enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:46 Mardin Telkârisi Turizmle Buluşuyor…
00:29 İletişim Başkanı Altun: TRT, yarım asrı aşan yayıncılık birikimiyle önce bir kurum olmuştur
23:31 Diyarbakır’da aniden başlayan fırtınanın etkisiyle, fırtınada çatılar uçtu tabelalar devrildi…
17:41 İletişim Başkanı Altun’dan “1 Mayıs” mesajı
12:18 Kocaeli Körfez Belediye Başkanı Söğüt’ten ilk Hereke Halısı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verildi!…
11:34 Şampiyon gibi oynamıyoruz!…
10:14 “Suyun sürdürülebilir şekilde yönetilmesi hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük önem taşıyor”
09:57 Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Askerlik sınıflandırma sonuçları e-Devlet üzerinden erişime açıldı…
09:32 KASKF Başkan adayı Mevlüt Ağra, “Ben değil, biz anlayışı ile şeffaf kararlar alınacak”…
09:16 Türkiye’nin turizm geliri, yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,6 artarak 9 milyar 451 milyon 244 bin dolar oldu…
06:51 Erdoğan: Kameraları bantlamak bizim kitabımızda yazmaz…
06:45 Gazeteci Gül KABACAOĞLU’nun ‘Orada N’ler Oluyor!’ Dış kaynaklı haberleri!…
00:57 Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi kaçağıyla mücadele kapsamında Diyarbakır’da kapsamlı bir denetim süreci başlattı…
00:47 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, “Güçlü Medya, Bilinçli Toplum Zirvesi”nde konuştu…
00:47 Ruslar, Ukrayna’daki cephede saldırılarını önemli ölçüde artırdı…
00:06 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’de en büyük risk terör örgütleri”…
13:42 Bakan Kurum’dan Arnavutköy’deki TOKİ konutlarına ilişkin açıklama
13:21 Türkiye’den ve Dünya’dan kısa kısa ‘Satır Başı’ haberler!
12:33 XI. Uluslararası Urla Enginar Festivali ve I. Uluslararası Urla Sürdürülebilir Gastronomi ve Tarım Konferansı Başarıyla Gerçekleşti…
11:04 DoktorTakvimi, bu yıl da Great Place To Work Türkiye’nin En İyi İşverenleri listesinde yerini aldı
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Sert Polemik Bağımlılığı

Sert Polemik Bağımlılığı
25 Ekim 2021
2.105
A+
A-

Muhalefetin sert söylemlerinin aslında tek bir sebebi var. Son aylarda anket şirketleri üzerinden köpürtülen özgüveni yüksek tutmak ve ortak vizyonu olmayan çok parçalı koalisyonlarını ayakta tutmak.

 

Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü

Millet İttifakı’nın iki genel başkanı Kılıçdaroğlu ve Akşener, siyasetin dilini giderek sertleştiriyor. İkisi de bir yandan ülkedeki “kutuplaşmanın” sorumluluğunu iktidara yüklüyor, diğer yandan mevcut sistem ve Cumhurbaşkanı Erdoğan etrafında ürettikleri polemiklerle güvenlikleştirici söylemlere hız veriyor. Malum, Kılıçdaroğlu bugünlerde “İktidar gitmemek için siyasi cinayetler yapabilir” suçlamasıyla meşgul.

Ve bürokratlara “devri sabık yapma” tehdidinde bulunarak hükümetin icraat kapasitesini düşürmeye çabalıyor. Zaten son iki yılda kullandığı erken seçim tartışması da siyasi istikrarsızlık oluşturmaya ve etkin icraatı engellemeye matuftu. Muhalefetin bu sert dilinin seçimlere kadar süreklilik arz edeceği anlaşılıyor. Son örnek Akşener’den geldi.

AKŞENER’İN TEHLİKELİ NAZİRESİ

Akşener dün partili cumhurbaşkanlığı sisteminin “hem demokrasiyi hem toplumsal barışı hem de ülkemizin milli güvenliğini tehdit eder konuma” geldiğini iddia etti. Bu iddiayı güya Erdoğan’ın “Sosyal medya mecraları bugün hem demokrasiyi hem toplumsal barışı hem de devletlerin milli güvenliğini tehdit eder konuma gelmiştir” cümlesine nazire olarak kullandı.

Sosyal medya mecralarındaki algı operasyonlarının ve dezenformasyon kampanyalarının modern demokrasileri ne kadar endişelendirdiği ortada. ABD, İngiltere ve Almanya’da seçimlerin güvenliği hep yabancı ülkelerin istihbarat ve sosyal medya operasyonları etrafında değerlendirildi. Sosyal medyanın regülasyonu ABD dahil demokratik ülkelerin başat gündemi.

Halbuki ABD bu mecraların şirketlerinin merkezlerinin olduğu ülke. İşte böyle bir ortamda Türkiye’nin 2023 seçimlerine giderken sosyal medya operasyonlarına karşı hazırlık yapması kadar normal bir durum yok. Kuşkusuz polemikler parti siyasetinin realitesi. Ancak Akşener’in mevcut başkanlık sistemini “milli güvenliği tehdit eder” konumda görmesi sıradan bir polemik değil.

Unutulmasın 2023 seçimlerinde bu sisteme göre ülkeyi yönetecek cumhurbaşkanını seçeceğiz. Eğer Akşener usulü bakılırsa pekâlâ birileri de “Başbakan olacağım” sözünün iki seçim ve bir referandumu gerektirecek “bir istikrarsızlık ve kaos” gayreti olduğunu söyleyebilir. Dahası, HDP’nin “Önümüzdeki seçimlerde iktidar olacağız” söylemine ya da ülkemizin güvenlik çıkarları sebebiyle Meclis’e getirilen tezkerelere karşı koymasına CHP ve İP’in ses çıkarmamasını “milli güvenlik sorunu” olarak görebilir.

BAĞIMLILIĞIN SEBEBİ POLİTİKASIZLIK

Muhalefetin sert söylemlerinin aslında tek bir sebebi var. Son aylarda anket şirketleri üzerinden köpürtülen özgüveni yüksek tutmak ve ortak vizyonu olmayan çok parçalı koalisyonlarını ayakta tutmak. “Güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sisteme dönüş” fikrinin seçmene umut vaat edecek “yeni bir hikâye ve iddia” oluşturmadığının farkındalar. Hatta “lider/aday etrafındaki tartışmanın Erdoğan’a yarayabileceği” de görülüyor. Bugünkü hayat pahalılığı sorunu üzerinden cumhurbaşkanlığı sistemini mahkûm eden muhalefetin birkaç ortak ilke açıklamaktan başka ortak bir politikası var mı?

Sözgelimi Suriye, PKK-YPG, FETÖ, Libya, Yunanistan ve Doğu Akdeniz konularında ne diyorlar? Kürt sorunu hakkında retorikten ileri geçebilirler mi? Bugün muhalefete “Hikâyenizi ortaya koyun” ya da “Kürt milliyetçileri dahil tüm kesimlerle gerçek bir ittifak kurun” diyenler Millet İttifakı’na yapamayacakları ve yönetemeyecekleri bir tavsiyede bulunuyor. Bu sebeple “geçiş nasıl olmalı” ve “yeniden demokratikleşme mümkün mü” tartışmasını yapanların önerilerinden muhalefet ancak yeni söylem alabilir, somut politikalar alamaz. İşte muhalefetin bu kaçınılmaz zorluğu sebebiyle aday tartışmaktan ve sistem suçlamasından öteye geçmesi pek mümkün görünmüyor. Politikasızlıklarını eş zamanlı kullandıkları “iktidarın oyununa gelmeyelim, kutuplaşmayalım” söylemi ve sürekli sert polemikler üretmeyle örtüyorlar. Muhalefetin bu çıkmazdan çıkması kolay değil.

[UHA Haber Ajansı, 25 Ekim 2021] 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.