Gazeteci Özlem Bay’ın ‘Haber Ajandası’ndan: Bir Tabloya sığan asırlık bir yolculuk

* Gazeteci@Ekonomist Dergisi yazarı Özlem BAY ‘Haber Ajandası’nda, Şişman ailesinden üç kardeşin yay ve tokmakla pamuğu kabartıp yastık doldurduğu o ilk günleri kaleme aldı…. İşte o anlar, bugün İdaş fabrikasının duvarını süsleyen bu tabloya yansıyor.
* Detayı bültenimizde!…
UHA/ İnternational News Agency
İSTANBUL, 19 TEMMUZ 2025 – Bu sadece bir resim değil, bir markanın köklerine, emeğe ve yeniden doğuşa olan bağlılığının simgesi.
Neredeyse bir asır önce, Trabzon’dan İstanbul’a gelen üç kardeşin yay ve tokmakla pamuğu kabartıp yastık doldurarak başlattığı serüven, bugün İstanbul ve Bozüyük’teki yüksek teknolojili üretim tesisinde, 650 çalışanı ve 24 ülkeye yayılan ihracatıyla devam ediyor. İdaş CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sisman, bu dönüşüm süreci için “Yola bir yastıkla çıktık ama bugün bir yaşam markası haline geldik” diyor.
Kokonat liflerinden minderler yaparak tekstil yolculuğuna adım atan Şişman ailesi, 1960’larda Tofaş’a ilk araç minderlerini üretmeleriyle birlikte kurumsallaşmanın da ilk adımını atıyor. Eyüp’te ‘Şişman Kardeşler’ adı altında üretim yapan şirket, 1980 sonrasında Küçükköy’de ‘Şiteks’ olarak faaliyetine devam ediyor. 1986’da ise aile içinde ayrılıklar yaşanıyor. Babasının ‘Salteks’i kurarak ayrıldığını söyleyen Şişman, “Fatura kestiğimiz ilk müşterimiz ise İdaş’tı. Büyümemizi sağlayan en büyük müşterimizi bir gün satın alacağımızı hiç düşünmemiştik. Zor zamanlarımızda hep destekçimiz olan İdaş’a bir vefa borcumuz vardı” diyor.
İdaş’ı aldıklarında 2 bin satış noktasından geriye sadece birkaç tabela ve güçlü bir marka hafızası kaldığını vurgulayan Şişman, “Bugün 550 satış noktasına ulaştık. 2025 yıl sonuna kadar 650’yi hedefliyoruz. Grubumuzun 7 milyar TL’lik cirosunun yaklaşık yüzde 25’iİdaş’tan geliyor. İdaş’ta bu yılki ciro hedefimiz yaklaşık 2.5 milyar TL” diye ekliyor.
15 MİLYON DOLARLIK YATIRIM
Hikaye, Salteks’in 1989 yılında geçirdiği büyük yangınla devam ediyor. Şirket bir ay gibi bir sürede işlerine sıfırdan başlamak durumunda kalıyor. O dönem de İdaş’tan büyük destek görüyor. Öyle ki İdaş’ın kurucusu Müştak Hilmi İşler, Sarteks’in yeniden ayağa kalması için ne kadar süreye ihtiyacı olduğunu soruyor.
İşler, “Bir ay kadar” cevabını alıyor. Ardından, başka bir şirketten ürün tedarik etme yoluna gitmeyi değil, üretime bir ay ara vermeyi tercih ediyor. Onun bu davranışı Salteks tarafında büyük bir minnet duygusu oluşturuyor.
Zaman içinde İdaş’ın üretimini durdurduğunu ve 2016 yılında da şirketin satışa çıkarıldığını söyleyen Şişman, sonraki süreci şöyle anlatıyor: “Salteks olarak biz Türkiye’nin büyük mobilya ve yatak üreticilerinin hammadde tedarikçisi haline geldik. Bir zamanların sembol markası İdaş ise, yıllardır atıl durumdaydı ve yalnızca tabelası kalmıştı. Bizim için ayrı bir önemi olan bu markayı satın almayı uygun bulduk. İdaşı’ı satın aldıktan sonra geçen sekiz yılda da markaya yaklaşık 15 milyon dolarlık yatırım yaptık. İstanbul ve Bozüyük’teki tesisleri baştan sona yeniledik, makine hatları da modernize ettik.”
RADYASYON KOVAR ve KOLAJENLİ YATAKLAR
Bugün günlük bin 200 adet yatak, 900 döşemeli ürün ve 2 bin beyaz tekstil üretimiyle İdaş, sektörde yeniden güçlü bir konuma yerleşiyor. Şirket, yalnızca üretimiyle değil, geliştirdiği teknolojilerle de dikkat çekiyor.
Türkiye’de sadece İdaş’ta bulunan ‘miracoil yay sistemi’ ve ‘smart spring’ teknolojisi, uyku konforunu için öne çıkıyor. Yenilikleri takip ettiklerini ve inovatif teknolojileri kullandıklarını söyleyen Şişman, “Kolajen etkili kumaşlarla gençleşme etkisi yaratıyoruz, radyasyonu nötralize eden yataklarla yaşam kalitesini artırıyoruz.
Ayrıca ağrı kesici özellikli ürünlerle de kullanıcı deneyimini zenginleştiriyoruz. Tüm bu yatırımlar, yalnızca yatak değil, teknoloji de ürettiğimizi gösteriyor. Özellikle istediğimiz ölçüde yay üretmemizi sağlayan teknolojimiz Türkiye’de bize özel ve bu alanda rakiplerimizden farklılaşıyoruz” diye anlatıyor.
İHRACATTA VE MAĞALAŞMADA HEDEF ABD
Bugün 24 ülkeye ihracat yapan İdaş, Avrupa’dan Kafkasya’ya kadar geniş bir coğrafyada büyüyor. Toplam satışlarının yüzde 11’ini ihracat oluşturuyor. Kısa vadede bu oranın yüzde 15’e, ihracat yapılan ülke sayısının da 50’ye çıkarılması hedefleniyor.
2026’da ABD’ye paketlenmiş ‘roll-pack’ sistemli ürünlerle girmeyi planlayan şirket, önce internet satışlarıyla başlayıp ardından ilk planda New York, New Jersey ve Florida gibi eyaletlerde fiziksel mağazalar açmayı da hedefliyor. AB ülkelerinin üretimden çekildiğine değinen Şişman, değişen global dengelere dikkat çekiyor ve Türkiye için yatak sektöründe fırsatların aratacağını öngörüyor.
‘AB’nin Çin’i’ olarak tanımlanan Polonya’nın doygunluğa ulaştığını, Türkiye’nin ise yeni üretim üssü olmaya aday olduğunu vurgulayan Şişman, şunları ekliyor: “Türkiye’de yatak endüstrisinin 3 milyar dolarlık bir hacme sahip olduğu tahmin ediliyor. Bugün yaklaşık 8 milyonluk bir üretim söz konusu ama 11 milyonluk bir kapasite var Türkiye’de. Merdiven altı üretim de katıldığında bine yakın üretici var. Türkiye hem yatak üretiminde hem de yatak üretimine yönelik makine sektöründe de oldukça iyi bir durumda.”
MOBİLYA SEKTÖRÜNE DE GİRİLMESİ PLANLANIYOR
149’u kadın olmak üzere 650 çalışanları olduğunu söyleyen Şişman, “Kadın çalışan oranımızı artırmayı hedefliyoruz. Öte yandan orta vadede mobilya sektörüne de girmeyi planlıyoruz. Sıfırdan marka kurmak yerine satın alma yolunu tercih ediyoruz. Böylece ev yaşamına dair sunduğumuz çözüm yelpazesini genişletmeyi hedefliyoruz. Hiç kredi kullanmıyoruz, çek kesmiyoruz, öz sermayeyle yol alıyoruz. ‘Ayağını yorganına göre uzat’ prensibiyle hareket eden ailemiz, hiçbir kriz döneminde sarsılmadı. Kontrollü büyüme stratejisiyle istikrarımızı koruyoruz” diye anlatıyor.
