enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:19 Asgari Ücret Zammı Açıklandı: Yeni Tutar Net 28 075 TL! Türkiye’nin Nabzı Gündemde
07:14 SPD Başkanı Yıldız : Ankara su yönetiminde örnek bir başkent olmalı!
00:45 Finansın geleceği Ataşehir’de yazılıyor…
00:41 İletişim Başkanı Duran’dan Netanyahu’ya tepki
00:33 TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci, “Filistin’deki sistematik zulme karşı sessiz kalmayı reddediyoruz”
00:26 SDG meselesinde kilit güç ABD: Mazlum Abdi ve YPG’nin silahlı sayısı gerçekçi rakamlarla değerlendiriliyor
00:18 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lübnan Cumhurbaşkanı Avn ile görüştü
00:17 İzmir’de açılan “Hollanda & Türkiye Sergisi” büyük ilgi görüyor…
00:05 İletişim Başkanlığı “savunma sanayi projelerine yeterli ödenek ayrılmadığı” iddiasını yalanladı
00:02 İstanbul Havalimanı aralık ayında da Avrupa zirvesinde
00:01 Türk siyaset bilimci: Türkiye’nin artan rolü hem fırsatlar hem de riskler getiriyor…
20:26 400 yıllık dostluk ‘Ortak Miras’ sergisiyle taçlandı
09:33 1 Ocak’ta İstanbul’dan dünyaya “Gazze” mesajı verilecek
00:42 ABD ve İngiltere’de sağ çizgide yayın yapan üç gazete, İsrail eleştirisi yazara bedel ödetti…
00:33 Soğuğa yazılan destan: Sarıkamış Harekatı
00:31 Gazze’de ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına neden geçilemiyor?
00:29 Mehmet Uçum: 27 Şubat çağrısı bağlayıcıdır ve o çerçevenin dışına çıkılmamalıdır
00:26 Cezaevindeki 4 bin 200 PKK-KCK’lı için kademeli düzenleme: Suça karışmamış 950-1.050 PKK’lı eve dönüş yolunda mı?
00:25 Petrol Ofisi Grubu’nun İstanbul Havalimanı güzergâhındaki istasyonu hizmete açıldı
00:25 Mahkeme Afşin-Elbistan’daki Termik Santralın Emisyon Verilerinin Açıklanmasını Hükmetti
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Avrupa’nın en büyük bankalarının hisseleri geçtiğimiz hafta itibariyle Küresel Finans Krizi’nden bu yana en yüksek seviyelere ulaştı…

Avrupa’nın en büyük bankalarının hisseleri geçtiğimiz hafta itibariyle Küresel Finans Krizi’nden bu yana en yüksek seviyelere ulaştı…
6 Ağustos 2025
11
A+
A-

Stoxx 600 bankacılık endeksi yılbaşından bu yana yüzde 34 prim yaptı. Uzmanlara göre düşük hisse değerlemeleri ve değişen faiz ortamı Avrupa’nın bankacılık hisselerini zirveye taşıyor.

UHA/ İnternational News Agency

ALMANYA, 06 AĞUSTOS 2025 – UHA Haber’in Financial Times dayandırdığı haberine göre, Avrupa’nın en büyük bankalarının hisseleri geçtiğimiz hafta itibariyle Küresel Finans Krizi’nden bu yana en yüksek seviyelere ulaştı. Banka hisselerindeki yükselişlerde uzun vadeli faiz oranlarındaki keskin artışın bilançoları yükseltmesi etkili oldu.

Avrupa’nın büyük bankalar adeta bir yeniden doğuş yaşıyor. HSBC’nin Londra borsasında işlem gören hisseleri, bu haftaki bilanço açıklamaları öncesinde rekor seviyeye ulaşırken, Barclays ve Santander de 2008’den bu yana en yüksek seviyelerine ulaştı. İtalya’nın UniCredit bankası ise 2011’den bu yana en yüksek seviyesini gördü.

Bu ralli, geçmiş krizlerden toparlanmakta zorlanan ve ABD’li rakipleriyle rekabette geri kalan Avrupa bankacılık sektöründe önemli bir geri dönüşü işaret ediyor. Fon yönetim şirketi Schroders’in Avrupa Bankaları Analisti Justin Bisseker, “Avrupa’nın bankaları ‘istenmeyen’ statüsünden piyasanın gözdesi konumuna geçti” dedi. Bisseker, pozitif ekonomik ortamın, verimliliği artırıcı adımların ve yüksek faiz oranlarının gelirler üzerindeki “dönüştürücü etkisinin’ bankaları desteklediğini belirtiyor.

HSBC'nin bugün en çok alım satım yaptığı hisseler (23.05.2025) - Rota Borsa

HSBC’nin hisseleri, çarşamba günü açıklanan ikinci çeyrek sonuçlarının analist beklentilerinin altında kalması sonrası 2001’den bu yana ulaşılan en yüksek seviyesinden bir miktar geriledi. Banka hisseleri cuma günü de ABD Başkanı Donald Trump’ın onlarca ülkeye gümrük vergisi getirmesiyle de sert düştü. Ancak Avrupa’nın gösterge endeksi Stoxx 600’de yer alan bankaların hisseleri yıl başından bu yana hâlâ %34 artıda. Bu oran, Avrupa bankalarının bu yıl borsada ABD’li rakiplerinin önünde bir performans gösterdiğini ve 2009’dan bu yana en güçlü rallisini gerçekleştirdiğini işaret ediyor.

Yatırımcılar, bölgedeki ekonomik iyimserliğin artması, kredi portföylerine yönelik beklentilerin iyileşmesi ve JPMorgan Chase ile Goldman Sachs gibi ABD’li devlere kıyasla düşük değerlemeleri nedeniyle Avrupa bankacılık hisselerine yöneldi. Birçok Avrupa bankası, ancak yakın zamanda piyasa değeriyle defter değerine ulaşabildi. JPMorgan’ın piyasa değeri defter değerinin 2,4 katı, Goldman Sachs’ın ise 2 katı seviyesinde. Varlık yönetimi firması Pictet’in Baş Stratejisti Luca Paolini, “Banka hisseleri ucuz ve yerel talepteki artışa göre eşsiz bir şekilde konumlanmış durumda” dedi.

Küresel Finans Krizi öncesinde yetersiz sermayeye sahip olan Avrupa bankaları, kriz sonrası dönemde düzenleyicilerin getirdiği kurallarla sermaye tamponlarını oluşturdu. Bu da hissedarlara yapılan ödemeleri sınırladı. Öte yandan, on yıl boyunca süren sıfıra yakın veya negatif faiz oranları bankaların kârlılıklarını ciddi şekilde zorlaştırdı.

Kovid pandemisi sonrasında ise tablo değişti. Merkez bankaları enflasyonu dizginlemek için faizleri yükseltmeye ve geniş çaplı tahvil alım programlarını sonlandırmaya başladı. Uzun vadeli faizler hızla yükseldi; örneğin 30 yıllık Alman tahvil getirisi, iki yıl vadeli tahvil getirisinin 1,3 puan üzerine çıktı. İki yıl önce bu oran daha düşüktü. İngiltere’de de fark 1,5 puanın üzerinde.

Bu durum, bankaların kredi ve diğer varlıklardan elde ettikleri gelir ile mevduat için ödedikleri faiz arasındaki farkı ifade eden net faiz gelirlerinde ciddi artış sağladı. Ticaret birimleri bulunan bankalar ise Trump’ın ekonomi politikalarının yarattığı piyasa oynaklığından ek kazanç sağladı.

Ancak Avrupa bankalarının, uzun vadeli faiz artışlarının desteği olmadan bu yükselişini sürdürüp sürdüremeyeceği belirsiz. Bankalar, faiz hareketlerine karşı kendilerini korumak için servet yönetimi gibi alanlarda büyümeye yöneldi. Ancak BBVA’nın Sabadell’e, UniCredit’in BPM’e yönelik hamlelerinde görüldüğü gibi birleşme hamlelerine karşı siyasi kanattaki direniş, sektörün büyüme potansiyelini sınırlayan bir unsur olarak değerlendiriliyor.

Amundi’nin Çoklu Varlık Stratejileri Küresel Başkanı Francesco Sandrini, “Bankalar çamaşır sepetindeki en temiz gömlek gibi görünüyor. Ancak en iyisinin geride kaldığı yönünde artan bir his var” uyarısında bulundu. Sandrini, uzun süredir beklenen sektör konsolidasyonunun da birçok analistin umduğu katalizör olmaktan uzak olduğunu belirtti.

Bloomberg verilerine göre, Avrupa bankaları hâlen 10 FK oranı ile işlem görüyor. Bu oran, ABD’li rakiplerinde 13’ün üzerinde. Maddi özkaynak kârlılığı ise birçok Avrupa bankasında artık rahatlıkla yüzde 10’un üzerinde. Schroders’tan Bisseker, “Avrupa bankalarının değerlemeleri hâlen dünya genelindeki diğer bankacılık sektörlerine kıyasla iskontolu” hatırlatmasında bulunuyor.

Financial Times’ın haberine göre banka hisselerindeki yükselişlerde uzun vadeli faiz oranlarındaki keskin artışın bilançoları yükseltmesi etkili oldu.

Avrupa’nın büyük bankalar adeta bir yeniden doğuş yaşıyor. HSBC’nin Londra borsasında işlem gören hisseleri, bu haftaki bilanço açıklamaları öncesinde rekor seviyeye ulaşırken, Barclays ve Santander de 2008’den bu yana en yüksek seviyelerine ulaştı. İtalya’nın UniCredit bankası ise 2011’den bu yana en yüksek seviyesini gördü.

Bu ralli, geçmiş krizlerden toparlanmakta zorlanan ve ABD’li rakipleriyle rekabette geri kalan Avrupa bankacılık sektöründe önemli bir geri dönüşü işaret ediyor. Fon yönetim şirketi Schroders’in Avrupa Bankaları Analisti Justin Bisseker, “Avrupa’nın bankaları ‘istenmeyen’ statüsünden piyasanın gözdesi konumuna geçti” dedi. Bisseker, pozitif ekonomik ortamın, verimliliği artırıcı adımların ve yüksek faiz oranlarının gelirler üzerindeki “dönüştürücü etkisinin’ bankaları desteklediğini belirtiyor.

HSBC’nin hisseleri, çarşamba günü açıklanan ikinci çeyrek sonuçlarının analist beklentilerinin altında kalması sonrası 2001’den bu yana ulaşılan en yüksek seviyesinden bir miktar geriledi. Banka hisseleri cuma günü de ABD Başkanı Donald Trump’ın onlarca ülkeye gümrük vergisi getirmesiyle de sert düştü. Ancak Avrupa’nın gösterge endeksi Stoxx 600’de yer alan bankaların hisseleri yıl başından bu yana hâlâ %34 artıda. Bu oran, Avrupa bankalarının bu yıl borsada ABD’li rakiplerinin önünde bir performans gösterdiğini ve 2009’dan bu yana en güçlü rallisini gerçekleştirdiğini işaret ediyor.

Yatırımcılar, bölgedeki ekonomik iyimserliğin artması, kredi portföylerine yönelik beklentilerin iyileşmesi ve JPMorgan Chase ile Goldman Sachs gibi ABD’li devlere kıyasla düşük değerlemeleri nedeniyle Avrupa bankacılık hisselerine yöneldi. Birçok Avrupa bankası, ancak yakın zamanda piyasa değeriyle defter değerine ulaşabildi. JPMorgan’ın piyasa değeri defter değerinin 2,4 katı, Goldman Sachs’ın ise 2 katı seviyesinde. Varlık yönetimi firması Pictet’in Baş Stratejisti Luca Paolini, “Banka hisseleri ucuz ve yerel talepteki artışa göre eşsiz bir şekilde konumlanmış durumda” dedi.

Küresel Finans Krizi öncesinde yetersiz sermayeye sahip olan Avrupa bankaları, kriz sonrası dönemde düzenleyicilerin getirdiği kurallarla sermaye tamponlarını oluşturdu. Bu da hissedarlara yapılan ödemeleri sınırladı. Öte yandan, on yıl boyunca süren sıfıra yakın veya negatif faiz oranları bankaların kârlılıklarını ciddi şekilde zorlaştırdı.

Kovid pandemisi sonrasında ise tablo değişti. Merkez bankaları enflasyonu dizginlemek için faizleri yükseltmeye ve geniş çaplı tahvil alım programlarını sonlandırmaya başladı. Uzun vadeli faizler hızla yükseldi; örneğin 30 yıllık Alman tahvil getirisi, iki yıl vadeli tahvil getirisinin 1,3 puan üzerine çıktı. İki yıl önce bu oran daha düşüktü. İngiltere’de de fark 1,5 puanın üzerinde.

Bu durum, bankaların kredi ve diğer varlıklardan elde ettikleri gelir ile mevduat için ödedikleri faiz arasındaki farkı ifade eden net faiz gelirlerinde ciddi artış sağladı. Ticaret birimleri bulunan bankalar ise Trump’ın ekonomi politikalarının yarattığı piyasa oynaklığından ek kazanç sağladı.

Ancak Avrupa bankalarının, uzun vadeli faiz artışlarının desteği olmadan bu yükselişini sürdürüp sürdüremeyeceği belirsiz. Bankalar, faiz hareketlerine karşı kendilerini korumak için servet yönetimi gibi alanlarda büyümeye yöneldi. Ancak BBVA’nın Sabadell’e, UniCredit’in BPM’e yönelik hamlelerinde görüldüğü gibi birleşme hamlelerine karşı siyasi kanattaki direniş, sektörün büyüme potansiyelini sınırlayan bir unsur olarak değerlendiriliyor.

Amundi’nin Çoklu Varlık Stratejileri Küresel Başkanı Francesco Sandrini, “Bankalar çamaşır sepetindeki en temiz gömlek gibi görünüyor. Ancak en iyisinin geride kaldığı yönünde artan bir his var” uyarısında bulundu. Sandrini, uzun süredir beklenen sektör konsolidasyonunun da birçok analistin umduğu katalizör olmaktan uzak olduğunu belirtti.

Bloomberg verilerine göre, Avrupa bankaları hâlen 10 FK oranı ile işlem görüyor. Bu oran, ABD’li rakiplerinde 13’ün üzerinde. Maddi özkaynak kârlılığı ise birçok Avrupa bankasında artık rahatlıkla yüzde 10’un üzerinde. Schroders’tan Bisseker, “Avrupa bankalarının değerlemeleri hâlen dünya genelindeki diğer bankacılık sektörlerine kıyasla iskontolu” hatırlatmasında bulunuyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.