enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
13:46 Kriz Beklentisine Mahkum Olmak
11:21 4. Ölüm Yılında, Şair, Yazar, Düşünür Sezai Karakoç
06:55 Sındırgı’da 22 bin 600 binada inceleme yapıldı…
00:48 CSO Ada Ankara’dan bu hafta müzikseverlere unutulmaz konserler, çeşitli etkinlikler…
00:40 SPD Başkanı Yıldız: Kuraklık yerleşiyor. Su Yönetiminde radikal bir değişim şart.
00:24 İmamoğlu iddianamesinde yer alan telefon notundan dikkat çeken detaylar çıktı
00:20 Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, “Türkiye’nin dünya çapında bir turizm markası”
00:09 KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, “İlk ziyaretimi Türkiye’ye yapmaktan son derece memnunum”
00:07 Washington’un yeni hamlesi, Moskova’nın soğukkanlılığı…
00:04 Site yönetim firmaları yakında denetimine tabii tutulacak…
20:39 Rumların Gerçek Niyeti Ortaya Çıkıyor
13:33 Yorum: Trump Şara’yı Washington’da Ağırladı: Türkiye Masada
00:38 Meme kanserinde erken tanı…
00:36 Almanya’da Yılın Doktoru seçilen Ebru Yıldız kimdir?
00:27 Rusya, Ukrayna saldırısının ardından Novorossiysk’ten petrol ihracatını geçici olarak askıya aldı
00:24 Avrupa’dan Mektup Var!..
00:22 Gazeteci İlhan Karaçay yazdı: Hollanda’da başarılı olan 3. ve 4. nesil göçmen kökenliler. Torunum Esra, Fadime Örgü ve Günay Uslu’nun başarıları…
00:06 Hollanda’da koalisyon arayışı ve Rob JETTEN’in tarihi şansı…
21:37 Erdoğan: 350 bininci yuvamızı teslim etmenin gururunu yaşıyoruz
00:55 Ankara’nın devreye girdiği Refah’taki Tünel Krizi için ABD-Türkiye’nin Ortak Hamlesi
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Trump’ın siyasi kaderi Anayasa Mahkemesi’nin elinde

Trump’ın siyasi kaderi Anayasa Mahkemesi’nin elinde
18 Ocak 2024
31
A+
A-

TRT TÜRK yeni banner

Amerikan Anayasa Mahkemesi’nin eski Başkan Trump’ın Colorado davasını gündemine almasıyla 14. madde tartışması artık çok daha somut bir hal aldı. Colorado Eyalet Yüksek Mahkemesi Trump’ın 6 Ocak olaylarında Amerikan devletine karşı bir ayaklanma içinde bulunduğu ve dolayısıyla bu eyalette seçimlere giremeyeceğine hükmetmişti.

Kadir ÜSTÜN, SETA Washington D.C. Koordinatörü

 Trump’a 14. madde üzerinden başka davalar devam ederken benzer bir karar Maine Eyalet Sekreteri tarafından alınmıştı. Anayasa Mahkemesi’nin Colorado davasında vereceği hüküm, Trump’ın oy pusulasından çıkarılarak engellenmesi çabalarının kaderini belirleyecek. Mahkeme’nin çoğunluğunun muhafazakâr üyelerden oluşması Trump lehine bir karar beklentisini artırıyor ancak kararın nasıl bir gerekçe sunacağı da Amerikan demokrasisi açısından kritik önem taşıyor.

Mahkemenin Trump’ın 6 Ocak olaylarındaki rolüne ilişkin bir yargı belirtmeden davayı sonuca bağlaması kolay olmayacak. Trump’ın 6 Ocak’ta ayaklanma içinde olmadığı gibi bir hüküm vermesi mahkemenin ne kadar siyasileştiğinin bir göstergesi olarak algılanacak. Bunun nedeni Trump’ın Kongre baskını öncesi ve sonrasındaki söylem ve eylemleriyle kalabalığa açıkça destek vermesi ve olayları durdurmakta geç kalması. Trump’ın avukatları kendisinin olayları yatıştırma yönünde yaptıkları açıklamaları delil gösterecekler ancak Trump’ın gönülsüz çağrılarının çok geç geldiği biliniyor. Ayrıca Trump’ın Başkan Yardımcısı Pence’e sonuçları onaylamama yönünde baskı yaptığı da sabit. Federal güvenlik güçlerinin Kongre binasını koruyan polislere yardım için hemen gönderilmemesi de büyük tartışma konusu olmuştu.

Bütün bunlara rağmen Trump’ın olaylara destek vermesinin Anayasa Mahkemesi tarafından ayaklanma veya kalkışma olarak değerlendirilemeyeceği yönünde bir karar çıkabilir. Trump’ın anayasal ifade özgürlüğünü kullanarak görüşlerini ifade ettiğini savunan avukatlarının bu tezleri mahkemede karşılık bulabilir. Adalet Bakanlığı’nın atadığı özel Savcı Smith’in yürüttüğü federal davanın Trump’ın ayaklanmaya karıştığı suçlamasına değil de ‘seçim sonuçlarını değiştirmeye teşebbüse’ odaklanmasının sebeplerinden biri bu olabilir. Yani Trump’ın 6 Ocak’ta bir kalkışma teşebbüsü içerisinde olduğunu ispat için kullanılacak delillerin birçoğu ifade hürriyeti kapsamına girerek davayı zayıflatabilirdi. Bu yüzden Savcı Smith’in Anayasa Mahkemesi’nden dönmeyecek şekilde bir dava hazırlığında olduğu söylenebilir.

Trump’ın avukatlarının diğer bir tezi de 14. maddenin Başkan’a uygulanamayacağı yönünde zira bu maddede Başkanlık makamı net olarak ifade edilmiyor. Ancak bu çok zayıf ve hatta gülünç bir argüman olarak görülüyor zira 14. madde Amerikan devletinin ‘herhangi bir makamı’ ifadesini kullanıyor. Dolayısıyla başkanlık makamının herhangi bir makam kapsamını girmediğini savunmak neredeyse absürt bir tez olarak öne çıkıyor. Buna rağmen bu tezin Mahkeme tarafından bir şekilde kabul edilmesi, Anayasa Mahkemesi’nin ne kadar siyasileştiğini gösterecek. Mahkemenin muhafazakâr çoğunluğunun ‘metinci’ hukuki geleneğe vurgu yapmalarına rağmen 14. maddede başkanlık makamının kapsam dışında kaldığını kabullenmeleri pek mümkün görünmüyor.

Anayasa Mahkemesi’nin ifade hürriyeti veya daha farklı bir hukuki yorum üzerinden Trump lehine karar vermesi şaşırtıcı olmayacak. Bu durumda 14. madde üzerinden Trump’ı engelleme çabaları sonuçsuz kalacak. Öte yandan engellenmesi durumunda ülkenin kaosa sürükleneceği yönündeki tezler ve Trump’ın savurduğu tehditler de tartışma konusu olarak öne çıkıyor. Eski FBI Direktörü Comey’nin yazdığı bir görüş yazısında, Trump aleyhine verilecek bir karardan çekinilmemesi gerektiği zira kaos korkusunun hukuk devleti mefhumunu ortadan kaldıramayacağı görüşü savunuluyor. Amerika’nın geçmişte de çok büyük isimleri yargıladığını savunan Comey, Trumpçı güruhun 6 Ocak olayları soruşturmalarında görüldüğü gibi Trump uğruna hapse girmeyi bile göze alamayan bir kitle olduğunu söylüyor.

Hukuki süreçler üzerinden engellenmesinin yaratacağı siyasi kaos ve şiddet ihtimali, Trump’ın hep lehine işledi ve şimdi de sandıkta yenilmesi gerektiği görüşünü savunanların sayısı hiç de az değil. Engellenmesinin mağduriyet yaratmasından ve bunun da gene Trump’ın işine yaramasından endişelenenler, hukuki süreçlerle seçilme hakkının engellenmesine karşı çıkıyor. Buna karşın hukuk devletinin bir kenara bırakılamayacağını savunanlar da kaybetmesi durumunda Trump’ın 2024 seçim sonuçlarını da kabullenmeyeceğine dikkat çekiyor. Dolayısıyla Trumpçı kitleler için Trump’ın iktidarda olmadığı her senaryo, Amerikan derin devletinin bir operasyonu olarak algılanacak. Dolayısıyla Trump’ın her halükârda sistemi şantaj altında tuttuğu bir tabloda, Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karar ya topun seçmene atıldığı ya da eski Başkan da olsa herkese karşı hukukun işletildiği mesajı veren bir senaryo ortaya koyacak.

ETİKETLER: , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.