Etiyopya’nın Tartışmalı Barajı ( GERD) tamamladı. Şimdi ne olacak ?

* Su Politikaları Derneği Başkanı, Hidropolitik Akademi Merkezi Müdürü, Araştırmacı Yazar ve Akademisyen Dursun YILDIZ, temeli 2011 yılında atılan ve resmi açılışı, 9 Eylül 2025’te Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed tarafından gerçekleştirilen Büyük Etiyopya Rönesans Barajı (GERD) konusunda bir yazı kaleme aldı.
* İşte detayı!…
UHA / İnternational News Agency
Dursun YILDIZ, SPD Başkanı ve Hidropolitik Akademi Merkezi Müdürü
ANKARA, 17 EKİM 2025
Temeli 2011 yılında atılan Büyük Etiyopya Rönesans Barajı’nın (GERD) resmi açılışı, 9 Eylül 2025’te Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed tarafından gerçekleştirildi. Böylece Etiyopya’nın Nil’in yukarı havzasında planladığı Büyük Etiyopya Rönesans Barajı (GERD) nedeniyle Nil Havzası ülkeleri arasında yıllardır artan gerilim, 9 Eylül’de barajın resmen açılmasıyla yeni bir aşamaya girmiş oldu.
Suyun kontrolü mansaptan membaya kayar mı ?
Nil nehrinin aşağı havzasındaki Mısır ve Sudan için, Etiyopya ile süren su kullanımı anlaşmazlığı bir varoluşsal kriz olarak algılanmakta ve aynı zamanda bölgedeki güç dengesini değiştirmektedir. GERD’in tamamlanması Mısır’ın nil suları üzerinde onlarca yıldır sahip olduğu ayrıcalıklı konumu sona erdirmiş ve suyun kontrolünü yukarı havzaya kaydırmış görünmektedir.
Nil’in sularının kontrolü Etiyopya’nın hem bölgesel etkisinin artması hem de iç politikada siyasi güç kazanılması konularında büyük önem taşımaktaydı. Başbakan Abiy Ahmed, 2018’de göreve geldiğinden beri bu stratejiyi güçlendirerek sürdürmüştür. Tamamlanan baraj Etiyopya’nın elektrik üretimi, ekonomik büyüme ve daha geniş jeopolitik ağırlık kazanma hedeflerinin tümüne hizmet etme potansiyeli taşımaktadır. Baraj, su ve enerji konularında büyük bir altyapı başarısı olmasının ötesinde, Etiyopya’nın iç ve dış politikalarında yeni gerilimlere neden olma potansiyeli de taşımaktadır.
Mısır’ın Kırılganlığı
Nil, binlerce yıldır bölgedeki uygarlıkların yaşam damarını oluşturdu. Mısır’ın nüfusunun neredeyse tamamı Nil boyunca yaşıyor ve tatlı su kaynaklarının yüzde 90’ından fazlası buradan geliyor. Yukarı havzadaki değişikliklerin tarım, altyapı ve su temininde hemen etkisi oluyor.
Mısır, 2010’da “Entebbe Anlaşması” olarak da bilinen Kooperatif Çerçeve Anlaşması’nı (CFA) reddetti. Çünkü bu anlaşma, 1929 ve 1959 tarihli Nil Anlaşmaları ile verilen sabit kotaları ve yukarı havzadaki projelere veto hakkını zayıflatıyordu. Etiyopya ise bu anlaşmaların sömürge dönemi ürünü olduğunu ve kendisini dışladığını savunuyor.
1959 Anlaşması Mısır’a yılda 55,5 milyar m³ su tahsis etmektedir. Ancak Mısır’ın güncel ihtiyacı yaklaşık 114 milyar m³ olarak açıklanmaktadır.. Bu açığı kapatmak için Mısır geri dönüşüm, arıtma ve deniz suyu arıtma projelerine yönelmiştir. Ancak bunlar su temini konusunda kısmi çözümler olarak değerlendirilmektedir.
Mısır uzun süredir kurak yıllarda barajdan minimum su bırakılmasını güvence altına alacak bağlayıcı bir yasal çerçeve talep etmekteydi. Bu talep , Kahire’nin müzakerelerdeki kırmızı çizgisi haline gelmişti. Etiyopya’nın tavrı “uluslararası hukukta önemli zarar vermeme yükümlülüğünü” ihlal ettiği gerekçesiyle eleştirilmekteydi. Baraj bu tartışmalar sürerken tamamlanmıştır.
Proje’nin özellikleri
2011’de başlatılan bu proje, Etiyopya’nın jeopolitik stratejisinin temel taşı ve ulusal birlik sembolü olmuştur. Tüm türbinler devreye girdiğinde 5.150 MW kapasiteye ulaşacak ve ülkenin elektrik üretimi ikiye katlanacaktır. Bunun yanısıra elektrik Kenya, Sudan, Güney Sudan ve Cibuti’ye ihraç edilerek bölgesel ekonomik entegrasyonu güçlendirecektir. .
Proje aynı zamanda içeride “halkın bağışları ve tahvillerle finanse ettiği” milli bir proje olarak, milliyetçi bir gurur kaynağı haline gelmiştir.
Müzakereler sonuçsuz kaldı. Baraj nasıl işletilecek?
Son 10 yılda Afrika Birliği, AB ve ABD’nin yürüttüğü müzakereler sonuç vermemiştir. Bu konuda en kritik anlaşmazlık noktası: kuraklık dönemlerinde barajın nasıl işletileceği olmuştur. Müzakereler sürecinde 2020 yılında Washington’da hazırlanan taslakta , minimum su bırakma mekanizması yer almaktaydı. Mısır ve Sudan tarafından kabul edilen bu öneri Etiyopya tarafından reddedilmiştir. Etiyopya, taslağın “çok kısıtlayıcı” olduğunu savunmuş. Kahire ise “adil bir denge” olduğunda ısrar etmiştir. Bu başarısızlık, sonraki görüşmelerin de güven bunalımı içinde geçmesine yol açmıştır. 2023 yılında Mısır müzakere sürecinin “çıkmaza girdiğini” ilan etmiş, 2025’te ise ABD Başkanı Donald Trump’ın “baraj büyük ölçüde ABD parasıyla yapıldı” sözleri Etiyopya’da tepkiyle karşılanmıştır. Bu durum ABD ‘nin arabulucu olarak güven kaybetmesine neden olmuştur.
Güvenilir üçüncü taraf arabuluculuk için Türkiye ve Suudi Arabistan gibi bölgesel bağları ve ekonomik nüfuzu olan ülkelerin, diplomasi kanalını yeniden işler hale getirmede daha etkili olabileceği görülmektedir.
Hidro-Diplomasi kanalları açılmalı
Baraj tamamlanması ile , Hidro-Diplomasi kanallarının açılması ve işletilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu kapsamda çoklu taraflı diplomasi adımlarının atılması ve güven inşası önem kazanacaktır.
Diplomasi kapısının sürekli açık tutulması ve kurak yıllarda koordinasyon, anlık veri paylaşımı ve tek taraflı eylemleri sınırlandırmaya yönelik çabaların artması gereklidir.
Çünkü kurak dönemlerde tek taraflı baraj işletimi, Mısır ve Sudan’da tarımsal üretim ve içme suyu güvenliğini tehdit edecektir. Ayrıca diplomatik boşluk, bölgesel gerilimin tırmanması riskini arttıracaktır. Barajın tamamlanmasıyla oluşan yeni durumda tarafların önünde tek çıkış yolu hidro-diplomasiyi işleterek güven arttırıcı adımlar atmaktır. . Aksi halde Nil havzası, giderek daha sert jeopolitik rekabetin sahnesi olacaktır.
***
Yazar hakkında
Araştırmacı Yazar ve Akademisyen Dursun YILDIZ
Su Politikaları Derneği Kurucu Üyesi ve Başkanı, Su Politikaları Uzmanı, Akademisyen, İnşaat Mühendisi.
1958 yılında Samsun’da doğdu. İTÜ İnşaat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Devlet Su İşleri’nde çalışmaya başladı, kurumun çeşitli daire başkanlıklarında yöneticilik yaptı. Bu süre içinde Hollanda’da Uluslararası Hidrolik Enstitüsü’nde 1 yıl lisans sonrası, ABD’de ise 3 aylık uygulama eğitimleri aldı. Daha sonra Hacettepe Üniversitesi Hidropolitik ve Stratejik Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde Su Politikaları alanında Yüksek Lisans çalışmasını tamamladı. Bu arada Ankara Üniversitesi ATAUM’da AB Uzmanlığı ve Uluslararası İlişkiler Uzmanlık diploma eğitimlerini de tamamladı. Yıldız DSİ’de çalıştığı süre boyunca üniversitelerde de ders verdi.
Su ve Toprak Yönetimi, Su Güvenliği, Su Sorunları, Orta Asya Suları, Orta Doğu Suları, Su Savaşları gibi konularda 15 adet kitabı ve çok sayıda rapor ve uluslararası dergilerde yayınlanmış makalesi var. TEMA Bilim Kurulu üyesi olan Yıldız, Uluslararası Su Yönetimi ve Diplomasisi dergisinin editörlüğünü yapıyor ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün Uluslararası Su Kaynakları Bölümü’nde Su Politikaları dersi veriyor.