
* Halen Derin Tarih dergisi genel yayın yönetmenliğini yapan Gazeteci-Yazar Mustafa ARMAĞAN, “İsmet İnönü az daha CHP’yi kapattıracaktı” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
* Detayı bültenimizde!…
UHA/ İnternational News Agency
Gazeteci-Yazar Mustafa ARMAĞAN
İSTANBUL, 10 TEMMUZ 2025
CHP’de kumpas, oyun, hile bitmez. Özellikle muhalefetteyse. İşte size muhalefette olduğu yıllarda CHP tarihinden iki az bilinen olay.
İsmet İnönü’nün yakınlarından Kemal Bağlum, Anıpolitik (1945-1960) adlı hatıralarında anlatıyor:
1954 seçimlerinde Demokrat Parti karşısında ikinci defa hezimete uğrayan İnönü ve adamları ‘Artık bu isimle millet bize oy vermez’ diye yeni bir ad almak istemiş. Fakat Kasım Gülek vazgeçirmiş. Şöyle anlatmış kitapta:

“1954 seçimlerinden sonra Demokrat Partililer ne kadar keyif içindeydiyseler, CHP’liler de, o oranda bunalıma düşmüşlerdi. Kolay değildi, CHP, gerçekten büyük bir yenilgiye uğramış, Meclis’teki sandalye sayısı 63’ten, 32’ye inmişti.
Sıkıntıyı çekenlerin başında da, Parti Genel Başkanı İsmet İnönü geliyordu. Teşkilat ve partinin üst düzey yetkilileri;
“Artık bu isimle biz bir noktaya gelemeyiz. Mutlaka yeni bir ad ile kamuoyunun karşısına çıkmamız gerekiyor” diyorlardı.”
Kemal Bağlum’un anlattığına bakılırsa tam bu yönde isim değişikliği kararı alınacakken Kasım Gülek, çıkmış meydana ve bu partiyi Atatürk’ün kurduğunu, onun isminin değiştirilemeyeceğini vs. söylemek suretiyle yetkilileri ve bu arada İnönü’yü etkilemiş ve partinin adını kurtarmıştı.
Bu hadiseden şunu anlıyoruz ki, İnönü başında bulunduğu CHP’nin adını az kalsın değiştirecekmiş. Fakat bu hamle, şimdi anlatacağımızın yanında hiç kalır.
Bu parti kapanmalı
Bu defa CHP İzmir Senatörü Necip Mirkelamoğlu’nun İnönü Ecevit’i Anlatıyor (Kervan Yayınları, İst., 1977) adlı kitabına gidiyor ve orada ifşa edilen bir sırrın örtüsünü kaldırıyoruz.
Kitabın elimizdeki 4. basımının sonuna eklenen belgeler arasında buluyoruz bu sırrın kanıtlarını.
Buna göre İnönü, kendisini genel başkanlıktan atan “Yeni CHP” hakkındaki (Kemal Kılıçdaroğlu da vaktiyle böyle bir isim takmamış mıydı eskisinin tıpkısı olan partisine?) kesin yargısını belirleyen bu başında olmadığı partiyi kapattırma girişimlerinde bulunmuştu.
CHP Senatörü Necip Mirkelamoğlu anlatıyor, biz de dinliyoruz (meraklısı için sayfasını da vereyim: 224 vd.).
Ecevit’in başına geçtiği Yeni CHP’nin tüzük değişikliğiyle milletvekillerinin yasama faaliyetleri Genel Merkezin kontrolü altına giriyordu. Bu, İnönü’ye göre Anayasa’ya aykırıydı. Vekillerin Meclis’teki faaliyetlerini de Genel Merkez kontrol ediyordu ki bu da Anayasa’ya aykırıydı. O zaman İnönü düşünüyordu ki, Anayasa’ya aykırılığı bu kadar açık olan tüzük değişiklikleri karşısında Anayasa Mahkemesi hareketsiz kalamaz ve Siyasi Partiler Kanunu gereğince “Yeni CHP’yi kapatma girişiminde bulunur.
“İnönü Partiden istifasından evvel ve sonra, zaman zaman bunu o kadar kesin bir kanaat ve zaruret halinde söyledi ki, o sıralar Atatürkçü savaşımızı yeni siyasî girişimler biçiminde sürdürmek kararında olan bizleri de bazı tereddütlere sevk etti. Kendisiyle yakın temas halinde bulunan Kemal Satır, Ali Sohtorik gibi arkadaşlarımıza “Girişimlerinizde acele etmememizi, nasıl olsa Anayasa Mahkemesi’nin “Yeni CHP”yi kapatacağını söylüyor ve öğütlüyordu.”
Mirkelamoğlu, böyle bir girişimin bahis konusu olmadığını söylüyor ama ekliyor: Olsaydı bile Anayasa Mahkemesi tüzük hükümlerini düzeltmesi için partiye uyarı ve çağrıda bulunup süre tanıyacak yani kapatmayacaktı. Bu hatırlatılınca İnönü itirazları önemsemiyordu. Şu cümleler de yazara ait:
“O kendi mantığında kanun, meşruiyet, memleket yararları ve millî hakimiyet anlayışında sorunu “Esas bakımından” çözüme bağlamıştı: O da “Yeni CHP’nin bu haliyle yaşamaması gereğiydi.” Çünkü bu parti, sorumsuz maceracıların elinde ve yönetiminde ve Marksistlerin kaba bir aleti olabilecek tabiat ve istidatta idi. Artık hiçbir gerekçe, onun bu sağlam mantığının üzerine çıkıp, “Yeni CHP’ye” hayatını bağışlayamazdı.”
Anayasa Mahkemesi’nin kapatmayacağına, uyarı cezası vereceğine kanaat getirince girişimlerinden vazgeçen İnönü’nün içinde kalan ukdeymiş kaptanlığını Ecevit’e kaptırdığı CHP’yi kapattırmak. Yoksa benden sonra tufan demeyeceğine kimse kefil olamıyor, çünkü Terakkiperver Fırka’nın da, Serbest Fırka’nın da kapattırılması işinde ne de olsa tecrübesi az değildi.
Bakalım yarinki kurultay hangi kumpaslarla anılacak.
***
Yazar hakkında
Urfalı bir anne-babanın çocuğu olarak Cizre’de dünyaya geldi (1961). Üniversiteye kadarki eğitim hayatını ilkyazı denemelerine başladığı Bursa’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden 1985 yılında mezun olduktan sonra İÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yüksek lisansa başladı ama yayıncılığın cazibesine kapılarak uzun yıllar İlim, Risale, İnsan, İz ve Ağaç, ve Etkileşim Yayınları’nda editör, yayın danışmanı ve yayın yönetmenliği görevlerinde bulundu. İzlenim dergisini yönetti. Bugüne kadar 50 kitaba imza atan Armağan özellikle tarih yazıları ve kitaplarıyla geniş bir kitleye ulaşmayı başardı. Halen Derin Tarih dergisi genel yayın yönetmenliğini sürdürmekte, konferanslarının yanı sıra Akittv’de Yavuz Bahadıroğlu ile “Kayıtdışı Tarih” programını yapmakta ve Yeni Şafak’ta haftalık tarih sohbetleri kaleme almaktadır. Yaygın bir okur kitlesine ulaşan kitapları arasında şunlar sayılabilir: Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı, Ufukların Sultanı Fatih Sultan Mehmed, Küller Altında Yakın Tarih, Büyük Osmanlı Projesi, Avrupa’nın 50 Büyük Yalanı, Osmanlı: İnsanlığın Son Adası, Kâzım Karabekir’in Gözüyle Yakın Tarihimiz, Kızıl Pençe, Satılık İmparatorluk, Yavuz Sultan Selim, Âsım’ın Nesli.