enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
09:09 CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, “Antidepresan Kullanımı 20 Yılda 16 Kat Arttı!”
08:41 SPD Başkanı Yıldız: Su olmayınca teknoloji yetersiz, yönetim çaresiz kalır. Krizi değil riski yönetebiliriz.
08:12 Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre 2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 68’i şehirlerde yaşayacak.
07:29 Avrupa’da savaş çanları: Refah devrinin sonu mu?
06:58 Terörsüz Türkiye Perspektifinde PKK’nın silah bırakması: Akademik Bakış Açısı
06:50 Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu sordu Bakan Uraloğlu cevapladı: “Ulaşımda kredi kartı kullanımında komisyon alınamaz!”
00:56 Nar kabuğundan geleceğe: SosyalUp Etki Odaklı Sohbetler’in yeni konuğu Yugen Company Kurucusu İpek Tüysüzoğlu oldu
00:52 Türkiye-Irak arasında 1973 yılından bu yana yürürlükte olan Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması, 27 Temmuz 2026’da sona erecek.
00:33 Kocaeli’nin Gölcük ilçesine yeni bir eğitim yatırımı: 35 derslikli ilkokulun temeli atıldı
00:24 Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek, Bahçeli’nin “1 Kürt, 1 Alevi cumhurbaşkanı yardımcıs
00:23 Göçmen İstemeyen İtalya Neden 500 Bin İşçi Arıyor?
00:10 Kıbrıs Meselesinde Yeni Temas, Eski Çıkmaz: New York Görüşmesi
00:07 Nizip Ticaret Odası’nın (NTO) girişimiyle Schengen vize sorunu çözüme kavuşuyor
11:51 Salzburg Mozarteum Üniversitesi’ne ikincilikle kabul edilen 12 yaşındaki Elif Naz Ertuğrul
09:01 Gelecek Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Demir partisinden istifa etti.
08:36 ‘GÖKÇE’ ile hedef tam isabetle vuruldu
07:20 Türk savunma sanayisi bünyesindeki yenilikçi teknolojiler kullanılarak “lazer silahlı hibrit araç” çözümüne imza atıldı.
06:55 Milli Eğitim Bakanı Tekin, “Bakanlıkta çok yoğun bir yapay zeka hamlesi başlattık”
06:53 Gazze Neden Sahipsiz?
03:25 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gücümüze güç katacak adımlar planlıyor ve süratle atıyoruz”
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Kıbrıs Meselesinde Yeni Temas, Eski Çıkmaz: New York Görüşmesi

Kıbrıs Meselesinde Yeni Temas, Eski Çıkmaz: New York Görüşmesi
23 Temmuz 2025
6
A+
A-

* Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in çağrısıyla 16-17 Temmuz 2025 tarihlerinde New York’ta gerçekleştirilen 5+1 formatındaki Kıbrıs görüşmesi, mart ayındaki görüşmenin ardından tarafları yeniden bir masa etrafında buluşturdu. Ancak bu gayriresmi formatta gerçekleşen görüşmeler, uzun süredir tıkanıklık yaşayan çözüm sürecine yeni bir hareketlilik kazandırmak yerine tarafların pozisyonlarını yinelemeleriyle sonuçlandı. Belirtilmeli ki söz konusu görüşme ile önümüzdeki süreçte gerçekleştirilmesi planlanan temaslar, önceki müzakere süreçlerinin doğrudan bir devamı niteliğinde değil, taraflar arasındaki derin görüş ayrılıklarının sürdüğü bir zeminde, diyaloğu tamamen koparmadan sürdürmeyi amaçlayan girişimler olarak değerlendirilmelidir.

Zeynep Gizem ÖZPINAR-

* İşte ayrıntılar!…

UHA/ İnternational News Agency

Zeynep Gizem Özpınar - TUDPAM | Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi

Yazar* Zeynep Gizem ÖZPINAR

İSTANBUL, 23 TEMMUZ  2025 –Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi (TUDPAM) Yönetim Kurulu Üyesi Araştırmacı Zeynep Gizem ÖZPINAR,  “Kıbrıs Meselesinde Yeni Temas, Eski Çıkmaz: New York Görüşmesi” başlıklı yazısını Fokus+ için kaleme aldı.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in çağrısıyla 16-17 Temmuz 2025 tarihlerinde New York’ta gerçekleştirilen 5+1 formatındaki Kıbrıs görüşmesi, mart ayındaki görüşmenin ardından tarafları yeniden bir masa etrafında buluşturdu. Ancak bu gayriresmi formatta gerçekleşen görüşmeler, uzun süredir tıkanıklık yaşayan çözüm sürecine yeni bir hareketlilik kazandırmak yerine tarafların pozisyonlarını yinelemeleriyle sonuçlandı. Belirtilmeli ki söz konusu görüşme ile önümüzdeki süreçte gerçekleştirilmesi planlanan temaslar, önceki müzakere süreçlerinin doğrudan bir devamı niteliğinde değil, taraflar arasındaki derin görüş ayrılıklarının sürdüğü bir zeminde, diyaloğu tamamen koparmadan sürdürmeyi amaçlayan girişimler olarak değerlendirilmelidir.

Görüşmelere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Christodoulides, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Yunanistan Dışişleri Bakanı George Gerapetritis, İngiltere’nin Avrupa, Amerika ve Denizaşırı Topraklardan Sorumlu Devlet Bakanı Stephen Doughty ile BM temsilcileri katıldı.

BM parametreleriyle Türk tarafının yaklaşımı arasındaki uçurum

Gerçekleşen toplantı adadaki çözüm vizyonlarına dair temel yaklaşımların değişmediği bir kez daha ortaya koymuştur. BM’nin savunduğu “iki toplumlu, iki kesimli federal çözüm” modeli, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GRKY) ve Yunanistan tarafından hâlâ geçerli bir çerçeve olarak görülse de Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) bu parametrelerin artık tüketildiği kanaatindedir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, “egemen eşitlik” ve “eşit uluslararası statü” talepleri, Türk tarafının artık federal bir çözüm zeminine dönmeyeceğini açıkça ilan ettiğini göstermektedir. Tatar’ın “Bu, kökleşmiş bir siyaset” ifadesi, sadece geçici bir müzakere pozisyonu değil, Türkiye-KKTC ekseninde yeni bir Kıbrıs siyasetinin uzun vadeli temellerinin atıldığını da göstermektedir. Bu yeni yaklaşım, adada fiilen var olan iki ayrı otoritenin ve yönetimin karşılıklı tanınmasına dayalı bir çözüm vizyonunu içermektedir.

Buna karşın, Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Christodoulides’in “küçük ama önemli adımlar atıldığı” yönündeki değerlendirmeleri, BM parametrelerine bağlılığın sürdüğünü ve çözümün hâlen federatif bir yapıda aranması gerektiğine inançlarının devam ettiğini yansıtmaktadır. Ancak federasyon modeli çerçevesinde yürütülecek bir sürecin, Türk tarafınca “başarısızlığı kanıtlanmış bir formül” olarak görülmesi, taraflar arasında ortak bir müzakere zeminini mümkün kılmamaktadır.

Bu noktada dikkat çeken bir diğer unsur ise BM’nin hala tarafları “federal çözüm” etrafında uzlaştırmaya çalışmasıdır. Oysaki Türk tarafının ön koşulları dikkate alındığında, BM’nin mevcut parametreleri, taraflar arasında ortak zemin yaratmak bir yana, mevcut pozisyonları daha da uzaklaştıran bir etkide bulunmaktadır. Böylelikle, çözüm arayışında “aynı masada oturmak” sembolik önem taşısa da masada konuşulan içeriklerin tamamen farklı zeminlere dayanması, süreci yapısal olarak tıkanmaya mahkûm etmektedir.

Dolayısıyla, New York’ta gerçekleşen 5+1 formatındaki toplantı, bir yandan tarafların çözüm iradelerini tekrar beyan ettikleri diplomatik bir platform olarak anlamlı olsa da öte yandan tarafların birbirinden taban tabana zıt vizyonlara sahip olmaları nedeniyle gerçek anlamda bir müzakere sürecinin başlatılması bakımından umut vadetmemektedir. Ortak zemine dair herhangi bir esneklik sinyali verilmediği sürece, BM öncülüğündeki bu temasların yalnızca süreci idare eden bir diplomasi vitrini olmaktan öteye geçmesi zor görünmektedir.

İş birliği alanları: İleri mi gidiliyor, yerinde mi sayılıyor?

Kıbrıs görüşmelerinde taraflar arasında teknik düzeyde bazı iş birliği başlıklarının gündeme gelmesi, çözüm sürecine ilişkin umutları canlı tutma amacı taşımaktadır. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in öncülüğünde ele alınan altı başlıktan yalnızca ikisinde (enerji alanında iş birliği ve yeni geçiş kapılarının açılması) kısmi bir mutabakat sağlanabilmesi ise diplomatik beklentilerin altında kalınmasına neden olmuştur.

Enerji iş birliği, özellikle Doğu Akdeniz’de hidrokarbon kaynakları etrafında şekillenen jeopolitik dengeler bağlamında büyük önem arz etmektedir. Lakin bu başlık altında yapılan uzlaşının teknik mi yoksa stratejik düzeyde mi olduğu netlik kazanmadığı sürece, kalıcı bir güven ortamı yaratması mümkün görünmemektedir. Aynı şekilde, yeni geçiş kapılarının açılması yönündeki uzlaşı da olumlu bir gelişme olarak not edilse de bunun hayata geçirilebilmesi için sahada askeri ve güvenlik düzeyinde karşılıklı adımların atılması gerekmektedir. Nitekim geçiş noktalarının açılmasına yönelik Rum tarafının bazı önerilere yanıt vermemesi veya Türk tarafının, askeri makamlarla istişare ihtiyacı gerekçesiyle süreci ertelemesi, bu başlıkta ilerlemenin hâlâ hassas dengelere bağlı olduğunu göstermektedir.

Toplantıda gündeme gelen diğer dört başlık (çevre ve iklim değişikliği, mikroplastik kirliliğiyle mücadele, gençlik politikaları ve kültürel miras değişimi) daha çok sembolik değeri olan, ancak toplumsal düzeyde güven artırıcı potansiyele sahip temalardır. Bu başlıklar kapsamında ortak teknik komitelerin kurulması kararlaştırılmış olsa da bunların etkinliğinin artırılması ve kalıcı yapılar haline gelmesi ancak siyasi üst düzeyde sahiplenilmeleriyle mümkün olacaktır. Aksi halde bu komiteler, geçmişte olduğu gibi teknik raporların ötesine geçemeyen yapılar olarak kalmaya mahkûm olabilir.

Daha çarpıcı olan ise tarafların “iş birliği” kavramına dahi farklı yaklaşımlar sergilemesidir. Türk tarafı, mevcut fiili eşitliğe dayalı pratik iş birliği modellerini ön plana çıkarırken, Rum tarafının bu önerilere dahi temkinli yaklaşması ve “iş birliği” kelimesinden kaçınması, çözüm sürecinde hâkim olan derin güvensizliğin sürdüğünü göstermektedir. Bu durum, tarafların birbirini hâlâ meşru bir ortak değil, statü mücadelesi verilen bir aktör olarak gördüğüne işaret etmektedir.

Sonuç: Yeni bir yol haritası mı, eski çıkmazların devamı mı?

New York’taki görüşme, çözüm sürecinde bir dönüm noktası olmaktan ziyade, tarafların mevcut pozisyonlarını yeniden teyit ettikleri bir diplomatik temas niteliği taşıdı. Toplantıdan, ne resmi bir müzakere sürecinin başlatılmasına yönelik somut bir karar çıktı ne de tarafların temel taleplerini uzlaştıracak yeni bir çözüm formülü geliştirilebildi. Görüşmelerin sonunda ortaya çıkan tablo, uzun süredir devam eden Kıbrıs çıkmazının yapısal sorunlarına dokunulmadığını, yalnızca mevcut statükonun diplomatik yollarla sürdürülmeye çalışıldığını göstermektedir.

New York’taki görüşme

Ancak bu sürecin tamamen işlevsiz olduğunu söylemek de doğru olmaz. Güven inşa süreci kapsamında geliştirilen teknik iş birliği başlıkları ve sivil toplum düzeyindeki temaslar, doğrudan siyasi çözüme ulaşmasa bile, zemin hazırlayıcı bir rol oynayabilir. Gençlik, çevre, kültürel miras gibi alanlarda atılan küçük adımlar, toplumlar arası temasın artmasını ve karşılıklı önyargıların zamanla aşılmasını sağlayabilir. Yine de bu adımların tek başına nihai çözüme ulaşmak için yeterli olmadığının da altını çizmek gerekir.

Kalıcı ve adil bir çözüm için asıl ihtiyaç duyulan unsur, taraflar arasında “eşit ve meşru aktör” tanımlamasına dayanan karşılıklı bir siyasal iradedir. Özellikle Türk tarafının “egemen eşitlik” talebini ön koşul olarak ortaya koyduğu bir ortamda, Rum tarafının bu talebi yok sayan yaklaşımı çözümsüzlüğü kalıcı hale getirme riski taşımaktadır. Aynı şekilde, Rum tarafının BM parametrelerine sıkı sıkıya bağlı kalması ve federasyon dışındaki tüm alternatifleri reddetmesi de müzakere alanını daraltmaktadır.

2025 sonuna kadar planlanan yeni görüşme takvimi, taraflara mevcut pozisyonlarını yeniden değerlendirme ve diyalog kanallarını açık tutma fırsatı sunabilir. Ancak bu sürecin anlamlı bir diplomatik ivmeye dönüşebilmesi için tarafların birbirlerinin kırmızı çizgilerini göz ardı etmek yerine, asgari müştereklerde buluşmayı hedefleyen bir esneklik göstermeleri gerekmektedir. Aksi takdirde New York’taki bu ve benzeri toplantılar, yalnızca sembolik buluşmalar olarak kalacak, taraflar arasında güven ve çözüm inşa etmek yerine, mevcut çıkmazı kurumsallaştıracaktır.

***

Yazar hakkında

Zeynep Gizem Özpınar, Karabük Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu’nda başladığı ön lisans eğitimini 2015-2017 yılları arasında tamamlamış; bu süreçte 2016 yılı yaz döneminde Safranbolu Adliyesi’nde staj yapmıştır. 2017-2019 yılları arasında Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden lisans derecesini almıştır. 2019 yılında Karabük Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölge Çalışmaları Anabilim Dalı’nda başladığı yüksek lisans eğitimini, “Ermeni Meselesi’nde Son Kırılma Noktası: II. Karabağ Savaşı” başlıklı teziyle tamamlamıştır. Hâlihazırda Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi (TUDPAM) ve Uluslararası Ekonomik, Sosyal, Siyasal ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (ULESAM) yönetim kurulu üyesi olan Özpınar, aynı zamanda Politik Stratejiler Araştırma Merkezi (POLSAM) bünyesinde dış politika uzmanı olarak görev yapmaktadır. TUDPAM’ın dijital yayın organı Dış Bakış dergisinin editörlüğünü de yürütmektedir. Doktora adayı olarak akademik çalışmalarını sürdüren Özpınar’ın yayımlanmış bilimsel makaleleri, analiz yazıları, tez çalışması ve uluslararası kongrelerde sunulmuş bildirileri bulunmaktadır. Türk dış politikası, uluslararası siyaset ve güvenlik çalışmaları üzerine uzmanlaşan Özpınar’ın analiz ve değerlendirmeleri Daily Sabah, Al Jazeera, Fikir Turu gibi muhtelif yayın organlarında yayınlanmaktadır.

Academia: https://karabuk.academia.edu/ZeynepGizem%C3%96ZPINAR

Email: zeynepgizemozpinar@gmail.com

Linkedin: www.linkedin.com/in/zeynep-gizem-özpınar-593152201

X: https://x.com/zgizemozpinar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.