enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:59 TBMM Başkanı Kurtulmuş: İnanıyorum ki komisyonumuz tarihi misyonu layıkıyla gerçekleştirecek
00:44 Kamu Denetçiliği Kurumu’na (KDK) özel hastanede yaptırdığı tedaviden fazla ücret alındığı talebi üzerine başvuran hastaya 11 bin 400 liranın iadesi sağlandı…
00:44 Türkiye’nin Balkanlardaki Yeni İşbirliği Girişi’nde, Balkan Barış Platformunun potansiyel faydaları ve karşılaşabileceği zorluklar nelerdir?
00:31 Kaynaklar: Trump, Azerbaycan ve bazı Orta Asya ülkelerini İbrahim Anlaşmaları’na dahil etmek istiyor
00:31 Aceleci Tepki Siyasetine Hapsolmak
00:16 İzmir’de bugünden itibaren su tüketiminin yoğun olduğu 11 ilçede planlı ve dönüşümlü su kesintilerine başlanacak…
00:10 Azerbaycan ve Ermenistan Barış Görüşmeleri : Abu Dabi
00:03 Dışişleri Fidan’ın üniversite diplomasına ilişkin iddiaları yalanladı
00:02 Kocaeli Ticaret Odası’dan (KOTO), Mobilya Sektörü’ne yönelik bilgilendirme ve istişare toplantısı
22:22 Tarihi komisyonun ilk toplantısı sona erdi
12:23 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’yi bölgesinde kutupbaşı yapacağız
08:07 Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi (UTDSBK), 15 – 17 Ekim 2025 tarihlerinde Bosna Hersek’te düzenlenecek
06:55 Doğu Türkistan’da neler oluyor? Doğu Türkistan sadece Doğu Türkistanlıların davası değil, Türklerin en büyük davası olması gerekiyor…
00:54 Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere Başbakanı Starmer ile görüştü
00:49 İsrail ve Yunanistan bu gelişmeyi, sadece güvenlik değil, nüfuz mücadelesi açısından da kritik bir eşik olarak okuyor…
00:41 Rusya-Ukrayna Arasında Barış Neden Sağlanamıyor?
00:41 İslamofobi mi Yoksa İslam Düşmanlığı mı?
00:41 Bakan Uraloğlu: “Taşınabilir Elektronik Cihazlarla İlgili Uluslararası Kurallara Titizlikle Uyulması Gerekiyor”
00:33 Rusya’da bilime ve akla yatırım
00:28 Bakan Yerlikaya Suriye İçişleri Bakanı Hattab ile görüştü
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Trump’tan Avrupa’ya Şok Tedavisi

Trump’tan Avrupa’ya Şok Tedavisi
19 Şubat 2025
21
A+
A-

Trump’ın ilk döneminde Transatlantik ittifakının tehlikede olduğu mesajını almamakta ısrar eden Avrupa, geçtiğimiz hafta bu mesajın çok daha sert bir versiyonuyla karşılaştı. Ukrayna Savunma Kontak Grubu ve Münih Güvenlik Konferansı sırasında Trump yönetiminin yetkililerinin verdiği mesajlar, Ukrayna savaşının ötesinde Avrupa’nın kaderine etki edecek nitelikteydi. Avrupa, Trump’ın ilk dönemini sabrederek atlatmaya çalışırken Amerikan toplumundaki eğilimleri yeterince anlamamış ve bugünlere gerekli yatırımları yapmamış bir görüntü çiziyor.

Kadir ÜSTÜN, SETA Washington D.C. Koordinatörü

Avrupa Oyun Dışı

Trump’ın Putin’le görüşerek Rus tezlerine hak veren açıklamalar yapması, Ukrayna savaşında yeni bir döneme girildiğinin net mesajı oldu. Trump kampanya sürecinde bu savaşı hemen bitirebileceği yönünde vaatlerde bulundu. Zelenski’nin gördüğü ‘en iyi satış elemanı’ olduğunu söyleyerek Washington’ın verdiği milyarlarca dolarlık yardımı sorguladı. Amerikan basınına göre Trump şu aralar Ukrayna’nın nadir madenleri karşılığında güvenlik garantileri verme fikrine ısınmış görünüyor. Trump’ın karşılıksız yardımları hedef alarak seçim kazandığını ve bundan sonra da muhtemel bir anlaşmadan Batı’nın değil Amerika’nın karlı çıktığını ilan etmek isteyeceğini unutmamak gerekiyor.

Müzakerelerin Ukrayna ve Avrupa olmadan Amerika’yla Rusya arasında başlatılması, Trump’ın anlaşmanın ana hatlarını belirleyip dayatacağı korkularını artırmış durumda. Dışişleri Bakanı Rubio anlaşma aşamasında elbette Ukrayna ve Avrupa’nın masada olacağını söylese de Batılı liderlerin şu aşamada kritik bir rol oynayabileceklerini söylemek zor. Trump çok taraflı müzakereleri sevmiyor ve Amerika’nın kendi şartlarını dayatabilecek güce sahip olduğunu düşündüğünden birebir anlaşmaları tercih ediyor. Biden’ın aksine müttefiklerine karşı derin şüphe besleyen Trump’ın Avrupalıları oyun dışı bırakması şaşırtıcı değil.

Bu sürecin en önemli trajedisi Avrupa’nın figüran konumuna düşme ihtimali olacaktır. Fransa ve İngiltere Ukrayna’ya asker göndermeye hazır olduklarını ilan etseler de bu sinyali vermekte çok geciktiler. Biden’ın ‘Amerika geri döndü’ söylemine güvenerek Amerikan yardımının biteceği güne yeterli hazırlık yapmayan Avrupa’nın Ukrayna savaşını bitirmek için yeterlik diplomatik çabayı gösterdiği de söylenemez. Biden’ın ‘sonuna kadar destek’ politikası ve Putin’in savaş suçlusu olarak izole edilmesi yaklaşımı net bir stratejik hedeften yoksundu ancak Avrupalılar bunu dile getiremediler. Nihai barışın parametrelerini oluşturmadan Amerika’nın direksiyonda olmasına razı oldular.

Şok Tedavisi

Trump’ın Amerika’sı ise Avrupa’ya işlerin artık eskisi gibi gitmeyeceğini net biçimde söylüyor. Ukrayna’dan NATO’nun genişlemesine, ticaretten aşırı sağ siyasetin yükselişine kadar birçok meselede Avrupa Amerika’nın Trump 2.0 versiyonuyla yüzleşmek zorunda. Avrupa’nın kaderine stratejik etkisi olacak müzakerelerin bir Avrupa başkenti yerine Riyad’da başlayacak olması da ayrıca ironik bir gelişme. Avrupa Ukrayna’yı gerçekten kendi jeopolitik hayatta kalma mücadelesinin bir parçası görüyorsa, bunu Amerika olmadan yapmayı öğrenmek zorunda. Amerika’nın 2. Dünya Savaşı’ndan beri stratejik yönelimini belirlemeye alıştırdığı Avrupa’nın acilen strateji üretme genlerini bulup güçlendirmesi gerekiyor.

Öte yandan ilk döneminde Kuzey Kore ve İran gibi meselelerde istediği başarıyı sağlayamayan Trump’ın Ukrayna meselesinde başarılı olacağının garantisi olmadığını hatırlamak gerekiyor. Rusya’nın toprak kazanımlarının tanınması ve Ukrayna’nın NATO üyeliği ihtimalinin sona erdiği bir anlaşma Putin’in zaferi olarak okunabilir. Trump ise asıl kazananın Amerika olduğunu ilan etmek isteyecektir ve anlaşma detaylarından bağımsız olarak bunu yapacaktır. Müzakere sürecinde detaylara girildiğinde başlangıçtaki yüksek retoriğin yerini daha makul anlaşma maddelerini bırakması şaşırtıcı olmayacaktır. Yani Trump herhangi bir anlaşmayı kendi retoriğine uymasa da başarı ilan edecektir ancak Amerika’nın Ukrayna’yı zorlayacağı tavizlere rağmen tarafların anlaşamaması da ihtimal dahilinde.

Bu aşamada Avrupalılar barış formülünü şekillendirmek yerine müzakereleri zamana yayma ve Trump’ın vermeye hazır olduğu tavizleri engelleme stratejisine yönelirse yeni bir hata yapmış olur. Avrupa’nın, Trump’ın Batı ittifakının temellerini yerinden oynatan söylem ve politikalarının geçici olmadığını ve Amerikan halkı nezdinde ciddi karşılığı olduğunu anlaması gerekiyor. Bir sonraki Biden’a kadar sabretmek de gerçekçi bir opsiyon değil. Avrupa, uluslararası güvenlik ve askeri meselelerde kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmek zorunda. Bu mecburiyet, sadece Trump yönetiminin Avrupa’ya uyguladığı şok tedavisinin bir sonucu değil aynı zamanda halihazırdaki jeopolitik dengelerin bir dayatması olarak kabul edilmeli.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.