enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
12:33 YÖK’ten Dışişleri Bakanı Fidan’ın yükseköğretimine ilişkin açıklama
11:00 Plastik Su Şişesi Araştırmasının Sonuçları Açıklandı
00:55 “Her yerde Türkiye var!”
00:42 İçişleri Bakanı Yerlikaya, “Siber suç operasyonlarında 539 şüpheli yakalandı”
00:38 Doç. Dr. İbrahim Karataş, DEAŞ’ın İslam’ın imajına verdiği tahribatın Gazze direnişiyle nasıl tersine döndüğünü anlattı…
00:32 Kasım ayında temettü verecek 10 şirket
00:28 Bakü, Gazze’ye askeri birlik gönderilmesi için BM kararını bekliyor
00:24 TBMM Başkanı Kurtulmuş, Adıyaman Üniversitesi’nin 2025-2026 Akademik Yılı Açılış Töreni’ndeki konuştu…
00:23 Türkiye sadece platform değil ‘konsept’ de ihraç ediyor
00:23 ABD’nin toplam kamu borcu, 22 Ekim itibarıyla 38 trilyon doları aşarak rekor seviyeye ulaştı.
00:21 Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İstanbul’da Gazze konulu toplantıya ev sahipliği yaptı.
00:06 Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde 2001’de kurulan AK Parti, 3 Kasım 2002 seçimlerini kazanarak geldiği iktidarda 23 yılı geride bıraktı.
00:06 AK Parti Sözcüsü Çelik: 3 Kasım tarihi bir dönemin açıldığı siyasi bir milattır
00:04 Ekim ayı enflasyon rakamları açıklandı
00:01 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye’ye özel bir destek programını başlatıyoruz
17:55 Yargımızın Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı Sorunu
07:50 Türk Halk Müziği sanatçısı Mahsun Kırmızıgül Moskova’yı büyüledi
00:47 Almanya, Türkiye’yi “stratejik ortak” olarak görüyor…
00:38 Fatih Sultan Mehmet’in Macar Orban’a döktürdüğü Şahi topu, dünya tarihinde bir devrin kapanışını simgeler.
00:25 İstanbul Ticaret Odası (İTO), Ekimde fiyatı en çok artan ve azalan ürünleri açıkladı…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

AB’nin varoluş sancısı: Kış uykusundan uyanabilecekler mi?

AB’nin varoluş sancısı: Kış uykusundan uyanabilecekler mi?
5 Ağustos 2025
13
A+
A-

* Son yıllarda Avrupa Birliği hem küresel meseleler hem de kendi içindeki konularda güçlü bir aktör olmanın uzağında görüntü veriyor. Uzmanlar, jeopolitik refleksleri kalmamış bir AB’nin yeniden büyük oyuncu olabilmek için uğraştığı görüşünde. Ancak bunun sanıldığı kadar hızlı ve kolay olmayacağı da kabul edilen bir gerçek.

Sertaç Aksan
Sertaç Aksan
TRT Muhabiri

okuma süresi

Okuma süresi
5 dk. 17 sn.

* İşte detayları!

UHA/ İnternational News Agency

ANKARA, 20 AĞUSTOS 2025 

Ukrayna-Rusya savaşı, Suriye krizi, Gazze’nin yerle bir olması ya da diğer benzer konular… Avrupa Birliği bu saydığımız konularda herkesi doğrudan etkileyebilecek bir pozisyon üretemedi. Küresel bir aktör olabilmek için yola çıkan AB’nin son yıllarda bu kimlikten giderek uzaklaşması elbette dikkatlerden kaçmıyor.

Elbette istisnalar yok değil… Bu noktada akla ilk gelenler İran’la nükleer müzakereler, Paris İklim Anlaşması ya da teknoloji devi şirketlerin kişisel verilere daha saygılı olması konusunda yapılan baskılar. Ancak günün sonunda Avrupa Birliği geniş çaplı bir küresel güç olma hüviyetinden uzaklaşmış görünüyor.

Tüm bunları alt alta eklediğimizde “AB’nin tek bir çatı altında ortak geleceğe koşabilmesi ne kadar mümkün?” sorusunu önemli. Biz de hem bu soruya yanıt aramak hem de AB’nin mevcut durumunu daha iyi anlamak adına İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Tarık Oğuzlu ile konuştuk.

AB'nin önündeki en büyük sınavlardan biri Ukrayna-Rusya savaşı. Foto: Getty
[AB’nin önündeki en büyük sınavlardan biri Ukrayna-Rusya savaşı. Foto: Getty]

“AB post modern bir cennette yaşıyordu”

Prof. Dr. Oğuzlu önce teşhisle başlıyor… Kurallar içerisinde hareket edilen bir dünya düzeni varken ve ABD uzaktan da olsa Avrupa’nın güvenliğini bir şekilde sağlarken AB’nin de rahat olduğundan bahsediyor.

“AB uluslararası kimliğine yatırım yapmak zorunda kalmadı. ABD’nin de desteğiyle post modern bir cennet inşa etti ve orada yaşamaya başladı.” diyor.

Gelinen noktayı AB için bir varoluş meselesi olarak yorumluyor Prof. Dr. Oğuzlu. Birliğin belki de ilk kez ABD ve NATO’dan bağımsız olarak kendi kimliğini geliştirebilme sınavı verdiğini söylüyor.

Uzmanlar, AB'nin kendi yolunu çizememesi durumunda ABD ve Rusya gibi küresel güçlerin etki alanına girebileceği görüşünde.
[Uzmanlar, AB’nin kendi yolunu çizememesi durumunda ABD ve Rusya gibi küresel güçlerin etki alanına girebileceği görüşünde.]

ABD, Rusya ve Çin arasından sıkışan bir AB

Prof. Dr. Oğuzlu’dan ‘kendi kimliğini inşa edebilme’ meselesini biraz daha açmasını istiyoruz… ABD’de başkanlık koltuğuna oturan Trump’ın etkisine dikkat çekip, devam ediyor:

“Trump’ın ABD’si Avrupa’yı pek de önemsemiyor gibi. Artık yeni bir dünya düzeni var. ‘Kendi başınızın çaresine bakın’ demeleri biraz da bu sebepten. Çünkü ABD Başkanı Trump, AB’nin değerlerine, vizyonuna inanan bir profil değil. Güç üzerinden siyaset onun için daha önemli.

Diğer yanda Rusya var… Avrupa’nın güvenliği için doğrudan bir tehdit olarak görülüyorlar. Ki anlaşıldığı üzere AB’nin mevcut durumda Rusya’yla mücadele edebilecek bir kapasitesi yok.

Elbette Çin’i de unutmamak gerek. AB onlar için çok büyük bir pazar. Ticarette Pekin lehine çok büyük bir açık var.

Geldiğimiz nokta itibariyle AB savunma alanı başta olmak üzere kritik konularda çok daha stratejik düşünebilmek zorunda. Kış uykusundan uyanmaya mecburlar. ABD, Rusya ve Çin’i ben ‘etobur’ olarak tanımlıyorum. AB otobur kalmaya devam ettiği sürece diğer güçler onu mutlaka önce zayıflatır ardından da kendi çıkarlarına göre kullanır.”

AB ülkelerinin askeri kapasitesi belki de ilk kez bu denli yüksek sesle tartışılıyor. Foto: Euronews
[AB ülkelerinin askeri kapasitesi belki de ilk kez bu denli yüksek sesle tartışılıyor. Foto: Euronews]

AB bu zorlukları aşabilir mi?

Belki de yakın tarihin en önemli küresel sorularından biri bu… Prof. Dr. Tarık Oğuzlu, AB ülkelerinin hiç alışık olmadıkları bir şeyi yapmaya çalıştığının altını çiziyor. “Çünkü zaman içinde jeopolitik refleksleri kalmamış, bunu unutmuş ve günün sonunda evcilleşmiş Avrupalı devletler var. Yeniden eskiye dönmeleri çok zor.” diyerek de düşüncesini destekliyor.

Ancak her büyük krizle birlikte AB’nin de giderek kendine geldiğini öne sürüyor Oğuzlu ve sözlerini şöyle tamamlıyor:

“Özellikle son olayların ardından ‘bir arada kalmaya ve kendi göbeğimizi kesmeye mecburuz’ fikri ağırlık kazandı. Fransa’nın İngiltere ile ilişkileri, Polonya’nın Baltık ülkeleriyle birlikte hareket etmesi, Covid döneminde AB bonolarının tüm ülkeler için kullanılması ve nihayetinde de askeri harcamaların artırılması gibi kararlar önemli.

Bu noktada Avrupa siyasetinde baskın hale gelen aşırı uçlar büyük bir soru işareti. Ki bahsettiğimiz grupların AB vizyonuna bakışı da sıkıntılı. Ve bu durum AB’nin yumuşak karnı olabilir. Çünkü ABD, Rusya ya da Çin gibi büyük oyuncular bu tür hususları mutlaka kullanmak ister.

Yine de günün sonunda bu zorluklarla baş etmeye çalışacak bir AB görüyorum ben. Elbette kimsenin elinde sihirli değnek yok. Bugünden yarına değişim beklemek yanlış olur. Çok tembelleşen ve neyi nasıl yapacağını unutan bir Avrupa’nın zaman ihtiyacı var. Eğer ortak iradeyi koruyabilir ve doğru adımları atarsa AB bu girdabın içinden çıkabilir.”

***

Yazar hakkında

Sertaç AKSAN, Adana’da 1986 yılında doğdu. Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Sinema ve TV Bölümü mezunu. 2008 yılında Anadolu Ajansında başladığı iş hayatında gerek özel sektör gerek kamu tarafında farklı kurumlarda görev aldı. Kasım 2019’dan bu yana TRT Haber’de çalışıyor.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.