enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:52 Kanadalı foto muhabiri: Reuters, İsrail’in 246 gazeteciyi öldürmesinde sorumlu
00:46 İletişim Başkanı Duran: Malazgirt ruhu, Terörsüz Türkiye idealimizin yol haritalarından biridir
00:21 Hatay’ın genç sörfçüleri Kiel’de: Depremin Ardından Umut ve Dayanışma Dalgaları
00:17 Memur ve emeklisinin zammı bu hafta belli olacak
00:08 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, bölgede barış ve esenliğin teminatıdır
09:45 Türk dizileri Rusya’da rekor kırıyor
09:34 Barajlar boşaldı, su kesintileri başladı. Türkiye’nin su yönetimi sorunları ve çözüm önerileri
00:59 Su çürümeden…
00:53 Terörsüz Türkiye’nin Başlangıç Noktası Unutulmamalı
00:53 Çatalca’daki kum ocağını genişletme projesi İstanbul’un su kaynaklarını ve Kuzey Ormanları’nı tehdit ediyor…
00:52 Gebze’nin ilk Şehidi Numan Dede’nin abisi; “Bizim canımız yandı başkalarının canı yanmasın!’
00:47 CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Kanko, “AK Parti Hükümeti Vatandaşı Kara Listeye Aldı!”
00:43 Erdoğan, “Muhalefetin ekonomimizi hedef alan sabotaj girişimleri hamdolsun tutmadı”
00:36 FUEN TAG Sözcüsü Kosova’ya çalışma ziyaretinde bulundu
00:29 Aslı Dülgeroğlu, Pfizer Ar-Ge Birimi bünyesinde Çalışma Kalitesi Gözetim Direktörü olarak atandı
00:19 “Cennetin Çocukları” dizisinin ikinci tanıtımı yayınlandı
00:16 Dünyanın Lanetlileri!
00:14 Bir Karış Toprak, Bir Damla Su, Bir Nefes: “Mavi Vatan”
00:08 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye yangınlarla mücadelede dünyada parmakla gösterilen bir ülke konumunda
00:04 Etki Odaklı Sohbetler’in konuğu WWF-Türkiye İletişim Grup Müdürü Dr. Neyran S. Akyıldız oldu
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Pandemide 3. Ramazan Bayramı

Pandemide 3. Ramazan Bayramı
30 Nisan 2022
3.461
A+
A-

2022’nin Ramazan Bayramı da pandemiden kurtulamadı. Müslüman âlemi son üç yılın Ramazan Bayramlarını pandeminin etkisinde kutlamak/yaşamak zorunda kaldı. Pandeminin ilk iki yılında hem Ramazan hem de Kurban bayramları tarihlerinde görülmedik ölçüde olağanüstü kısıtlamalarla kutlanmıştı. Çok mahzun bayramlardı! Aşılanma, toplumsal bağışıklığın yükselmesi, virüsün de gücünü yitirmesi sebebiyle bu bayramın inşallah salgın öncesindeki bayramlara benzer şekilde kutlanması mümkün olacak.  

Tüm ülke toplumlarının yaşamında dinî ve millî bayramların bireyleri birbirine yakınlaştırıcı, kaynaştırıcı, dargın/kırgınları barıştırıcı bir etkisi olduğu tecrübe ile bilinmektedir. Bayramların bu rolünü en iyi yerine getirebilmesinin koşulu ise hiçbir kısıtlamaya konu olmadan özgürce kutlanabilmesidir. Temenni ederiz ki, 2022’nin Ramazan Bayramı ve sonrasındaki bayramlar böyle bayramlar olsun.  

Şu bir gerçektir ki toplumsal dayanışmayı en fazla önemseyen bayramlar Müslüman bayramlarıdır. Yetimin, yoksulun, kimsesizin, ihtiyaç içinde olanın; toplumsal dengesizliklerin ve enflasyon canavarının ne yapacağını bilemez hale soktuğu çaresizlerin aranıp sorulmadığı, kaderlerine terk edildiği bayramlar Müslümanca bayramlar olamaz! Çünkü bayramlar; muhtaç kesimlere karşı empatinin keyfi değil bir görev olarak kabul edildiği; halden, dilden anlamanın dozunun zirve yaptığı çok özel günlerdir.  

Bu dinsel görev ihmal ya da göz ardı edilerek kutlanan bayramlar ruhsuz bayramlardır. Bencilliğin köşeye sıkıştırıldığı değil, özgür bırkıldığı bayramlardır. Müslümanlıkta Egoizmin/bencilliğin, yani nalıncı keseri gibi kendine yontmanın, insanlara yukarıdan bakmanın, “adam sende!”ciliğin asla yeri yoktur. Bütün kötülükler, bütün olumsuzluklar gibi bencillik, çıkarcılık da en yalın ifadelerle reddedilmiştir.  

Arif Nihat Asya | Edebiyat ÖğretmeniBilinçli bir Müslüman olan şair-yazar Arif Nihat Asya, Müslüman bayramlarıyla ilgili bir yazısında kimi yoksulluk ve kimsesizlikler karşısında bayramın kendisinin bile hüzünleneceğini yüreklere işleyen bir duygu yoğunluğuyla ifade etmiştir. İşte o yazıdan birkaç cümle:  

“Öyle evler vardır ki, bayram gece yatısına gelse kuru tahtada yatar.”, “Öyle kapılar vardır ki, içerden ‘Kim o?’ diye sorulduğunda bayram adını söylemeye utanır.”, “Öyle sokaklar vardır ki, bayram korkmadan geçemez.”,“Öyle acılar vardır ki, ‘Bugün bayram!’ diyen takvimler onlar için yalancıdır”, “Şu dünyaya garip gelmiş, şu dünyadan garip gidecek öyle kimseler vardır ki on bayram bir araya gelse onlara hiçbir şey getiremez!”  

  İnfak etmenin, yani muhtaçlara geçimlik temin etmenin, paylaşmanın, her türlü cömertliğin ve onun “isar” denen en yüksek derecesinin sıradan bir işmiş gibi alışılmış uygulamalarına İslam’ın tarihinden sayısız örnekler verilebilir. Öyle Müslümanlar biliniyor ki, sahip olduğu tek serveti olan bir öğünlük yemeği dahi kendisinden daha aç bir başkasına memnuniyetle ikram edebilmiştir. Bu uygulamalar bugünün birçok insanının aklına sığmaz.  

Müslümanlıkta esas olan alan değil, veren el olmaktır. “Veren el, alan elden üstündür” hadisi de bunun belgesidir. Bir Müslüman gücü ve imkanı varken çalışıp kazanacak, kimseye muhtaç olmayacaktır. Hadise göre bilakis muhtaç olana yardım etme konumunda olacaktır. Ama kimi insanlar meşru ve anlaşılır nedenlerle yoksul ve muhtaç düşebiliyorlar. İşte böylelerine yardım etmek, ihtyaçlarını gidermek, onların da bayram sevinci hissetmelerine vesile olmak dinsel görevlerimizin ilk sıralarında yer alıyor. Bütün bayramlar bu görevi yerine getirmenin en değerli zamanını oluşuruyor.  

Ne mutlu bu görevi hiçbir gösterişe, hiçbir gönülsüzlüğe düşmeden halisane bir şekilde yapabilenlere! 

İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar

[UHA Haber Ajansı, 30 Nisan 2022]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.