enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:03 Bakan Fidan: “Biz inanıyoruz ki; dış müdahalelerden arınmış, istikrarlı bir Suriye, bölgemiz için büyük bir artı değer olacaktır.
00:02 Sektörünün bölgesindeki en büyüğü SING İstanbul, artık yeni adresinde…
00:01 Cumhurbaşkanı Erdoğan: “AK Parti Türk Dünyası Vizyon Belgesi Tanıtım Programı”nda konuştu…
00:00 Bakan Göktaş, Türkiye’de de nüfus yaşlandı ve doğurganlık azaldı”…
09:58 Manisa, 2025’i Büyük Bir Kayıpla Bitiriyor: Ferdi Zeyrek ve Gülşah Durbay…
08:47 Su Politikaları Derneği: Ankara’nın Birim Su Maliyeti Artacak!
00:48 YHT Gar–Kuyubaşı–Esenboğa Havalimanı Metro Hattı’nın yapımına 2026 yılında başlanması hedefleniyor…
00:47 Meryem Gülbetekin’in, “Yaradan”a dair hissiyatı
00:46 ABD NATO’dan Ayrılıyor mu?
00:26 Gazeteci Erdem Atay: Özgür Özel İmamoğlu’nu sattı Siyasette ‘Diploma’ ve ‘Rektör Ziyareti’ tartışması
00:20 Yılbaşında kar yağacak mı?
00:20 UNICEF: Gazze’de çocuklar ve hamile kadınlar arasında yetersiz beslenme oranları arttı…
00:10 Şehzadeler Belediye Başkanı Durbay vefat etti
08:57 Dış Bakış Dergisinin “TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI” Özel Sayısı Yayında
03:32 Türkiye’de İşsizlere Yeni Bir İş Kapısı: İŞKUR – Endülüs İş Dünyası İş Birliği Umut Oldu
01:00 Adalet Bakanı Tunç, NSosyal hesabından yaptığı açıklamada bulundu…
00:57 CHP, Kocaeli’de 13-0’a çok uzak!
00:49 Ukrayna’da bugün seçimler yapılsa kim kazanır?
00:43 Filistin Haber ve Enformasyon Ajansı’ndan (WAFA) Gazeteci Duha HMİDAN’ın haberleri…
00:37 11 ilde zamana karşı yarış: Asrın inşa seferberliğinde sona gelindi
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Bir gün değil, her gün Çorlu!

Bir gün değil, her gün Çorlu!
15 Temmuz 2021
323
A+
A-

UHA HABER / Çorlu Tren Kazası’nın üzerinden 8 Temmuz’da 3 yıl geçti. Aileler adalet ararken, haklarında soruşturmalar ve davalar açıldı. Her güne bir anma düşen Türkiye’de Çorlu’nun adalet arayışını Banu Güven DW Türkçe’de yazdı.

Yılın her gününü bir anmayla geçiriyoruz. Bu yazıyı yazdığım gün mesela, Ali İsmail Korkmaz’ı anıyoruz. Faşist esnaf ve son tekmeyi atan bir polisin işbirliğiyle darp edilerek bu hayattan koparılan, hep 19 yaşında kalan Ali İsmail’i… Elbette Gezi Direniş’i sırasında öldürülen diğer canları da onunla beraber anıyoruz. Günler önce, 2 Temmuz’da Madımak Katliamı’nda can veren 35 canın yasını tuttuk yine. Her güne en az bir yas düşüyor ve hafiflemeyen bu yasların, kayıpların nedenleri farklı olsa da, ortak bir yanları var. Hepsi de adalet sağlanmadığı için daha da fazla can yakıyor. Yani birilerinin kastı, bilinçli taksiri, para hırsı ya da ihmaliyle işlenmiş cinayetler bunlar ve sorumlular hiçbir zaman hak ettikleri cezayı almıyorlar. Onun yerine, kayıp yakınlarına, adalet peşinde mücadele veren ailelere cezalar kesilebiliyor. Herkes kaderine kaderine boyun eğsin, “fıtrat” desin geçsin isteniyor. Çorlu Tren Kazası’nda da olduğu gibi…

Yedisi çocuk 25 kişi, bundan 3 yıl önce, 8 Temmuz 2018’de bir anda hayattan koptular, koparıldılar. En güvenli şekilde yolculuk ettiklerini düşünürken, saatte 110 kilometre hızla raylardan fırladılar. Onları uğurlayan ya da karşılamak için bekleyen ailelerinin, yakınlarının hayatları da bir anda alt üst oldu.

Normal mevsim yağışlarıyla, zaman içinde altı boşalmış bir demiryolu hattında gerçekleşen bu kazanın önüne geçilebilirdi. Yaklaşık 150 yıllık bir demiryolu hattına zamanında gerekli yatırım yapılsaydı, mühendislik hataları yapılmasaydı, güvenlik için daha hassas bir sinyalizasyon altyapısı kurulsaydı, hatları kontrol edenlerin daha sistematik bir şekilde denetim ve raporlama yapması mümkün kılınsaydı, bu 25 insan aileleriyle birlikte hayatlarına devam ediyor olacaklardı. Küçücük Beren, Oğuz Arda, Bihter, Sena, Gülce, Mavinur, Ömer Alperen büyüyeceklerdi. Hayali tıp okumak olan Serhat üniversite ikinci sınıfa gelmiş olacaktı.

Hükümet ve yetkililer, bu çocukların ailelerinin acılarını ve öfkelerini dile getirmelerine çok kısa süre izin verdi. Ailelerin arasında biricik çocuklarını da, her iki evlatlarını da kaybedenler vardı. Kardeşlerini kaybedenler, annesini, babasını kaybedenler de. Ailelere psikolojik destek için gelen yetkililerin bazı anne babalara ne dediklerini hatırlıyor musunuz? “Daha gençsiniz, tekrar çocuk yaparsınız”!

Çorlu ailelerinin ailelerin acısına ve haklı isyanına karşı gösterilen saygısızlık, daha sonra her alanda kendini gösterdi. Cinayet gibi kazada sorumluluk sahibi olan, bakandan müdüre, şirket yöneticilerinden ihale verene kadar her ilgilinin yargılanmasını talep eden aileler, yetkililer tarafından sosyal medyada bloklandı. Mesela Oğuz Arda Sel’in annesi Mısra Öz, Twitter’da dönemin TCDD Müdürü İsa Apaydın ve dönemin Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan tarafından engellendi. Yetmedi, Mısra Öz “kamu görevlisine hakaret” suçundan yargılandı; 8 bin 800 TL para cezasına çarptırıldı. Mısra Öz, bu kazada sorumluluk sahibi olan tüm görevlilerin yargılanmasına gerek görmeyen mahkeme heyetine “Üç maymunu oynuyorlar” demişti.

Acılı ailelerin isyan ettiği mahkeme heyetleri bugüne kadar 7 duruşma yaptı. Dört tanığın yargılandığı bu duruşmalarda tren kazasını doğal afete bağlamak için gösterilmeyen çaba kalmadı. Mısra Öz tepki gösterdikçe, hakkında yeni soruşturmalar açıldı. Tren kazasının davası devam ederken, yargı Mısra Öz hakkında daha hızlı davrandı; hakkında açılan 4 soruşturmadan ikisi davaya döndü. Hatta bir kişi de Twitter’da Öz’ün adalet istediği bir Tweet’i yeniden paylaştığı için ifadeye çağrıldı. Ne var ki, yıldırma amaçlı bu girişimler de ne Mısra Öz’ü, ne de diğer aileleri yolundan döndürdü. Kimse “Aşırı yağıştır, kaderdir” deyip geçmedi.

Son Çorlu Tren Kazası duruşması 16 Mart’ta görülmüştü. Aileler bu duruşmada dönemin ulaştırma bakanı ve TCDD müdürünün yargılanması talebini yinelemişti. Mahkeme heyeti bir sonraki duruşma tarihini, adalet yerini bulmadan geçen her gün bu aileler için işkence değilmiş gibi, altı ay sonraya, 7 Eylül 2021’e erteledi.

22 Temmuz’da Pamukova

Her güne en az bir anma düşüyor ya, 22 Temmuz’da da 2004’te Pamukova’daki tren kazasında, siyasi şov uğruna canından olan 41 kişi anılacak. Eski demiryolu hattı üzerinde gerekli değişiklikleri yapmadan hızlı tren seferi yapma iddiasındaki hükümet, o zaman da bu korkunç kazanın hesabını vermemişti. Dönemin başbakanı Erdoğan’ın Ulaştırma Bakanı koltuğunda oturan Binali Yıldırım’ı nasıl savunduğunu, “Bakan istifa edecek mi” diye soran gazeteciyi nasıl haşladığını daha önce yazmıştım. Sonuç: Davada tutuksuz yargılanan birinci makinist Fikret Karabulut’a “dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek” suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla 1,100 TL para cezası, yardımcısı Recep Sönmez’e ise, 1 yıl 3 ay hapis cezası ve 733 TL para cezası verilmişti. Başka da kimse yargılanmadı.

Bu acı günlerin yıldönümlerinde elbette hep bir hüzün çökecek içimize. Gidenleri hiç bir şey geri getiremeyecek. Ama adalet yerini bulursa, bu ölümcül yanlışların sorumluları ortaya çıkarılıp hak ettikleri şekilde cezalandırılırlarsa, belki o zaman farklı önlemler alınacak ve ileride benzer acıları yaşamayacağımıza dair bir inanç oluşacak toplumda. Belki birazcık iyileşeceğiz. Canlarını kaybedenlerin yakınları da, içlerindeki büyük boşluk dolmayacak olsa da, bir nebze olsun huzura kavuşacak.

Banu Güven

[UHA Haber Ajansı, 15 Temmuz 2021] 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.