enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:52 Devler Ligi’nde temsilcimiz Galatasaray bugün Union SG’yi ağırlayacak…
00:46 Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu dün İmralı’ya gitti
00:41 15 bin öğretmen daha eğitim ordusuna katıldı
00:39 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı miraslarını titizlikle korumaktadır
00:34 81 ilden gelen öğretmenler Anıtkabir’i ziyaret etti
00:31 Kılıçdaroğlu’ndan ültimatom!…
00:28 MSB: C-130 askeri kargo uçağın enkazı Kayseri’de incelenecek
00:22 KIZILELMA’nın vurucu gücü yapay zekası olacak
00:22 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Nükleer güç santrali kurulması konusunda Güney Kore ile görüşmelerimiz sürüyor…
00:21 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile görüştü
00:09 Ayasofya’nın restorasyonunda “zeminin tahrip edildiği” iddialarına yalanlama
00:07 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Güney Kore Devlet Başkanı Lee Jae Myung’un huzurunda iki ülke arasında 3 anlaşma imzalandı.
00:01 Kadın Olmazsa Su Adaleti Olmaz
11:30 Kocaeli Sümerspor’dan anlamlı etkinlik: Bu kez Öğretmenler Kürek Çekti 
11:29 Kocaeli Sümerspor’dan anlamlı etkinlik: Bu kez Öğretmenler Kürek Çekti 
00:57 Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’deki tarihi konuşması, konferans için yayımlanan kitapçıkta yer aldı…
00:49 Makine İhracatı, Almanya, ABD ve İtalya en fazla ihracat yapılan ülkeler…
00:49 Türkiye’de 2026 yılı asgari ücreti için geri sayım başlıyor
00:40 Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 5’inci Ulusal Eylem Planı, 25 Kasım’da açıklanacak
00:39 Analist Hazel Çağan Elbir: Avrupa Birliği’nin Türkiye 2025 raporu…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Su Kaynaklarının Sermaye Gruplarının Eline Geçmesi Sorunu

Su Kaynaklarının Sermaye Gruplarının Eline Geçmesi Sorunu
11 Ekim 2025
13
A+
A-

* Politik Stratejiler Araştırma Merkezi’nden (POLSAM), Araştırmacı-Yazar, Ulusal Güvenlik ve Terörizm Uzmanı Ömer KALAYCI, POLSAM için kaleme aldığı “Su Kaynaklarının Sermaye Gruplarının Eline Geçmesi Sorunu” başlıklı yazısında, “İnsan yaşamının ve devletlerin varlığının temel kaynağı olan su kaynakları ve içme suyu, özel çıkarlar olarak sermaye gruplarının ellerinde tekelleşmektedir” dedi.

– Ömer KALAYCI-

* İşte detayı!…

UHA / İnternational News Agency

ESKİŞEHİR, 11 EKİM 2025 – Politik Stratejiler Araştırma ua-guvenlik-ve-terorizm-uzmani-omer-kalayci | STRASAM.ORGMerkezi’nden (POLSAM) Araştırmacı-Yazar, Ulusal Güvenlik ve Terörizm Uzmanı Ömer KALAYCI, bu durumun yeni oluşacak veya var olan suç örgütlerini daha da besleyeceğini hatırlatarak, suyun, yabancı sermayenin kontrolüne geçecek olmasının, sermaye grupları tarafından suyun fiyatlandırılması ve dağıtımının ele alındığında esas güvenlik sorununun daha iyi anlaşılacağının altını çizdi

Ömer KALAYCI, yaşam kaynağı olan içme suyu ve su kaynaklarının, sermaye gruplarının ellerine geçmiş olmasının sadece bir kazanç kapısı olarak görmemek gerektiğini belirterek, sermaye gruplarının, suyun dağıtım ve fiyatlandırmasını alt yüklenicilere teşere edeceğini ifade etti.

(POLSAM) Araştırmacı-Yazar, Ulusal Güvenlik ve Terörizm Uzmanı Ömer KALAYCI, şunları söyledi:

“Buradaki alt taşere ise yerel ya da bölgesel organize suç örgütleridir. Dolayısıyla sermaye grupları tarafından ele geçirilen su kaynakları ve içme suyu dağıtımının kontrolü suç örgütlerinin eline geçmektedir. Konu ile alakalı suç örgütlerini de yerel mafyatik gruplar olarak ele almakla sınırlandırmamak gerekir; çünkü ulus aşırı boyutta sermaye grupları da organize suç örgütü kapsamında değerlendirilmelidir. Esasen suyun fiyatlandırmasını ve dağıtımını suç örgütleri yapmaktadır. Bu durum bizlere sermaye grupları ile suç örgütlerinin kolektif işbirliği içinde olduklarını göstermektedir. Yanı sıra suç örgütlerinin yerini yakın gelecekte terör örgütlerinin almayacağının bir garantisi yoktur”.

“Okuyucunun aklına ilk olarak yetersiz beslenen ve susuz bırakılan topluluklar olarak Afrika kıtası gelebilir” diyen KALAYCI, “Son 900 yılın en kötü kuraklığını yaşayan, güneşin yakıcı etkisini gösterdiği iklimiyle Orta Doğu’yu da gözümüzün önüne getirebiliriz. Ancak Latin Amerika ülkelerinde yaşanan su kaynakları sorunu çok daha farklı bir boyuta evirildiğinden yazıya örnek teşkil etmektedir. Latin Amerika, şaşırtıcı olarak bol su kaynaklarına sahip bir alan olmasına karşın aynı zamanda 36 milyon insanın içme suyuna erişiminin olmadığı bir bölgeye dönmüştür” dedi.

Ömer KALAYCI, Dünya Su Konseyi’ne (WWC) göre, Latin Amerika’da yaklaşık 100 milyon insanın hijyene erişiminin olmadığını, latrinlere veya septik tanklara bağımlı olan insanlar göz önüne alındığında bu rakamın 256 milyona ulaştığını belirterek, WWC raporuna göre, nüfusun daha fakir bölümlerinin zengin ailelere göre içme suyuna 1,5 ila 2,8 kat daha fazla ödeme yaptığını gösterdiğini söyledi.

Bölgenin yer altı sularının sömürüldiğine vurgu yapan KALAYCI, “Örneğin Meksika’da, ülkenin 653 yer altı suyunun 102’sinin özel şirketlerce ele geçirildiği belirtilmektedir. Kimi Kuzeyli şirketlerin (Nordik ülkeler) ellerine geçirdikleri su kaynaklarını suç örgütlerinin koruduğu ortaya çıkmıştır” ifadesini kullandı.

(POLSAM) Araştırmacı-Yazar, Ulusal Güvenlik ve Terörizm Uzmanı Ömer KALAYCI, şöyle devam etti:

“Organize suç örgütlerin, kuzeyli şirketlerin eline geçirdiği su kaynaklarını korumakla kalmayıp bu duruma itiraz eden halka karşı acımasız yöntemlerle karşılık verdiği ilgili raporlarda ifade edilmektedir. Latin Amerika ülkeleri örneği şimdilik ülkemize uzak gibi görünebilir. Ancak ülkemizin içinde bulunduğu jeopolitik durum, siyasal karar alıcıların ısrarlı Ensar/Muhacir anlayışı ile açık kapı politikası, ülkemizin Kahire iklim kuşağına geçişi, kuraklıkla birlikte suyun ve gıdanın bir yaşam savaşına dönüşecek olma ihtimalini güçlendirmektedir. Bu durum, özellikle ülkemizin güneyinde yoğunlaşmış sığınmacı/kaçakları, organize suç ve terör örgütlerini harekete geçirme ve kolektif eylemlerde bulunma olasılığını da beraberinde getirmektedir”.

Ömer KALAYCI, ABD İstihbarat Servisi CIA’nın 2012 yılı raporunda, dünya genelinde içme suyu kaynaklarının 2040 yılında yetmeyeceğini belirttiğini ve 2030’da bile su talebi ile su arzı arasındaki farkın da yüzde 40’a çıkacağını dile getirdi.

Küresel ısınmanın su kaynakları üzerindeki olumsuz etkisinin 2040’tan sonra daha da artması ile su savaşlarının kapıya dayanacağını söylemenin çok da abartılı olmayacağının altını çizen KALAYCI, 2030 yılında su talep arzı arasındaki fark yüzde 40’a çıkacak; kuraklıklarla beraber oluşacak su kaynakları üzerindeki olumsuz etki 2040 yılından sonra daha da artacaktır denilmektedir” dedi,

Türkiye BM'ye üye mi? Birleşmiş Milletler'e kurucu üyeler ve üye ülkeler hangileri? Birleşmiş Milletler'in kaç üyesi var? BM ne zaman, neden kuruldu? - Haberler

(POLSAM) Araştırmacı-Yazar, Ulusal Güvenlik ve Terörizm Uzmanı Ömer KALAYCI, Birleşmiş Milletlere (BM) göre , dünya genelinde 884 milyon insanın temiz içme suyundan yoksun bulunduğunu, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün raporuna göre tahmininin ise 2025 yılında dünya nüfusunun yüzde 66’sının su sıkıntısı ile karşı karşıya geleceğini bildirdiğini kaydetti.

Ömer KALAYCI, “BM 2022 Dünya Su Kalkınma Raporuna göre 2050 yılında suya erişim sıkıntısı çekecek insan sayısı 5,7 milyar olarak ifade edilmektedir. Türkiye’de ne yazık ki, su zengini bir ülke değildir. Devlet Su İşleri’nin verilerine göre Türkiye, 98 milyar metreküp yerüstü ve 14 milyar metreküp yeraltı suyu olmak üzere, yıllık toplam 112 milyar metreküplük bir potansiyele sahiptir. 2030 yılına kadar tarım alanlarında yüzde 75, evsel kullanımda yüzde 260 artış olması hesaplanmaktadır. 2003 yılında sanayide kullanılan su miktarı 4,3 milyar metreküp iken, bu oranın 2030 yılında 22 milyar metreküpe çıkması beklenmekte” olduğunu açıkladı.

Malatya'ya su kesintisi uyarısı! O ilçeye saatlerce su verilmeyecek! İşte, 01 Ağustos'da su kesintisi yaşayacak mahalleler… - Yaşam - Görsel

“Ülkemizde özellikle büyük şehirlerde içme suyuna büyük ihtiyaç duyulmaktadır” diyen (POLSAM) Araştırmacı-Yazar, Ulusal Güvenlik ve Terörizm Uzmanı Ömer KALAYCI, sözlerini şöyle noktaladı:

“Son zamanlarda bazı büyükşehirlerdeki su kısıtlamasına gidilmesinin yanı sıra hastanelerin acil servislerinde, ishal, kusma gibi nedenlerle hastalar yığılmış durumdadır. Bursa’da son bir hafta içerisinde hastanelerin acil servisleri bu vakalarla dolup taşmakta; yanı sıra şehrin büyük bölümüne belirli saatlerden sonra su verilememektedir”.

***

Yazar hakkında

UA Güvenlik ve Terörizm Uzmanı Ömer KALAYCI

Lisans eğitimini Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler (1990) ve Yüksek Lisans eğitimini Friedrich Wilhelm Üniversitesi Bonn / Almanya’da (2009) (Tez adı: “Birinci ve İkinci Dünya Savaşı Sonunda İmzalanan Versay ve San Francisco Barış Antlaşmaları” Tez Danışmanı: Dr. Paul Cahoj) tamamlamıştır.

Çalışma Alan / Konuları
• Türk Siyasi Tarihi
• Türk Diplomasi Tarihi
• Avrupa Siyasi Tarihi
• Almanya Siyasi Tarihi
• İsveç Siyasi Tarihi
• Japonya Siyasi Tarihi
• Türk Dış Politikası
• Uluslararası İlişkiler
• Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri
• Avrupa Birliği Ortak Dış-Güvenlik ve Savunma Politikası
• Türkiye-Almanya İlişkileri
• Avrupa’daki Ayrılıkçı Hareketler ve Terör Örgütleri
• Terörizm

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.