Köklerden ve Değerlerden Dirilişe: Millî Mücadelenin Şahlandığı, Millî Direnişin Alevlendiği Karakese/Dörtyol/Hatay

* Mum dibini ışıtmaz misali, insan bazen pek çok konuda kalem oynatır, yazılar kaleme alır; fakat kendi içinden çıkıp doğduğu hazineyi, kökleri ve değerleri ihmal eder. Ben de şahsen kendimi zaman zaman böyle değerlendiriyorum.
–Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan-
* İşte detayları! …
UHA/ İnternational News Agency
Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan
İSTANBUL, 22 AĞUSTOS 2025 – Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü ve Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkan Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, kaleme aldığı “Köklerden ve Değerlerden Dirilişe: Millî Mücadelenin Şahlandığı, Millî Direnişin Alevlendiği Karakese/Dörtyol/Hatay” başlıklı yazısını UHA/ İnternational News Agency için değerlendirdi.
Mum dibini ışıtmaz misali, insan bazen pek çok konuda kalem oynatır, yazılar kaleme alır; fakat kendi içinden çıkıp doğduğu hazineyi, kökleri ve değerleri ihmal eder. Ben de şahsen kendimi zaman zaman böyle değerlendiriyorum.
İlk kurşunun atıldığı, atalarımızın ve dedelerimizin vatan aşkıyla ilk millî direnişi başlattığı; benim de doğduğum, ana-babamın, kardeşlerimin, akrabalarımın, dostlarımın, sevdiklerimin hâlâ ikamet ettiği Karakese üzerine, ne yazık ki bugüne kadar kalem oynatmak nasip olmadı.
Şanlı bir tarihe sahip olan ve Millî Mücadele’nin öncülüğünün yapıldığı bu muazzez beldeler üzerine yazmak bugüne kısmetmiş. Oysa bu memleketin hikâyesi, romanları, şiirleri; araştırma ve incelemeleri kaleme alınmalı; profesyonel ve hatta uluslararası çapta belgeselleri yapılmalı, filmleri çekilmelidir. Dahası, kreatif endüstrilerin tüm imkânları seferber edilerek çizgi filmleri, animasyonları, internet oyunları, müzikleri, marşları hazırlanmalı; böylece millî mefkûre, genç kuşaklara ve geleceğin ufuklarına aktarılmalıdır. Çünkü bu bahadır vatan parçası, muhteşem bir tarih, derin bir hafıza ve tükenmez bir hazineye sahiptir.

Ortak Hafıza Coğrafyası: Hatay
Neresidir burası? Tarihi ve coğrafyasıyla ne biliyoruz buradan?
Burası, binlerce yıllık tarihi birikimiyle Hatay’dır; medeniyetlerin kesişim noktasında duran bir “ortak hafıza coğrafyası.” Bu coğrafyanın kalbinde yer alan Dörtyol ve ona bağlı Karakese, yalnızca birer yerleşim yeri değil; direnişin, ahlakın ve kültürün nakış nakış işlendiği anlam merkezleridir. Bu yazı, işte bu coğrafyanın tarihî, kültürel ve ahlakî zenginliğini; yeniden dirilişin, zihniyet dönüşümünün ve medeniyet inşasının bir zemini olarak değerlendirmektedir.

Ahlaki Ahenk İçinde Yaşayan Bir Coğrafya
Hatay, farklı inanç ve etnik yapıların yüzyıllar boyunca bir arada yaşadığı nadir mekânlardan biridir. Bu çok kültürlü yapı, çatışmadan uzak bir hayatı mümkün kılmış; birlikte yaşama kültürünü güçlü kılmıştır. Halkın günlük hayatındaki ahlak kodları, herhangi bir ideolojik zorlama olmaksızın bu barışçıl çoğulluğu beslemiştir.
Bu bağlamda Hatay, ahlakî çoğulluk içerisinde barış ve huzurla yaşamanın mümkün olduğunu gösteren tarihî bir model olarak görülmelidir.
.jpeg)
Direnişin Temsilcisi: Dörtyol
Dörtyol, tarih boyunca millî iradenin, ahlakî duruşun ve toplumsal direncin simgesi olmuştur. 1918’de işgale karşı gösterilen ilk toplu direniş ve atılan ilk kurşun, sadece askerî bir karşılık değil; milletin şahsiyetine yönelen saldırıya karşı bir ahlakî duruşun ifadesidir.
Bu direniş, yalnızca fiilî bir mücadele değil, zihinsel bir seferberliktir: tehdidin imkâna dönüştüğü, yenilginin yerine dirilişin tercih edildiği bir eylemlilik hâlidir. Dörtyol’un direnişi, bugünün gençlerine yalnızca bir kahramanlık anlatısı olarak değil; şerefli bir hayatın, erdemli bir duruşun örneği olarak aktarılmalıdır.

Hafızanın Yaşadığı Köy: Karakese
Karakese, sıradan bir Anadolu köyü görünümünün ötesinde, kolektif hafızanın ve yerli hikmetin taşıyıcısıdır. Ağıtlar, halk hikâyeleri, destanlar ve sözlü tarih unsurları, toplumsal belleği diri tutar.
Bu köyde yaşayan hafıza, modernleşmenin getirdiği kimlik kaybına karşı bir direnç oluşturur. Kırsallık burada yalnızca doğal bir vasıf değil; zihinsel ve kültürel bir varlık alanıdır. Karakese, bu yönüyle yerli düşüncenin ve ahlakî özün yeniden üretildiği bir kaynak mekânı olarak öne çıkar.

Doğal ve Kültürel Mirasın Ahlaki Sorumluluğu: Çukurova
Hatay’ın ve bilhassa Dörtyol’un, Çukurova’nın; Adana, Mersin, Osmaniye, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Kilis’in bereketli ovaları, turunçgilleri, sebzeleri, narenciye bahçeleri, ormanları, yaylaları ve su kaynakları yalnızca ekonomik değer taşımıyor; insan ile tabiat arasındaki ahlakî bir sorumluluğu da ifade ediyor.
Doğal miras, “tüketilecek kaynak” değil; “emanet alınmış değer” olarak görülmeli. Kültürel miras da aynı şekilde, geçmişten geleceğe devredilen manevî bir sermayedir. Bu sebeple doğa ve kültür, birlikte korunması gereken iki temel hafıza taşıyıcısıdır.
Zihniyet İnşası ve Gelecek Tasavvuru
Depremler gibi yıkıcı felaketlerin ardından gündeme gelen yeniden inşa süreçleri, yalnızca fiziki yapıların değil, zihinsel yapıların da ihyasını zorunlu kılar. Bir şehri yeniden yapmak, binalarla değil; anlamla, ahlakla ve bilinçle mümkündür.
Bu nedenle Hatay, Dörtyol ve Karakese, yalnızca afet sonrası toparlanacak mekânlar değil; kültürel bir seferberlik ruhuyla ele alınması gereken medeniyet merkezleridir. Toplumsal yapının yeniden dirilişi, zihniyet dönüşümünü gerekli kılar.

Köklerden Geleceğe Ahlaki Bir Diriliş
Hatay, Dörtyol ve Karakese; geçmişin tortusu değil, geleceğin filizlendiği topraklardır. Bu coğrafya, yalnızca bir milletin tarihini değil; onun ahlakını, zihniyetini ve medeniyet iddiasını da taşımaktadır.
Yeniden diriliş, ancak hafıza ile mümkündür. Bu hafıza, kolektif bilinçle, yerli irfanla, ahlakî sorumlulukla ve birlikte yaşama kültürüyle canlı tutulmalıdır. Bu kadim topraklar, yalnızca bir mazinin değil; şerefli ve şanlı bir geleceğin de zemini olabilir.
Yorumlar