enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:43 Bakan Tunç: Çocuklarımızın güvenli bir geleceğe adım atmaları hepimizin ortak amacıdır
00:42 “Futbolda bahis” iddiasına ilişkin yürütülen soruşturmda 8’i tutuklu 17 hakem hakkında (MASAK) raporu hazırlandı…
00:38 Radikal Hakaret Siyasetinin Amacı Ne?
00:29 Ankara Gıda Kontrol Laboratuvarı’nda, yılda yaklaşık 1 milyon 800 bin gıda analizi yapılıyor.
00:20 Yerel Yönetim Reformu Yaklaşırken…
00:16 Soykırımın yükü Gazzeli kadınların omzunda
00:08 Güney Kore Cumhurbaşkanı Lee Jae-myung Türkiye’ye gelecek
00:06 İstanbul Fatih’te bir otelde konaklayan 4 kişilik Böcek ailesinin ölümüyle ilgili, otel sahibi ve bir otel çalışanı tekrar gözaltına alındı
00:02 Gazze’de 11 Ekim’de ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail’in saldırılarında hergün çocuklar öldürülüyor…
21:33 Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere Güney Afrika Cumhuriyeti’nde…
17:14 Tarihi komisyon İmralı’ya gidiyor
11:34 Türkiye’den Yunanistan’a sert tepki: Hukuksuz oldu bitti girişimleri reddediyoruz
00:57 Bakan Tekin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının 2026 yılı bütçesine ilişkin sunumunda konuştu…
00:55 Vuçiç hakkında suç duyurusu: Saraybosna’da ‘İnsan Safarisi’
00:54 Kosova’da siyasi kriz: Hükümet yeniden kurulamadı, erken seçim kapıda
00:50 Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu anlaştı mı?
00:48 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Nüfus artış hızımız azalıyor
00:32 Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğu, Meclis toplantısına eski ve yeni içme suyu borularını getirdi…
00:26 Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı 2026’da iki kez yapılacak
00:22 AB’den ABD ve Rusya’nın Ukrayna’ya dair gizli barış planına tepki: Avrupa sürece dahil edilmeli
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Yerel Yönetim Reformu Yaklaşırken…

Yerel Yönetim Reformu Yaklaşırken…
22 Kasım 2025
7
A+
A-

* Yeni bir yerel yönetim reformu sadece siyasi değil, aynı zamanda sosyal, çevresel ve ekonomik bir zorunluluk haline geldi.

*İşte detayı!…

UHA / İnternational News Agency

SAKARYA, 22 KASIM 2025 – Sakarya Üniversitesi Özer KöseoğluRektör Yardımcısı, İletişim Fakültesi Dekan Vekili  ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu (TRT) Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Özer Köseoğlu, “Yerel Yönetim Reformu Yaklaşırken” konusunda UHA /  İnternational News Agency‘na değerlendirmelerde bulundu.

Prof. Dr. Özer Köseoğlu, Türkiye’de modern belediyeciliğin 1855 yılında İstanbul’da Şehremanetinin kurulmasıyla başladığını belirterek, “Bu tarihi dikkate aldığımızda çok da kısa olmayan bir belediyecilik birikimine sahibiz. O günden bugüne, başta belediyeler olmak üzere yerel yönetimler birçok değişim ve reform geçirdi. Kimi zaman yeni bir belediye kanunu çıkarılması şeklinde köklü reformlar yapıldı, kimi zaman da küçük değişikliklerle yetinildi. Bu yazıda, yerel yönetimlerin reform tarihini etraflıca ele almak mümkün değil. Ancak son yıllarda neden bir yerel yönetim reformuna ihtiyaç duyulduğuna cevap arayabiliriz” dedi.

2002 yılında AK Parti hükümetinin iktidara gelmesiyle birlikte reform gündeminin ilk maddelerinden birisinin yerel yönetimler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Köseoğlu, Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı deneyimine dayalı olarak yerel yönetimlerin kalkınma ve refah üretimindeki rolünü iyi bildiğini, Büyükşehirlerin yönetiminde karşılaşılan zorlukları tecrübe ettiğini  söyledi.

Recep Tayyip Erdoğan’ın, ne yapılması gerektiğinin farkında olduğunu, Bu nedenle, yerel yönetimler reformunda hızlıca eyleme geçildiğine vurgu yapan Prof. Dr. Özer Köseoğlu, şunları dile getirdi:

“Mevzuat yeniliğinin ardından belediyelerin yetki ve görev alanları genişletildi, personel harcamaları kısıtlandı, hesap verme sorumluluğu genişletildi, yerel katılım mekanizmaları çeşitlendirildi. Bu reformların merkezinde; yerel hizmetlerde ekonomiklik, verimlilik ve etkililik ilkeleri vardı. Belediyelerin yolsuzluk ve rüşvet yerine, ürettikleri hizmet ve eserlerle anılması sağlandı. Belediyelerde bütçe disiplini getirildi, gereksiz harcamaların ve yozlaşmanın önüne geçildi.

2012 yılında gerçekleştirilen reformlarda ise büyükşehir belediyelerinin sayısı artırıldı, belediyelerin yetki ve görev alanları genişletildi. Belediye ölçeğinin büyümesi sayesinde hizmet maliyetlerinin azaltılması amaçlandı. Özellikle büyükşehirler ulaşım, imar ve altyapı gibi belediye hizmetlerini tüm il sınırları içinde planlama ve koordine etme imkânına kavuştu. İyileşen mali yapıya paralel olarak büyükşehirlerde yüksek bütçeli altyapı ve üstyapı yatırımlarını hayata geçirme imkanı doğdu”.

2014 yerel seçimlerinin ardından Türkiye’de büyükşehir belediyelerinin bulunduğu iller ayrıksı bir metropoliten yönetim sistemine kavuştuğuna dikkat çeken Prof. Dr. Köseoğlu, “Böylece 30 ilimizde üst kademede anakent belediyesi olarak büyükşehir belediyesi alt kademede ise ilçe belediyelerinden oluşan iki kademeli metropoliten yönetim modeline geçildi. Tokyo, Madrid ve Varşova gibi büyük metropollerde uygulanan bu model, belediyeler arasında dikey ve yatay koordinasyonu gerektirir. Bizdeki uygulamanın ayıt edici özelliği, kırsal kalkınmayı da kentsel yönetim içinde değerlendirmesi ve köyleri mahalleye dönüştürerek tarım ve hayvancılıkla ilgili her türlü faaliyeti büyükşehir ve ilçe belediyelerine bırakmasıdır” diye konuştu.

Prof. Dr. Özer Köseoğlu, “İki kademeli modelin en önemli dezavantajı, farklı siyasi partilere mensup belediyeler ile anakent belediyesi arasında anlaşmazlıklara ve çatışmalara neden olabilmesidir. Nitekim bizdeki uygulamada da bu tür şikayetler zaman zaman gündeme gelmektedir. Siyasi anlaşmazlıklar, belediyeler arasında yetki ve görev çakışmalarını artırmakta” olduğunu vurguladı.

Nüfus, yüzölçümü ve coğrafi koşullar nedeniyle bazı büyükşehir belediyelerinde hizmet maliyetlerinin düşmek yerine arttığının altını çizen Prof. Dr. Köseoğlu,  “Bazı büyükşehirlerde tarım ve hayvancılıkla ilgili hizmetlerin yetersiz kaldığına, kırsal mahallelere belirli belediye hizmetlerinin yeterince ulaşmadığına yönelik şikayetler dile getirilmektedir” dedi.

Büyükşehir belediyeleri dışında kalan illerde eskiden olduğu gibi belediyelerin yanında il özel idareleri ve köylerin faaliyet göstermeye devam ettiğini belirten, Prof. Dr. Özer Köseoğlu şöyle devam etti:

“Her bir yerel yönetim kuruluşunun kendi yetki ve görev alanı içinde faaliyet gösterdiği tek kademeli yerel yönetim sistemi bu şehirlerde varlığını korudu. Fakat bu şehirlerde köy ile ilgili mevzuatın eski olmasından kaynaklanan sorunlar söz konusudur. Şehir ölçeğinde imar, ulaşım ve altyapı yatırımları planlanamamaktadır. En uygun hizmet büyüklüğü sağlanamadığı için benzer işlere farklı yerel yönetim kuruluşları kaynak ayırabilmekte, kaynak israfı artmakta, koordinasyon sorunları ortaya çıkmaktadır.

Şehirler ve yerel yöneticiler son yıllarda ciddi meydan okumalara maruz kaldı. 2011’de Suriye’de başlayan iç savaş sonrası Türkiye’ye sığınan mülteciler ağırlıklı olarak şehirlere yerleşti. 2020’de yaşadığımız pandemi süreci sağlıklı şehirler inşa etmenin önemini ortaya çıkardı. 6 Şubat depremleri dirençli şehirlerin ne kadar acil bir ihtiyaç olduğunu bir kez daha bizlere hatırlattı. Son yıllarda şehirlerde suç oranlarındaki artış güvenli şehirleri konuşmamıza yol açtı. İklim değişikliğiyle birlikte şiddetlenen kuraklık, sel ve su baskınları, çölleşme ve erozyon gibi doğa felaketleri yeşil ve sürdürülebilir şehirleri gündeme taşıdı. Teknolojik gelişmeler, yapay zeka ve veriye dayalı karar verme gibi gelişmeler ise akıllı şehir ve dijitalleşmeye uyumu hızlandırdı. Bu meydan okumalar karşısında belediyelerimizin daha donanımlı, şehirlerimizin ise daha hazırlıklı olması şart”.

Prof. Dr. Köseoğlu, 2017 referandumuyla birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildiğine vurgu yaparak, “Milletin oylarıyla Cumhuriyet ile özdeşleşen parlamenter sistemin yerine başkanlık sistemine geçildi. Kısa süre içinde merkezi hükümet sisteminde başkanlık sistemine uygun değişiklikler yapıldı. Ancak yerel yönetimler 2012 düzenlemelerine uygun olarak çalışmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tecrübesi dikkate alınarak yerel yönetimleri gözden geçirmek gerekiyor” şeklinde aktardı.

6360 sayılı yasa sonrasında özellikle büyükşehir belediye meclislerinde temsil adaletsizliklerinin oluştuğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özer Köseoğlu, sözlerini şöyle sürdü:

“Ayrıca ulusal seçim sisteminde yapılan ittifak düzenlemeleri yerel seçimlere uyarlanamadı. Bu da siyasi temsilde başkaca sorunlara yol açtı. Anayasada belirlenmiş olan temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerine uygun olarak yerel seçim yasalarının da gözden geçirilmesine ihtiyaç var.

Yerel yönetimler reformu son dönemde siyasetin de gündeminde. Yakın zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, özellikle belediyelere yönelik olarak bir dizi sorun alanını sıraladı. CHP’li belediyelere yönelik yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ve devam eden yargı süreçlerine, başta İstanbul, Ankara ve İzmir büyükşehir belediyeleri olmak üzere temel belediyecilik hizmetlerindeki aksamalara, belediyelerin hizmet önceliklerini belirlemeden borçlanmasına, cari giderler ve personel harcamalarındaki artışa, yetki ve görev çakışmalarına işaret etti. Şeffaf ve hesap verebilir belediye yönetimlerini inşa ederek yerel yönetimlere duyulan güveni yeniden tazeleme ihtiyacının altını çizdi”.

Tartışılan ve gündeme gelen sorun alanlarına bakınca reform ihtiyacının ertelenemeyecek bir noktaya geldiğinin anlaşıldığını hatırlatan Prof. Dr. Köseoğlu, yakın bir dönemde, siyasi irade tarafından reforma ilişkin daha somut bir yol haritasının ortaya çıkabileceğini aktardı.

Prof. Dr. Özer Köseoğlu, Türkiye’de nüfusun yüzde 95’inin belediye sınırlarında, yüzde 77’sinin ise büyükşehirlerde yaşadığını belirterek, “Belediye hizmetlerindeki aksama, belediyelerimizin düşük performansı, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları milyonlarca vatandaşımızı doğrudan ilgilendiriyor, ciddi bir memnuniyetsizliğe neden oluyor. Yeni bir yerel yönetim reformu sadece siyasi değil, aynı zamanda sosyal, çevresel ve ekonomik bir zorunluluk haline geldi” dedi.

Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu (TRT) Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Özer Köseoğlu, sözlerini şöyle noktaladı:

“Bugün elimizde ciddi bir birikim, güçlü bir yerel yönetim deneyimi var. Her geçen gün büyüyen sorunlar ve yeni meydan okumalar karşısında yaşanabilir, dirençli, güvenli, sürdürülebilir, kapsayıcı ve akıllı şehirleri inşa etmek mecburiyetindeyiz. Şehirlerimizin geleceği için bu adımı erteleyemeyiz”.

***

Yazar hakkında

Sakarya Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İletişim Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Özer Köseoğlu, Cumhurbaşkanlığı kararıyla Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu (TRT) Yönetim Kurulu Üyeliği görevine atandı.

Atama kararı, 13 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Özer Köseoğlu Kimdir? 

1981 yılında Karaman’da doğan Prof. Dr. Özer Köseoğlu, yüksek lisans ve doktora eğitimini Sakarya Üniversitesi Kamu Yönetimi Anabilim Dalı’nda tamamladı. 2004 yılında Sakarya Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak başladığı akademik kariyerine, 2009’da yardımcı doçent, 2015’te doçent ve 2021’de profesör unvanlarını alarak devam etti.

Halen Sakarya Üniversitesi Rektör Yardımcılığı ve İletişim Fakültesi Dekan Vekilliği görevlerini yürüten Prof. Dr. Köseoğlu, daha önce Siyasal Bilgiler Fakültesi bünyesinde bölüm başkan yardımcılığı, bölüm başkan vekilliği, dekan yardımcılığı gibi çeşitli idari görevlerde bulundu. Ayrıca kalite, stratejik yönetim ve akreditasyon gibi alanlarda birçok kurul ve komisyonda aktif görev aldı.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.