Dünden Bugüne İsrail’in Filistin’e Yönelik Uluslararası Hak İhlalleri

* Filistin – İsrail arasındaki gerginlik, yıllardır dünyanın en sıcak konularının başında geliyor. İsrail’in yayılmacı politikası Filistin topraklarında insan hakları ihlallerinin yaşanmasına yol açarken Filistinlilerin yaşadıkları acı ve mağduriyetler son bulmak bilmiyor. Taraflar arasındaki tansiyon, 7 Ekim 2023 tarihinde zirveye ulaştı.
* İşte ayrıntılar!…
UHA/ İnternational News Agency
İSTANBUL, 25 TEMMUZ 2025 – Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarının, 7 Ekim sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı saldırısına karşılık İsrail de Demir Kılıç Operasyonunu başlattı.
Operasyondan doğrudan etkilenense yine Gazzeli siviller. Her dakika Gazze’den gelen korkunç görüntülerle sarsılan dünya kamuoyunun büyük çoğunluğu İsrail’in uluslararası hukuka aykırı davrandığı ve savaş suçu işlediği yönünde hemfikir.
Bölgede insanlık dramı en ağır seviyede yaşanmaya devam ederken 7 Ekim’de fitili ateşlenen olayların yol açtığı korkunç tablonun özetini çıkarmaya çalıştık.
7 Ekim 2023’te Gazze’ye Yönelik Başlatılan Yaşam Hakkına Aykırı Müdaheleler ve Uluslararası Tepkiler
- İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki askerî operasyonlarda hukuka aykırı olarak sivillere yönelik beyaz fosfor kullandığı tespit edildi.
- Filistin Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Gazze’de sivillere karşı uluslararası yasaklı silahları kullanarak soykırım suçu işlediğini belirtti.
- Birinci haftanın sonunda 3 bine yakın Filistinli hayatını kaybederken yaralıların sayısı 10 bine yaklaştı.
- Gazze’de yaşanan bir milyondan fazla sivile 24 saat süre verilerek şehri terk etmeleri zorunlu koşuldu. Şehri terk eden Filistinli sivillere ait bazı konvoylar İsrail güçleri tarafından vuruldu.
- Gazze’deki 22 hastaneye tahliye baskınları yapılırken El-Ehali Hastanesi, İsrail savaş uçakları tarafından bombalandı. Gazze’deki 22 hastaneye tahliye baskınları yapılırken El-Ehali Hastanesi, İsrail savaş uçakları tarafından bombalandı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), İsrail’in bu tutumunun hasta ve yaralılar için “ölüm cezası” anlamına geldiğini kaydetti. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Ravina Shamdasan, “Uluslararası insani hukuk uyarınca tıbbi tesislere, sağlık personeline, yaralı ve hastalara yönelik saldırılar yasaktır.” hatırlatmasında bulunarak İsrail’in hastanelerin zorla tahliye edilmesi emriyle ilgili “Uluslararası insancıl hukuk, çatışmanın taraflarının, diğer sorumluluklarının yanı sıra yaralı ve hastaların ayrım yapılmaksızın gözetim altına alınması ve bakılması ilkesini uygulamasını gerektiriyor” değerlendirmesinde bulundu. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), sağlık hizmetlerine yönelik saldırıları kesin bir dille kınadığını açıkladı.
- Gazze’nin elektrik ve suyu kesilirken şehre gıda ve temel ihtiyaçlar başta olmak üzere insani yardım malzemelerinin girişi yasaklandı.
- BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, söz konusu yasakla ilgili “Sivilleri hayatta kalmaları için gerekli olanlardan mahrum bırakarak hayatlarını tehlikeye atan kuşatmaların uygulanması, uluslararası insani hukuk uyarınca yasaklanmıştır.” hatırlatmasında bulundu.
- BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Uluslararası insani hukuk ve insan hakları hukukuna saygı gösterilmeli. Siviller korunmalı ve kalkan olarak kullanılmamalı” çağrısında bulundu.
- Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İsrail’e kendisini savunma hakkını uluslararası insani hukuka göre yapması çağrısında bulundu.
- İsrail, Gazze’de yerinden edilmiş aileleri barındıran BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansına (UNRWA) ait okulu vurdu.
- İsrail’in Gazze kuşatması İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Orta Doğu ve Kuzey Afrika İletişim Direktörü Ahmed Benchemsi tarafından “savaş suçu” olarak nitelendirildi.
- UNICEF, Gazze Şeridi’ndeki çocukların durumu için “felaket” yorumunda bulunurken çocuklara ulaşılması amacıyla acil insani ateşkes çağrısında bulundu.
- BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 7 Ekim’de İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırılarla ilgili “Bu çatışma durup dururken oluşmadı. Çok uzun zamandır süren ve sonunda siyasi çözüm görünmeyen 56 yıllık bir işgalden ötürü ortaya çıktı.” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak* Türkiye Hukuk
Yorumlar