enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
09:33 1 Ocak’ta İstanbul’dan dünyaya “Gazze” mesajı verilecek
00:42 ABD ve İngiltere’de sağ çizgide yayın yapan üç gazete, İsrail eleştirisi yazara bedel ödetti…
00:33 Soğuğa yazılan destan: Sarıkamış Harekatı
00:31 Gazze’de ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına neden geçilemiyor?
00:29 Mehmet Uçum: 27 Şubat çağrısı bağlayıcıdır ve o çerçevenin dışına çıkılmamalıdır
00:26 Cezaevindeki 4 bin 200 PKK-KCK’lı için kademeli düzenleme: Suça karışmamış 950-1.050 PKK’lı eve dönüş yolunda mı?
00:25 Petrol Ofisi Grubu’nun İstanbul Havalimanı güzergâhındaki istasyonu hizmete açıldı
00:25 Mahkeme Afşin-Elbistan’daki Termik Santralın Emisyon Verilerinin Açıklanmasını Hükmetti
00:25 Büyükşehir, en güzel şarkılarla 2025’i uğurladı..
00:19 Terör örgütü katil İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde saldırılar gece-gündüz devam ediyor…
00:17 Dışişleri Bakanı Fidan, “SDG belli faaliyetlerini İsrail ile koordinasyon içinde yürütüyor”
00:13 ‘İş Operasyonları’ kategorisinde 2025 Hackett İnovasyon Ödülleri
00:12 CHP Jön Türk, Meşrutiyet, Milli Mücadele Birikiminin Sahibi mi Hasmı mı? -II-
00:09 Türkiye’nin İlk ve Tek Uluslararası Mücevher Fuarı’na Ziyaretçi Kayıtları Başladı…
00:05 Hollanda’da koalisyon krizi olur ve dışarıdan bir başbakan aranırsa, aranan kesinlikle Günay Uslu olur…
00:02 Zayıflama iğnelerini bırakanlar neler yaşıyor?
00:01 MİT’ten yurt dışında DEAŞ operasyonu: İntihar eylemcisi yakalandı
00:01 KGK: Basın özgürlüğü; sorumsuzluk, ahlaki çöküş ve kamuoyunu yanıltma özgürlüğü değildir
11:14 Petrolde Venezuela gerilimi: Arz endişesi fiyatları yükseltti
00:49 Çok Maksatlı ve Bulanıklaştırılmış Açıklamalar
TÜMÜNÜ GÖSTER →

2024’te Amerikan dış politikası

2024’te Amerikan dış politikası
2 Ocak 2024
46
A+
A-

TRT TÜRK yeni banner

Amerikan dış politikasının küresel liderlik iddiası açısından 2023’e görece güçlü başladığını ancak Gazze savaşı bağlamında yaşadığı stratejik akıl tutulması yüzünden seneyi hüsranla bitirdiğini yazmıştım.

Kadir ÜSTÜN, SETA Washington D.C. Koordinatörü

Yeni yılda Biden yönetiminin bu itibar kaybını azaltmaya çalışacağını tahmin etmek zor değil ancak Başkan Biden’ın İsrail’e koşulsuz destek politikasında ısrar etmesi engel teşkil ediyor. Washington, bu çizginin sürdürülemez olduğunun farkında ancak İsrail’in ‘savaş kabinesine’ söz geçirmesi için rahatsızlığını basına sızdırmanın ötesine geçmesi gerekecek. Biden’ın İsrail’e verdiği ideolojik desteği bir kenara bırakıp 2024’te kendi siyasi çıkarına ve Amerika’nın itibarını tamire odaklanması gerekiyor. Aksi takdirde ne kendi partisini toparlaması ne de Rusya ve Çin’le güç mücadelesinde üstünlük kurması mümkün olacak.

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun savaşı Lübnan ve Suriye’ye doğru genişleterek siyasi kariyerini koruma arayışında olduğu ancak Biden’ın da seçim senesinde ABD’nin doğrudan müdahil olmak zorunda kalacağı bölgesel bir çatışma istemediği açık. Savaşın Lübnan’a sıçraması ihtimali Washington açısından kesinlikle kaçınılması gereken bir senaryo zira İran’ın Hizbullah’ı korumak için harekete geçeceği biliniyor. İsrail’in Hizbullah’a saldırması durumunda ve Netanyahu’nun Beyrut’u Gazze’ye çevirme tehdidinin gerçekleştiği bir senaryo Amerika’yı savaşın içine çekecektir. Yemen’deki Husiler örneğinde olduğu gibi bölgedeki İran yanlısı grupların İsrail ve Amerika’nın çıkarlarına ne kadar zarar verebileceğini gördük. Biden yönetimi İran’la savaşa girmek istemese de İsrail’e koşulsuz desteğine devam ederse çatışmanın içine çekilebilir.

BAŞKANLIK YARIŞI

Biden’ın Kasım’da yeniden seçilebilmesi için Filistin meselesini gündemin ilk sıralarından aşağılara itmesi gerekiyor zira kendi partisi içindeki rahatsızlık bazı kilit eyaletlerin kaybına yol açabilir. Kasım seçimlerine kadar yeterince vakit var ve merkez seçmen nezdinde Trump korkusu gene ağır basabilir. Buna karşın genç Demokratlar ve Müslümanlar başta olmak üzere Biden koalisyonunun farklı bileşenlerinin motive edilmesi gerekiyor. Biden’ın yaşı, göçmen krizi, hayat pahalılığı ve Gazze’de yaşananlar kamuoyunun algısını belirliyor ve Başkan’ın imajına ağır darbe vuruyor. Önümüzdeki senenin en önemli gündem maddesinin başkanlık seçimleri olduğu hatırlandığında, Biden’ın gündemi değiştirip birçok açıdan dağınık görünen koalisyonunu tekrar bir araya getirmesi gerekiyor. Bunu yapmak için ‘aman Trump gelmesin, gelirse demokrasi kalmaz’ tezinin yeterli olacağını düşünmek saflık olur.

KÜRESEL GÜÇ MÜCADELESİ

Kasım seçimlerine doğru Ortadoğu’da sıkışmaya devam etmesi kuvvetle muhtemel olan Biden yönetiminin Ukrayna’ya yardıma devam etme kabiliyeti de iyice zayıflamış durumda. Biden Ukrayna konusunda Batı’nın liderliğini yaparak Rusya’yı izole etmeyi büyük oranda başarmış ve Çin’e gözdağı vermişti. Ancak gerek Ukrayna’nın net bir zafer kazanamaması gerekse birçok ülkenin Rusya ve Çin’le ilişkilerini koparmak istememesi Washington’ın stratejisini zayıflattı. Rusya ve Çin’le mücadele edeyim derken bu iki gücü birbirine yakınlaştırma hatasına düşen Biden yönetimi, bir süredir Çin’le tekrar angajman üzerinden bu hatasını düzeltmeye çalışıyor. Biden’ın 2024’te Çin’le iş birliğine devam ederek seçim senesinde başına bir de Tayvan belası almak istemeyeceğini öngörebiliriz. Ancak Çin’e söylem yumuşatmanın da iç siyasette maliyeti olacaktır zira Cumhuriyetçi adaylar Çin konusunda çok daha şahin politikaları savunacaklar.

Biden Kongre’de Rusya’ya karşı her iki partinin de antipatisinden yararlanmaya devam etmek isteyecektir ancak Ukrayna’ya yardım konusunda büyük tavizler vermek zorunda kalacak. Ukrayna konusunda acil yardım gerektiği tezinin çalışmayacağı bilindiği için Biden İsrail’e yardımla aynı pakete dahil etti. Bu paketin Biden’ın istediği şekilde geçmesi için göçmen krizi konusunda sert adımlar atması gerekecek ancak bu da parti tabanındaki azınlık gruplarının tepkisini çekecek. Biden Kongre’den yardım geçiremezse, Ukrayna’yı Rusya’yla masaya oturmak için teşvik etmek zorunda kalabilir. Bu senaryonun seçim öncesinde gerçekleşmesi durumunda gene iç siyasette maliyeti yüksek olur. Amerikan yardımının zayıflaması, Avrupa’nın da desteğini azaltmasına ve müzakere çağrılarını artırmasına neden olabilir. Bu durumda Rusya’nın Ukrayna’yı tamamen ele geçirme hedefine ulaşamasa da Batı’yı dize getirdiği propagandasını yapması mümkün olacaktır.

Biden yönetiminin Rusya ve Çin’e odaklanarak adeta Ortadoğu diye bir yer yokmuş gibi hareket etmesinin maliyeti yüksek oldu. 2024’te bu hatasını telafi etmeye çalışabilir ancak İsrail’e kayıtsız destek politikasının değişmesi gerekecek. Savaşın bölgeye yayılmasını engelleyememesi durumunda, Biden yönetimi kendini tekrar Ortadoğu’da askeri müdahale denkleminin içinde bulabilir. Böyle bir senaryo, Amerika’nın Çin ve Rusya’yla giriştiği küresel güç mücadelesinde dikkatinin dağılmasına yol açacaktır. Çin’in Biden’ın seçime giderken savunmasız olduğu hesabını yaparak Tayvan’da harekete geçmeye kalkması Washington için tam bir kâbus senaryosu olacaktır. 2024’te Ortadoğu, Ukrayna, Çin ve başkanlık seçimi gündemleri Amerikan dış politikasını şekillendirecek en önemli dinamikler olarak önümüze çıkacaktır. Biden yönetiminin birbirini yakından etkileyen bu kritik dosyaları yönetme becerisi (veya beceriksizliği), Amerikan dış politikasının küresel liderlik iddiasının devam edip etmeyeceğini de belirleyecektir.

ETİKETLER: , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.