Prof. Dr. Caferi Tayyar Şaşmaz: “Yaşam Boyu Bağışıklama Programı” Dünya Sağlık Örgütü’nün bir önerisidir)- ıı
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Üyesi ve Erişkin Bağışıklama Çalışma Grubu (EKMUD) Üyesi Prof. Dr. Caferi Tayyar Şaşmaz, 3-9 Halk Sağlığı Haftası vesilesiyle UHA Haber’den Gazeteci Ulaş Dağlıoğlu’na önemli bilgiler paylaştı.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
TÜHA Haber’den Gazeteci Ulaş Dağlıoğlu’nun haberine göre, Prof. Dr. Caferi Tayyar Şaşmaz, Genişletilmiş Bağışıklama Programı’nın aşı ile önlenebilir hastalıkların kontrolünde bir başarı hikayesi bulunduğunu belirterek, sırada Yaşam Boyu Bağışıklama Programı’ın olduğuna dikkat çekti.
Prof. Dr. Caferi Tayyar Şaşmaz: “Yaşam Boyu Bağışıklama Programı” Dünya Sağlık Örgütü’nün bir önerisidir. Genişletilmiş Bağışıklama Programı ülkeler arasında farklı düzeylerde olmakla beraber dünyada yaygın olarak uygulanmaktadır. Bu program ile her yıl dünyada 5 yaş altında 2.5 milyon çocuk ölümünün önlendiği, aşısı eksik olan çocuklarında aşılandığı takdirde 2 milyon çocuk ölümünün daha önlenebileceği bildirilmektedir. Bu aşı ile önlenebilir hastalıkların kontrolünde bir başarı hikayesidir. Gelinen noktada ulusal ve uluslararası sağlık örgütleri ve ilgili uzmanlık dernekleri ergenler için, gebeler için, yaşlılar ve risk grubunda olanlar için de ayrı ayrı aşılama önerileri yapmaktadır ve bu öneriler uygulanmaktadır. Ancak bu önerilen uygulamaların hiçbiri çocukluk aşı programındaki gibi sıkı bir şekilde uygulanıp, izlenip kontrol edilmemektedir. Yaşam Boyu Bağışıklama Programı gereğince bir insan doğduğu andan ölünceye kadar belli yaşlarda önerilen aşıların yapılması ve aşılama yönünden bütün insanların izlenmesi önerilmektedir. Başka bir ifadeyle “Yaşam Boyu Bağışıklama Programı” hali hazırda uygulanan çocukluk yaş grubu aşı pratiğinin bütün yaş grubunu kapsayacak şekilde planlanması ve uygulanmasıdır. Her ülkenin artık bu programa geçmek için hazırlık yapması ve geçmesi gerekir” dedi.
Çocukluk çağı aşıları konusunda halkta farkındalık düzeyi yüksek, erişkin aşılarda düşük Çocukluk çağı bağışıklama programı olan Genişletilmiş Bağışıklama Programı’nın ülkemizde 2010 yılına kadar Sağlık Ocakları, bu tarihten sonrada Aile Sağlığı Merkezleri tarafından yürütüldüğünü dile getiren Prof. Dr. Caferi Tayyar Şaşmaz şunları söyledi: “Türkiye Dünya ölçeğinde bu programı hedeflere uygun başarılı bir şekilde yürütmektedir. Çocukluk çağı aşılar konusunda vatandaşlarımız arasında farkındalık düzeyi iyidir. Bununla beraber erişkin yaş grubunda aynı duyarlılık bulunmamaktadır.”c Prof. Dr. Caferi Tayyar Şaşmaz: “Aşılar toplumsal düzeyde yaygın kullanılmaya başlanmadan önce aşı ile önlenebilir hastalıkların hemen tamamı çocukluk yaş grubunda geçirilmekte ve sık sık salgınlar olmaktaydı. Bu salgınlarda ölüm oranları ve sağ kalanlarda da sakat kalma riski çok yüksekti. Bu dönemde kişi hastalığı geçirip iyileşirse, yaşadığı sürece o hastalığa bağışık olarak yaşarlardı ve erişkin yaş gruplarında aşı ile önlenebilir hastalıklar sıklıkla gözlenmezdi. Bu nedenle aşıların yaygın olarak kullanımı çocukluk yaş grubunda oldu. Aşılama kapsayıcılık hızları arttıkça aşı ile önlenebilir hastalıklar azalmaya başladı. Aşılamanın toplumsal düzeyde etkisinin ortaya çıkabilmesi için aşı kapsayıcılık hızının yüksek tutulması gerekmektedir. Günümüzde hastalıktan hastalığa ve aşının koruyuculuk etkisiyle değişmekle beraber, hedef popülasyonun yüzde 90-95’i aşılanabilirse, toplumsal düzeyde bağışıklık sağlanabilmektedir. Bir hastalığa karşı toplumsal düzeyde bağışıklığın gelişmesi, hastalık etkeninin toplumdan uzaklaşmasını sağlamaktadır. Ülkemizde 2000’li yılların başından itibaren aşılama kapsayıcılık hızlarının daha da artması ile aşı ile önlenebilir hastalıklarda toplumsal düzeyde bağışıklık sağlanmış ve halen de sürdürülmektedir. Burada görev alan yönetici ve sağlık çalışanlarına, Aile Sağlığı Merkezi doktor, ebe, sağlık memuru ve hemşirelerine şükranlarımızı sunuyoruz” dedi. Prof. Dr. Caferi Tayyar Şaşmaz, çocukluk çağı aşılamalarının yaygınlığı ve başarısı sonrasında aşı ile önlenebilir hastalıkların toplumda yaygın olarak görülmediğini vurguladı ve sıraladı;- Aşı olup bağışıklık gelişen kişilerde bağışıklık zamanla azalır,
- Aşı olup bağışıklık gelişmeyen kişiler yetişkin yaş grubuna geçer ve sayıları zamanla artar,
- Aşı olmayıp ya da aşılanamayıp bağışık olmayan kişiler yetişkin yaş grubuna geçer ve sayıları zamanla artar ve
- Ortalama yaşın artması ile beraber bağışıklık sistemi de zayıflar.
Yukarıdaki nedenlerle orta ve ileri yaşlarda da aşı ile önlenebilir hastalıklar görülmeye başlar. Günümüzde bu dönemi yaşamaktayız. Bu nedenlerle erişkin ve ileri yaş grubunda olan insanların da, hem bağışıklığı azalan kişilerin bağışıklığını artırmak hem de bir şekilde bağışık olmayan kişilerin bağışık hale getirilmesi için, önerilen aşılarla aşılanmaları gerekmektedir.
Aşı ve bağışıklama hizmetlerinin bulaşıcı hastalıklara karşı korunmada en etkili, en güvenli ve en ekonomik sağlık hizmeti olduğunun altını çizen Prof. Dr. Caferi Tayyar Şaşmaz sözlerine şöyle noktaladı: “Bugün aşıların sayesinde çiçek, çocuk felci, kızamık vb. gibi çok bulaştırıcı ve öldürücü hastalıklara yakalanma korkusu olmadan güvenle yaşayabiliyoruz. Hem bu güvenli ortamı sürdürebilmemiz hem de gelecekte olası salgın ve pandemilere karşı korunabilmek için aşı ve bağışıklama hizmetlerine daha fazla önem vermemiz gerekir. Toplumda hem çocukluk hem de erişkinlik döneminde aşının gerekliliği üzerine farkındalığı ve aşıya olan güveni artırmamız gerekir. Bir başka çok önemli bir konu da, ülke olarak aşı geliştirme ve üretme teknolojisine yatırım yapmamız, kendi aşılarımızı kendimiz üretmemiz gerekir.”
Gazeteci* Ulaş Dağlıoğlu