Avrupa’dan Mektup Var!
BERLİN – UHA HABER / Değerli okurlar, “Avrupa’dan Mektup Var!” Haber Bülteni’nde yine geçtiğimiz hafta Avrupa’da yaşanan haberleri, (UHA) Uluslararası Haber Ajansı ve (TÜHA) TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı olarak gündeme getirdik.
İlk haberimiz Amerika’nın sesi (VOA) Berlin Temsilcisi Cem Dalan’ın ‘Scholz Biden’ın Davetini Geri mi Çevirdi?’ başlıklı haberle başlıyoruz.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz
Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gerilimi azaltabilmek için geride kalan günlerde hızlanan diplomasi trafiğinden ciddi bir sonucun çıkmamasının ardından, gerilim artarak devam ediyor.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçen Perşembe Berlin’de Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ve İngiltere Dışişleri Bakan Yardımcısı James Cleverly ile yaptığı zirve sonrasında, Batılı müttefiklerin Ukrayna ihtilafında olası bir Rus saldırganlığına karşı ortak bir tavır ortaya koyacağını söylemişti. Ancak özellikle Almanya’nın Rusya’ya sert tepki konusunda çekincelerin sürdüğü ve Moskova‘yla diyaloğun sürdürülmesini savunduğu yorumları yapılıyor.
Koalisyon hükümetindeki en güçlü parti SPD’den çok sayıda siyasteçi hafta sonunda Rusya‘yla ticari ilişkilerin bozulmaması gerektiğini savunurken, Alman Deniz Kuvvetleri Komutanı Kay-Achim Schönbach, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’i öven sözlerinin ardından gelen tepkiler üzerine görevinden istifa etmek zorunda kaldı.
Koramiral Schönbach, Hindistan’da bir düşünce kuruluşunun düzenlediği etkinlikte yaptığı konuşmasında Rusya’nın Ukrayna topraklarına el koymak istediği iddialarını “saçmalık” olarak nitelendirmiş, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin‘e saygı gösterilmesi gerektiğini belirterek, “Onun gerçekten arzuladığı bizim ona göz hizasında saygı göstermemiz. Muhtemelen hak ettiği saygıyı göstermek de kolay” ifadesini kullanmıştı. Almanya için en büyük tehdidin Çin olduğunu savunan Schönbach, “Almanya ve Hindistan’ın Çin’e karşı Rusya’ya ihtiyacımız var” diye konuşmuştu.
Bu sözlerin Alman basınına yansımasının ardından Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Almanya‘nın Ukrayna Büyükelçisi Anka Feldhusen’i bakanlığa çağırarak Schönbach’ın ifadelerinin kabul edilemez olduğunu belirtti. Ardından Alman Federal Savunma Bakanlığı yaptığı bir açıklamada, Schönbach’ın açıklamalarının bakanlığın “İçerik veya söylem olarak hiçbir şekilde hiçbir pozisyonuna uymadığını” belirtti. Akşam saatlerinde de Schönbach, “Donanmaya ve Federal Almanya Cumhuriyeti’ne daha fazla zarar vermemek için istifa ediyorum” ifadesiyle görevinden ayrıldığını açıkladı.
Bu arada Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un ABD Başkanı Joe Biden’ın Washington’da Ukrayna’daki gelişmeleri kısa vadeli olarak bir araya gelerek görüşme davetini geri çevirdiği yönündeki iddalar da Berlin’de büyük yankı buldu. Der Spiegel dergisi, Alman başbakanlığındaki kaynaklara dayanarak verdiği bir haberde, Scholz’un İspanya ziyareti ve Almanya’daki Corona virüs vaka sayılarının yükselmesini neden göstererek, Biden’a vakti olmadığını ilettiği iddia edildi.
Söz konusu haberi yalanyan Beyaz Saray’dan yapılan bir açıklamada, “Davetin geri çevrildiği haberi yanlış ve uydurma. Her iki lider önümüzdeki Şubat ayında Washington’da bir araya gelecekler” denilirken, Alman hükümeti adına bir açıklama yapan bir sözcü de, Der Spiegel’in iddilarını yalanladı.
Ukrayna konusundaki gelişmeleri son olarak Cuma günü değerlendiren Scholz, Berlin’in Ukrayna’ya savunma amaçlı da olsa silah ihracatı yapmayacağını ve gerilimi azaltmak için diplomatik girişimleri aktif biçimde desteklediğini kaydetmişti.
***
Bu haberimiz de Reuters’e dayandırdığımız ‘Assange’a ABD’ye İade Davasını Temyize Götürme Fırsatı’yla ilgili.
WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’a, casusluk yasalarını çiğnemek dahil 18 ayrı suçlamayla karşı karşıya olduğu ABD’ye iade edilmesine izin veren mahkeme kararını, İngiltere Anayasa Mahkemesi’nde temyize götürmesinin yolu açıldı.
ABD’li yetkililer, iadesiyle ilgili kararı Londra’da tutuklu bulunduğu cezaevinde bekleyen Avustralya doğumlu 50 yaşındaki Assange’ın, ABD ordusuna ait gizli kayıtları ve diplomatik yazışmaları ifşa etmesiyle ilgili 18 ayrı suçlama nedeniyle yargılanmasını istiyor.
Londra’daki Yüksek Mahkeme, akıl sağlığı sorunları nedeniyle intihar riski taşıdığını gerekçe göstererek Assange’ın ABD’ye iade edilmemesi gerektiği şeklinde, alt mahkemede alınan kararı Aralık ayında geri çevirmişti.
Yüksek Mahkeme yargıçları, Assange’a kararla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne doğrudan temyiz başvurusunda bulunma izni vermeyi reddetse de davanın Anayasa Mahkemesi’nden karar vermesini talep etmesine olanak tanıyacak kadar hukuki önem oluşturduğunu kaydetti.
Assange’ın Anayasa Mahkemesi’ne 14 gün içinde temyiz başvurusunda bulunması gerekiyor. Assange’ın başvuru yapmasının ardından mahkeme itirazı görüşüp görüşmeyeceğine karar verecek.
WikiLeaks, 2010 yılında gizli binlerce dosya ve diplomatik yazışmayı ifşa etmeye başlayarak gündeme gelmişti.
Bundan kısa süre sonra İsveç, cinsel suçlarla ilgili iddialar nedeniyle WikiLeaks kurucusunun İngiltere’den iadesini istemişti. 2012 yılında iade davasını kaybeden Assange, Londra’daki Ekvador Büyükelçiliği’ne sığınmıştı.
Ekvador’la ilişkilerin soğuması üzerine Assange, İngiliz polisi tarafından 2019 yılı Nisan ayında Ekvador Büyükelçiliği’nden zorla çıkarılmış ve İngiltere’nin kefaletle ilgili şartlarını ihlal ettiği gerekçesiyle, İsveç’teki davanın düşürülmüş olmasına rağmen tutuklanmıştı.
Daha sonraysa ABD, Assange’ın iadesi için başvuruda bulunmuştu. Ancak davaya bakan yargıç, Assange’ın davanın siyasi olduğu ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırı niteliği taşıdığı şeklindeki iddialarını reddetmesine rağmen, intihar etme riski bulunduğu gerekçesiyle Assange’ın ABD’ye iade edilmemesi gerektiğine hükmetmişti.
Ekvador Büyükelçiliği’nde bulunduğu sıradan Assange’dan iki çocuğu olan Stella Moris, yaptığı açıklamada, “Hiç kuşkunuz olmasın, bugün mahkemede biz kazandık. Mücadelemiz devam ediyor ve Julian özgürlüğüne kavuşana kadar da mücadele edeceğiz” dedi.
İngiltere Anayasa Mahkemesi Assange’ın temyiz başvurusunu ele almayı reddetse bile hukuk mücadelesi sona ermiş olmayacak. Assange’ın ABD’ye iadesinin İngiltere İçişleri Bakanı tarafından onaylanması gerekiyor. Ancak bu karar da bir başka hukuk mücadelesiyle karşı karşıya kalabilir.
***
Amerika’nın sesi (VOA) Berlin Temsilcisi Cem Dalan’ın Üniversitede Silahlı Saldırı ve 4 Öğrencinin yaralanmasıyla ilgi haberimiz.
Almanya’da Heidelberg Üniversitesi’nde düzenlenen silahlı saldırıda çok sayıda kişi yaralandı, saldırgan intihar etti.
Frankfurt’un güneyindeki Heidelberg’de bulunan tarihi üniversite kampüsünde yaşanan olayda, aynı üniversiteye kayıtlı bir öğrencinin ders sırasında aniden uzun namlulu bir silahla etrafına ateş açtığı, biri ağır olmak üzere en az dört öğrencinin yaralandığı bildirildi.
Derslikten amfiye kaçan saldırgan polisin üniversite kampüsüne girmesinden sonra, elindeki silahı kendine doğrultarak, intihar ettiği öğrenildi.
Görgü tanıkları, saldırganın yanında başka silahların da bulunduğunu öne sürdü. Polis, eldeki ilk bulgulara göre, saldırının arkasında siyasi veya dini bir neden olmadığı bilgisini aktardı ve saldırganın bireysel nedenlerle hareket ettiğinden yola çıkıldığını kaydetti.
Alman medyasına konuşan bazı görgü tanıkları, saldırganın psikolojisinin bozuk olduğunu iddia etti.
Saldırının gerçekleştiği Heidelberg Üniversitesi, dünyanın en iyi üniversitelerinden biri olarak biliniyor. 1386 yılında kurulan üniversitede 30 binden fazla öğrenci kayıtlı durumda.
***
Değerli okurlan son haberimiz de Amerika’nın sesi (VOA) Paris Temsilcisi Arzu Çakır’ın NATO’nun Doğu Avrupa’ya Ek Güç Göndermesiyle ilgili.
Rusya ve Ukrayna arasındaki krizin çözümü için diplomatik çabalar sürerken dünya, haftaya gergin açıklamalarla girdi. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’ın Amerikalı diplomatların ailelerinin Kiev’i terketme çağrısı, Batılı müttefikler arasında yeni bir kırılmaya yol açtı. İngiltere de kendi diplomatları için aynı çağrıyı yaparken, AB’den “durumun abartıldığı” sesleri yükseldi. AB’li bakanlar Blinken’dan “Rusya’nın Ukrayna’ya saldırı olasılığı” hakkında bilgi vermesini bekliyor. NATO’dan gelen “Doğu Avrupa’ya ek savaş uçak ve gemisi gönderme” kararı da gerilimi arttırdı.
AB Dışişleri Bakanları toplantısı, toplantıya video konferans yöntemiyle katılacak Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın “Kiev’de bulunan ABD diplomatlarının ailelerinin Kiev’i terketmeleri” çağrısının gölgesinde başladı.
ABD’nin hemen ardından İngiltere Dışişleri Bakanlığı da Rusya’dan gelen “büyüyen tehdit” karşısında Kiev’deki büyükelçiliğinden personelinin çekildiğini duyurdu. Bakanlıktan yapılan duyuruda, “Bazı büyükelçilik personeli ve aileleri, Rusya’dan gelen artan tehdide yanıt olarak Kiev’den çekilmekteler. Ancak İngiliz Büyükelçiliği açık kalmaya ve temel görevlerini yerine getirmeye devam edecek” denildi.
Ukrayna hükümeti ise Washington’un Kiev’de görev yapan diplomatlarının ailelerini geri çağırma kararını “erken” ve “aşırı” olarak nitelendirdi.
Kremlin’den ABD’ye Doğu-Batı gerginliğini tırmandırma suçlaması
Kremlin ise ABD ve müttefiklerini, NATO’nun Doğu Avrupa’daki güçlerini pekiştirme planını açıklayarak ve Ukrayna’daki ABD Büyükelçiliği’nde görevli diplomatların ailelerini tahliye kararı alarak Doğu-Batı gerginliğini tırmandırmakla suçladı.
Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Ukrayna’nın doğusunda askeri çatışma çıkması olasılığının Ukrayna tarafından arttırılmasının her zamankinden yüksek olduğunu söyledi.
Ukrayna’nın Rusya yanlısı ayrılıkçıların kontrolundaki bölgelerin yakınına çok sayıda asker konuşlandırdığını söyleyen Peskov, bu adımın Kiev’in saldırı hazırlığında olduğunun işareti anlamına geldiğini belirtti. Ukrayna ise bu iddiayı reddediyor.
Peskov, Batı’dan gelen bilgilerin “histeri dolu ve yalanlarla bezenmiş” olduğunu ifade etti.
Öte yandan İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, ilerleyen saatlerde Brüksel’de NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüşecek.
‘Pelin Çift ile Gündem Ötesi’ her Cumartesi günü “Gönül Dağı”dan sonra saat 00.15’te TRT 1 Ekranlarında..
NATO’dan ek güç açıklaması
Gergin ortamda haftaya giren Brüksel’de NATO’dan gelen bir açıklama da tansiyonu yükseltti. NATO, Rusya’nın Ukrayna sınırlarındaki askeri faaliyetlerine karşı Doğu Avrupa’daki savunmalarını güçlendirmek için güçlerini hazırda beklettiğini ve bu güçlere ek gemiler ve savaş uçakları gönderdiğini duyurdu. NATO sözcüsü Oana Lungescu, “Müttefikler, NATO’nun Doğu Avrupa’daki savunma konuşlandırmalarını geliştirmek için daha fazla gemi ve jet gönderiyor. Bu, müttefik dayanışmasının güçlü bir işareti. Litvanya’ya F-16 jetleri, Romanya’ya askeri birlik, Bulgaristan’a F-35 jetleri, Karadeniz’e de firkateyn gönderiyor” dedi.
AB’den Ukrayna’ya 1,2 milyar Euro yeni yardım paketi
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna’nın Rusya ile devam eden ihtilafla bağlantılı ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olmak için Ukrayna’ya 1,2 milyar Euroluk yeni bir “acil yardım paketi” hazırladıklarını açıkladı.
Brüksel’de gazetecilere kısa bir açıklama yapan Von der Leyen, “Cumhurbaşkanı Zelensky ile görüştüm. AB’nin kısa ve orta vadede Ukrayna’ya nasıl yardımcı olabileceğini konuştuk. AB, hiç olmadığı kadar Ukrayna’nın yanındadır. AB, 2014’ten bu yana 17 milyar Euro’nun üzerinde yardım etti. Bugün yeni bir yardım paketi açıklıyorum. 1,2 milyar Euro tutarındaki bu yeni yardım birkaç aşamada tahsis edilecek” dedi.
Planın Avrupa Parlamentosu ve üye ülkeler tarafından da onaylanması gerektiğini belirten Von der Leyen, AB kurumlarından gelecek yeşil ışığın ardından, 600 milyon Euroluk ilk dilimin “hızlı bir şekilde ödeneceğini” söyledi. Alman politikacı, “Bu önlem paketi, Ukrayna’nın şu anda çatışma nedeniyle finansman ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olacak. AB, hiç olmadığı kadar, bu zor koşullarda Ukrayna’nın yanındadır” diye konuştu.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi: “Avrupa’nın güvenliği bölünemez”
AB Dışişleri bakanları toplantısının ardından yayınlanan sonuç bildirgesinde Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nin Avrupa’daki güvenlik durumuna ilişkin onayladığı sonuçlar yer aldı. Buna göre Konsey, Avrupa’nın güvenliğinin bölünemez olduğunu, Avrupa’daki güvenlik düzenine yönelik her türlü girişimin Avrupa Birliği ve üye ülkelerin güvenliğini etkileyeceğini ifade etti.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi, sonuç bildirgesinde, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı devam ettirdiği saldırgan eylemlerin kınandığını kaydetti ve Rusya’ya “gerginliği yatıştırma, uluslararası hukuka uyma ve uluslararası mekanizmalar aracılığıyla yapıcı diyaloğa girme” çağrısı yaptı. Bildirgede, “2021 yılı Aralık ayında yapılan Avrupa Konseyi toplantısında kaydedildiği üzere, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik her türlü askeri saldırı eylemi çok büyük sonuçlar ve ağır maliyetler doğuracaktır” denildi.
“Avrupa Birliği, Ukrayna ve uluslararası arenada tanınan sınırlar içindeki diğer Doğu Avrupalı komşularının bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verdiği sarsılmaz desteği yineliyor ve Rusya’ya, sorunların sürdürülebilir ve barışçı çözümü için mevcut uluslararası çerçevelere yapıcı şekilde yeniden katılma çağrısı yapıyor” sözleri de bildirgede yer aldı.
“Konsey, Avrupa Birliği ve ABD, NATO, Ukrayna ve diğer ortak ülkeler arasında devam eden güçlü işbirliği ve eşgüdüm yaklaşımını yeniden onaylıyor” ifadesine yer verilen bildirgede “Avrupa Birliği ve yakın ortaklarının siber ve hibrit saldırılara ve dezenformasyon dahil yabancı kaynaklı veri manipülasyonuna ve müdahalelere karşı dayanıklılık ve yanıt verme becerilerini daha da güçlendirmenin” önemi vurgulandı.
AB’de şaşkınlık: “Dramatize ediliyor”
Batı, Ukrayna sınırına 100 bini aşkın asker yığan Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmeye hazırlandığını öne sürüyor. Rusya ise krizin başından bu yana Ukrayna’ya yönelik tüm müdahale iddialarını kesin bir dille reddediyor. Kremlin, gerilimin tırmanmasını özellikle “NATO’nun genişlemeyeceğini garanti eden anlaşmalara” uymayacağı endişesine bağlıyor.
Blinken’den “Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme olasılığı hakkında” bilgi bekleyen Avrupa Birliği, Ukrayna ile Rusya arasındaki gerilimin “dramatize edildiğini” ve diplomat ailelerinin geri çağrılması konusunda ABD’yi takip etme niyetinde olmadığını duyurdu.
AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, dışişleri bakanları toplantısının girişinde, “Biz bu konuda ABD’yi izlemeyeceğiz. Bunu yapmamız için elimizde yeterince veri yok. Amerikalı dostlarımızın elinde varsa bunu bilemem. Bugün Blinken toplantımıza video konferans yöntemiyle katılarak müzakerelerde gelinen nokta hakkında bizi bilgilendirecek ve bize bu duyurunun nedenlerini açıklayacak. Müzakereler devam ettiği için aşırı dramatize edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Blinken bize bunu haklı gösteren bilgiler vermedikçe diplomatlarımızın ailelerinin Ukrayna’dan ayrılmasını istemek için herhangi bir karar almadık. Ukrayna’yı bırakıp gitmek gerektiğini düşünmüyorum” dedi.
Toplantı girişinde gazetecilere açıklama yapan Lüksemburglu bakan Jean Asselborn da “Kendimizi savaş mantığına sokmamalıyız. Savaştan kaçınmalıyız. Blinken’in Sergey Lavrov ile gerçekleştirdiği görüşme hakkında bizi bilgilendirmesini bekliyoruz” diye konuştu.
Blinken, Cuma günü Lavrov ile yaptığı görüşmenin ardından, Rusya ile yeni bir randevu üzerinde anlaştıklarını ve ABD’nin, Moskova’nın güvenlik taleplerine yanıtını yazılı olarak vereceğini dile getirmişti.
Rusya, ABD’den NATO’nun Ukrayna ve Gürcistan’a doğru genişlememesi konusunda yazılı bir taahhüt talep etmiş, ittifakın güç ve silahlarının 1997’den sonra NATO’ya katılan Doğu Avrupa ülkelerinden, özellikle Romanya ve Bulgaristan’dan geri çekilmesini istemişti. AB ise, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün arkasında olduklarını, Ukrayna’nın NATO’ya girip girmeme konusundaki kararı Rusya’nın veremeyeceği” yanıtını göndermişti.
“Benzeri görülmemiş” yaptırımlar masada
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Lavrov-Blinken görüşmesi öncesi Perşembe günü yaptığı açıklamada, “Bir saldırı olmayacağını umuyoruz. Ancak gerçekleşirse, yoğun ekonomik ve mali yaptırımlarla karşılık vermeye hazırız” dedi.
Danimarka Dışişleri Bakanı Jeppe Kofod, “Rusya Ukrayna’yı tekrar işgal ederse, benzeri görülmemiş yaptırımlar uygulayacağız ve Rusya tamamen izole olacak” diyerek, AB’nin yaptırıma hazır olduğunu söyledi.
AB, Rusya petrol ve doğal gaz arzının yüzde 43’ü ve yüzde 20’sini oluşturuyor ve Rusya bütçesini finanse eden gaz ve petrol alımlarındaki bir azalma, Rus ekonomisini derinden etkileyebilir. Josep Borrell, bugünkü toplantıda bunların konuşulacağını, ancak “somut hiçbir şeyin onaylanmayacağını” belirtti. Çalışmaların, “gerektiğinde her şeyin hazır olacağından emin olmak için sürdürüldüğünü” kaydetti.
Ancak enerji yaptırımı, bazı AB ülkeleri tarafından onay görmüyor. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, özellikle ülkesine doğalgaz tedarikini görüşmek üzere Şubat ayında Moskova’ya gidecek. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, “Moskova’ya verdiğimiz yanıtın güvenilirliği, göçmen akışlarının veya enerjinin, gaz veya malzeme fiyatlarına ilişkin bir oyun dahilinde kullanılması karşısında oluşacak güvenlik açıklarından kaçınmayı gerektiriyor” dedi.
Almanya’nın, Moskova’yı SWIFT küresel ödeme sisteminden çıkarma önerisini de tartıştığı dile getiriliyor. Berlin hükümetinin Kiev’e silah teslim etmeyi reddetmesi de Ukrayna’ya 80 ton silah gönderen ABD ile AB arasında derin bir görüş ayrılığı yaratıyor.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Pazar günü, olası yaptırımlar konusunda, Almanya için “sonuçları” göz önünde bulundurarak “akıllı davranma” çağrısında bulundu. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, yarın Scholz ile görüşmek üzere Berlin’e gidiyor.
***
(UHA) Uluslararası Haber Ajansı ve (TÜHA) TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı‘nın değerli okurları Amerika’nın Sesi’nin (VOA) destekleriyle sunduğumuz “Avrupa’dan Mektup Var!” Haber Bülteni bu hafta da bu kadar. Tekrar birlikte olmak dileğiyle hoşça kalınız.
Hazırlayan : Tuba Nur TÜRKELİ, Avrupa Temsilcisi
[UHA Haber Ajansı, 26 Ocak 2022]