enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
01:03 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kadına şiddet, insanlığa ihanettir!
00:42 Türkiye’nin Gazze’de barış sürecine liderlik etmesi, İsrail’in bölgesel hesaplarını zorluyor…
00:41 Soykırımcı İsrail’den yeni skandal: Yargısız idam
00:32 11. Yargı Paketi bugün Meclis’e sunulacak
00:23 Spekülatif fiyat hareketlerinin önüne geçiliyor…
00:09 Siyasi dalgalanmalara ve yaptırımlara rağmen, İran – Türkiye arasındaki ticaret son yirmi yıldır artış trendinde…
22:11 Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nce bu geceden itibaren Serbest Rota Hava Sahası uygulamaya başlayacak…
19:31 Okuma kültürü – Okuma alışkanlığı 
00:58 Katil İsrail şiddetin neticesinde son 2 yılda Filistin topraklarında 33 bin kadın ve kız çocuğu hayatını kaybetti…
00:57 MHP Genel Başkanı Bahçeli: Heyetin, İmralı ziyareti tarihi bir gelişmedir
00:47 MSB: Kadına yönelik şiddetle mücadelede 1 milyonu aşkın personele eğitim verdik
00:46 Yeni bir araştırma: Z kuşağının şifre tercihleri dedelerinden daha kötü
00:46 Bakan Göktaş: Kadına yönelik şiddete karşı mücadeleyi en üst seviyede sürdüreceğiz
00:41 Yeni Zelanda 2050’ye kadar 2.5 milyon kediyi öldürecek
00:40 Kandil mi İmralı mı? 27 Şubat Çağrısının Güç Dengelerine Etkisi
00:38 Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Gazzeli kadınlara yönelik barbarlık hak ettiği tepkiyi görmedi”
00:35 MİT Başkanı Kalın’dan Gazze diplomasisi
00:32 İmamoğlu Suç Örgütü’ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame kabul edildi..
00:16 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Toplumun temeli olan ailelerin de kilit taşı kadındır
00:14 Kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir adım daha atıldı…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Çözüm Arayışı ve Terörle Mücadele

Çözüm Arayışı ve Terörle Mücadele
30 Ekim 2024
22
A+
A-

Terörsüz bir Türkiye hedefi için yapılan açıklamalara bağlamının ötesinde anlam yükleyenler, terörle mücadelenin kesintiye uğrayacağı gibi bir algıya sahipler. Aslında en başından itibaren, hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamalarında terörle mücadelede kararlılık vurgusu vardı.

Türkiye’nin saygın, güvenilir Ankara merkezli bir düşünce kuruluşu olanDoç. Dr. Nebi Miş “AK Parti Hem İç Hem De Küresel Konjonktürü ve Değişimleri İyi Okuyor, Siyasetini Buna Göre Güncelleyebiliyor”, Söyleşi Ferhat Pirinççi | Kriter Dergi SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Genel Koordinatörü ve Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi MİŞ, “Çözüm Arayışı ve Terörle Mücadele” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Terör örgütü PKK’nın Kazan saldırısının ardından da Suriye’nin Kuzeyi ve Kuzey Irak’taki terör hedefleri vurulmaya devam ediyor. Önümüzdeki dönemde de terörle mücadelenin daha kapsamlı ve çok yönlü yürütüleceğini öngörmek zor değil.

Terörün sonlandırılmasında silahlı mücadelenin yanında, terörü besleyen, destekleyen, terör unsurlarının örgütten kopmasını engelleyen süreçlerin de önemi biliniyor.

Türkiye’de sınır içinde terörün eylem kapasitesinin neredeyse bitirilmesinde ve teröre katılımın sonlandırılmasında, teröre karşı güvenlikçi yaklaşımın yanında, demokratikleşme, özgürlükler ve haklar bağlamında atılan devrim niteliğindeki adımların da etkisi büyük.

Son 22 yıllık AK Parti iktidarında, demokratikleşme, özgürlükler ve haklar bağlamında bile çok önemli adımlar atıldı. Buna rağmen, terör örgütü ve uzun siyasi uzantısı partiler sanki bu konularda hiç bir şey yapılmamış algısını oluşturdular.

Teröre gerekçe uydurmak için “Kürt sorunu”nun devam ettiğini söylediler. Ancak özellikle Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi olarak yürütülen süreçte atılan demokratikleşme adımlarını etkisizleştirmenin yollarını aradılar. “Kürt sorunu” diyerek terör sorununu perdelemeye çalıştılar.

Teröre destek vererek, “barış”tan bahsettiler. Cumhur İttifakı’nın terörle mücadele politikalarını, Kürtlere karşıtlık algısı üzerinden istismar ettiler. Doğu ve Güneydoğu’da AK Parti seçimlerde oy oranlarını korumasına rağmen, AK Parti’nin bölgede desteğini kaybettiğini söylediler. MHP ile kurulan ittifakın buna yol açtığı manipülasyonuna başvurdular.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin terör sorunu ile Kürt kökenli vatandaşların haklarının eşitlenmesinin yanlışlığına vurgusunu bile mecrasından saptırdılar. Bahçeli’yi Kürtlere karşıymış gibi bir yere konumlandırdılar.

Bahçeli bir önceki gün, Ziya Gökalp’a atıfla şu cümleyi kurdu: ‘Türk ile Kürtlerin birbirini sevmesi hem dini hem de siyasi bir farzdır. Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir. Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir.” Aslında Bahçeli benzer cümleleri, bu keskinlikte olmasa bile, daha önce bir çok kez kurmuştu.

Devlet Bahçeli’nin son dönem açıklamalarının bir bağlamı var. Terörü sonlandırmak için üretilecek “çözümün” karşısında sanki partisi ve kendisinin varmış gibi oluşturulmaya çalışılan algıyı yıkmak istiyor.

Risk alarak, söylemi en üst yerden kurarak PKK ve onun siyasi uzantısı DEM partililere bir çağrı yapıyor. Terör örgütünün lağvedilmesi karşılığında terör elebaşı Öcalan için “umut hakkı”nın bile konuşulabileceğini söylüyor.

Bahçeli’nin açıklamalarında DEM ve terör örgütü elebaşı Öcalan’a yönelik çağrılarında “DEM’in terörle arasına mesafe koyarak Türkiye partisi olması” ve “Öcalan’ın PKK’yı lağvettiğini açıklaması” şartları var.

Bu bağlamda Devlet Bahçeli, bir taraftan durduğu yeri bu “şartları” koyarak tahkim ederken, diğer taraftan çözümün önündeki gerçek engelin kim olduğunu da göstermeye çalışıyor.

Kurduğu cümlelerin tümü birlikte değerlendirildiğinde de, DEM partililerin çözüm konusunda kendi iradelerinin olmadığının kısa sürede görüleceği gibi bir yaklaşımı da içeriyor.

Yine söylemi yüksekten kurarak samimi olduğunu gösterirken, aynı zamanda karşı tarafın da sorumluluktan kaçmasının maliyetinin ne anlama geleceğini de ortaya koymuş oluyor.

Terörsüz Türkiye hedefine yönelik atılan adımlar değerli. Ancak, siyasetin, sahanın, konjonktürün, bölgesel ve küresel dinamiklerin de bu yeni yaklaşımda belirleyici olacağını bilmek gerekir.

***
Yazar hakkında
Lisans (2003) ve yüksek lisans (2005) eğitimini Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamlayan Nebi Miş doktorasını (2012) “Türkiye’de Güvenlikleştirme Siyaseti 1923-2003” başlıklı teziyle tamamlamıştır. Doktora sürecinde bir yıl süreyle Belçika Katholieke Universiteit Leuven’de araştırmacı olarak bulunmuştur. Siyasal sistemler ve kurumlar, demokratikleşme, Kürt meselesi, sivil-asker ilişkileri, Türkiye’de güvenlik siyaseti, İslamcılık ve Ortadoğu’da demokratikleşme konuları üzerinde çalışmaktadır. Ayrıca bu konularda Türkçe ve İngilizce makaleleri yurt içinde ve yurt dışında farklı akademik dergilerde yayımlanmıştır. Demokrasi Nöbetleri: Toplumsal Algıda 15 Temmuz Darbe Girişimi, Türkiye’de Siyasal Sistemin Dönüşümü ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi, AK Parti’nin 15 Yılı: Siyaset, Turkey’s Presidential System: Model and Practices ve AK Parti ve Türkiye’nin Dönüşümü kitaplarının ortak yazar ve editörüdür. Halen Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde ve Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü’nde dersler vermektedir. Aynı zamanda SETA Genel Koordinatörü görevini yürütmektedir.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.