Saraybosna Safarisi: Zengin yabancılar Bosnalı sivillere nasıl ateş açtı?
* Dünya izlerken, Bosnalı siviller sistematik olarak zulüm gördü ve öldürüldü. Yeni soruşturmalar, Saraybosna’yı çevreleyen daha önce çözülememiş olaylara rahatsız edici bir ışık tutuyor ve Avrupa için bir kez daha rahatsız edici sorular ortaya çıkarıyor.
*Detayı haberimizde!…
UHA/ İnternational News Agency
Prof. Dr. Enes BAYRAKLI
İSTANBUL, 20 KASIM 2025 – Türk-Alman Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Enes BAYRAKLI, TRT Deutsch için kaleme aldığı “Saraybosna Safarisi: Zengin yabancılar Bosnalı sivillere nasıl ateş açtı?” başlıklı yazısında, 1992-1995 yılları arasında üç yıldan fazla süren Bosna Savaşının, Avrupa’nın 20. yüzyılda yaşadığı en vahşi soykırım ve etnik temizlik girişimlerinden biri olduğuna dikkat çekti.
Prof. Dr. Enes BAYRAKLI, “Boşnaklar, üç yıldan fazla bir süredir Avrupa’nın kalbinde, yalnızca Müslüman kimlikleri ve dinleri nedeniyle katledildi; etnik temizlik yoluyla evlerinden sürüldüler, kamplara kapatıldılar, sistematik olarak işkence gördüler, tecavüze uğradılar ve katledildiler. Uluslararası kurumlar, Avrupa ve Batı, çeşitli bahaneler ve siyasi manevralarla yaşanan bu dehşeti ve katliamları sessizce izledi” dedi.
Bosna Savaşı sırasında, çoğu sivil olmak üzere 66.000 Boşnak hayatını kaybettiğini hatırlatan Prof. Dr. BAYRAKLI, Savaşın en kanlı katliamı olan Srebrenitsa soykırımında, Temmuz 1995’te tek bir günde 8.372 Boşnak erkeğin öldürüldüğünü ve Saraybosna kuşatması sırasında ise yaklaşık 5.000’i sivil olmak üzere 11.000 kişi öldürüldüğünü, Sırp güçlerinin tecavüz kampları kurduğunu; bu kamplarda 40.000’den fazla kadının cinsel istismara uğradığının altını çizdi.
Ödüllendirilmiş soykırım
Prof. Dr. Enes BAYRAKLI, Tüm bu insanlığa karşı suçlara ve savaş suçlarına rağmen, sonunda uluslararası ceza mahkemeleri tarafından yalnızca bir avuç Sırp ırkçısının mahkûm edildiğini belirterek, Ülkeye dayatılan anlaşmanın, failleri ve mağdurları, zalimleri ve mazlumları aynı müzakere masasına oturttuğunu ve fiilen etnik temizlik ve soykırımı ödüllendirdiğini söyledi.
“Bosna-Hersek bugün, zar zor ayakta kalabilen ve karmaşık bürokratik yapısı işlevselliğini önemli ölçüde engelleyen bir devlettir” diyen Prof. Dr. BAYRAKLI, “Konfederasyon’un Sırp oluşumu, Srebrenitsa soykırımını inkâr eden aşırı sağcı, faşist eğilimli bir politikacı tarafından yönetilmektedir. Milošević Dodik, Vladimir Putin’e açıkça güvenmektedir ve Ukrayna savaşının sona ermesinin ardından, Sırp Cumhuriyeti, Rusya tarafından Avrupa’nın potansiyel istikrarsızlaştırılması için uygun bir aday gibi görünmektedir” dedi.
“Saraybosna Safarisi”: Şok edici şüphe
Prof. Dr. Enes BAYRAKLI, Bosna Savaşı sırasında nelerin yaşandığını hayal etmenin zor olduğunu, ancak yeni bilgi ve belgeler ortaya çıktıkça, Boşnakların üç yıldan uzun bir süre boyunca ne ölçüde baskı ve zulme maruz kaldığının daha da netleştiğine işaret etti.
Prof. Dr. BAYRAKLI, şunları söyledi:
“Bu büyük dehşet, Saraybosna kuşatmasında kullanılan en acımasız yöntemlerden biri olan sistematik ve dehşet verici keskin nişancı ateşini de içeriyordu. Güvenilir istatistiklere göre, 10 Eylül 1992 ile 10 Ağustos 1994 tarihleri arasında keskin nişancılar en az 253 sivili öldürdü ve 1.296 kişiyi yaraladı; ölenler arasında 60’tan fazla çocuk da vardı.
Savaş sırasında, özellikle Batı ve Doğu Avrupa’dan zengin kişilerin, sivilleri keskin nişancı ateşiyle öldürmek için Saraybosna’ya para ödedikleri söylentileri dolaşıyordu. Ancak bu söylentiler, 2022’de konuyla ilgili bir belgesel film yayınlanana kadar kanıtlanamadı”.
200 fail – ve neredeyse hiç soruşturma yok
Saraybosna Safari belgeselindeki tanık ifadeleri ve İtalyan gazeteci Ezio Gavazzeni’nin araştırmaları temelinde Milano Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma başlattığını aktaran Prof. Dr. Enes BAYRAKLI, “Soruşturma, Saraybosna kuşatması sırasında İtalyan vatandaşlarının yanı sıra ABD, Kanada, Rusya, Almanya, Avusturya, Fransa, İngiltere ve diğer Batı ülkelerinden varlıklı kişilerin de sözde “keskin nişancı turlarına” -son derece insanlık dışı ve sadist bir “turizm” biçimi- katıldıkları şüphesiyle ilgili” olduğunu vurguluyor..
Prof. Dr. BAYRAKLI, Filmde ortaya atılan iddiaların üç önemli tanık ifadesine dayandığını ifade ediyor. Şöyle;
- Muhtemelen ABD istihbarat servisi için çalışan ve bu turları yakından izleyen bir Sloven ajanı. 1992-1994 yılları arasında yaklaşık 200 kişinin bu acımasız “safari turizmi“ne katıldığını tahmin ediyor.
- Savaş sırasında bir Sırp savaş esirinden bu “insan safarileri” hakkında bilgi alan bir Bosnalı istihbarat görevlisi.
- BM barış gücü bünyesinde Saraybosna’da görevli bir ABD Deniz Piyadesi.
Avrupa harekete geçmeli
Prof. Dr. Enes BAYRAKLI, Soruşturmaya göre, bu “insan avcıları“nın Sırp askerlerine ve istihbarat görevlilerine yüklü miktarda para ödediğini, çeşitli Avrupa ülkelerinden önce Belgrad’a geldiğini, ardından helikopter veya otobüsle Saraybosna’nın yukarısındaki tepelere taşındığını ve burada sivillere yönelik keskin nişancı saldırılarına katıldıklarını kaydetti.
“Daha da iğrenç olanı ise, çocukları vuranların daha da yüksek meblağlar ödemesiydi” diyen Prof. Dr. BAYRAKLI, sözlerini son olarak şöyle noktaladı:
“Bu nedenle İtalya, ABD, Kanada, Rusya, Almanya, Avusturya, Fransa ve İngiltere hükümetleri failleri tespit etmek için derhal soruşturma komisyonları kurmalı ve diğer ülke vatandaşları tespit edilirse bu bilgiyi ilgili devletlerle ve kamuoyuyla paylaşmalıdır.
Dahası, bu soruşturma komisyonları, tespit edilen kişilerin adalete teslim edilmesini ve mümkün olan en ağır cezaları almasını sağlamalıdır. Bugüne kadar yaklaşık 200 fail hala firarda ve başka hangi suçlara karışmış olabileceklerini veya bir sonraki hedeflerinin kimler olacağını kimse bilmiyor”.
***
Yazar hakkında
Doç. Dr. Enes Bayraklı, Türk-Alman Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapan ve Türkiye Araştırmaları Vakfı Başkan Yardımcısı olan bir akademisyen ve siyaset bilimcisidir. Viyana Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden lisans derecesi ile mezun olmuş, aynı üniversitede yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzmanlık alanları arasında İslamofobi, Avrupa’daki aşırı sağ hareketler, dış politika analizi, Alman siyaseti ve dış politika yer almaktadır.
Enes Bayraklı, Türk-Alman Üniversitesi’nde öğretim üyeliği görevinin yanı sıra SETA Avrupa Araştırmaları Direktörlüğü’nü üstlenmiş ve birçok akademik çalışmaya imza atmıştır. Türk-Alman ilişkileri, Avrupa Birliği politikaları ve İslamofobi gibi konularda öne çıkan Bayraklı, Türkiye’nin genç nesillerine siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler alanında eğitim vermektedir.