enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:16 İzmir’de bugünden itibaren su tüketiminin yoğun olduğu 11 ilçede planlı ve dönüşümlü su kesintilerine başlanacak…
00:10 Azerbaycan ve Ermenistan Barış Görüşmeleri : Abu Dabi
00:03 Dışişleri Fidan’ın üniversite diplomasına ilişkin iddiaları yalanladı
00:02 Kocaeli Ticaret Odası’dan (KOTO), Mobilya Sektörü’ne yönelik bilgilendirme ve istişare toplantısı
22:22 Tarihi komisyonun ilk toplantısı sona erdi
12:23 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’yi bölgesinde kutupbaşı yapacağız
08:07 Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi (UTDSBK), 15 – 17 Ekim 2025 tarihlerinde Bosna Hersek’te düzenlenecek
06:55 Doğu Türkistan’da neler oluyor? Doğu Türkistan sadece Doğu Türkistanlıların davası değil, Türklerin en büyük davası olması gerekiyor…
00:54 Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere Başbakanı Starmer ile görüştü
00:49 İsrail ve Yunanistan bu gelişmeyi, sadece güvenlik değil, nüfuz mücadelesi açısından da kritik bir eşik olarak okuyor…
00:41 Rusya-Ukrayna Arasında Barış Neden Sağlanamıyor?
00:41 İslamofobi mi Yoksa İslam Düşmanlığı mı?
00:41 Bakan Uraloğlu: “Taşınabilir Elektronik Cihazlarla İlgili Uluslararası Kurallara Titizlikle Uyulması Gerekiyor”
00:33 Rusya’da bilime ve akla yatırım
00:28 Bakan Yerlikaya Suriye İçişleri Bakanı Hattab ile görüştü
00:20 Bakanlıktan, otel yangınıyla ilgili eski İş Başmüfettişi hakkında soruşturma izni
00:17 WWF’ten plastik kirliliğine karşı güçlü ve hukuken bağlayıcı bir küresel anlaşma çağrısı
00:15 Devlet Bahçeli: Türkiye terör musibetinden kalıcı olarak kurtulacaktır
00:06 Milli İstihbarat Akademisi, İsrail ile İran arasındaki savaşı raporlaştırdı
07:16 Türkiye’de son günlerde yaşanan orman yangınlarıyla mücadeleye destek vermek isteyen vatandaşlar, CİMER’e başvurdu
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Ders alınır mı?

Ders alınır mı?
26 Şubat 2023
1.688
A+
A-

Deprem sonrasında uzman hocalarımızdan en çok duyduğumuz ifadelerden biri: “Ders almalıyız.” Aslında bunu her duyduğumda tüylerim diken diken oluyor. 

Prof. Dr. Hasan B. YALÇIN & İstanbul Ticaret Üniversitesi 

Bir sosyal bilimcinin, “Tanrı kolay soruları fizikçilere verdi” ifadesini hiç aklımdan çıkarmam. Ders almak veya benzeri hiçbir olgu, bina dinamiği hazırlamak kadar kolay bir iş değildir. Hangi kolona ne kadar yük yüklenebileceğini kolayca hesaplayabilirsiniz; ne olursa insanın ders çıkaracağını veya hangi dersi çıkaracağını yahut doğru dersi çıkarsa da ona uygun hareket edip edemeyeceğini bilemezsiniz. Çünkü insan denilen yaratık bir maddeden ibaret değildir. Fizikteki gibi bir birimlik kuvvet uyguladığınızda bir birim hareket edeceğini varsaymazsınız. İnsanı bir birim ittiğinizde bir birim de gidebilir iki birim de veya dönüp size bir yumruk atmayı da tercih edebilir.

Bu nedenle ders almak otomatik bir süreç değildir. İnsan kolay kolay ders almaz. Alsa da doğru dersi alıp almadığını bilemeyiz. Yine doğa bilimci hocalarımızın sandığı gibi bu sadece bizim toplumumuza ait bir durum da değil. Savaş tarihinden en bilindik örneği vereyim. İnsanlar Birinci Dünya Savaşı’ndan ders aldıklarını düşündükleri için İkinci Dünya Savaşı çıkmıştır. Çok büyük bir çoğunluğu yanlış dersi çıkardı ve bunlar Avrupa’nın pek kıymetli kafalarıydı.

Hele hele doğa bilimcilerimizin çapraşık ifadelerini duydukça ne dersi çıkaracağımızı anlayamıyorum. Mesela, “Yüksek bina sorun değildir” diyen de var yüksek binalardan şikâyet eden de. “Zemin çok önemli değil” diyeni de duydum. “Zemin en önemli unsurdur” diyene de rastladım. Bunlar öyle ayrıntı konular değil. En temel başlıklarda bile tuhaf bir kakofoni var.
Mesela ısrarla soruyorum. Kaç bina zemin nedeniyle yıkılıyor? Kaç bina mühendislik hatasıyla yıkılıyor? Kaç binada denetleme sorunu var? Yönetmeliğe uygun kaç bina yıkılmış? Elinizde istatistik veri var mı? Daha önceki örneklerden genellemeler yapabilir miyiz?
Bu sorulara maalesef cevap verene rastlamadım. Genelde “çoğu”, “bazısı”, “pek çoğu”, “kimisi” gibi muğlak ifadelerle karşılaşıyorum. Bence asıl sorun da burası. Bilim insanları bize ders almamızı önereceğine şu rakamları önümüze koysa belki biz de kendimizce bir ders çıkarabilirdik ama elde bir rakam olmadığı için neye odaklanacağımızı da maalesef bilemeyeceğiz.

Dahası üstten bir dil kullanarak, “Hâlâ zayıf binalarda denetimden kaçan bilinçsiz insanlar var” gibi ifadeler kullandıklarında acım iki katına çıkıyor. Bazı insanların sırf bilinçsizlik nedeniyle kendi canını tehlikeye atabilecek olduğunu düşünme duyarsızlığına sahip olmaları beni çileden çıkartıyor. Herkes tabii ki en güvenli evde yaşamak ister. Ama aynı insan çaresizlik durumunda birçok riski göze alabilir. “Doğrudur” diye söylemiyorum. “Gerçektir” diye söylüyorum. Bu gerçekliği göz ardı ederek hiçbir ders çıkartamazsınız. Benden söylemesi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.