enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
06:50 Sempozyum | Sosyal Panorama 2025: Türkiye’de Değişen Nüfus ve Ailenin Geleceği
00:57 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elim uçak hadisesinin neden yaşandığını çok daha net göreceğiz ve kamuoyuyla paylaşacağız”
00:50 TOBB’un Nefes kredi hacmi 25 milyar liradan 50 milyar liraya yükseltildi…
00:48 Bakan Uraloğlu, “Üretilen dördüncü Milli Banliyö Tren Seti Gaziantep Büyükşehir Belediyesine teslim edildi”
00:43 Türkiye genelindeki metro tünelleri, olağanüstü durumlarda 1 milyon 374 bin kişiye acil barınma imkanı sağlayacak kapasitede…
00:40 “2025 yılında 65 ilde 255 kazı alanına ulaştık”
00:39 Bakan Güler: Kutuların çözümü ve ilk bulgulara ulaşma süreci en az 2 ay sürer
00:32 Terör örgütü PKK Irak’ın kuzeyindeki Zap bölgesinden tamamen çekildi
00:31 Suriye Sahasındaki Meydan Okumalar ve Fırat’ın Doğusu
00:23 Engelli bireylerin trafik sigortasından indirimli yararlanmalarına ilişkin yeni düzenleme 1 Şubat 2026’da yürürlüğe girecek….
00:18 Şara’nın Washington Ziyareti ve Türkiye’nin Rolü
00:08 Doğu Karadeniz’den ocak-ekim döneminde bal ihracatı, 1 milyon 834 bin 520 dolara ulaştı.
13:46 Kriz Beklentisine Mahkum Olmak
11:21 4. Ölüm Yılında, Şair, Yazar, Düşünür Sezai Karakoç
06:55 Sındırgı’da 22 bin 600 binada inceleme yapıldı…
00:48 CSO Ada Ankara’dan bu hafta müzikseverlere unutulmaz konserler, çeşitli etkinlikler…
00:40 SPD Başkanı Yıldız: Kuraklık yerleşiyor. Su Yönetiminde radikal bir değişim şart.
00:24 İmamoğlu iddianamesinde yer alan telefon notundan dikkat çeken detaylar çıktı
00:20 Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, “Türkiye’nin dünya çapında bir turizm markası”
00:09 KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, “İlk ziyaretimi Türkiye’ye yapmaktan son derece memnunum”
TÜMÜNÜ GÖSTER →

“Yenidoğan Çetesi” Skandalı ve Özel Hastaneler

“Yenidoğan Çetesi” Skandalı ve Özel Hastaneler
27 Ekim 2024
25
A+
A-

Çok doğaldır ki İnsanın en duyarlı olduğu konu sağlığıdır. “İnsanın hayatı sevmesi, fakat ölüme mahkûm olması, doktorları daima hatırı sayılır insanlar yapacaktır.”(La Bruyére) sözü de bunu doğrulayan bir saptamadır. Bu yüzden insanın sömürüye ve suiistimale en açık yönü sağlığıdır. Doktorların ünlü Hipokrat yemini, insan sağlığının sömürü ve suiistimal konusu yapılmamasını güvenceye almak istemiş ve tüm dünyada doktor adayları bu yemini ederek göreve başlamışlardır. Ama başka alanlarda yapılan birçok yemin gibi bu yemin de gerektiği ölçüde tutulmamıştır. Sonuç, birçok doktorun çabuk ve çok zengin olma uğruna insan sağlığını kolayca feda etmesi olmuştur. Hasta/hasta yakını ile doktor/hastane arasında ortaya çıkan ihtilafların, kavgaların, davaların çoğu bu yüzdendir.

Son günlerde Türk kamuoyunu derinden sarsan ve ülke gündeminin ilk sıralarını işgal eden “yenidoğan çetesi” olayı, özel hastanelerin suiistimale her zaman açık olmasının yol açtığı en büyük skandaldır. Türk özel hastaneleri işleyiş ve dürüstlükleri konusunda hiçbir zaman vatandaşa güven verememiştir. Tam tersine ülkemizdeki özel hastaneler, devlet hastanelerinden istediği zamanda ve hızda hizmet alamadığı için kendisine zorunluluktan dolayı başvuran vatandaşların/hastaların büyük çoğunluğunda, “Acaba aldatılacak mıyım, sömürülecek miyim?” tereddütlerine neden olmuştur.

Elbette çok sayıdaki özel hastane arasında işini düzgün, etik kurallara uygun olarak yapanlar da bulunmaktadır. Ama bunlar istisnadır. Çoğunluğu hastayı bir şekilde sömürme derdindedir. “Yenidoğan çetesi” facia çapında bir skandal olduğu için bu kadar gürültü koparmıştır. Yoksa özel hastanelerin kendilerine başvuran hastaların tedavilerini uzatması, çoğu zaman gereksiz tetkikler, tahliller istemesi, bunların da astronomik rakamlara mal olması sebebiyle hasta ve hastane arasında sürtüşmeler, kavgalar hep var olan bir durumdur. Özel hastanelerin baktığı SSK kapsamındaki hastalar için devletten daha fazla para alabilmek amacıyla verilen hizmetin bedelini normalden çok daha yüksek gösterdiği, hatta hiç verilmemiş hizmeti verilmiş gibi gösterdiği de çok görülmüştür.

Yıllar önce tanınmış bir tıp adamı Türkiye’de doktorların hastalardan istediği tetkik ve tahlillerin yüzde 70-80’inin gereksiz olduğunu söylemişti. Ama ülkemizde hastalar maalesef hem devlet hem de özel hastanelerde çoğu gereksiz tahlillere, tetkiklere, ultrasonlara, emarlara, tomografilere vb. yönlendiriliyor. Türkiye’de hastane bünyesindekiler dışında özel şahıslar ve şirketlerce işletilen çok sayıda tahlil, tetkik ve görüntüleme merkezleri bulunmaktadır. 20 yıl kadar önce İstanbul’un yalnızca Anadolu yakasında İngiltere’nin bütününde bulunandan daha fazla tomografi cihazı bulunduğu haberini okuduğumu o gün bu gündür hiç unutmadım. Elbette bu sağlıkta bir sömürü ve suistimal çarkının işlediğinin de bir kanıtıydı.

Bugün geldiğimiz bu yerde özel hastaneleri artılarıyla-eksileriyle, sevaplarıyla-günahlarıyla masaya yatırıp bundan sonrası için sağlam bir yol haritası çıkarmak kaçınılmaz olmuştur. Bu harita üzerindeki en önemli işaretlerinden biri, özel hastanelerin devlet desteğine dayanmadan ayakta durabileceklerinin güvencesini verebilmeleri olmalıdır. Bir özel hastane rolünü/görevini yapabilmek içinümidini şu veya bu ad altında devletten tahsil edeceği paralara bağlıyorsa onun bu ülkede işbaşı yapma şansı olmamalıdır. Türkiye’de bileğinin gücüyle kurulan ve sağlam bir şekilde işlevini yerine getiren hastaneler vardır ve bunlar da devletle anlaşmalı değillerdir.

Tam beş yıl önce “Özel Hastane Enflasyonu” başlığı ile yazdığımız bir yazıda sorduğumuz, “Bir ülkede ne kadar nüfusa ne kadar hastane gereklidir? Bunun ne kadarı devlet ne kadarı özel hastane olursa optimaldir? Gelişmiş ülkelerde özel hastanelerin devlet hastanelerine ve ülke nüfusuna oranı nedir?” (Cumhuriyet, 18.09.2019) şeklindeki sorunun da yanıtı doğru bir şekilde verilmelidir.

İki şey bağdaşmaz: Para sevgisi ve dindarlık - DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ

İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.