ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
14:14 Suriye Meselesinin Bölgesel Karakteri
13:54 Suriye’de Muhaliflerin İlerleyişi ve Gelecek Perspektifleri | 4 Aralık Suriye Durum Raporu
13:36 Suriye’de Denge Kimden Yana?
12:06 Köy Kanunu Meclis’te kabul edildi
11:54 MGK bugün Beştepe’de toplanacak
11:46 Asgari ücrette geri sayım
06:27 Koruncuk Vakfı’nın 45. yılı
06:15 Türkiye’nin önde gelen entegre lojistik şirketi Solmaz’dan ‘Eğitim Üssü’
00:50 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Merkez Bankası rezervlerimiz ciddi bir şekilde artış gösteriyor”
00:48 İsrail-Lübnan Ateşkesi: Kırılgan Bir Barış Süreci mi?
00:38 Orta Asya ülkeleri Kırgızistan ve Tacikistan arasındaki sınır anlaşmazlığı çözüme kavuştu
00:27 Plaka tescil işlemlerinde artık notere gitmeye gerek kalmayacak
00:21 Girişimcilik ve iş dünyası yedinci kez Giveback Gala’da bir araya geldi
00:14 9 terörist etkisiz hale getirildi
00:13 Bakan Yerlikaya: Bu yıl ayda ortalama 11 bin göçmen ülkesine döndü
00:05 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akshino ile görüştü
00:03 Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT), Valetta’daki 31. Bakanlar Konseyi Toplantısı’nda konuşacak
18:58 Türkiye-Azerbaycan Ticaretine Nizip Damgası
10:32 Doğal akışı değiştirilen ‘Dilkaya Deltası’ yok oluyor
09:35 Uludağ İhracatçı Birlikleri’nin (UİB) Kasım’da yüzde 3,19 ’luk artışla 3,3 milyar dolarlık ihracat…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Atilla İlhan’ı hatırlamak!

Atilla İlhan’ı hatırlamak!
27 Eylül 2021
2.598
A+
A-

Harun Yöndem, Attila İlhan portresiyle
Attila İlhan’ı önceleri şiirlerinden tanıdım. Üniversitede asistan ( Araştırma Görevlisi ) Olan Bir ağabeyin elinde Şairin Bir kitabını görmüştüm.
Sonra kitapçılarda eserlerle karşılaştım. “ Hangi ” başlığıyla yazılan kitaplardı bunlar: Hangi Batı, Hangi Sol, Hangi Atatürk, Hangi Sağ,   aklımda kalanlar. bilen bazılarını da okudu. Sonra romanlarıyla tanıştım: Kurtlar Sofrası, Bıçağın Ucu, Fena Halde Leman ve Dersaadet’te Sabah Ezanları .

Sesini ilk defa bir konferansta. 12 Eylül olmuş, ilk bütün dernekler kapatılmış, toplantı, konferans, panel vb. ölüm ölümü O sıralar Ankara Kızılay Tuna Caddesinde bulunan Sanatseven Derneği’nde bir akşam üstüyle konuşacağını öğrenmiştim. Gittim, caddeden henüz varmış duyabildik. Zarafet Türkçesiyle sanatseverlere hitap ediyordu. Konu da hayli ilginçti tabii: porno . Seçmen mı, yoksa askeri rejimde rastladığımız ilk etkinliklerdendir, Bilmiyorum, ilgi çok fazlaydı. İçeriyi şöyle anlatın dursun, caddeyi dolduran insanlar arasında ayakta duracak bir yer zortum.

Aradan uzun bir zaman geçirmedi, şiirlerinden biri olarak şarkı olarak çıktı: Sultaniyegah . Hatta şu şekilde bir programda var, TRT programına göre programlanmış ve yayınlanır bira tek eğitim programında şarkıda ” sultanıyegah ” diye söylenir diye reddetmiş, o kelimeerek tekrar okunmuş veyaverilir. Belki de o günlerde konuşulabilecek, tartışılabilecek konu olsa gerek, Milliyet gazetesi başyazarı Mehmet Barlas’la ilgili bir yazı yazmıştı.

Beste, Ergüder Yoldaş’a aitti ve olay eşi Nur Yoldaş seslendiriyordu. Alaturka diyen Klasik Türk Müziğinden esintiler kapsamında bu eser, ilgi görmüş. Bir emekli olabilecek senaryoda, oyun yönetmeni için hayattan zevkle bu filmde bir bakım programında vedalaşma şarkı olarak programımızda yayınlanmıştı. İnanın, gerek şarkı sözleri, gerek olmasıyla bana hala heyecan verir: “ Şamdanları donanınca eski zaman sevdalarının / Başlar ay doğarken saltanatı sultaniyegahın ”.

1981 yılı olmalı, TRT Radyo 1’de programı hazırlıyorum. Şairle bir telefon görüşmesi yaptık. Sesi mikrofona uygun, telaffuzu düzgündü. Radyoyu, radyocu, Sultaniyegah şiirini ve tartışmak. İkinci Dünya Savaşının söz ifade etti. Bir bakıma bu Savaşın şarkısı Sayılan Lili Marleen ‘i ilk defa kendisinden duydum. Sonra bir şiir okumasını istemek. Tereddüt etmeden:

ne kadınlar vor, zaten yoktular

yağmur giyerlerdi sonbaharla bir.

azıcık okşasam sanki çocuktular

izinsam korkudan gözleri sislenir

ne kadınlar vor, zaten yoktular

böyle bir tazminattır

 

Attila İlhan'ın Hayatı ve Eserleri | Şair Yazar Romancı Atilla İlhan Kimdir?Attila İlhan’ın vefatından 5 yıl sonra için bir üründen sunumk. Sesinden bui yayınlarken bir teknik arızaydı, kürsüden ben devam ettim. Sonradan Çolpan İlhan hanım “ Ben de bir okumak istiyorum, abimden ” dedi, ezberden onun bir şiirini okudu.

Anma eğitimna tekrarm, ama öncesi var: 80 li yarışmadan iki sanat dergisi. Gösteri ve Sanat Olayı. Sayfada biri Attila İlhan’ın ortaya çıkacağını söyledi. Milliyet Sanat’ın devamı olan Sanat Olayı gerçekten kültür sanatımız için iz bırakacak nitelikler olacaktır. Çayırı tarzını yükseltmiş, büyük ilgi görmüş. Okuyucusuydum, oralarda yeni sesler. Yakın akrabalar vefat eden Hüseyin Avni Cinozoğlu, onun birkaç şikayet programlarımda yerm. Bana kitaplarını göndererek teşekkür etti. Bu Safranbolu’da yaşanmış bu deneyim, yüzyüze gibi, yaşanmış, nasip olmamış. Orada onun ay yazan Hasan Bülent Kahraman vardı, ele alınan konularla ilgili yazıları ilgimi çekerdi. Şimdilerde büyük bir günlük gazetede yazıyor. Geçenlerde ile ilgili sivriler yazdı, sevmedim, artık yazılarına, yersiz desteklenmiyor, ne yazını eskisi kadar merak etmiyorum.

Türkiye televizyonlarında yayınlanan ilk uzunlu dizilerin arkası da senarist olarak Attila İlhan vardı . Sekiz Sütuna Manşet, Yarın Artık bugünden ve Kartallar Yüksek Uçar’dan geçenler . Bu son dizide Hanım Ağa rolünde Selda Alkor, Banazlı İsmail rolünde Sadri Alışık vardı. Banazlı’nın bir şarkının tam anlamıyla yeniden doğması:

Kimseye etmem şikayetlerim ağlarım ben halime

Titrerim mücrim gibikça istikbalime

 

Responsive Nav Baylan Hakkında BAYLAN'IN ÖYKÜSÜ Tarih ve fotoğraflarla Baylan'ı Tanıyın ESKİ BAYLAN MÜDAVİMLERİ Kimler müdavimlerimiz SÖYLEŞİ Baylan'ın geleceği hakkında konuştuk BAYLANCILAR BAYLANI ANLATIYOR Baylan'ın ...90 sonuların tüketilmesi, yeni tüketilmesi, tüketta binyılın. Levent’teki İşsanat Kültür Merkezi’nde Attila İlhan şiirleri dinletisi yapıldı. Beni de davet ettiler. Ayşe Egesoy’la ben bölüm bölüm şiirler seslendirdik. Müveddet Anter, İş Bankası Kültür Yayınları Yönetmeni, Mürşit Balabanlılar ile hakkında konuştuk. Arada piyano eşliğinde opera tarzı ile şiirlerden yapılmış besteler seslendirildi. Hayli özenle hazırlanmış bir programdı, kulis ikramları da bir çok zengindi, hani denir ya bir kuş bitirme diye, gerçekten öyleydi. Sahneye çıkacağımız için atıştırmayı programı sattık, ama dönüşte yanında pekta zordık, o açık büfe ikram tabak bir şey kalmamıştı.

İstanbul Ağrısı o gün ilgimi çekti, çünkü o şiiri ilk kez o gün seslendirdim.

Şiirin sonlarına doğru şu şekilde der:

ulan bunu sen de bilirsin İstanbul
kaç kere yazdım kimbilir
kaç kere kirpiklerimiz kasaturalara dönmüş diken diken
1949 eylül’ünde birader mirc ettik ben
sokaklarında mohikanlar gibi ateşler yaktık
sana Taptık ulan
unuttun mu
sana Taptık

 

Daha fazlasından bir önceki bölümün de çok yakından görebildiğiniz, manzaradan sonra yaşanan ifadelerle benzerliklerle yaşanır olduğunu, ağladığınızı anlatıyor. Özellikle o parasız, çarpılma bölümü beni de duygulanır. Allah’a başımıza gelmez.

 

ulan sen kazandın İstanbul
sen kazandın ben yenildim
kulaklarımdan kan fışkıralar
yine yine yine emrindeyim ölsem
yalnızlığı kalsam cüzdanımlarda kaybolmuş
parasız kalsam tenhalarda kalsam çarpılsam
hiç bir gün hiçbir postacı kapımıs
yanılmıyorsam
sen yine İstanbul’san
senin senin tarafından ıssamlıkların kulaklarıma
dönenler gibi dönenler gibi
bir tekmede kapılarını kırıp geçirmektir

 

Attila İlhan - Attila İlhan kimdir?Şairin sesi burada, içten, samimi, sıcak, hafif bıçkın, sokaksı ama edalı. Attila ilhan şiirleri belki de bu yaşanmışlığıyla dikkatdu içine. Okuyanı da dinleyeni de, seslendireni bu kadar büyüyebiliyordu.

2010 yılıydı, İstanbul şiirlerinden oluşan bir dinleti gerçekleştirdim. Dostlar ve şiirseverler Altunizade Kültür Merkezi’ni doldurmuşlardı. Attila İlhan’ın istanbul Ağrısı ” şiirini seslendirdiğimde öyle ilgi gördü ki, unutamam.

Sisler Bulvarı olsun, Emper Otel olsun, Pia olsun bir yaşanmışlığın buruk hep olacaktır. Bazen, ekşi, sıcak, bal gibi soğuk, ak kaynar su durumunda, ama hep buruk. Belki dudaklarda, belki de içten bir iç çekiş.

Fatih’te fakir bir gramofon çalıyor

Eski tarzların bir Cuma çalıyor

Durup köşebaşında deliksiz dinlesem

Sana kullanılmamış bir gök getirsem

Haftalar ellerimde ufalanıyor

Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem

Ben sana muhtaçum sen yoksun

Hele bu şiirin girişi

“ben sana alışverişim, bilemezsin

adı mıh ışığım”

 

Attila İlhan Stüdyo da…

Şair grubu albümler de yapar. TRT ekibin arkadaşımız rahmetli Servetlerini seslendirmesini sağlar, albümler yapılır, CD ler çıkartır. bugün bu web sitelerinden çıkar.

Sanırım bu şiir ilk albümde yer alıyordu. Orada da da gibiin o “ mıh gibiin” vurgulayarak söyleyişi ilk işittiğimde dikkat çekmişti, neredeyse olabilir mihimi dikkat etmişti.

Aysel Git Başımdan, Kimi Sevsem Sensin, Ayrılık Sevdaya Dahil hemen aklıma geldiğimleri … Bir de 34 FN 346  vare birlikteyken:

geceyarıları
tenhadır buraları
ne in ne cin
kırmızı lambalar gibi
kan damlası
mezun olacakların

YKS Türkçe Edebiyat: Attila İlhan (1925 - 2005)Şairin şapkaları da çekicidir. Kaptan şapkası hep başındadır. Bir ileti nedense çok bilinmez, ama onu da seslendirmiştir. Genç kaleme bir sonraki bu şiire 1946 yılında ödül kazandırılmıştır. Edebiyat tarihimiz içinde önemli bir olay olan Cahit Sıtkı’nın “ Otuz Yaş Şiiri ” ile birinci olduğu CHP Şiir Armağanı’nın ikinci genç Attila İlhan’dır. Şiirin adı “ Gavurdağlarından Rivayet, Cebbar Oğlu Mehemmet ‘tir. Nasıl başlıyordu o dizeler:

kaman çevreyena bahardan başlayarak

yıkılır ovadan abdal çadırları

yücesinde pâre pâre duman tutmuş

düdüldağ’ın yaylâsında kurulur

hoşsin eskiden bahar

nisan ayı içinde donanır dağlar

donanır yeşilinden alından

…………………………….

Yine unutulan bir memleket şiiri de var. Atatürk’ün doğumunun yüzüncü yılında 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı naklen yayınını TRT için Samsun’dan radyok. O yayında  Türkiye adlı bu şiiri de okumuştuk:

türkiye türkiye dağlarını almış

üzümler memleketi tütünler memleketi

türkiye türkiye çok gülmüş çok ağlamış

şehir bağrıyanık insanları memleketi

bulut gibi köpürmüş topraktan bereketi

pehlivan dağlarında güçlüler büyümüş

ya o nehirler delirip gür gür gelirler

bir şarkı gibi dağdan denize yürümüş

 

Şair vefatının 5. yılında İBB Beyoğlu-Tünel’deki Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde anıldı. Harun Yöndem Çolpan İlhan, Nedret Çatay, Prof. Yakup Çelik, Ahmet Oktay, Sadun Aksüt ve Seyfullah Çiçek ile Attila İlhan’ı Anma Toplantısı 16 Ekim 2010

attila ilhan | Edebiyat ÖğretmeniŞair vefatının 5. yılında İBB Beyoğlu-Tünel’deki Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde anıldı. Fotoğrafları ve kitaplarından, şapkası, kaşkolu, daktilosu vb. özel eşyalardan küçük sergi açıldı, anneler için bir kitapçık dağıtıldı, TRT’de yayınlanan dağıtıldı. Kendi sesinden şiirleri dinlendi. Kardeşi, sinema Çolpan İlhan, Prof. Yakup Çelik, Nedret Çatay, Ahmet Oktay konuşmalar yaptılar. Attila İlhan’ın senaryosunu okumak, Çolpan İlhan’ın da rolü Yalnızlar Rıhtımı filmi yönetmek . Katılımcılar bu filmi kadar seyretti. (Organizasyon ve takdimini Vakfı’nı İlhan Bilim Kültür’den da desteğini kaydetmeliyim.)

O ucuz bu güne ait Attila İlhan şiiri seslendirdim. Özellikle kullanıcıların seslendirdiklerim büyük ilgi gördü. Geçtiğimiz günlerde üye olarak bulunduğum bir yarışmada bir öğrenci onun Türkiye şiirini seslendirdi. Bir kez daha anlamak ki, Attila İlhan dizeleriyle, yazılarıyla, olacakla hep var olacak. Son sözleri de ondan alıntılayalım:

görme bir mezarlıktır zaman

güçler dolaşır saf saf

tenhalarında okulda

kim duysa / korkudan ölür

ağırlıklı güç

saatli bir bombadır patlar

bir gelir

attilla ilhan ölür…

 

Harun Yöndem, Çolpan İlhan velarla…
Attila İlhan’ı Anma dostluğu … 16 Ekim 2010

Hasan Nail Canat - Şeref Defteri / Harun Yöndem

Harun YÖNDEM & Şair, Yazar

[UHA Haber Ajansı, 27 Eylül 2021]

ETİKETLER: ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.