Cumhurbaşkanı Edoğan, “Pek çok tuzağa, oyuna, senaryoya, sinsi saldırıya maruz kaldık”

* Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam ilçesinde bir otelde düzenlenen 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın kapanışında yaptığı konuşmada, pek çok tuzağa, oyuna, senaryoya, sinsi saldırıya maruz kaldıklarını açıkladı.
* Detayı bültenimizde!…
UHA/ İnternational News Agency
ANKARA (Kızılcahamam), 14 TEMMUZ 2025 – Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birinci Dünya Savaşı sonrası kurulan küresel düzende etkin yer edinme fırsatının ülkenin işgalden henüz kurtarılmış olunması sebebiyle kaçırıldığını ifade etti.
“İkinci Dünya Savaşı sonrası yeniden kurulan düzende yer almayı önce tek parti CHP’sinin vizyonsuzluğu, ardından Demokrat Parti’nin başlattığı demokrasi ve kalkınma hamlesinin önünün darbelerle kesilmesi sebebiyle başaramadık.” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Pek çok tuzağa, oyuna, senaryoya, sinsi saldırıya maruz kaldık”
“Aynı şekilde 1980 sonrası merhum (Turgut) Özal’ın ortaya koyduğu vizyonu, kifayetsiz muhteris siyasetçiler tarafından göz göre göre heba ettik. Bunun bedelini milletçe hep beraber ödedik, istikrarsızlıklarla, ekonomik krizlerle, batan bankalarla, sosyal çalkantılarla, terörle, kargaşayla, gerilimle, siyasi suikastlarla, toplumsal provokasyonlarla, hukukun dışına çıkmayı rutin hale getiren çarpık kamu idaresiyle, demokrasimizin zayıflaması, vesayetin güçlenmesi sorunuyla ödedik. AK Parti’nin 23 yılı bulan iktidar süreci ise hiç şüphesiz Türkiye’nin her alanda çağ atladığı, bugünlere hazırlandığı bir dönem oldu. Esasen iktidarımız boyunca da pek çok tuzağa, oyuna, senaryoya, sinsi saldırıya maruz kaldık. Allah’ın yardımı ve milletimizin sarsılmaz desteğiyle hepsinin üstesinden gelmeyi başardık.
Biz üç parti olarak bu süreci sonuna kadar selametle götürmeye kararlıyız. Ülkemizi hak ettiği yere taşıyacağız. Parametreleri şekillenen bu yeni dönem sadece AK Parti, sadece MHP, sadece DEM’e değil siyaset kurumunun tamamına çok önemli mesuliyetler yüklemektedir.
Terörsüz Türkiye kalkınmış, güçlenmiş, refahını artırmış, vatandaşlarının hayat standardını daha da yükseltmiş bir Türkiye demek. Terörle mücadelede artık bu kaynakları emekliye, çiftçiye, esnafa, memura, sanayiciye, ev hanımlarına velhasıl tüm kesimleriyle 86 milyona harcayacağız.
Dünyada kartlar yeniden karılıyor ve Türkiye kendi iç gündemiyle meşgul edilerek yine bu değişim dalgasının dışında bırakılmak isteniyor. Milli markaların hedefe konulduğu boykot listeleri yayınlanarak ekonomi programımıza zarar verilmek isteniyor. CHP’nin ve başındaki karikatür tipin tüm çırpınışlarına rağmen kendilerini ciddiye almıyoruz. Figüranlar farklı ama oyun aynı. Biz kiminle, hangi güç odaklarıyla mücadele ettiğimizin farkındayız. Bizim muhatabımız kuklalar değil, onları parmaklarında oynatan kuklacılardır.
“Ümmetin birliğini, beraberliğini savunmak suç mu?”
(Özgür Özel) Dün çıkmış bizi ümmetçilikle suçluyor. Allah aşkına ümmetin birliğini, dirliğini, beraberliğini savunmak ne zamandan beri suç oldu. Ümmetin birliğini, beraberliğini savunmak suç mu? Türkler, Kürtler ve Arapların kucaklaşmasından tarihte olduğu gibi bugün de ittifak kurmasından bu ülkenin evladı niye rahatsız olur.Türkiye ve İslam dünyasına bu kadar mı yabancısınız. Biz Türk milletinden, Hazreti Muhammed’in ümmetindeniz. Bunlar ümmet bilinci nedir bilmezler. Peygamber Efendimizin buyurduğu üzere ‘bir duvarın tuğlaları gibi’ kenetlenmemizin neresi yanlış be gafiller.
Gazze’de, Irak’ta, Somali’de, Pakistan’da müminler bu kadronun başarına dua ediyor. Eller semaya bizim için açılıyor.
Erdoğan, Kızılcahamam ilçesinde bir otelde düzenlenen partisinin 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın kapanışında yaptığı konuşmada, yeni bir senaryoyla karşı karşıya olduklarını belirterek, son dönemlerdeki sokak tehditlerini, siyaset zırhına sığınılarak yapılan kanunsuz eylemleri son 23 yılda yaşananlardan bağımsız göremeyeceklerini belirtti.
Bu doğrultuda figüranların farklı ama oynanan oyunun aynı olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Çünkü biz bu tiyatroyu çok seyrettik. Amaçları da yöntemleri de aktörleri de artık çok iyi tanıyoruz. Dünyada kartlar yeniden karılıyor ve Türkiye kendi iç gündemiyle meşgul edilerek yine bu değişim dalgasının dışında bırakılmak isteniyor. Sadece Terörsüz Türkiye sürecimizin toplumda yeşerttiği umut iklimi değil, aynı zamanda ülkemizin stratejik hamleleri de baltalanmaya çalışılıyor. Milli markaların hedefe konulduğu boykot listeleri yayınlanarak ekonomi programımıza zarar verilmek isteniyor. Türkiye’nin kendi meselelerini kendisinin çözmesi, sorunlarına yerli, milli çözümler üretmesi engellenmeye çalışılıyor. Artan toplumsal tepkiye rağmen sokak çağrıları üzerinden körüklenen gerilimin temel gayesi işte budur. CHP’nin ve başındaki karikatür tipin tüm çırpınışlarına rağmen kendilerini ciddiye almayışımızın sebebi de yine budur.”
“Dün çıkmış, bizi ümmetçilikle suçluyor, vah zavallı”
“Biz kiminle, hangi güç odaklarıyla mücadele ettiğimizin gayet farkındayız. Bizim muhatabımız kuklalar değil, onları istedikleri gibi parmaklarında oynatan kuklacılardır.” diyen Erdoğan, böyle söyledikleri zaman birilerinin rahatsız olduğuna işaret etti.
Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“İyi de bizim dünkü kardeşlik manifestomuz bir insanı niye rahatsız eder? Türkler, Kürtler ve Arapların kucaklaşmasından, tarihte olduğu gibi bugün de ittifak kurmasından bu ülkenin bir evladı niçin rahatsız olur? Dün çıkmış, bizi ümmetçilikle suçluyor, vah zavallı. Allah aşkına, ümmetin birliğini, dirliğini, beraberliğini savunmak ne zamandan beri suç oldu? Bunlar, ümmet bilinci nedir ne değildir, bunu bilmezler. Müslümanlar olarak Peygamber Efendimizin buyurduğu üzere ‘bir duvarın tuğlaları’ gibi birbirimize kenetlenmemizin neresi yanlış, be gafiller? İslam dünyasının vahdeti için gayret etmenin neresi kabahat? Milletin inancından ve değerlerinden bu kadar mı kopuksunuz? Türkiye’ye ve İslam dünyasına bu kadar mı yabancısınız? ‘Ümmetçiliğin karşısında duracağız’ diyor. Peki ne yapacaksınız? Ülkeni şikayet ettiğin Batılı patronlarının kılıcını kuşanıp Türkler, Kürtler, Araplar arasında fitne mi yayacaksın? Nefreti mi körükleyeceksin? Kavgayı mı büyüteceksin? Tam olarak ne yapacaksın? Ne diyelim, Cenabıallah bunlara akıl, izan ve basiret versin.”
Kendilerini ümmetçilik yapmakla suçlayanlara seslenen Erdoğan, “Biz Türk milletindeniz. Hazreti Muhammed’in ümmetindeniz. Biz sadece bugün değil, kalubeladan beri ümmetin sevdalısıyız. Fahri Kainat Efendimizin aşığıyız. Müslümanlar arasındaki tefrikanın, ayrılığın, gayrılığın son bulmasını savunmak, utanılacak bir suç değil, şeref duyulacak imani bir duruştur ve biz bundan onur duyuyoruz, iftihar ediyoruz. Rabb’im bizlere son nefesimize kadar milletimizle birlikte tüm Müslümanlar için, İslam ümmeti için, hatta tüm insanlık için çalışmayı nasip eylesin.” diye konuştu.
Bölücü terörün ülkeye maliyeti 2 trilyon dolar
Erdoğan, Türkiye’nin yarım asırlık terör prangasını ayağından söküp atmasına kimsenin mani olamayacağını vurguladı.
Bölücü terörün ülkeye maliyetinin 2 trilyon dolar civarında olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:
“Yıllarca okul, hastane, yol, fabrika inşa etmeye, çiftçiye, öğrenciye, tüccara destek için harcanması gereken kaynakları biz terörle mücadeleye ayırdık. Terörsüz Türkiye ile birlikte inşallah artık bu kaynakları emekliye, çiftçiye, esnafa, memura, sanayiciye, ev hanımlarına, velhasıl tüm kesimleriyle 86 milyona harcayacağız. Peki bu ne demek? Bu, emekli daha fazla aylık alacak demek. Bu, tüccar daha fazla kazanacak; bu, öğrenci daha fazla burs alacak; bu, sanayici daha fazla teşvik alacak demek. Bu, daha fazla okul, daha fazla hastane, daha fazla fabrika demek. Bu, soframızdaki ekmeğin büyümesi, imkanlarımızın genişlemesi demek. Terörsüz Türkiye, kalkınmış, güçlenmiş, refahını artırmış, vatandaşlarının hayat standardını daha da yükseltmiş bir Türkiye demek. Bunun için her fırsatta, kazananın 86 milyon olacağını vurguluyoruz.”
Bugün dünden daha iyi olunduğunu, yarın da bugünden daha iyi olunacağını dile getiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Evlatlarımız ise Allah’ın izniyle çok daha iyi olacak. Onlar inşallah terörsüz bir Türkiye’de, terörsüz bir bölgede yaşayacak. İşte sizler de gördünüz. Şu hakikate son 3-4 günde hep beraber bir kere daha ne yaptık? Şahitlik ettik. AK Parti olarak 86 milyonla birlikte yüz milyonlarca mazlumun da umudunu omuzlarımızda taşıyoruz. Liderlerden aldığım telefonlar bana aynı zamanda bunu gösteriyor. Bu telefonlar niye geliyor? Türkiye ile yatıp kalkan liderler şu anda bunun aşkıyla hepsi yanıp tutuşuyor.
81 vilayetimizin yanı sıra dünyanın dört bir yanında eller semaya bizim için açılıyor. Gazze’de, Şam’da, Kudüs’te, Irak’ta, Pakistan’da, Somali’de ve daha pek çok yerde mümin yürekler bizim için, bu kadronun başarısı için dua ediyor. Önümüzde çok net iki seçenek var. Ya bu duaların, bu beklentilerin hakkını layıkıyla vereceğiz ve tarihin, ecdadın, medeniyetin, milletin bize yüklediği sorumluluğa sahip çıkacağız ya da Allah korusun, milletimizin gönlünden sakıt olmakla kalmayacak, yönünü bize dönmüş milyonlara hayal kırıklığı yaşatmış olacağız.”
“Şimdi Türkiye Yüzyılı’nı yükseltme vaktidir”
Erdoğan, salondaki partililere, “Unutmayın, 86 milyonun değil tüm İslam coğrafyasının, tüm ümmeti Muhammed’in gözü bu kadronun üzerindedir, sizlerin üzerindedir.” diye seslenen Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Artık asıl büyük sıçramayı, asıl büyük atılımı gerçekleştirme vaktidir. Şimdi ülke ve milletçe hakkımız olanı alma vaktidir. Şimdi Türkiye Yüzyılı’nı yükseltme vaktidir. Türkiye’yi güzel günlerin, çok daha güzel yarınların beklediğini görüyor ve bu milletin bir ferdi olarak şimdiden bunun heyecanını titreyerek yaşıyorum. Her birinizden bu bilinçle çalışmanızı istirham ediyorum. Parlamento’nun kapanışından itibaren daha çok çalışacağız, daha çok koşturacağız, daha çok sahada olacağız. Milletimizin tüm kesimleriyle muhabbetimizi daha da artıracağız. Doğruları bıkmadan, usanmadan, sabırla anlatacak, neyi niçin yaptığımızı halkımıza tek tek izah edecek, onları ikna edeceğiz. Bize, halkımıza tepeden bakmak yok. Bize tevazu yaraşır. Biz mütevazı olarak vatandaşımızla bir arada olacağız. Bu tevazu inanıyorum ki bizi halkımızın karşısında yüceltecektir. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın hayırlara vesile olmasını dileyerek, emeği geçen ve katkı veren tüm partililere teşekkürlerini iletti.
Notlar
Erdoğan’a, AK Parti Genel Sekreterliği ile Tanıtım ve Medya Başkanlığı tarafından günün anısına Sevr Mağarası’nın tasvir edildiği tablo sunuldu.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, geçirdiği trafik kazasında yaralanan AK Parti Gençlik Kolları MKYK üyesi Ayşenur Gök ve AK Parti İstanbul Milletvekili Serkan Bayram ile sahnede hatıra fotoğrafı çektirdi.