enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
09:43 Kurumsal Etik Trendleri Raporu’na göre, 2025 yı­lının ilk altı ayında en çok bildirilen etik ihlali konularının başında yüzde 14,1 ile ayrımcılık yer aldı.
09:12 İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin temmuz raporuna göre, ay boyunca 204 işçi hayatını kaybetti.
06:55 Newsweek, KAAN’ın ABD yapımı F-35’lere kıyasla erişilebilir bir alternatif olduğunu yazdı.
00:51 Trendyol Süper Lig ekibi Bellona Kayserispor, transfer yasağının kaldırılmasının ardından 8 futbolcu ile sözleşme imzaladı.
00:48 Bakan Uraloğlu, “11 milyon 500 bin insanımız doğrudan hızlı tren konforuyla tanışmış olacak”
00:39 Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, başkent Kahire’de Dışişleri Bakanı Fidan ile ortak basın toplantısı düzenledi…
00:32 İletişim Başkanı Duran: Aliyev ile Paşinyan’ın imzaladıkları memorandum, barış için önemli aşama
00:26 Afyonkarahisar’da bir üretici, tarlasında yetiştirdiği 20 ton patatesi çuvallarla vatandaşa dağıttı…
00:22 Memur toplu sözleşme sürecinde gözler hükümetin teklifinde
00:22 Kariyerinde birçok önemli takımı çalıştıran deneyimli teknik direktör Fatih Terim, yeni sezonda BAE’deki bir takımın başında olacak…
00:16 Cumhurbaşkanı Erdoğan Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile görüştü
00:07 Cumhurbaşkanı Erdoğan Filistin Devlet Başkanı Abbas ile görüştü
10:30 Malatya Büyükşehir Belediyesi, içme suyunun, tarımsal sulamada kullanılmaması konusunda vatandaşları uyardı…
09:09 Türkiye’nin lider mühendislik ve teknoloji firmalarından MPG, IDEF 2025’te 8×8 kurtarıcı aracıyla katıldı
08:53 Beyaz Saray’da düzenlenen Kafkasya zirvede, Aliyev ve Paşinyan üçlü mutabakata imza attı
06:54 Zengezur, Karabağ ve Türk Uyanışı: Azerbaycan’ın Rusya ile Jeopolitik Hesaplaşması
06:44 Radyo TV Yapımcısı yazar Uğur Canbolat’tan manevi yolculuklara rehber iki yeni kitap
00:56 Azerbaycanlı eğitimciler Üsküdar Üniversitesini ziyaret etti
00:55 2025 Yılı YAŞ Kararları: TSK Neden Apolitik Olmalı? -I-
00:47 Yağmur suyu hasadı’nın uygulaması ne durumda!
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Avrupa’nın en büyük bankalarının hisseleri geçtiğimiz hafta itibariyle Küresel Finans Krizi’nden bu yana en yüksek seviyelere ulaştı…

Avrupa’nın en büyük bankalarının hisseleri geçtiğimiz hafta itibariyle Küresel Finans Krizi’nden bu yana en yüksek seviyelere ulaştı…
6 Ağustos 2025
10
A+
A-

Stoxx 600 bankacılık endeksi yılbaşından bu yana yüzde 34 prim yaptı. Uzmanlara göre düşük hisse değerlemeleri ve değişen faiz ortamı Avrupa’nın bankacılık hisselerini zirveye taşıyor.

UHA/ İnternational News Agency

ALMANYA, 06 AĞUSTOS 2025 – UHA Haber’in Financial Times dayandırdığı haberine göre, Avrupa’nın en büyük bankalarının hisseleri geçtiğimiz hafta itibariyle Küresel Finans Krizi’nden bu yana en yüksek seviyelere ulaştı. Banka hisselerindeki yükselişlerde uzun vadeli faiz oranlarındaki keskin artışın bilançoları yükseltmesi etkili oldu.

Avrupa’nın büyük bankalar adeta bir yeniden doğuş yaşıyor. HSBC’nin Londra borsasında işlem gören hisseleri, bu haftaki bilanço açıklamaları öncesinde rekor seviyeye ulaşırken, Barclays ve Santander de 2008’den bu yana en yüksek seviyelerine ulaştı. İtalya’nın UniCredit bankası ise 2011’den bu yana en yüksek seviyesini gördü.

Bu ralli, geçmiş krizlerden toparlanmakta zorlanan ve ABD’li rakipleriyle rekabette geri kalan Avrupa bankacılık sektöründe önemli bir geri dönüşü işaret ediyor. Fon yönetim şirketi Schroders’in Avrupa Bankaları Analisti Justin Bisseker, “Avrupa’nın bankaları ‘istenmeyen’ statüsünden piyasanın gözdesi konumuna geçti” dedi. Bisseker, pozitif ekonomik ortamın, verimliliği artırıcı adımların ve yüksek faiz oranlarının gelirler üzerindeki “dönüştürücü etkisinin’ bankaları desteklediğini belirtiyor.

HSBC'nin bugün en çok alım satım yaptığı hisseler (23.05.2025) - Rota Borsa

HSBC’nin hisseleri, çarşamba günü açıklanan ikinci çeyrek sonuçlarının analist beklentilerinin altında kalması sonrası 2001’den bu yana ulaşılan en yüksek seviyesinden bir miktar geriledi. Banka hisseleri cuma günü de ABD Başkanı Donald Trump’ın onlarca ülkeye gümrük vergisi getirmesiyle de sert düştü. Ancak Avrupa’nın gösterge endeksi Stoxx 600’de yer alan bankaların hisseleri yıl başından bu yana hâlâ %34 artıda. Bu oran, Avrupa bankalarının bu yıl borsada ABD’li rakiplerinin önünde bir performans gösterdiğini ve 2009’dan bu yana en güçlü rallisini gerçekleştirdiğini işaret ediyor.

Yatırımcılar, bölgedeki ekonomik iyimserliğin artması, kredi portföylerine yönelik beklentilerin iyileşmesi ve JPMorgan Chase ile Goldman Sachs gibi ABD’li devlere kıyasla düşük değerlemeleri nedeniyle Avrupa bankacılık hisselerine yöneldi. Birçok Avrupa bankası, ancak yakın zamanda piyasa değeriyle defter değerine ulaşabildi. JPMorgan’ın piyasa değeri defter değerinin 2,4 katı, Goldman Sachs’ın ise 2 katı seviyesinde. Varlık yönetimi firması Pictet’in Baş Stratejisti Luca Paolini, “Banka hisseleri ucuz ve yerel talepteki artışa göre eşsiz bir şekilde konumlanmış durumda” dedi.

Küresel Finans Krizi öncesinde yetersiz sermayeye sahip olan Avrupa bankaları, kriz sonrası dönemde düzenleyicilerin getirdiği kurallarla sermaye tamponlarını oluşturdu. Bu da hissedarlara yapılan ödemeleri sınırladı. Öte yandan, on yıl boyunca süren sıfıra yakın veya negatif faiz oranları bankaların kârlılıklarını ciddi şekilde zorlaştırdı.

Kovid pandemisi sonrasında ise tablo değişti. Merkez bankaları enflasyonu dizginlemek için faizleri yükseltmeye ve geniş çaplı tahvil alım programlarını sonlandırmaya başladı. Uzun vadeli faizler hızla yükseldi; örneğin 30 yıllık Alman tahvil getirisi, iki yıl vadeli tahvil getirisinin 1,3 puan üzerine çıktı. İki yıl önce bu oran daha düşüktü. İngiltere’de de fark 1,5 puanın üzerinde.

Bu durum, bankaların kredi ve diğer varlıklardan elde ettikleri gelir ile mevduat için ödedikleri faiz arasındaki farkı ifade eden net faiz gelirlerinde ciddi artış sağladı. Ticaret birimleri bulunan bankalar ise Trump’ın ekonomi politikalarının yarattığı piyasa oynaklığından ek kazanç sağladı.

Ancak Avrupa bankalarının, uzun vadeli faiz artışlarının desteği olmadan bu yükselişini sürdürüp sürdüremeyeceği belirsiz. Bankalar, faiz hareketlerine karşı kendilerini korumak için servet yönetimi gibi alanlarda büyümeye yöneldi. Ancak BBVA’nın Sabadell’e, UniCredit’in BPM’e yönelik hamlelerinde görüldüğü gibi birleşme hamlelerine karşı siyasi kanattaki direniş, sektörün büyüme potansiyelini sınırlayan bir unsur olarak değerlendiriliyor.

Amundi’nin Çoklu Varlık Stratejileri Küresel Başkanı Francesco Sandrini, “Bankalar çamaşır sepetindeki en temiz gömlek gibi görünüyor. Ancak en iyisinin geride kaldığı yönünde artan bir his var” uyarısında bulundu. Sandrini, uzun süredir beklenen sektör konsolidasyonunun da birçok analistin umduğu katalizör olmaktan uzak olduğunu belirtti.

Bloomberg verilerine göre, Avrupa bankaları hâlen 10 FK oranı ile işlem görüyor. Bu oran, ABD’li rakiplerinde 13’ün üzerinde. Maddi özkaynak kârlılığı ise birçok Avrupa bankasında artık rahatlıkla yüzde 10’un üzerinde. Schroders’tan Bisseker, “Avrupa bankalarının değerlemeleri hâlen dünya genelindeki diğer bankacılık sektörlerine kıyasla iskontolu” hatırlatmasında bulunuyor.

Financial Times’ın haberine göre banka hisselerindeki yükselişlerde uzun vadeli faiz oranlarındaki keskin artışın bilançoları yükseltmesi etkili oldu.

Avrupa’nın büyük bankalar adeta bir yeniden doğuş yaşıyor. HSBC’nin Londra borsasında işlem gören hisseleri, bu haftaki bilanço açıklamaları öncesinde rekor seviyeye ulaşırken, Barclays ve Santander de 2008’den bu yana en yüksek seviyelerine ulaştı. İtalya’nın UniCredit bankası ise 2011’den bu yana en yüksek seviyesini gördü.

Bu ralli, geçmiş krizlerden toparlanmakta zorlanan ve ABD’li rakipleriyle rekabette geri kalan Avrupa bankacılık sektöründe önemli bir geri dönüşü işaret ediyor. Fon yönetim şirketi Schroders’in Avrupa Bankaları Analisti Justin Bisseker, “Avrupa’nın bankaları ‘istenmeyen’ statüsünden piyasanın gözdesi konumuna geçti” dedi. Bisseker, pozitif ekonomik ortamın, verimliliği artırıcı adımların ve yüksek faiz oranlarının gelirler üzerindeki “dönüştürücü etkisinin’ bankaları desteklediğini belirtiyor.

HSBC’nin hisseleri, çarşamba günü açıklanan ikinci çeyrek sonuçlarının analist beklentilerinin altında kalması sonrası 2001’den bu yana ulaşılan en yüksek seviyesinden bir miktar geriledi. Banka hisseleri cuma günü de ABD Başkanı Donald Trump’ın onlarca ülkeye gümrük vergisi getirmesiyle de sert düştü. Ancak Avrupa’nın gösterge endeksi Stoxx 600’de yer alan bankaların hisseleri yıl başından bu yana hâlâ %34 artıda. Bu oran, Avrupa bankalarının bu yıl borsada ABD’li rakiplerinin önünde bir performans gösterdiğini ve 2009’dan bu yana en güçlü rallisini gerçekleştirdiğini işaret ediyor.

Yatırımcılar, bölgedeki ekonomik iyimserliğin artması, kredi portföylerine yönelik beklentilerin iyileşmesi ve JPMorgan Chase ile Goldman Sachs gibi ABD’li devlere kıyasla düşük değerlemeleri nedeniyle Avrupa bankacılık hisselerine yöneldi. Birçok Avrupa bankası, ancak yakın zamanda piyasa değeriyle defter değerine ulaşabildi. JPMorgan’ın piyasa değeri defter değerinin 2,4 katı, Goldman Sachs’ın ise 2 katı seviyesinde. Varlık yönetimi firması Pictet’in Baş Stratejisti Luca Paolini, “Banka hisseleri ucuz ve yerel talepteki artışa göre eşsiz bir şekilde konumlanmış durumda” dedi.

Küresel Finans Krizi öncesinde yetersiz sermayeye sahip olan Avrupa bankaları, kriz sonrası dönemde düzenleyicilerin getirdiği kurallarla sermaye tamponlarını oluşturdu. Bu da hissedarlara yapılan ödemeleri sınırladı. Öte yandan, on yıl boyunca süren sıfıra yakın veya negatif faiz oranları bankaların kârlılıklarını ciddi şekilde zorlaştırdı.

Kovid pandemisi sonrasında ise tablo değişti. Merkez bankaları enflasyonu dizginlemek için faizleri yükseltmeye ve geniş çaplı tahvil alım programlarını sonlandırmaya başladı. Uzun vadeli faizler hızla yükseldi; örneğin 30 yıllık Alman tahvil getirisi, iki yıl vadeli tahvil getirisinin 1,3 puan üzerine çıktı. İki yıl önce bu oran daha düşüktü. İngiltere’de de fark 1,5 puanın üzerinde.

Bu durum, bankaların kredi ve diğer varlıklardan elde ettikleri gelir ile mevduat için ödedikleri faiz arasındaki farkı ifade eden net faiz gelirlerinde ciddi artış sağladı. Ticaret birimleri bulunan bankalar ise Trump’ın ekonomi politikalarının yarattığı piyasa oynaklığından ek kazanç sağladı.

Ancak Avrupa bankalarının, uzun vadeli faiz artışlarının desteği olmadan bu yükselişini sürdürüp sürdüremeyeceği belirsiz. Bankalar, faiz hareketlerine karşı kendilerini korumak için servet yönetimi gibi alanlarda büyümeye yöneldi. Ancak BBVA’nın Sabadell’e, UniCredit’in BPM’e yönelik hamlelerinde görüldüğü gibi birleşme hamlelerine karşı siyasi kanattaki direniş, sektörün büyüme potansiyelini sınırlayan bir unsur olarak değerlendiriliyor.

Amundi’nin Çoklu Varlık Stratejileri Küresel Başkanı Francesco Sandrini, “Bankalar çamaşır sepetindeki en temiz gömlek gibi görünüyor. Ancak en iyisinin geride kaldığı yönünde artan bir his var” uyarısında bulundu. Sandrini, uzun süredir beklenen sektör konsolidasyonunun da birçok analistin umduğu katalizör olmaktan uzak olduğunu belirtti.

Bloomberg verilerine göre, Avrupa bankaları hâlen 10 FK oranı ile işlem görüyor. Bu oran, ABD’li rakiplerinde 13’ün üzerinde. Maddi özkaynak kârlılığı ise birçok Avrupa bankasında artık rahatlıkla yüzde 10’un üzerinde. Schroders’tan Bisseker, “Avrupa bankalarının değerlemeleri hâlen dünya genelindeki diğer bankacılık sektörlerine kıyasla iskontolu” hatırlatmasında bulunuyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.