenyurt'tan, Beşiktaş'tan haberin yoksa sen bu işi bırak

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

İl kongremizi bölgemizde tarihi nitelikte gelişmelerin cereyan ettiği bir dönemde gerçekleştiriyoruz. Suriye’de Baas rejiminin 61 yıllık zulüm düzeni ve 14. yılına giren kanlı savaş nihayet sona erdi. Suriyeli kardeşlerimiz özgürlükleri uğruna 1 milyon kişiyi kurban verdiler. Ama rejimin acımasız saldırılarına 14 yıl boyunca sabırla direnmekten bir an olsun vazgeçmediler. İnsanlığımızın ve kardeşliğimizin sınandığı bu süreçte biz de inancımıza, kültürümüze, tarihimize yakışır bir politika izledik.

Biz ne yaptık? Mazluma kucak açtık. Garibin elinden tuttuk. Yetime kol kanat gerdik. Soframıza bir tabak da muhacirler için koyduk. Misafir berekettir, rahmettir inancıyla hareket ettik. Hatırlayın, biz mazluma, muhtaca, mağdura sahip çıkarken 14-28 Mayıs seçimlerinde karşımızdaki aday çıktı, bir seçim vaadi olarak hepsini geldikleri yere göndereceğiz dedi. Sağa sola etiket yapıştırarak Suriye’deki zulümden, işkenceden, katliamdan, terörden kaçıp ülkemize sığınan bu mazlumları hedef gösterdiler. Hitlervari yöntemlerle güya siyaset yaptılar. Peki sonuçta ne oldu? Milletimiz bu merhametsizliğe, bu vicdansızlığa, bu nefret siyasetine sandıkta gereken cevabı verdi. Sonra da partisi oturduğu koltuğu altından çekip aldı. Şimdi ne kapısını çalan var ne yüzüne bakan var. Türk siyasi tarihinin tozlu raflarında kötü bir hatıra olarak unutuldu. Biz bize yakışanı yaptık. Nefret siyaseti güdenler de kendilerine yakışanı yaptılar. Neticede kazanan merhamet oldu, dayanışma oldu, kardeşlik oldu. Suriye krizinde de gördük ki sabrın sonu selamettir. Kim ki sabretti, Allah ona muhteşem bir zafer nasip etti.

“Suriye’yi üç parçaya bölerek kolayca yutulacak lokmalar haline getirme projesi çökmüştür”

İşte bugün Arap, Kürt, Türkmen, Çerkez, Hıristiyan, Dürzi, Nusayri ve diğer tüm unsurlarıyla Suriye özgürleşti. Dahası 13 yıllık hasretin ardından misafirlerimiz de yurtlarına başları dik dönüyorlar. Biz gönüllü olarak ülkelerine dönmek isteyen kardeşlerimize gereken kolaylığı gösteriyor ama kimseyi de buna zorlamıyoruz.

Ülkedeki yeni yönetim tüm dini, mezhebi ve etnik kesimleri kucaklayan mutedil bir anlayış sergiliyor. Yeni yönetimin Suriye’nin siyasi ve coğrafi birliğini sağlama yönünde gösterdiği samimi gayreti takdirle izliyoruz. Bu gelişmeyle Suriye’yi üç parçaya bölerek kolayca yutulacak lokmalar haline getirme projesi çökmüştür.

Türkiye olarak Suriye’nin yaşadığı ağır yıkımları ve acıları süratle geride bırakarak yeniden bir bütün, güçlü, müreffeh bir ülke haline gelmesi için kardeşlerimize her türlü desteği vereceğiz.

“Bizim yerimiz mazlumun yanıdır dedik”

Hem Suriye ihtilafında hem Gazze krizinde, biz mazlumdan, mağdurdan, adaletten yana tavır aldık. Batının veya emperyalist güçlerin ne dediğini değil, kendi inanç, kültür ve medeniyet kodlarımızı referans aldık. Avrupa bize ne der? Amerika bize ne der? Siyonist lobi bize ne der? Bunların hiçbirini aldırmadık, hiçbirine kulak asmadık. Bizim yerimiz mazlumun yanıdır dedik.

“Ahlaksız ve alçakça iftiralara maruz bırakıldık”

Bütün dünya sağır ve dilsiz kesilmişken, bu kardeşiniz hakkı söyledi, hiç kimseden çekinmeden hakkının yanında yer aldı. Elbette bu uğurda ciddi bedel ödedik. Haksız eleştirilere muhatap olduk. Ahlaksız ve alçakça iftiralara maruz bırakıldık. Aslını çok iyi bildikleri halde ticaret konusunda silah ve yakıt meselesine kadar ellerine ne geçerse hoyratça üzerimize fırlattılar. Sadece şahsımıza, hükümetimize değil, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti devletine mühtan edecek kadar hırslarının esiri oldular. Bunların hiçbirini unutmadık ve unutmayacağız.

“Bunları yapanların derdi hiçbir zaman Filistin olmadı”

Filistinli ve Suriyeli kardeşlerimizin Türkiye için dua ettiği bir dönemde üç beş oy uğruna yalan söyleyen müfterileri unutmadık ve unutmayacağız. Filistin davası gibi milli bir meselede Türkiye düşmanlarının kuklası haline gelenleri unutmadık ve unutmayacağız. Bakın açık ve net söylüyorum. Bunları yapanların derdi hiçbir zaman Filistin olmadı. Bunların derdi hiçbir zaman Gazzeli masumlar, mazlumlar olmadı. Bunların derdi hiçbir zaman Suriyeli muhacirler olmadı. Sadece siyaset yaptılar, sadece mazlumları istismar ettiler. Bu insani trajedileri oy devşirmek için pervasızca kullandılar.

Şüphesiz tarih en büyük hakemdir. Zaman kimin haklı, kimin haksız olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Gelecekte her iki meselede de Türkiye’nin nasıl izzetli, vicdanlı, yürekli bir duruş sergilediği, Allah’ın izniyle daha iyi anlaşılacaktır.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.