enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
13:08 Dünyanın korkulu rüyası: Gazap ve Hayalet sistemleri
12:07 “Terörsüz Türkiye” süreci…
00:59 Emine Erdoğan: Şeb-i Arus, sevgiyi merkeze alan bir irfan mirasıdır
00:57 Boraltan Köprüsü Faciası…Rus ordusundan kaçan 146 Azeri TÜRK’ünün katliamı…
00:55 Alexis Anne-Braun ile Sanat ve Mimarlıkta Anlamın İnşası Konferansı
00:53 İran’dan ABD’nin Venezuela kararına kınama
00:51 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazreti Mevlana’nın 752. Vuslat Yıl Dönümü’ne ilişkin mesaj yayımladı…
00:50 Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu : “Terörsüz Türkiye” Bahanesiyle Bölücülük
00:48 Yüzyılın Konut Projesi’nde başvurular bu hafta sona eriyor
00:48 Prof. Dr. Mühip Kanko, “Bu sadece Kocaeli’nin değil, tüm bölgenin su felaketidir”
00:42 Filistinli Hind Rajab’ın hikayesini anlatan “Hind Rajab’ın Sesi” filmi
00:35 ABD Başkanı Trump, Ukrayna-Rusya Savaşı’yla ilgili Avrupalı liderlerle kapsamlı görüşmeler yaptı…
00:32 Doğu Kudüs’ten Filistinli Gazeteci Duha Hmidan’ın haberleri!…
00:26 Bakan Murat Kurum, “553 milyon ağacın kesilmesini önledik”
00:25 Doğu Kudüs’ten Filistinli Gazeteci Huda Fadıl NAİM, Gazze’de yaşanları haber yaptı…
00:25 FETÖ’nün kamu yapılanmalarına operasyon
00:23 TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Terörü ilanihaye Türkiye’nin gündeminden kaldıracağız”
00:11 “Uluslararası Naat-ı Şerif Yarışması”nda ödüller sahiplerini buldu
00:10 İngiltere’den “Rusya” mesajı: Gerekirse savaşmaya hazır olmalıyız
00:09 Bakan Kurum: Kira ve konut fiyatlarını dengeleyeceğiz
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Sağlıklı ve keyifli bir ömür sürmenin ve mümkünse de bu ömrün size bağışlanan süresini uzatabilmenin en etkili yolu yaşam tarzı seçimleri

Sağlıklı ve keyifli bir ömür sürmenin ve mümkünse de bu ömrün size bağışlanan süresini uzatabilmenin en etkili yolu yaşam tarzı seçimleri
22 Aralık 2024
23
A+
A-

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu “Yaşlanmanın 3 yeni işareti” başlıklı yazı kaleme aldı. Müftüoğlu yazısında, “Sağlıklı ve keyifli bir ömür sürmenin ve mümkünse de bu ömrün size bağışlanan süresini uzatabilmenin en etkili yolu yaşam tarzı seçimlerinizdir.” dedi.

Hürriyet Gazetesi köşe yazarı ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman MüftüoğluProf. Dr. Osman Müftüoğlu Haberleri, En güncel ve Son Dakika Haberleri - CumhuriyetYaşlanmanın 3 yeni işareti” başlıklı yazısını tamamı şu şekilde:

Sağlıklı ve uzun bir ömür evrensel bir beklenti, hepimizin arzuladığı ortak bir hedef. Joan Baez’in akıllıca saptadığı gibi “Nasıl öleceğinizi ya da ne zaman öleceğinizi seçemezsiniz. Sadece nasıl yaşayacağınıza karar verebilirsiniz”.

Ayrıca şu bilgi de kesin: “Bu dünyada değişmeyen sadece ve sadece 2 şey var: Vergiler ve ölüm.” Bu son cümlenin sahibini hatırlayamadığım için özür dilerim ama 40 yılı aşan hekimlik tecrübemin ve 30 yılı geçen “kaliteli yaşama ve yaşlanma” eğitimimin neticesi olarak şu cümlemi bir kenara siz de rahatlıkla bir kenara not edebilirsiniz: “Sağlıklı ve keyifli bir ömür sürmenin ve mümkünse de bu ömrün size bağışlanan süresini uzatabilmenin en etkili yolu yaşam tarzı seçimlerinizdir.”

Araştırmalar, bir kişinin sağlıklı ve uzun bir ömür sürmesinin en fazla yüzde 20’sinin genetik olarak belirlendiğini -bu rakam son yıllarda yüzde 7’ye kadar düşürüldü-, yüzde 80’inin ise büyük ölçüde beslenme, uyku, egzersiz, huzur, sosyal ilişkilerin gücü ve yaşadığınız çevre ile kurduğunuz ilişkilere yani yaşam tarzı faktörlerine bağlı olduğunu göstermektedir.

Başlıktaki sorunun yanıtına gelince… Yaşlanma sadece fiziksel ve ruhsal bir süreç değildir. Beden ve ruh yaşlandıkça içimizde süre giden birçok sistem de yaşlanmadan nasiplenmektedir: Bağışıklık yaşlanması, hormonal yaşlanma ve metabolik yaşlanma bunların en önemlileridir.

VARAN 1

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZ DE YAŞLANIYOR

Yaşlılığın kaderini ve kalitesini belirleyen en önemli değişimlerden birinin bağışıklık yaşlanması olduğu kesindir. Bağışıklık sisteminin yaşlanması, vücudun sürekli olarak iç ve dış antijenik uyarılara maruz kalmasının bir sonucudur. Bağışıklık sistemini yaşam boyu etkileyen “antijenik yük” ve “oksidatif stresler” her birimizin bireysel “bağışıksal savaş ve güç” geçmişini oluşturur. Diğer taraftan bağışıklık sistemimizde ilerleyen yaşla birlikte ortaya çıkan güçsüzlük ve dengesizlikler bedenimize yönelik dış (mikroplar, alerjenler, toksinler) ve iç (kanserler, otoimmün saldırılar) saldırıların tanınması ve yok edilmesinin etkinliğinde de bir azalmaya yol açar. Ayrıca aynı değişimler kanımız, hücre, doku, organ ve sistemlerimizde “iltihabi/enflamatuar” süreçleri devreye sokar.

Neticede de beden beklenenden daha hızlı bir yaşlanma sürecine girer. Yaşlılığını takip eden herkesin bu nedenle bağışıklık yaşlanmasının ne durumda olduğunu bilmesinde fayda vardır. Zira gençliğinizde 2-3 günde işinize, gücünüze ara vermeden bile atlatabildiğiniz sıradan soğuk algınlıkları yaşlılığınızda karşınıza muazzam bir zatürre depremi olarak çıkabiliyorsa bunun nedeni bağışıklığınızın kötü yaşlanmasıdır.

VARAN 2

METABOLİK YAŞLANMAYA DİKKAT

Yaşlılığımız ilerledikçe metabolik sistemlerimiz de bozulmaya ve kırılganlaşmaya başlar. Yaşlanma sürecinde çoğumuzun “göbeklenme, karaciğer yağlanması, insülin direnci veya şeker hastalığı, trigliserit yüksekliği, ürik asit fazlalığı, kolesterol dengesizliği” ve benzeri sorunlarla karşılaşmasının nedeni aslında metabolizmamızdaki ilerleyici kırılganlık ve bozuşmadır. Metabolik yaşlanmayı önlemenin yolu da yine ve öncelikle doğru yaşam tarzı seçimlerine odaklanmaktır. Özellikle sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizin metabolik yaşlandırmayı geciktirebileceğini çok iyi biliyoruz.

VARAN 3

HORMONAL YAŞLANMA ÜZÜCÜDÜR

Yaşlanma sürecinde kadınlarda da erkeklerde de bir dizi hormonal kayıp ortaya çıkar. Bu kayıplar özellikle kadınlar için menopoz döngüsü nedeniyle daha sert ve acımasızdır. Kadınlarda adet döngüsündeki değişiklikler 40 yaşından sonra süratle devreye girer. Erkeklere gelince… Hormonal yaşlanma onları da etkiler. Yaklaşık 30’lu yaşlardan itibaren erkeklerde testosteron üretimi -genellikle- yılda yaklaşık yüzde 1-2 oranında azalma sürecine girer. Hormonal yaşlanmanın neticeleri sadece üremenin yavaşlaması ya da durması yani “üreme yaşlanması” ile sınırlı değildir. Yaşla birlikte artan “yorgunlukların, çökkünlüklerin, uyku kayıplarının, huzursuzluklarının, terleme ve sıcak basmalarının, öfke kontrolünde zorlanmalarının, kas ve kemik azalmalarının, boy kısalmalarının, göbek çevresi kalınlaşmalarının, cinsel istek kayıplarının ve daha pek çok yaşlanma sorununun” arka planında hormonal yaşlanma vardır.

UNUTMAYIN

YAŞLANMANIN BAŞKA BOYUTLARI DA VAR

Yaşlanmanın sonuçlarının sadece hormonal, metabolik ve bağışıksal yapılanmamızı etkilediğini zannetmeyin. Yaşlanma sürecinde başka değişimler de oluyor. Mesela bağırsağımızdaki MİKROBİYOM GÜCÜ de yaşlanıyor (mikrobiyomik yaşlanma). Mesela beynimizdeki NÖRAL ORGANİZASYONLAR da yaşlanmaktan nasibini alıyor (nörodejeneratif yaşlanma). Mesela kas, kemik ve eklemlerimizin bize sağladığı ESNEKLİK VE HAREKET GÜCÜ de yaşlandıkça azalmaya başlıyor (mobilite yaşlanması). Lütfen bu satırları okuyunca moraliniz bozulmasın. Zira bütün bu olumsuzlukların “AKILLI YAŞAM TARZI DEĞİŞİMLERİ” ile geciktirilebilmesi de yavaşlatılabilmesi de mümkün! Kısacası YAŞLANMA YOLCULUĞUNUZDA DA HAYATINIZ SİZİN ELİNİZDE.

***

Yazar hakkında

Osman Müftüoğlu, 1955’te Anamur’da doğdu. 1972’de Anamur Lisesi’ni, 1978’de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi. 1984’te iç hastalıkları uzmanı, 1989’da endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları klinik şefi yardımcısı, 1989’da doçent, 1990’da iç hastalıkları klinik şefi, 1997’de profesör oldu.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.