enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:52 Devler Ligi’nde temsilcimiz Galatasaray bugün Union SG’yi ağırlayacak…
00:46 Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu dün İmralı’ya gitti
00:41 15 bin öğretmen daha eğitim ordusuna katıldı
00:39 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı miraslarını titizlikle korumaktadır
00:34 81 ilden gelen öğretmenler Anıtkabir’i ziyaret etti
00:31 Kılıçdaroğlu’ndan ültimatom!…
00:28 MSB: C-130 askeri kargo uçağın enkazı Kayseri’de incelenecek
00:22 KIZILELMA’nın vurucu gücü yapay zekası olacak
00:22 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Nükleer güç santrali kurulması konusunda Güney Kore ile görüşmelerimiz sürüyor…
00:21 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile görüştü
00:09 Ayasofya’nın restorasyonunda “zeminin tahrip edildiği” iddialarına yalanlama
00:07 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Güney Kore Devlet Başkanı Lee Jae Myung’un huzurunda iki ülke arasında 3 anlaşma imzalandı.
00:01 Kadın Olmazsa Su Adaleti Olmaz
11:30 Kocaeli Sümerspor’dan anlamlı etkinlik: Bu kez Öğretmenler Kürek Çekti 
11:29 Kocaeli Sümerspor’dan anlamlı etkinlik: Bu kez Öğretmenler Kürek Çekti 
00:57 Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’deki tarihi konuşması, konferans için yayımlanan kitapçıkta yer aldı…
00:49 Makine İhracatı, Almanya, ABD ve İtalya en fazla ihracat yapılan ülkeler…
00:49 Türkiye’de 2026 yılı asgari ücreti için geri sayım başlıyor
00:40 Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 5’inci Ulusal Eylem Planı, 25 Kasım’da açıklanacak
00:39 Analist Hazel Çağan Elbir: Avrupa Birliği’nin Türkiye 2025 raporu…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Hadi, Hepimiz Cumhurbaşkanı Olalım!

Hadi, Hepimiz Cumhurbaşkanı Olalım!
10 Ocak 2023
2.612
A+
A-

İşin özü, bahsedilen formülün pratiği görmezden gelen teorik bir akılla üretilmiş olduğudur. Siyasetin doğasına aykırı “liberal” varsayımlara dayandığıdır.

 

Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü

6’lı masa dünkü (6 Ocak 2923) 10. toplantısında işin kolayını buldu.
Adayın kim olacağı konusunda karar vermeyi kolaylaştıracak bir çözüm üretti!

“Madem kimi ortak aday yapacağımıza karar veremiyoruz, o zaman hepimiz cumhurbaşkanı olalım.”
Bu formülü son toplantının ev sahibi olan Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu kamuoyu ile şu cümlelerle paylaştı: “Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun, genel başkanlar doğrudan karar süreçleri içerisinde imza yetkisine sahip olarak bulunacaklar; cumhurbaşkanı kadar, cumhurbaşkanı gibi her stratejik kararda imza yetkisine sahip olacak.”

Anlayacağınız muhalefetin kazanması durumunda bir değil en az 6 cumhurbaşkanımız olacak…
Genel başkanlar dışında bir isim ortak aday olarak belirlenirse cumhurbaşkanı sayısı 7 olur.
Hatta olur da seçim ikinci tura kalırsa bir de HDP’li cumhurbaşkanı olması gerekir, etti mi 8…

***

Meselenin latifesi bir yana Davutoğlu’nun açıkladığı formül,

SP Genel Başkanı Karamollaoğlu’nun daha önce bahsettiği istişare fonksiyonlu “eşgüdüm kurulu” kadar sorunlu.
Örneği olmayan, alaturka bir koalisyon modeli.

Amacı, her genel başkanın parti tabanına iktidarda benzer güce sahip olacağını anlatabilmesi.
Cumhurbaşkanı seçilecek kişinin sadece kendi partisinin değil diğer partilerin politikalarına da uyacağının garantisinin temin edilmesi.
Peki bu “vesayet” ile eleştirilecek model çalışır mı, siyasetin doğasına uygun mu?
Bence çalışmaz ve uygun değil.

Yüzde 50 artı 1 ile seçilen cumhurbaşkanının anayasal yetkilerini genel başkanlarla “cumhurbaşkanı gibi” formuyla paylaşması başlı başına bir sorun.

Hadi diyelim cumhurbaşkanı kararname ile yardımcısı ilan ettiği genel başkanlara bu yetkiyi dağıtsın.
Yine de “halkın yetki verdiği cumhurbaşkanına vesayet formülü”, “sekreter cumhurbaşkanı” veya “kaos modeli” eleştirilerini gideremez.

Bu “parlak” formül akla bir dizi soruyu getiriyor.
6 ya da 7 tane benzer yetkilerde siyasetçinin iktidar paylaşımı nasıl mümkün olabilir?
Aralarındaki iktidar çekişmesinin hakemi kim olacak?

Dış politika ve güvenlikten ekonomiye kadar birçok alanda hangi konular “stratejik” görülecek?
Bir genel başkan imzalamazsa kritik konularda karar alma kilitlenmeyecek mi?

İmza yetkisi olanlardan birisinin veto ettiği “stratejik” kararın gecikmesinin maliyetini kim karşılayacak?
Suriye, Irak ve Libya’da asker bulundurma tezkeresinde CHP, İP ve diğer partilerin genel başkanlarının anlaşması ne kadar mümkün?
Kamucu ya da liberal ekonomi politika tercihlerinde nasıl uzlaşılacak?

Dahası, kriz yönetiminde asgari 6 (veya 7) cumhurbaşkanı yetkisindeki kişi ortak karar veremezse süreç nasıl yönetilecek?

İşin özü, bahsedilen formülün pratiği görmezden gelen teorik bir akılla üretilmiş olduğudur.
Siyasetin doğasına aykırı “liberal” varsayımlara dayandığıdır.

Cumhurbaşkanı kim olursa zaman içerisinde diğer siyasetçileri etkisizleştirecek imkânı ve mazereti bulacaktır.
10 toplantının sonunda bulunan formül eğer Davutoğlu’nun sunduğu ise 6’lı masa seçim kampanyası döneminde cumhurbaşkanı adayı ile birlikte yardımcılarını da açıklamayı tercih edecektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan hem masanın adayını hem de arkasındaki genel başkanları aynı anda silkeleyecek tecrübeye sahip bir lider.
Bu arada, “farklı siyasi akımlar ve liderler özgürlükçülük altında bir araya geldik ve yeni bir toplumsal sözleşmede uzlaşarak tarih yazıyoruz” argümanı ile 6’lı masada olmayı anlatan yaklaşım, CHP’nin peşine takılmayı meşrulaştırma çabasından öteye geçemez.

“Aslında ben de cumhurbaşkanı olacağım” tesellisi ile bir süre idare edilebilir tabii.

[UHA Haber Ajansı, 09 Ocak 2023]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.