enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
09:52 Türkiye’deki sinema salonlarında bu hafta korku ve gerilimden komediye, aksiyondan animasyona 9 film vizyona girecek.
06:57 Tarihi ve kültürel bir mirasın peşinde: Türk-İslam Arkeolojisi
06:09 Son Düzlük ve PYD/YPG/SDG Üzerinden Ayak Oyunları
00:56 Türkiye Macaristan Ekonomik ve Ticaret Toplantısı İstanbul’da Gerçekleşti
00:37 Türkiye’nin demokrasi performansı, uluslararası endekslerde belirgin bir gerileme sergiledi…
00:32 Yeni Anayasa ve Aleviler paneli Ankara’da yapıldı
00:29 Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Gölcük Otobüs Terminalinin tanıtımı yapıldı…
00:23 İsrail’in Bölgeyle Savaşı Amerika’nın Çıkarına mı?
00:17 İletişim Başkanı Duran: “İsrail’in Gazze’de başlattığı yeni saldırı dalgası soykırım suçlarının kanlı bir aşamasıdır”
00:16 Rusya’da en yüksek maaş alan sektörler açıklandı
00:02 Rusya’da enflasyonu düşürme çabaları sonuç veriyor
00:01 Alışılmış Ezber Döngüsü
16:00 Krediler Tükeniyor!
15:25 UEFA Şampiyonlar Ligi’nde 2025-26 sezonu bugün lig aşamasının ilk hafta maçlarıyla başlayacak…
00:54 2025 Avrupa Basketbol Şampiyonası (EuroBasket 2025) ikincisi A Milli Basketbol Takımı, Letonya’nın başkenti Riga’dan İstanbul’a döndü.
00:43 Bayrampaşa Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında 3 zanlı daha gözaltına alındı…
00:41 Tarihle Mayalanan Şehir Afyonkarahisar’da 7. Uluslararası Gastro Afyon Turizm ve Lezzet Festivali 19 Eylül’de Başlıyor
00:31 Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsrail işgallerini genişletme çabasında
00:16 Türkiye’nin yerli ve milli gururu T10F Togg, ön satış öncesi deneyim merkezlerinde ziyarete açıldı…
00:13 Eğitim-İş raporuna göre şehir dışında okuyan öğrencilerin aylık giderleri 50 bin TL’yi, üniversiteye başlarken yapılan ilk masraflar ise 100 bin TL’yi geçti.
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Trump’ın siyasi kaderi Anayasa Mahkemesi’nin elinde

Trump’ın siyasi kaderi Anayasa Mahkemesi’nin elinde
18 Ocak 2024
29
A+
A-

TRT TÜRK yeni banner

Amerikan Anayasa Mahkemesi’nin eski Başkan Trump’ın Colorado davasını gündemine almasıyla 14. madde tartışması artık çok daha somut bir hal aldı. Colorado Eyalet Yüksek Mahkemesi Trump’ın 6 Ocak olaylarında Amerikan devletine karşı bir ayaklanma içinde bulunduğu ve dolayısıyla bu eyalette seçimlere giremeyeceğine hükmetmişti.

Kadir ÜSTÜN, SETA Washington D.C. Koordinatörü

 Trump’a 14. madde üzerinden başka davalar devam ederken benzer bir karar Maine Eyalet Sekreteri tarafından alınmıştı. Anayasa Mahkemesi’nin Colorado davasında vereceği hüküm, Trump’ın oy pusulasından çıkarılarak engellenmesi çabalarının kaderini belirleyecek. Mahkeme’nin çoğunluğunun muhafazakâr üyelerden oluşması Trump lehine bir karar beklentisini artırıyor ancak kararın nasıl bir gerekçe sunacağı da Amerikan demokrasisi açısından kritik önem taşıyor.

Mahkemenin Trump’ın 6 Ocak olaylarındaki rolüne ilişkin bir yargı belirtmeden davayı sonuca bağlaması kolay olmayacak. Trump’ın 6 Ocak’ta ayaklanma içinde olmadığı gibi bir hüküm vermesi mahkemenin ne kadar siyasileştiğinin bir göstergesi olarak algılanacak. Bunun nedeni Trump’ın Kongre baskını öncesi ve sonrasındaki söylem ve eylemleriyle kalabalığa açıkça destek vermesi ve olayları durdurmakta geç kalması. Trump’ın avukatları kendisinin olayları yatıştırma yönünde yaptıkları açıklamaları delil gösterecekler ancak Trump’ın gönülsüz çağrılarının çok geç geldiği biliniyor. Ayrıca Trump’ın Başkan Yardımcısı Pence’e sonuçları onaylamama yönünde baskı yaptığı da sabit. Federal güvenlik güçlerinin Kongre binasını koruyan polislere yardım için hemen gönderilmemesi de büyük tartışma konusu olmuştu.

Bütün bunlara rağmen Trump’ın olaylara destek vermesinin Anayasa Mahkemesi tarafından ayaklanma veya kalkışma olarak değerlendirilemeyeceği yönünde bir karar çıkabilir. Trump’ın anayasal ifade özgürlüğünü kullanarak görüşlerini ifade ettiğini savunan avukatlarının bu tezleri mahkemede karşılık bulabilir. Adalet Bakanlığı’nın atadığı özel Savcı Smith’in yürüttüğü federal davanın Trump’ın ayaklanmaya karıştığı suçlamasına değil de ‘seçim sonuçlarını değiştirmeye teşebbüse’ odaklanmasının sebeplerinden biri bu olabilir. Yani Trump’ın 6 Ocak’ta bir kalkışma teşebbüsü içerisinde olduğunu ispat için kullanılacak delillerin birçoğu ifade hürriyeti kapsamına girerek davayı zayıflatabilirdi. Bu yüzden Savcı Smith’in Anayasa Mahkemesi’nden dönmeyecek şekilde bir dava hazırlığında olduğu söylenebilir.

Trump’ın avukatlarının diğer bir tezi de 14. maddenin Başkan’a uygulanamayacağı yönünde zira bu maddede Başkanlık makamı net olarak ifade edilmiyor. Ancak bu çok zayıf ve hatta gülünç bir argüman olarak görülüyor zira 14. madde Amerikan devletinin ‘herhangi bir makamı’ ifadesini kullanıyor. Dolayısıyla başkanlık makamının herhangi bir makam kapsamını girmediğini savunmak neredeyse absürt bir tez olarak öne çıkıyor. Buna rağmen bu tezin Mahkeme tarafından bir şekilde kabul edilmesi, Anayasa Mahkemesi’nin ne kadar siyasileştiğini gösterecek. Mahkemenin muhafazakâr çoğunluğunun ‘metinci’ hukuki geleneğe vurgu yapmalarına rağmen 14. maddede başkanlık makamının kapsam dışında kaldığını kabullenmeleri pek mümkün görünmüyor.

Anayasa Mahkemesi’nin ifade hürriyeti veya daha farklı bir hukuki yorum üzerinden Trump lehine karar vermesi şaşırtıcı olmayacak. Bu durumda 14. madde üzerinden Trump’ı engelleme çabaları sonuçsuz kalacak. Öte yandan engellenmesi durumunda ülkenin kaosa sürükleneceği yönündeki tezler ve Trump’ın savurduğu tehditler de tartışma konusu olarak öne çıkıyor. Eski FBI Direktörü Comey’nin yazdığı bir görüş yazısında, Trump aleyhine verilecek bir karardan çekinilmemesi gerektiği zira kaos korkusunun hukuk devleti mefhumunu ortadan kaldıramayacağı görüşü savunuluyor. Amerika’nın geçmişte de çok büyük isimleri yargıladığını savunan Comey, Trumpçı güruhun 6 Ocak olayları soruşturmalarında görüldüğü gibi Trump uğruna hapse girmeyi bile göze alamayan bir kitle olduğunu söylüyor.

Hukuki süreçler üzerinden engellenmesinin yaratacağı siyasi kaos ve şiddet ihtimali, Trump’ın hep lehine işledi ve şimdi de sandıkta yenilmesi gerektiği görüşünü savunanların sayısı hiç de az değil. Engellenmesinin mağduriyet yaratmasından ve bunun da gene Trump’ın işine yaramasından endişelenenler, hukuki süreçlerle seçilme hakkının engellenmesine karşı çıkıyor. Buna karşın hukuk devletinin bir kenara bırakılamayacağını savunanlar da kaybetmesi durumunda Trump’ın 2024 seçim sonuçlarını da kabullenmeyeceğine dikkat çekiyor. Dolayısıyla Trumpçı kitleler için Trump’ın iktidarda olmadığı her senaryo, Amerikan derin devletinin bir operasyonu olarak algılanacak. Dolayısıyla Trump’ın her halükârda sistemi şantaj altında tuttuğu bir tabloda, Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karar ya topun seçmene atıldığı ya da eski Başkan da olsa herkese karşı hukukun işletildiği mesajı veren bir senaryo ortaya koyacak.

ETİKETLER: , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.