enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:57 Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca (TOKİ) yapılan Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nin açılışı,
00:56 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TRT’miz sorumlu yayıncılığın zeminini büyütüyor”
00:48 İstanbul’da, Afganistan ile Pakistan arasında Türkiye ve Katar’ın ara buluculuğuyla, ateşkese devam kararı alındı…
00:45 (TÜHA) Türkuaz Uluslararası Haber Ajansı, DW ve Euronews abonesi
00:29 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Şimdiden su konusunda çok ciddi tedbirler düşünmek zorundayız”.
00:28 Bolu’daki otel yangını davasında karar açıklandı
00:27 Merkez Bankası Papara’nın faaliyet iznini iptal etti
00:26 İletişim Başkanı Burhanettin Duran, İsrail’in uyguladığı soykırıma karşı dünyanın sessiz kalmasını eleştirdi…
00:21 Türkiye’nin yerli ve milli otomobil hayalini gerçekleştiren Togg, Avrupa’da ilk teslimatlarına başladı…
00:20 TRT Genel Müdürü Sobacı: Türkiye, denklemleri değiştiren bir aktör oldu
00:16 Yurt genelinde sıcaklıklar artacak
00:16 112 Acil Çağrı Merkezlerine 10 Ekim 2024-10 Ekim 2025 tarihleri arasında 96 milyon 919 bin 400 başvuru yapıldı…
00:13 PFDK’dan 149 hakeme “bahis oynama” gerekçesiyle men cezası
00:07 İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında, gözaltına alınan 5 şüpheliden 4’üne tutuklama talebi…
00:05 Kocaeli’nin Gebze ilçesinde çöken 7 katlı apartmanın yakınındaki bir bina daha tedbiren boşaltıldı…
00:02 Eski ehliyetlerini 1 milyon 799 bin 172 kişi yenileme işlemini yapmadı…
00:35 Sessiz çocuklar: Utangaçlık mı, sosyal kaygı mı?
00:32 18 bin tonluk akaryakıt farkı! Türkiye Petrolleri’ne operasyon
00:28 Hollanda seçimlerinde, işçi partisinin kaybında Türkiye’nin rolü var mı?
00:23 Avrupa Merkez Bankası, ticaret gerilimine rağmen büyüme sürerken faiz oranını yüzde 2’de tuttu
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Sermaye ve işgücü sorunu…

Sermaye ve işgücü sorunu…
3 Aralık 2022
415
A+
A-

Günümüzde az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sorunlarının başında ekonomik kriz gelmektedir. Krizin doğal sonucu olarak da ilk sırayı işsizlik zorlamaktadır. Ülkemizde de işsizlik oranları günbegün artmakta ve buna bağlı olarak toplumsal çözülmeler hızlanmaktadır.

Açlığın getirdiği fiziksel çöküşle birlikte bozulan psikolojik dengeler, intihar vakalarında artışa sebep olmakta ve sosyolojik olarak önemli sorunlara işaret etmektedir. Daha da vahim olan durum ise, halkın öğrenilmiş çaresizlik içine düşerek, çözüm üretmek yerine şükür psikolojisine geçmesidir. 

Üretme konusunda sergilemiş olduğumuz zayıflık, dünyanın en verimli toprak ve su kaynaklarına sahip olmamıza rağmen, ülkemizi gelişmiş ülkeler sınıfına yükseltememe gerçeği ile bizi karşı karşıya bırakıyor. Bu noktada gerek devlete ve kurumlarına, gerekse vatandaşlara büyük sorumluluklar düşüyor.  

Ekonominin gelişmesi üretime bağlıdır. Ülkemizde üretimin iki temel enstrümanı; 

  • Toprak ve doğal kaynaklar 
  • Sermaye ve işgücüdür. 

Toprak ve doğal kaynaklar; doğru tarım, sanayi ve teknoloji projeleri ile güçlendirilebilirken, daha da önemlisi olan sermaye ve işgücü insana olan yatırımla güç kazanır. Çünkü insana yapılan doğru yatırım, diğer tüm projeleri ve politikaları üretecek nesillerin yetişimine katkı sağlar.  

Ancak maalesef günümüzde göz ardı edilen bu önemli gerçekliğin sonucunda, “ne iş olsa yaparım” mantığıyla, farkındalığı düşük binlerce genç istihdama sürülmekte ve çoğu kendi yeteneklerine uygun olmayan işlerde verimsiz olmakta, mutsuz çalışmakta ya da verimli olamadıkları için işsiz kalmaktadırlar.

Köy Enstitülerinin kapanması ile birlikte geriye giden eğitim sistemimizin, günümüzde daha da verimsiz bir hal aldığı açıkça görülmektedir. Başta gençler olmak üzere, vatandaşların eğitim ihtiyacını karşılamak, farkındalıklarını arttırmak, fiziksel ve psikolojik sağlıklarını korumak sosyal devletin en temel görevlerinden biridir. Temel ihtiyaçları karşılanmayan bireyler kendilerine olamayacağı gibi topluma da fayda sağlayamazlar. Bu noktada diyebiliriz ki; sağlıklı bir üretime geçilememesinin en büyük nedeni, bireysel farkındalığı olmayan vatandaşlardır. Ve yine diyebiliriz ki; vatandaşları eğiterek farkındalıklarını arttıracak olan merci devlet, devlet kurumları ve yerel yönetimlerdir. İnsanın eğitildiği yerde farkındalık arttıkça değişim başlar, değişimin başlamasıyla birlikte dönüşüm gerçekleşir.  

Soru şu ki; dönüşmek istediğimiz konum ne? Biz ne olmak istiyoruz? 

Az gelişmiş bir ülke mi, Gelişmiş bir ülke mi? 

Eğer ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine yükseltmek istiyorsak, sermaye ve işgücüne yatırım yapmalı ve tarım, sanayi, teknoloji yatırımları yanında, insana yatırımı da ön plana almalıyız. Her şeyin öznesinin insan olduğunu hatırladığımız ve gereken özeni gösterdiğimizde, birçok şeyin değiştiğini göreceğiz.  

Farkındayım, farkındasın, farkındayız…” diyebilirsek, toplumsal refah seviyemizdeki iyileşmeyi hissedebileceğiz. Yani bize sunulan imkanlarla vatandaşlara; ya “ümitsizsiniz” ya da “ümit sizsiniz” denilecek. Bu da ülke olarak muasır medeniyetler seviyesindeki seviyemizi belirleyecek. Farkındalığımız olmadığı sürece de kaderimiz hep başkalarına bağlı ilerleyecek. Kendinizi tanıdığınız ve uyandığınız yarınlar dileğiyle… 

Gül KABACAOĞLU, Gazeteci, Yazar

[UHA Haber Ajansı, 3 Aralık 2022]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.