Hollanda’nın başkenti Amsterdam’dan yükselen bir ses, Çin’in baskıcı politikalarına karşı tüm dünyaya bir mesaj verdi. Amsterdam Belediye Meclisi, Çin’in “Xinjiang” (Sincan) olarak adlandırdığı bölgeyi bundan böyle “Doğu Türkistan” olarak tanıma kararı aldı. Bu tarihi adım sadece Hollanda’da değil, Avrupa’da ve Uygur diasporasının yaşadığı tüm bölgelerde büyük yankı yarattı.
Bu karar, yalnızca bir isim değişikliği değil; baskı altındaki bir halkın kimliğini tanıma, onlara söz hakkı verme ve Çin’in asimilasyon politikalarına açık bir itiraz anlamına geliyor.
KARARIN ARKASINDAN: VEYİS GÜNGÖR
Veyis Güngör (solda) İlhan Karaçay ile görüşmesinde önemli açıklamalarda bulundu.
Bu haberi ilk duyuran Hollanda Türkevi Araştırmalar Merkezi Başkanı olan dostum Veyis Güngör (solda) Amsterdam Belediyesi’nin aldığı bu tarihi kararı şu sözlerle yorumluyor:
“Bu karar, Amsterdam’ın tarihsel ve toplumsal hafızasına uygun bir karardır. Özgürlük ile sembolleşen bu şehir, Uygur Türklerinin yaşadığı bölgeyi Doğu Türkistan olarak adlandırarak, hem geçmişine hem de insan haklarına olan saygısını ortaya koymuştur.”
Veyis Güngör, kararı sadece siyasi değil, kültürel ve insani bir duruş olarak değerlendiriyor. Güngör, yıllardır Uygur davasına gönül veren sivil toplum liderlerinden biri olarak, bu adımı diasporanın başarısı ve Avrupa’da yaşayan Türklerin etkili bir küresel aktör olduğunu gösteren bir gelişme olarak yorumluyor.
Veyis Güngör, yayınladığı yorumunda, Uygur davasının en önde gelen ismi Rabia Kadir hakkında şunları anlatmış:
“Doğu Türkistan davasının Avrupa’da anlatılması çerçevesinde, Avrupa Türk diasporası onlarca program yaptı. Bu programlar, Avrupa Birliği’nin merkezi olan Brüksel’de yapılırken, Lahey’de, Amsterdam’da ve diğer Avrupa başkentlerinde de yapıldı. Programlara o yıllarda Dünya Uygur Kongresi Başkanı Rabia Kadir de sık sık katıldı.
O programlardan biri Amsterdam’da, ‘Avrasya Sivil Toplum Buluşmaları’ adıyla yapılmıştı. Program, 2015 yılında, ‘Dünya İnsan Hakları Günü’ çerçevesinde, “Dünya Uygur Kongresi Başkanı Rabia Kadir’in sürgünde 10. Yılı” anma programı olarak yapılmıştı.
Amerika’dan Rabia Kadir, Türkiye’den Seyit Tümtürk’ün de katıldığı program Uygur Pilavı ikramıyla başlamıştı. Anma programında Rabia Kadir’in son on yılda yaşadıklarını anlatan kısa bir belgesel gösterildi. Rabia Kadir’in sürgünde geçen on yılı anısına organize edilen bu programın amacının, dünya kamuoyunun dikkatlerini, Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı zulüm ve baskılara dikkat çekmek olduğu, Rabia Kadir’in Hollanda ziyareti çerçevesinde Hollandalı gazetecilerle de buluşup, verdiği mücadeleyi anlatması olarak tanımlandı.”
Sürgünde Doğu Türkistan davası ve insan hakları mücadelesi veren Rabia Kadir’e, Türkevi Topluluğu ve organizasyon adına, Darphane’de özel olarak bastırılan ‘Kaşgarlı Mahmut Parası’ hediye edildi.
RABİA KADİR GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Amerika’da yaşayan Uygur Lider Rabia Kadir, kendisine ulaşan Veyis Güngör haberini göz yaşları ile okudu. Rabia Kadir, Veyis Güngör’e teşekkür mesajını, Hollanda’daki Uygur aktörlerden Abdurrahim Gani kanalıyla gönderdi.
SÜLEYMAN KOYUNCU VE DENK’İN ÖNERGESİ
Amsterdam Belediyesi’nde temsil edilen DENK Partisi Meclis Üyesi Süleyman Koyuncu tarafından sunulan önerge, 9 Temmuz 2025 tarihinde meclisten oy çokluğuyla geçti. Önergenin başlığı oldukça çarpıcıydı:
“Wie onderdrukking herkent, spreekt ook Oost-Turkestan uit”
“Zulmü tanıyan, Doğu Türkistan’ı da söyler.”
Koyuncu’nun önergesi, Çin’in “Xinjiang” adının Uygur halkı için kolonyal ve baskıcı bir çağrışım içerdiğine dikkat çekti. Önerge, Amsterdam’ın bundan sonra bu bölge için resmi yazışmalar ve söylemde “Doğu Türkistan” adını kullanmasını talep etti. Karar, 26 evet oyu ile kabul edildi.
SÜRGÜNDEKİ DOĞU TÜRKİSTAN HÜKÜMETİNDEN TEPKİ
ETGE Başkanı Dr.Mamtimin Ala ETGE Kültür Bakanı Adil Abilimit
Karara ilk ve en güçlü tepki, sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti’nden (ETGE) geldi. ETGE Başkanı Dr. Mamtimin Ala, Amsterdam Belediyesi’ne şu sözlerle teşekkür etti: “Bu tanıma, Çin’in kimliğimizi ve varlığımızı yok etme çabasına doğrudan bir meydan okumadır.”
ETGE Kültür Bakanı Adil Abilimit ise Amsterdam’ın bu adımını şöyle değerlendirdi: “İnsan onuru, adınla başlar. Amsterdam, bizim gerçek ismimizi tanıdı.”
UYGHUR TIMES: “SÖZLE BAŞLAYAN ADALET”
Uluslararası haber sitesi Uyghur Times, bu kararı “Amsterdam’dan Çin’in baskıcı hükümetine karşı atılmış bir mermi” olarak niteledi. Aktivist Abdurehim Gheni, yıllardır Amsterdam Dam Meydanı’nda Çin zulmünü anlatan bir Uygur olarak kararı gözyaşlarıyla karşıladı.
HOLLANDA’DA VE AVRUPA’DA DEVAMI GELEBİLİR Mİ?
Lahey’de geçtiğimiz aylarda benzer bir önerge DENK tarafından Temsilciler Meclisi’ne sunulmuştu ancak çoğunluk tarafından reddedilmişti. Amsterdam’daki bu başarı, Lahey, Rotterdam, Utrecht gibi diğer büyük şehirlerde de benzer girişimleri tetikleyebilir. Özellikle insan hakları odaklı partiler ve Uygur diasporasının aktif olduğu bölgelerde bu yönde yeni önergeler bekleniyor.
ALMANYA, AMSTERDAM MODELİNİ SEÇEBİLİR.
Almanya’da yıllardır araştırmacı yazar ve tarihçi Latif Çelik, Veyis Güngör’ün yorumundan sonra yaptığı açıklamada, Amsterdam Belediyesinin almış olduğu kararın, çok önemli bir tarihi karar olduğunu, aynı kararın Almanya’da da alınması için, özellikle sosyal demokrat siyasetçilerin harekete geçmesi gerektiğini belirtti.
HOLLANDA HÜKÜMETİNE YANSIR MI?
Amsterdam Belediyesi’nin kararı, resmi olmakla birlikte, büyük bir siyasi mesaj içeriyor. Henüz Hollanda hükümeti bu konuda resmi bir açıklama yapmış değil. Ancak: Dışişleri Bakanlığı, daha önce Çin’in Uygur bölgesindeki uygulamalarına yönelik insan hakları temelli eleştirilerde bulunmuştu. Ayrıca, Parlamento içinde de Uygur meselesine duyarlı gruplar bulunuyor.
Kararın diplomatik sonuçlar doğurması, örneğin Çin’in Amsterdam’ı hedef alan açıklamalar yapması beklenebilir.
TARİHİ BİR DÖNÜM NOKTASI
Amsterdam’ın Doğu Türkistan kararını bir tabeladan ya da metin düzeltmesinden ibaret görmek büyük bir hata olur. Bu karar; insan onurunu, tarihi hafızayı ve kültürel hakları esas alan bir duruşun sembolüdür. Çin’in totaliter baskısına karşı bir Avrupa şehri, kelimenin tam anlamıyla “hakikatin adını” anmış oldu.
Tarihin doğru tarafında duran Amsterdam Belediye Meclisi’ni kutluyor, bu cesur kararı öneren Süleyman Koyuncu’yu tebrik ediyorum. Ve dostum Veyis Güngör’ün dediği gibi: “Avrupa Türk diasporası artık küresel bir aktördür. Bu bilinç ve sorumlulukla hareket etmeye devam etmeliyiz.”
TÜRK MEDYASI UYUYOR MU?
Amsterdam Belediyesi’nin, Çin’in “Sincan” adlandırmasına karşı çıkarak “Doğu Türkistan” ifadesini resmi dilinde kullanma kararı, Avrupa’da ve sosyal medyada büyük yankı uyandırırken, Türkiye’deki ana akım medya organlarının bu gelişmeye sessiz kalması şaşkınlıkla karşılandı.
Başta TRT, Anadolu Ajansı (AA) ve diğer büyük haber kanallarının (NTV, CNN Türk, Habertürk, A Haber vb.) bu önemli gelişmeyi görmezden gelmeleri, kamuoyunda “Türk medyası neden sessiz?” sorusunu yeniden gündeme taşıdı.
SOSYAL MEDYADA DALGA DALGA YAYILDI
Haber ilk olarak Veyis Güngör’ün yorumlarıyla sosyal medyada büyük bir ilgi gördü. Ardından Uyghur Times, East Turkistan Government-in-Exile, ve bazı Hollandaca yayın yapan haber sitelerinde detaylı biçimde yer aldı.
Özellikle Uygur diasporası, Doğu Türkistan meselesine duyarlı aktivistler ve akademisyenler, Amsterdam Belediyesi’nin bu kararını insan hakları açısından tarihi bir adım olarak yorumladı. Denk Partisi’nin Instagram paylaşımı, binlerce kez beğenildi, yorumlandı ve paylaşıldı. Fakat bu yankının Türkiye’deki yansıması neredeyse sıfır düzeyindeydi.
TRT NEDEN GÖRMEDİ?
Türkiye’de devletin resmî yayın organı olan TRT, yıllardır Uygur Türkleriyle ilgili belgeseller, haber dosyaları ve zaman zaman Çin’e eleştiriler yayınlamış bir kurum olarak bilinir. Ancak Amsterdam’daki karar gibi doğrudan Çin’in terminolojisine karşı çıkan ve Uygurlara tarihi destek içeren bu gelişmeyi görmezden gelmesi, “editoryal bir tercih” olarak değil, “bilinçli bir suskunluk” olarak değerlendirilmeye başlandı.
Bu suskunluk sadece TRT ile sınırlı değil. AA, İHA gibi haber ajanslarının bültenlerinde de tek satır yer almadı. Oysa bu haber, uluslararası medya kuruluşlarında, örneğin BBC Türkçe, Deutsche Welle Türkçe gibi platformlarda çoktan analizlerle işlenmiş durumda.
TÜRKİYE’NİN DIŞ POLİTİKASI MI ETKİLİYOR?
Türkiye, Çin’le son yıllarda ekonomik ve diplomatik ilişkilerini geliştirme gayreti içinde. Kuşak-Yol Projesi, teknoloji yatırımları ve dış borç ilişkileri düşünüldüğünde, Çin’i karşısına almak istemeyen bir diplomatik çizgi göze çarpıyor. Bu çizgi, medya üzerindeki editoryal politikaları da etkiliyor olabilir. Ancak bu suskunluk, özellikle milliyetçi ve muhafazakâr kamuoyunun hassas olduğu Doğu Türkistan meselesinde ciddi bir inandırıcılık kaybı yaratıyor.
HALBUKİ BU, SADECE BİR DIŞ POLİTİKA MESELESİ DEĞİL
Amsterdam Belediyesi’nin aldığı karar, yalnızca Çin’e karşı alınmış bir tavır değil; aynı zamanda Uygurların insanlık onuruna sahip çıkma kararıdır. İnsan hakları, etnik kimlik, dil, tarih ve hafızaya dair verilen bu sembolik destek, tüm özgürlükçü toplumların ortak vicdanını ilgilendiriyor.
Böylesine anlamlı bir kararın, Türk kamuoyunun gündeminde yer bulamaması, sadece medyanın değil, akademinin, STK’ların ve siyasi partilerin de konuyu ne kadar yüzeysel ele aldığını gösteriyor.
KAMUOYUNA ÇAĞRI
Ben bu gelişmeyi yazarken, dostum Veyis Güngör’ün şu sözlerini hatırlıyorum: “Avrupa Türk diasporası artık küresel bir aktör. Eğer diaspora, Amsterdam’da Doğu Türkistan adını resmileştirecek noktaya geldiyse, Türkiye’nin de bu çabaları sahiplenmesi gerekir.”
Veyis Güngör’ün bu uyarısından sonra benim de buradan hem medya organlarına, hem STK’lara, hem de hükümete çağrım şudur: Amsterdam’dan yükselen bu sese kulak verin. Doğu Türkistan artık susturulamayacak. Bu mücadele sadece Uygurların değil, tüm insanlığın vicdan mücadelesidir.
*********************
BESLUIT VAN GEMEENTE AMSTERDAM OM ‘XINJIANG’ VOORTAAN
‘OOST-TURKESTAN’ TE NOEMEN TREKT WERELDWIJDE AANDACHT
Het bericht dat werd aangekondigd door voorzitter van het Turkse Onderzoekscentrum in Nederland, Veyis Güngör, verbaasde velen doordat het geen weerklank vond in de nationale Turkse media en zelfs niet bij TRT.
Het besluit van de gemeenteraad van Amsterdam zal zich verspreiden als voorbeeld van: “Vrijheid begint met het benoemen van de waarheid.”
Na Nederland komen ook elders initiatieven op gang, waarbij Turks-Nederlandse politici en maatschappelijke organisaties zich inzetten voor soortgelijke besluiten in andere landen.
Verslag door İlhan KARAÇAY
AMSTERDAM ZAL NIET MEER ‘XINJIANG’, MAAR ‘OOST-TURKESTAN’ ZEGGEN
Een stem die opklonk vanuit Amsterdam, de hoofdstad van Nederland, bracht een krachtig signaal aan de wereld tegen het repressieve beleid van China. De Amsterdamse gemeenteraad heeft besloten om de regio die door China ‘Xinjiang’ wordt genoemd, voortaan aan te duiden als ‘Oost-Turkestan’. Deze historische stap kreeg brede weerklank, niet alleen in Nederland, maar in heel Europa en in gebieden waar de Oeigoerse diaspora actief is.
Dit besluit is meer dan alleen een naamsverandering; het is een erkenning van de identiteit van een onderdrukte bevolking, het geven van een stem aan die mensen, en een duidelijke afwijzing van het Chinese assimilatiebeleid.
VEYİS GÜNGÖR: DE MAN ACHTER HET NIEUWS
Veyis Güngör (links) deed belangrijke uitspraken tijdens zijn gesprek met İlhan Karaçay.
Mijn vriend Veyis Güngör, voorzitter van het Turkse Onderzoekscentrum in Nederland, was de eerste die dit historische besluit naar buiten bracht. Hij verklaarde:
“Dit besluit is in lijn met het historische en sociale geheugen van Amsterdam. Deze stad, die symbool staat voor vrijheid, toont met het gebruik van ‘Oost-Turkestan’ haar respect voor zowel haar verleden als voor de mensenrechten.”
Güngör ziet het besluit niet alleen als politiek, maar ook als een culturele en humanitaire houding. Als iemand die zich jarenlang heeft ingezet voor de zaak van de Oeigoeren, beschouwt hij deze stap als een overwinning van de diaspora en als bewijs dat Turkse Europeanen een invloedrijke mondiale actor zijn geworden.
In zijn verklaring herinnert Güngör aan Rabia Kadir, een prominente figuur in de Oeigoerse zaak:
“In het kader van de verspreiding van de Oost-Turkestaanse zaak in Europa, zijn tientallen programma’s georganiseerd door de Turkse diaspora. Deze vonden plaats in Brussel, maar ook in Den Haag, Amsterdam en andere Europese hoofdsteden. Rabia Kadir, destijds voorzitter van het Wereld Oeigoerse Congres, nam hier regelmatig aan deel.”
Een van die bijeenkomsten vond plaats in Amsterdam onder de naam ‘Avrasya Sivil Toplum Buluşmaları’ in 2015. Het was een herdenking ter gelegenheid van haar 10 jaar ballingschap, en vond plaats rond de Internationale Dag van de Mensenrechten. Er werd Oeigoerse pilav geserveerd en een korte documentaire over haar tien jaren in ballingschap vertoond.
Als eerbetoon werd haar de speciaal geslagen “Kaşgarlı Mahmut-munt” overhandigd door de Türkevi Gemeenschap.
RABIA KADIR KON HAAR TRANEN NIET BEDWINGEN De in de VS wonende Oeigoerse leider Rabia Kadir las het nieuws dat Veyis Güngör haar had toegestuurd onder tranen. Ze stuurde haar dankwoord via Abdurrahim Gani, een bekende Oeigoerse activist in Nederland.
MOTIE VAN SÜLEYMAN KOYUNCU EN DENK
De motie die in de gemeenteraad van Amsterdam werd aangenomen, was ingediend door DENK-raadslid Süleyman Koyuncu en werd op 9 juli 2025 aangenomen met een meerderheid van stemmen.
De titel van de motie was krachtig: “Wie onderdrukking herkent, spreekt ook Oost-Turkestan uit.”
“Wie onderdrukking herkent, zegt ook Oost-Turkestan.”
In de motie werd opgemerkt dat de term ‘Xinjiang’ een koloniale en onderdrukkende lading heeft voor de Oeigoerse bevolking. De gemeenteraad besloot voortaan de term ‘Oost-Turkestan’ te gebruiken in officiële communicatie. De motie werd aangenomen met 26 stemmen voor.
STERKE REACTIE VAN DE REGERING IN BALLINGSCHAP VAN OOST-TURKESTAN
ETGE Başkanı Dr.Mamtimin Ala ETGE Cultuur Minister Adil Abilimit
De eerste en krachtigste reactie kwam van de in ballingschap levende regering van Oost-Turkestan (ETGE).
Dr. Mamtimin Ala, voorzitter van de ETGE, bedankte Amsterdam met de woorden: “Deze erkenning is een directe uitdaging aan China’s pogingen om onze identiteit en ons bestaan uit te wissen.”
ETGE-minister van Cultuur Adil Abilimit verklaarde: “Waardigheid begint met je naam. Amsterdam heeft onze ware naam erkend.”
UYGHUR TIMES: ‘RECHTVAARDIGHEID BEGINT MET WOORDEN’
De internationale nieuwswebsite Uyghur Times beschreef het besluit als “een kogel afgevuurd op China’s repressieve regime, vanuit Amsterdam”. Activist Abdurehim Gheni, die al jarenlang het Oeigoerse leed zichtbaar maakt op de Dam, reageerde met tranen in zijn ogen.
KOMT ER EEN VERVOLG IN NEDERLAND EN EUROPA?
In Den Haag werd eerder een soortgelijke motie ingediend door DENK, maar deze werd verworpen. Het succes in Amsterdam zou echter navolging kunnen krijgen in steden als Rotterdam, Utrecht en andere met actieve mensenrechtenorganisaties of Oeigoerse gemeenschappen.
DUITSLAND KAN HET AMSTERDAM-MODEL VOLGEN
De bekende onderzoeker en historicus Latif Çelik benadrukte na de verklaring van Veyis Güngör dat ook in Duitsland eenzelfde beslissing zou moeten worden genomen en riep vooral sociaal-democratische politici op tot actie.
EN DE NEDERLANDSE REGERING
Hoewel het besluit van de Amsterdamse gemeenteraad officieel is, heeft de Nederlandse regering nog geen formele reactie gegeven. Wel heeft het ministerie van Buitenlandse Zaken eerder mensenrechtenkritiek geuit op China’s beleid in de Oeigoerse regio.
Mogelijk volgen diplomatieke spanningen, zoals kritiek vanuit Beijing gericht op Amsterdam.
EEN HISTORISCH KEERPUNT
Het is een misvatting om dit besluit te zien als slechts een wijziging van een term. Het is een symbolische daad die draait om menselijke waardigheid, historisch bewustzijn en culturele rechten. Een Europese stad heeft letterlijk de “juiste naam” uitgesproken tegenover het totalitaire regime van China.
Ik feliciteer de Amsterdamse gemeenteraad met deze moedige stap, en in het bijzonder Süleyman Koyuncu voor het indienen van de motie. Zoals mijn vriend Veyis Güngör zegt:
“De Turkse diaspora in Europa is nu een mondiale actor. We moeten met dit bewustzijn en deze verantwoordelijkheid blijven handelen.”
TURKSE MEDIA ZWIJGT – WAAROM?
Terwijl het besluit in Europa en op sociale media brede aandacht kreeg, was het opvallend stil in de Turkse mainstream media. TRT, Anadolu Agency en andere grote zenders besteedden geen aandacht aan dit belangrijke nieuws. Velen vragen zich af: “Waarom zwijgt de Turkse media?”
VIRAL OP SOCIALE MEDIA Het nieuws ging dankzij de verklaringen van Veyis Güngör viraal op sociale media. Daarna volgden onder andere Uyghur Times, de Regering van Oost-Turkestan in Ballingschap, en diverse Nederlandstalige nieuwswebsites.
Oeigoerse activisten en academici beschouwden het besluit als een historisch mensenrechtenmoment. De Instagram-post van DENK werd duizenden keren geliked en gedeeld.
In Turkije bleef de weerklank echter nagenoeg nihil.
WAAROM HEEFT TRT HET NIET OPGEPIKT?
Hoewel TRT bekend staat om haar documentaires en nieuws over de Oeigoeren, werd dit besluit genegeerd. Dit wordt niet gezien als een redactionele keuze, maar als een bewuste stilzwijgen. Niet alleen TRT, ook AA en İHA zwegen.
Ondertussen hebben internationale media zoals BBC Türkçe en Deutsche Welle Türkçe al diepgaande analyses over dit onderwerp gepubliceerd.
WORDT TURKSE BUITENLANDSE POLITIEK BEÏNVLOED? Turkije probeert haar economische en diplomatieke betrekkingen met China te verbeteren. Het Belt and Road-initiatief, technologische investeringen en schuldenstructuren lijken hierin mee te spelen. Mogelijk beïnvloeden deze factoren de mediaboodschappen.
Maar juist op een gevoelig onderwerp als Oost-Turkestan leidt dit tot ongeloofwaardigheid, vooral bij het nationalistisch en conservatief publiek.
DIT IS GEEN ZAKEN VAN UITENLANDSE POLITIEK ALLEEN Het besluit van Amsterdam is niet alleen een politieke daad tegen China, maar ook een erkenning van de menselijke waardigheid van de Oeigoeren. Taal, identiteit en geheugen zijn universele rechten en dit besluit raakt het geweten van alle vrije samenlevingen.
Het feit dat deze betekenisvolle stap in Turkije nauwelijks besproken wordt, toont hoe oppervlakkig het onderwerp door media, academici en politici wordt behandeld.
OPROEP AAN HET PUBLİEK Veyis Güngör zei: “De Turkse diaspora in Europa is een mondiale actor geworden. Als wij in Amsterdam de naam Oost-Turkestan kunnen laten erkennen, dan moet Turkije dit ook steunen.”
Daarom doe ik hierbij een oproep aan media, NGO’s en de overheid: Luister naar deze stem uit Amsterdam. Oost-Turkestan zal niet langer tot zwijgen worden gebracht. Deze strijd is niet alleen van de Oeigoeren, maar van het geweten van de mensheid.
LONDRA – UHA HABER / İngiltere’de bir rekabet hukuku uzmanı, pazar hakimiyetini kötü kullanması ve kişisel verileri talep ettiği gerekçesiyle Facebook’un çatı şirketi Meta’ya, tazminat davası açacağını duyurdu. 2 milyar 300 milyon sterlin tazminat talep edildi. İngiltere’de pazar hakimiyetini suistimal etmesi gerekçe gösterilerek Meta’ya dava açılıyor. Şirketin Facebook’un ücretsiz kullanımı...
UHA HABER / Ağustos 2020’de SPD’nin başbakan adayı olarak gösterilen Olaf Scholz, partisinin oy oranının düşük olduğunda bile mücadeleyi hiç bırakmadı. Peki, Scholz nasıl bir siyasetçi? (UHA) Uluslararası Haber Ajansı Avrupa Temsilcisi Tuba Nur TÜRKELİ’nin (DW)’ye dayandırdığı Sabine Kinkartz‘ın haberine göre, Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) başbakan adayı Olaf Scholz, Angela...
UHA HABER / Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Almanya’nın “göçmen kökenli bir ülke” haline geldiğini söyledi. (UHA) Uluslararası Haber Ajansı Avrupa Temsilcisi Tuba Nur TÜRKELİ’nin (DW)’ye dayandırdığı haberine göre, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, 30 Ekim 1961 tarihinde Türkiye ile Batı Almanya arasında imzalanan işgücü anlaşmasının 60’ıncı yıldönümü sebebiyle Essen’deki bir fotoğraf sergisine...
* Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, ilki 2018’de Londra’da, ikincisi 2020’de salgın nedeniyle çevrim içi gerçekleştirilen Küresel Engellilik Zirvesi’nin üçüncüsü, Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenleniyor. * Detayı haberimizde!… UHA / İnternational News Agency Bu yıl Almanya, Ürdün ve International Disability Alliance (Uluslararası Engelliler İttifakı) ortaklığıyla organize edilen zirveye, BM Genel Sekreter Yardımcısı Amina...
MADRİD-UHA HABER / TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, “Avrupa’nın sebeplerinden biri olduğu göç krizinin sorumluluğunu üstlenmesini ve insanlık borcunu yerine getirmesini” istedi. (UHA) Uluslararası Haber Ajansı Avrupa Temsilcisi Tuba Nur TÜRKELİ’nin haberine göre, İspanya’nın başkenti Madrid’de devam eden Parlamentolar Arası Birlik (PAB) 143. Genel Kuruluna katılan TBMM Başkanı Mustafa Şentop,...
BERLİN-UHA HABER / Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 30 ülke, kent ve şirket, yeni otomobil ve minibüslerde karbondioksit salınımının en geç 2040’a kadar sıfırlanmasını öngören anlaşmaya imza attı. (UHA) Uluslararası Haber Ajansı Avrupa Temsilcisi Tuba Nur TÜRKELİ’nin haberine göre, İskoçya’nın Glasgow kentinde devam eden Birleşmiş Milletler (BM) İklim Zirvesi çerçevesinde, aralarında...
* Üst üste iki yıl yapılamayan turizm fuarı, dün görkemli bir şekilde açıldı. * Bir milyon Hollandalı turist hedefleyen Türkiye, Lahey Büyükelçimiz Şaban Dişli, Rotterdam Başkonsolosumuz Sevgi Andiç, Amsterdam Başkonsolosumuz Mahmut Burak Ersoy ve Deventer Başkonsolosumuz Muammer Hakan Cengiz tarafından temsil edildi. * THY’nin ‘Türkiye’ye hediye bilet çekilişini’ yapan Büyükelçi...
UHA HABER / Almanya’da Sayıştay Sağlık Bakanlığı’nı pandemide gereğinden fazla maske sipariş ettiği ve böylece fazla harcama yaptığı gerekçesiyle eleştirdi. (UHA) Uluslararası Haber Ajansı’nın (dpa, rtr, AFP / HT,EC)’ye dayandırdığı habere göre, Almanya’da Federal Sayıştay Alman hükümetinin pandemi dönemindeki harcamalarına dair hazırladığı ikinci raporunu Alman Meclisi’ne sundu. Sayıştay raporunda Sağlık...