enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
09:40 Toplumsal sorunlar iş modeline dönüştü
07:58 İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Emniyet ve jandarma trafik ekiplerince 5-12 Haziran tarihlerinde 3 milyon 647 bin 742 aracın denetlendi”
06:56 Gazeteci – Yazar Bekir AĞIRDIR, “Bahçeli’nin yeni anayasa çağrısı, yalnızca metin değişikliği değil; seçim sistemi, parti yasası ve meclis iç tüzüğü”
01:59 İran, İsraillilere ülkeyi terk etme, Kanal 12 ve Kanal 14 televizyonlarına da “tahliye” uyarısında bulundu.
01:37 Orman yangınlarıyla mücadele kapsamında Bolu’daki ormanlık alanlara girişler 01 Temmuz-30 Eylül 2025 tarihleri arasında yasaklandı.
01:24 İran-İsrail Çatışması İran Kamuoyuna Nasıl Yansıyor?
00:57 Kocaeli Ticaret Odası, Özel KOTO AOSB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 10. yılını gururla kutladı
00:56 İnfografik: İsrail, İran’ı Vurdu: Nükleer Tesisler Hedef Alındı
00:43 Gaziantep İl Tarım ve Orman Müdürü Karayılan’dan Nizip Ticaret Odası’na (NTO) ziyaret
00:39 Gazeteci-Yazar Merve GÜRBÜZ, “İran, modern savaş teknolojisinin gerisinde mi kaldı?”
00:33 Ankara Barosu Kent ve Çevre Merkezi Heyeti’nden Su Politikaları Derneği’ne Ziyaret
00:28 Mesaisine bugün başlayacak Meclis Genel Kurulu’nun gündeminde bu hafta da Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) olacak.
00:26 Türkiye’de işe alım piyasasında hareketlilik beklentisi sürüyor
00:15 Hatay Sörf Merkezi, Türkiye Şampiyonası’ndan 6 madalya ile döndü
09:18 18 ilde DEAŞ operasyonu: 39 gözaltı
09:01 Yeni haftada hava nasıl olacak?
08:51 İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’den (DMM), günün öne çıkan haberleri…
08:29 Cumhurbaşkanı Erdoğan “kabine” toplantısına başkanlık edecek
08:05 WWF-Türkiye: “Köpek Balığı Yaşayan Deniz Sağlıklı Denizdir!”
00:28 Kocaeli Valisi İlhami Aktaş’tan sıra dışı davranış..!
TÜMÜNÜ GÖSTER →

YTÜ emekli öğretim görevlisi Doğan, “Türkçemizi korumamız ve geliştirmeye çalışmamız gerekir”

YTÜ emekli öğretim görevlisi Doğan, “Türkçemizi korumamız ve geliştirmeye çalışmamız gerekir”
12 Kasım 2023
55
A+
A-

İstanbul TRT Radyo 1’de her Cumartesi akşamı saat 22.00’de canlı olarak Şair ve İletişimci Harun YÖNDEM tarafından hazırlanıp ve sunulan ‘Toplum, Çevre ve İnsan‘  adlı programın konuğu Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Türk Dili alanında emekli öğretim görevlisi Fethi Murat Doğan oldu.

UHA / İnternational News Agency

Şair ve İletişimci Harun YÖNDEM, canlı yayında konuğu Fethi Murat Doğan’la okul yılları, eğitim, dil ve çevre üzerine gözlemlerini ve tespitlerini konuştu.
Harun YÖNDEM: ‘Toplum, Çevre ve İnsan’  programımıza hol geldiniz! Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Fethi Murat DOĞAN: Polatlı-1951 doğumluyum.  İlk ve ortaokulu Polatlı’da bitirdikten sonra Ankara Bahçelievler Öğretmen Okuluna girdim. Öğrenimimi Bolu Öğretmen Okulunda tamamlayarak 1971 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü kazandım.

O dönemin gençlik hareketleri içinde yer aldım. Yükseköğrenimini İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsünde tamamladım. Taksim Atatürk Lisesinde edebiyat öğretmenliği ve İstanbul Bilgi Üniversitesinde Türkçe okutmanlığı yaptım. Çeşitli gazete, ansiklopedi ve yayınevlerinde çalıştım. On sekiz yıldır Yıldız Teknik Üniversitesinde Türkçe okutmanlığı görevine devam etmekteyim.

Harun YÖNDEM: Günümüzde kullanılan Türkçe ile ilgili genel bir değerlendirme yapar mısınız?

Fethi Murat DOĞAN: Önce şöyle bir giriş yapmak istiyorum. Düşmanlarımız bilmektedirler ki bir memleketin sırtını yere getirmek için, ordusunu bozmaktan, topraklarını işgal etmekten de tesîrli metod, dilini ve îmânını tahrîb eylemektir. İşte bu neticeyi elde ettikleri içindir ki şenlik yapmaya hazırlanıyorlar ve îtirâf edelim ki yapıyorlar da.

Bugün Türkçe, gırtlağına ip dolanmış bir adam gibi, yerden yere sürükleniyor ve her parçası bir tarafta kalıp organik bütünlüğünü kaybetmiş bulunuyor. Bir cem’iyetin hareket ve bağlantı noktalarının, geçmiş ile hâl arasında kopuksuz ve müteselsil bir çizgi hâlinde devam etmesi, o cem’iyetin selâmet ve bekası nâmına temel prensiptir. Hâlbuki yeryüzünde hiçbir millet yoktur ki dili bir siyâset kozu olarak didiklenip genç nesiller, dedelerinin, hattâ babalarının dahi söylediklerini anlayamayacak hâle getirilsinler. Böyle bir facianın tek kurbanı, işte Türk milletidir.

Dikkat edilecek olursa, Türkçenin yıkılışı hâdisesi, târîhî düşmanlarımızın ve onları velînîmet kabul etmiş gafillerin nezdinde şiddetle alkışlanmaktadır. Lisân gibi, bir milletin hem kılıcı, hem kalkanı olan bir ana merkezin tahrîbi, Müslüman-Türk birliğini fikir ve rûh anarşisine götürerek parçalamayı îmânlarının îcâbı bilmiş olanlar için, elbette sevinilecek bir netîcedir. Ancak, daha da acı olan, târîhî ve kasıdlı düşmanların yolunda yürümeyi âdeta bir vazîfe zanneden basîretsiz zümrenin bu katliâmı anlamadan seyretmesi, hattâ ona iştirak eylemesidir.’Öz Türkçecilik’ parolası altında eğitim ve öğretim sistemimize hâkim olan bu sûikasd, Moskova’nın, yetmiş milyonluk Orta Asya Türklüğüne tatbîk etmiş ve etmekte olduğu sistemin eşidir. Aynı menşeden direktif almak suretiyle bu kıtal hareketini hazırlamış olanların hesap günü gelip çatmıştır. Bu yolda harekete geçmek, bir vatan ve îmân borcu ehemmiyeti kazanmış bulunuyor.

Fethi Murat Doğan: Basın yayının, özellikle televizyonların, Türkçemizin yayılmasında çok etkili olduğunu görüyoruz. Kardeş Türk cumhuriyetlerinde ve Balkanlarda Türkiye Türkçesinin hızla yayılmasında ve Türkiye’de de İstanbul ağzının, kültür Türkçesinin hızla benimsenmesinde basın yayının gücünü, sanırım herkes kabul eder. Öte yandan, Tanzimat’tan bu yana süregelen batı hayranlığı ve taklitçilik, ne yazık ki günümüzde, özellikle basın yayın tarafından körükleniyor! Bize has ne varsa küçümseniyor, aşağılanıyor; buna karşılık, batının dili, kültürü, müziği, mutfağı vs. ise hep yüceltiliyor!

Bazı eski sömürgelerde olduğu gibi, yabancı dilde öğretim yoluyla Türkçemiz ikinci plana itiliyor. Bu ülkenin ezici çoğunluğunun anadili olan millî dilimiz Türkçe, yabancı dilde eğitimle aslında yok edilmeye çalışılırken bir yandan da ‘anadilinde eğitim’ adı altında, ‘etnik dilde’ bölücü eğitim, batı tarafından milletimize dayatılıyor.
Eğitimimizin ‘millî’ yönü, çok zayıflamıştır. Gençlerimize, ne yazık ki, ilk ve ortaöğretimde dil ve tarih bilinci veremiyoruz. Yabancı kültürün etkisine karşı millî ve manevî değerlerimizle donatamadığımız için gençlerimiz, batının yozlaşmış kültürünün kolaylıkla etkisinde kalabiliyorlar. Ayrıca, dilimizi de nerdeyse 300-500 kelimeyle konuşuyorlar! Çok eski ve ana dillerden olan Türkçemiz, bütün bunlardan dolayı, ciddî sıkıntılarla karşı karşıya bulunuyor.

Harun YÖNDEM: İnsan topluluklarının ‘millet’ hâline gelişinde ‘dil’ olgusunun yerini yorumlar mısınız?

Fethi Murat Doğan: Milletlerin meydana gelişinde, tarih, coğrafya, iktisat gibi unsurların yanında, özellikle dil, çok büyük bir öneme sahiptir. Dil, toplumu birleştirdiği gibi, aynı zamanda, toplumun kültürünün de gelecek nesillere aktarılmasını sağlar. Millî edebiyatın, toplumu birleştirmede ve millî ülküleri yaymadaki etkisi, toplumun birlik ve bütünlüğünün çimentosu gibidir.

Toplumları köleleştiren Roma İmparatorluğu ve daha sonraki sömürgeciler de hep kendi hâkimiyetlerini sürdürebilmek için kendi dillerini her yolla yaymışlar; sözgelişi, Fransızlar Cezayir’de ve diğer sömürgelerinde Fransızcayı, İngilizler de Hindistan ve diğer sömürgelerinde İngilizceyi geçerli kılmışlardır. Dünya sahnesine geç çıkan ABD de aynı yoldan giderek İngilizceyi geçerli kılmak için, sözgelişi ülkemizde, İngilizce eğitimi, anaokulundan liseye, üniversiteye kadar, durmaksızın yaymaktadır. Bundan dolayı, yabancı kültür karşısında Türkçemiz ve milli kültürümüz geri plana itiliyor!Gündelik hayatta sıkça rastladığımız kaba saba ve seviyesiz konuşma, sürekli olarak yerli yersiz yabancı kelimelere, söz kalıplarına vs. yer verilmesi sonucu, dilimiz zayıflar, kültürümüz yozlaşır; dilimizin ‘ilim dili’ olamayacağını iddia eden yetkililer bile çıkabilir! İlim dili olarak gelişmesi engellenmeye çalışılan Türkçemiz için tehlike çanları çalıyor demektir!Millî kültürümüz, birliğimiz, varlığımız ve geleceğimiz bakımından, tıpkı sınırlarımızı korur gibi, Türkçemizi korumamız ve geliştirmeye çalışmamız gerekir. Bilim alanında yabancı terimlere Türkçe karşılık bulunması için olağanüstü çaba harcamalıyız. Türk Dil Kurumu, üniversiteler ve aydınlarla işbirliği içinde bu çalışmaları ısrarla devam ettirilmelidir.
Harun YÖNDEM: Teşekkür ederim, bizleri aydınlattığınız için.
Fethi Murat Doğan: Görüş ve düşüncelerimi dinleyicilere ve iletmeme vesile olduğunuz için ben de sizlere, programın hazırlanmasında ve yayınlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Gazeteci* Ataner YÜCE
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.