enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:57 Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, “Müze ve ören yerlerini yaklaşık 29 milyon 700 bin kişi ziyaret etti”
00:56 Beyaz Saray’ın Gazze Barış Planının Akıbeti Belirsiz
00:50 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kökü dışarıda ideolojik yaklaşımları reddediyoruz”
00:48 Bu hafta boyunca yurt genelinde hava yağışsız ve kurak olacak.
00:43 Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara’da gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı…
00:39 Bakan Göktaş, Engelli Hakları İzleme ve Değerlendirme Kurulu Toplantısı’nda konuştu
00:32 MHP Genel Başkanı Bahçeli: Gerekirse İmralı’ya kendim giderim
00:32 Bursa’da bir ay süren su kesintilerinin ardından, Büyükşehir Belediyesi su ücretinde yüzde 30 artışa gitti…
00:29 İstanbul’un Macaristan Fahri Konsolosu Şahbaz’dan Başkonsolos Keller László’ya Ziyaret
00:18 Böcek ailesinin Adli Tıp Kurumu ön raporu TRT Haber’de
00:15 Dışişleri Bakanı Fidan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuştu…
00:15 Dışişleri Bakanı Fidan, “Türkiye, Güney Kafkasya’da barışın tesis edilmesi için çaba göstermektedir”
00:11 Bakan Tunç: “Hedefimiz umudu onaran, hatayı düzelten, insan onurunu merkeze alan bir yaklaşımı hakim kılmaktır”
06:50 Sempozyum | Sosyal Panorama 2025: Türkiye’de Değişen Nüfus ve Ailenin Geleceği
00:57 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elim uçak hadisesinin neden yaşandığını çok daha net göreceğiz ve kamuoyuyla paylaşacağız”
00:50 TOBB’un Nefes kredi hacmi 25 milyar liradan 50 milyar liraya yükseltildi…
00:48 Bakan Uraloğlu, “Üretilen dördüncü Milli Banliyö Tren Seti Gaziantep Büyükşehir Belediyesine teslim edildi”
00:43 Türkiye genelindeki metro tünelleri, olağanüstü durumlarda 1 milyon 374 bin kişiye acil barınma imkanı sağlayacak kapasitede…
00:40 “2025 yılında 65 ilde 255 kazı alanına ulaştık”
00:39 Bakan Güler: Kutuların çözümü ve ilk bulgulara ulaşma süreci en az 2 ay sürer
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Dış Politikamızda Normalleşme ve Suriye

Dış Politikamızda Normalleşme ve Suriye
21 Eylül 2021
1.728
A+
A-

Normalleşmenin zamanlaması kritik önemdedir. Ne getirip ne götüreceğine dair çok boyutlu ‘artı-eksi değerlendirmesi’ yapılır. Hangi parametrelerde ve hangi çıkar karşılığında uzlaştığınız başarınızı belirler. Türkiye son normalleşme hamleleri ile ‘etkili ve esnek bir rasyonel aktör’ olduğunu bir kez daha gösterdi.

Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü

CHP, uzun süredir “Şam ile masaya oturalım” görüşünü seslendiriyor. Son bir yıldır Türkiye’nin BAE ve Mısır gibi ülkelerle gerilimli ilişkilerini normalleştirme çabasını örnek vererek kendilerinin “haklı” çıktığı kanaatindeler. Kuşkusuz Suriye iç savaşının nasıl çözüleceği, YPG terör örgütü ve sığınmacılar boyutlarıyla Türkiye’nin geleceğini çok yakından ilgilendiriyor.

Önce Türk dış politikasındaki normalleşmenin mantığına bir bakalım. Dünkü yazımda ifade ettiğim üzere Ortadoğu’daki aktörler arasındaki normalleşme trendi ve Türkiye’nin “yeni sayfa açma” siyaseti, yaşanan küresel ve bölgesel jeopolitik değişimle irtibatlı. Küresel düzlemde, “büyük güç rekabeti” yoğunlaşırken bölgemizde artık blok siyaseti mümkün değil. Her ülkenin diğer müttefikleriyle çelişen ve rakipleriyle örtüşen çıkarları var.

Neden, Ne Zaman ve Nasıl?

Normalleşme “Herkesle iyi geçinelim” gibi bir duygusal zeminde oluşmuyor. Ve tek tarafın isteğiyle gerçekleşmiyor. Malum, devletler yeni jeopolitik denklemlere göre politikalarını gözden geçirirler. Çıkarlarını hesaplar ve gerekli görürlerse bazı tercihlerini değiştirirler. İşte Türkiye dahil bölgesel güçlerin normalleşme arayışı bu temel realiteye dayanıyor.

Normalleşmenin zamanlaması kritik önemdedir. Ne getirip ne götüreceğine dair çok boyutlu “artı-eksi değerlendirmesi” yapılır. Hangi parametrelerde ve hangi çıkar karşılığında uzlaştığınız başarınızı belirler. Türkiye son normalleşme hamleleri ile “etkili ve esnek bir rasyonel aktör” olduğunu bir kez daha gösterdi.

Doğu Akdeniz, Libya ve Suriye sahalarındaki operasyonlarının kazanımlarını tahkim etme amacıyla normalleşmeyi yürütüyor. Yeni bölgesel konjonktür sebebiyle ve diğer aktörler de istediği için normalleşme süreci devam ediyor.

İki Hedefi Gerçekleştirme Zorluğu

Türkiye’nin Suriye’ye mevcut yaklaşımı rejimi yıkmaya yönelik değil. İki temel hedefi var:

  1. Suriyelilerin onurlu şekilde ülkelerine dönebilmesi.
  2. PKK-YPG terör oluşumunun engellenmesi.

Güvenli bölgeler kurmamız da İdlib’deki askeri varlığımız da buna yönelik. 4-5 milyon Suriyeli sığınmacının daha ülkemize gelmesini bu şekilde engelledik. Muhaliflerin kapsayıcı, yeni bir Suriye yönetimine entegre edilmediği durumda bu iki hedefin de karşılanamayacağı açık. Uluslararası Af Örgütü geçtiğimiz günlerde Suriye’ye dönenlerin Suriye istihbaratı eliyle işkenceye ve zorla alıkoymaya maruz kaldığına dair rapor yayımladı. Suriyelilerin işkence ve baskı görecekleri bir yere “davul-zurna ile” gönüllü dönüşü mümkün değil.

Esad yönetiminin Ankara ile masaya oturmak istediği biliniyor. Hatta Rus lider Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ara ara bu teklifi yapıyor. Ancak aynı Esad, Cenevre görüşmelerini kilitliyor ve muhalifleri içine alacak bir geçişi hiç arzu etmiyor. Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin ile bu ay sonu gerçekleşecek görüşmesi öncesinde İdlib’deki bombardıman ile Türkiye sıkıştırılmak isteniyor. Şam yönetimi ile görüşmek ya da görüşmemek, ideolojinin ya da duygusallığın alanı değil. Bölgesel denklemlerin, çıkar hesaplamasının ve zamanlamanın konusu.

Şam’la Ne Zaman Görüşülebilir?

Türk ve Suriye istihbarat birimlerinin görüştüğü ara ara basına yansıyor. Açık bir diplomasinin başlaması için istihbari görüşmelerde yeterli mesafe alınması gerekiyor. Şam yönetimi, halkını ülkelerine geri almaya razı ve hazır olmalı. Bunu göstermek için de muhaliflerin katıldığı süreçleri önemsemeli. İdlib’deki milyonları Türkiye sınırına itmekten vazgeçmeli. Ankara ile uzlaşan Şam’ın YPG’yi tasfiye edeceği iddia edilebilir. ABD’nin Suriye’den tümüyle çekilmeden bu seçeneğin hayata geçirilebileceğini kabul etsek bile şu soru hâlâ masada: “Şam yönetimi, muhalifler ve sığınmacılar konusunda güvenilebilir mi?”

Kaldı ki, yakın vadede ABD’nin Afganistan çekilmesine benzer şekilde Suriye’den ayrılması zayıf bir ihtimal. Şartlar oluşmadan CHP’nin “parlak” önerisi uygulanırsa, güvenli bölgelerden çekilme ve yenileriyle birlikte sığınmacıların Türkiye’de kalıcı hale gelmesiyle yüzleşiriz.

[UHA Haber Ajansı, 21 Eylül 2021] 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.