enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
20:41 2023-2028 Türkiye Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile yol haritası hazırlandı
12:05 TTI İzmir 2025: Turizmin Nabzı Bu Yıl İzmir’de Attı…
07:00 Bakan Fidan, 23. Doha Forumu kapsamında, basına açıklamalarda da bulundu…
00:57 CHP’nin Avrupa’nın Çöküşüyle Bütünleşme Programı-3 – Küresel sermayeye güvenceler
00:56 2026 FIFA Dünya Kupası’nda fikstür belirlendi…
00:30 Türk tarımında son yılların en dikkat çeken ve en çok kazandıran ürünlerinden biri gilaburu…
00:30 Kriter’in Aralık Sayısı Çıktı!
00:25 Dışişleri Bakanı Fidan,”Suriye hükümeti ve SDG kendi aralarında bir anlaşma yapabilirler”
00:23 Bakan Fidan, “Netanyahu’nun Gazze için kurulacak Uluslararası İstikrar Gücü’nde Türk birliklerini görmek istemiyor”
00:18 TCMB’nın 11 Aralık’taki Para Politikası Kurulu toplantısına sayılı günler kaldı…
15:28 KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman Seçmen Kitlesine Neyi Vaat Etti?
12:29 Haftayı Geri Sar:10 maddede bu hafta
10:59 İznik 1700 yıl sonra yeniden dünya gündeminde…
08:57 Dış Bakış Dergisinin “TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI” Özel Sayısı Yayında
06:13 Türkiye’den NATO ve AB üyesi bir ülkeye ilk savaş gemisi satışı’dan notlar!
00:45 Karadeniz’de Ukrayna’nın Operasyonları
00:43 CHP’nin Avrupa’nın Çöküşüyle Bütünleşme Programı 2 – CHP’nin farklı kimlikleri
00:39 Erbil-Ankara hattında gerilim: ‘Maksadını aşan yorumlar endişe verici’…
00:38 Türkiye’de öğretmen istihdamı, köklü düzenlemeler içeren Öğretmenlik Mesleği Kanunu…
00:29 Dijital şiddet artıyor: Kadınlar daha fazla risk altında…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Diyanet ve Tarafsızlık

Diyanet ve Tarafsızlık
21 Mart 2022
3.817
A+
A-

Diyanet İşleri Başkanlığı, bütün tartışmaların dışında ve üstünde olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilk ve önemli kurumlarından biridir. Atatürk’ün yeni Türk devletinin din hizmetlerini yürütmek için tasarladığı, başka ülkelerde benzeri olmayan orijinal bir teşkilattır. Uhdesindeki temel görev yaşanılan çağa göre Müslüman Türk toplumunun din hizmetlerini yürütmektir.

Topluma doğru ve güvenli din bilgileri vermek; bu maksatla kurslar, seminerler düzenlemek ve eğitim faaliyetlerinde bulunmak; imam, müftü, vaiz gibi din görevlilerini atamak; ihtiyaç durumunda ibadet yerleri inşa etmek, temin etmek, bunların onarım ve bakımlarını yaptırmak; kitap, gazete, dergi vb. matbu yayınlarla, radyo, TV gibi sesli ve görüntülü araçlarla Müslümanların din bilgisi ihtiyacını karşılamak bu kapsamda ilk akla gelen görevleridir.  

Diyanet, Müslüman Türklerin dinle ilgili sorunlarını çözerken, bu sorunlarla ilgili olarak kendisine yöneltilen soruları cevaplandırırken aynı konularda geçmişin çözüm ve cevaplarına, geçmiş dönemlerin fetvalarına bağlı kalmadan, gerektiği her durumda akıl ve bilime de müracaat ederek bugüne, bu zamana uygun çözümler, yorumlar üretmekle de yükümlüdür. Ne yazık ki bu noktada gerektiği kadar yol alınamamakta, gerekli performans gösterilmemektedir. Zamanımızda sıkıntılara sebep olmakla beraber önceki yüzyılların yorumlarına, fetvalarına bağlılık sürmektedir. Sözgelişi sol elle yemek yemeye en başlarda verilen sakıncalı ve günah olduğu hükmünün günümüzde bir mantığı kalmadığı halde, ilgili konuda günümüzde sorulan bir soru, geleneksel fetva tekrarlanarak cevaplandırılmıştır. Böyle çok basit bir konuda bile “Bugün isteyen istediği elle yiyip içebilir, bunun dinen bir sakıncası yoktur!” yollu bir fetvaya ulaşılamamıştır.   

Kurulduğundan bu yana Türk toplumunca Diyanet İşleri Başkanı’ndan ve başkanlığa bağlı personelden beklenen tutum, kimseye ayrıcalık tanımdan tarafsızlık içinde hizmet vermesidir. Diyanet’in muhatabı sadece cami cemaati değil, birçok bakımdan tüm toplumdur. Diyanetin imam, müftü, vaiz gibi görevlileri herkesi kucaklamak, herkesle diyalog içinde olmak durumundadır. Hiçbir mesleğin mensubu, toplumsal ilişkisinde bir din görevlisi kadar güler yüzlü, dikkatli ve özenli olmak yükümlülüğünde değildir.  

Malazgirt 1071_680*100 banner

Çok partili demokratik bir siyasal hayatın geçerli olduğu ülkemizde vatandaşlar her partiye az veya çok ilgi ve eğilim gösterebilmektedir. Bu yüzden Diyanet’in kimi parti ve onun mensuplarına sempati ile yaklaşması, kimilerini de karşısına alması söz konusu bile olmamalıdır. Bu da ancak laik bir ülke olduğumuzun bilinciyle davranıldığı zaman gerçekleşebilir. Müftüler, vaizler, imamlar bu bilince sahip kılındıkları, bu bilinç içinde görev yapmaları sağlandığı zaman din alanında bir sorun yaşanması düşünülemez.  

Laiklik, bütün uygar devletler gibi Türk devletinin de temel düzenlemelerinden biridir. Modern bir devlet olmanın da olmazsa olmazıdır. Türkiye’de laiklik dönem dönem çok katı, çok dayatmacı bir şekilde uygulanmış; birçok saf ve samimi dindara büyük mağduriyetler yaşatmıştır. Ama bu yanlış laikliğe karşı olmanın, onu dinsizlik olarak görmenin gerekçesi olamaz. Laiklik özünde dinsizlik değil, din özgürlüğüdür. Kimsenin kimseye din, mezhep ve dindarlık dayatmaması; insanların birbirinin vicdani kanaatlerine saygı duymasıdır. Diyanetin üstlendiği din hizmetleri, laiklik göz ardı edilmediği zaman hiç zorlanmadan yürütülebilir.  

Türkiye’de laik ve Atatürkçü bazı kişi ve çevreler zaman zaman Diyanet teşkilatında yaşanan aksaklıklara ve tarafsızlıktan ayrılma durumlarına bakarak Diyanet’in kaldırılmasını, din işlerinin yürütülmesini inananların, dindarların kendisine bırakılmasını talep ediyorlar. Bu talep her şeyden önce Atatürkçülüğe aykırıdır. Çünkü böyle bir yola gidilirse din hizmetlerinin tarikatların, cemaatlerin, softaların, cahil hocaların eline düşmesi, kontrolden çıkması, sömürü aracı olması kaçınılmazdır.  

İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar

[UHA Haber Ajansı, 21 Mart 2022]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.