enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:51 Doğu Kudüs’ten Filistinli Gazeteci Huda Fadıl NAİM, Gazze’de yaşanları haber yaptı…
00:46 UNESCO Türkiye’nin Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerindeki unsur sayısını 32’ye, çokuluslu dosya sayısı ise 14’e yükseldi.
00:44 Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş, Amasya’da ziyaretlerde bulundu
00:44 Asgari Ücret Tespit Komisyonu ikinci toplantısını 18 Aralık Perşembe günü yapacak…
00:36 Önlem alınmazsa kanser kaynaklı ölümler 2050’ye kadar iki katına çıkacak
00:33 Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar’dan rektörlere müfredat ve AKTS mesajı…
00:29 Hollanda Türkleri babaları İsmail GÜNGÖR’ü kaybetti!…
00:15 Yüzyılın Konut Projesi’ne başvuru için son hafta
00:14 2026 Özel sektör zam beklentileri-Türkiye ortalaması nereye oturur?
00:12 Zeyrek’in kalbinde yer alan ve yıllarca atıl kalan Haliliye Medresesi…
00:12 Başkan Bulut: “Kocaeli, sanayicimizin emeği- tüccarımızın cesaretiyle ülkemiz ekonomisine güç katıyor…”
00:05 (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nda konuştu…
11:43 Asgari Ücret Sadece Bir Ücret Değildir…
10:35 Meryem GÜLBETEKİN : Ay’a Gerçekten Ayak Basıldı mı ??? Soğuk Savaşın Büyük Gizemi
00:57 TRT Radyolarından Aile Yılı’na özel radyo oyunu: Aile Bağları
00:49 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İş dünyamızın desteğini beklediğimiz meselelerden bir diğeri, terörsüz Türkiye sürecimizdir”
00:42 Filistinli Gazeteci Duha Hmidan Doğu Kudüs’ten bildiriyor…
00:41 MHP 120 sayfalık “Terörsüz Türkiye” raporunu Meclis Başkanlığı’na sundu.
00:35 Gazeteci Emma de RUITER,’den Avrupa Haberleri…
00:35 Çocukların okuma alışkanlıkları değişti, dikkat süreleri azaldı
TÜMÜNÜ GÖSTER →

“Yenidoğan Çetesi” Skandalı ve Özel Hastaneler

“Yenidoğan Çetesi” Skandalı ve Özel Hastaneler
27 Ekim 2024
25
A+
A-

Çok doğaldır ki İnsanın en duyarlı olduğu konu sağlığıdır. “İnsanın hayatı sevmesi, fakat ölüme mahkûm olması, doktorları daima hatırı sayılır insanlar yapacaktır.”(La Bruyére) sözü de bunu doğrulayan bir saptamadır. Bu yüzden insanın sömürüye ve suiistimale en açık yönü sağlığıdır. Doktorların ünlü Hipokrat yemini, insan sağlığının sömürü ve suiistimal konusu yapılmamasını güvenceye almak istemiş ve tüm dünyada doktor adayları bu yemini ederek göreve başlamışlardır. Ama başka alanlarda yapılan birçok yemin gibi bu yemin de gerektiği ölçüde tutulmamıştır. Sonuç, birçok doktorun çabuk ve çok zengin olma uğruna insan sağlığını kolayca feda etmesi olmuştur. Hasta/hasta yakını ile doktor/hastane arasında ortaya çıkan ihtilafların, kavgaların, davaların çoğu bu yüzdendir.

Son günlerde Türk kamuoyunu derinden sarsan ve ülke gündeminin ilk sıralarını işgal eden “yenidoğan çetesi” olayı, özel hastanelerin suiistimale her zaman açık olmasının yol açtığı en büyük skandaldır. Türk özel hastaneleri işleyiş ve dürüstlükleri konusunda hiçbir zaman vatandaşa güven verememiştir. Tam tersine ülkemizdeki özel hastaneler, devlet hastanelerinden istediği zamanda ve hızda hizmet alamadığı için kendisine zorunluluktan dolayı başvuran vatandaşların/hastaların büyük çoğunluğunda, “Acaba aldatılacak mıyım, sömürülecek miyim?” tereddütlerine neden olmuştur.

Elbette çok sayıdaki özel hastane arasında işini düzgün, etik kurallara uygun olarak yapanlar da bulunmaktadır. Ama bunlar istisnadır. Çoğunluğu hastayı bir şekilde sömürme derdindedir. “Yenidoğan çetesi” facia çapında bir skandal olduğu için bu kadar gürültü koparmıştır. Yoksa özel hastanelerin kendilerine başvuran hastaların tedavilerini uzatması, çoğu zaman gereksiz tetkikler, tahliller istemesi, bunların da astronomik rakamlara mal olması sebebiyle hasta ve hastane arasında sürtüşmeler, kavgalar hep var olan bir durumdur. Özel hastanelerin baktığı SSK kapsamındaki hastalar için devletten daha fazla para alabilmek amacıyla verilen hizmetin bedelini normalden çok daha yüksek gösterdiği, hatta hiç verilmemiş hizmeti verilmiş gibi gösterdiği de çok görülmüştür.

Yıllar önce tanınmış bir tıp adamı Türkiye’de doktorların hastalardan istediği tetkik ve tahlillerin yüzde 70-80’inin gereksiz olduğunu söylemişti. Ama ülkemizde hastalar maalesef hem devlet hem de özel hastanelerde çoğu gereksiz tahlillere, tetkiklere, ultrasonlara, emarlara, tomografilere vb. yönlendiriliyor. Türkiye’de hastane bünyesindekiler dışında özel şahıslar ve şirketlerce işletilen çok sayıda tahlil, tetkik ve görüntüleme merkezleri bulunmaktadır. 20 yıl kadar önce İstanbul’un yalnızca Anadolu yakasında İngiltere’nin bütününde bulunandan daha fazla tomografi cihazı bulunduğu haberini okuduğumu o gün bu gündür hiç unutmadım. Elbette bu sağlıkta bir sömürü ve suistimal çarkının işlediğinin de bir kanıtıydı.

Bugün geldiğimiz bu yerde özel hastaneleri artılarıyla-eksileriyle, sevaplarıyla-günahlarıyla masaya yatırıp bundan sonrası için sağlam bir yol haritası çıkarmak kaçınılmaz olmuştur. Bu harita üzerindeki en önemli işaretlerinden biri, özel hastanelerin devlet desteğine dayanmadan ayakta durabileceklerinin güvencesini verebilmeleri olmalıdır. Bir özel hastane rolünü/görevini yapabilmek içinümidini şu veya bu ad altında devletten tahsil edeceği paralara bağlıyorsa onun bu ülkede işbaşı yapma şansı olmamalıdır. Türkiye’de bileğinin gücüyle kurulan ve sağlam bir şekilde işlevini yerine getiren hastaneler vardır ve bunlar da devletle anlaşmalı değillerdir.

Tam beş yıl önce “Özel Hastane Enflasyonu” başlığı ile yazdığımız bir yazıda sorduğumuz, “Bir ülkede ne kadar nüfusa ne kadar hastane gereklidir? Bunun ne kadarı devlet ne kadarı özel hastane olursa optimaldir? Gelişmiş ülkelerde özel hastanelerin devlet hastanelerine ve ülke nüfusuna oranı nedir?” (Cumhuriyet, 18.09.2019) şeklindeki sorunun da yanıtı doğru bir şekilde verilmelidir.

İki şey bağdaşmaz: Para sevgisi ve dindarlık - DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ

İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.