Hollanda’dan Mektup Var!

* Hollanda’da hafta içinde gündemin öne çıkan haber başlıklarından derlenen ‘Hollanda’dan Mektup Var!” başlıklı Haber Bültenimizle siz değerli okuyucularımızla birlikteyiz!
* Detayı bültenimizde!…
* Keyifli okumalar!
UHA/ İnternational News Agency
HOLLANDA, 06 TEMMUZ 2025
Cuma akşamı Hollanda’nın Borculo kentinde meydana gelen kimyasal reaksiyon, gökyüzünde turuncu renkte zehirli bir gaz bulutunun oluşmasına neden oldu. Olayda herhangi bir yaralanma yaşanmadı, ancak bölge halkı kısa süreli panik yaşadı.
Gelderland eyaletine bağlı Berkelland Belediyesi’nin Belediye Başkanı Joost van Oostrum, olayın kasten yapılmadığını belirterek, “Şu anda elimizde herhangi bir kasıt olduğuna dair bir belirti yok” dedi.
İki tehlikeli madde karıştı: Patlama kaçınılmaz oldu
Olayın gerçekleştiği tesis, süt ürünleri üreticisi FrieslandCampina‘ya ait. Şirketin Borculo’nun doğu kesimindeki fabrikasında, salpeterzuur (nitrik asit) ile zoutzuur (hidroklorik asit) bilinmeyen bir nedenle temas etti. Bu iki temizlik amacıyla kullanılan kimyasal, bir araya geldiğinde güçlü bir reaksiyon başlattı ve ardından patlama meydana geldi.
Patlamanın ardından oluşan turuncu renkli gaz bulutu, geniş bir alandan gözlemlenebildi.
Rüzgar yönü faciayı önledi
Belediye Başkanı Van Oostrum’un açıklamasına göre, olay sırasında batıdan esen rüzgar, gaz bulutunu yakınlardaki yerleşim bölgesinden uzaklaştırdı. Bu sayede insan sağlığını tehdit eden bir durum yaşanmadı.
Polis ve İş Sağlığı Kurumu devrede
Hem polis, hem de Hollanda İş Sağlığı ve Güvenliği Denetim Kurumu (Arbeidsinspectie), olayla ilgili soruşturma başlattı. Belediye Başkanı, kazanın mesai saatleri içinde meydana geldiğini, bu nedenle çalışma güvenliği açısından ayrıca incelendiğini vurguladı.
*** Hollanda’da okullarda telefon yasağı etkili oldu: Başarı yükseldi, öğrenciler arası etkileşim arttı
Hollanda hükümetinin talebiyle yapılan bir araştırmaya göre, okullarda akıllı telefonların yasaklanması, ilk baştaki tepkilere rağmen öğrenme ortamını iyileştirdi.
Ocak 2024’te yürürlüğe giren ulusal yönergeyle sınıflarda akıllı telefonların yasaklanması önerildi ve neredeyse tüm okullar buna uydu. Ortaokulların yaklaşık üçte ikisi öğrencilerden telefonlarını evde bırakmalarını ya da dolaplara koymalarını istiyor. Her beş okuldan birinde ise öğrenciler ders başında telefonlarını teslim ediyor.
Araştırmacılar, 317 ortaokul, 313 ilkokul yöneticisi ile öğretmenler, yardımcı personel, öğrenciler ve velilerle gerçekleştirilen 12 odak grup çalışması aracılığıyla veriler topladı. Ortaokulların yüzde 75’i çocukların derse odaklanmasının kolaylaştığını bildirirken, yüzde 59’u sosyal ortamın iyileştiğini, yüzde 28’i ise öğrenci başarısında artış gözlemlediklerini belirtti.
Kohnstamm Enstitüsü’nden araştırmacı Dr. Alexander Krepel, en büyük gelişmenin öğrenciler arasındaki etkileşimde yaşandığını belirtti: “Artık sınıfta gizlice birinin fotoğrafını çekip WhatsApp grubuna yaymak mümkün değil. Bu da sosyal güvenliği artırıyor. Özellikle ders aralarında öğrenciler artık telefonla uğraşmak yerine konuşmak zorunda kalıyor. Belki biraz daha fazla tartışıyorlar ama genel olarak öğretmenler ve öğrenciler ortamın daha iyi olmasından memnun.”
Ortaöğretim okullarını temsil eden VO-raad Konseyi’nin sözcüsü Freya Sixma da ilk endişelerin yersiz çıktığını söyledi: “Başta öğretmenlerden, öğrencilerden, velilerden çok sayıda soru ve itiraz geldi. Herkes ‘nasıl işleyecek bu iş’ diye merak ediyordu. Ama şimdi neredeyse herkesin memnun olduğunu görüyoruz.”
Özel eğitim veren okullarda öğrenme desteği için telefon istisnası tanınabilen yerlerde okulların yarısı yasağın olumlu ya da çok olumlu etkisi olduğunu bildirdi. İlkokullarda ise telefon yasağı öncesinde büyük bir etki söz konusu olmasa da dört okuldan biri uygulamadan memnun kaldı.
İlk ve orta öğretimden sorumlu Bakan Mariëlle Paul, ulusal yönergenin sınıf disiplinine katkı sağladığını vurguladı: “Eğer bireysel bir öğretmen telefon yasağı getirmek isteseydi bu hep bir tartışma konusu olurdu. Özellikle deneyimsiz öğretmenler bu konuda zorluk yaşıyordu.”
Hollanda İstatistik Kurumu’na göre çocukların yüzde 96’sı neredeyse her gün internete giriyor ve bunu büyük oranda cep telefonları aracılığıyla yapıyor. Geçici hükümet geçen ay 15 yaş altı çocuklar için sosyal medya yasağı getirilmesini ve ekran süresinin sınırlandırılmasını önermişti. Bir milletvekili ise tüm okullarda akıllı telefonların tamamen yasaklanmasını teklif etti.
*** Hollanda Temsilciler Meclisi (Tweede Kamer), Göç ve Sığınmadan Sorumlu Bakan Marjolein Faber’in hazırladığı yeni sığınma yasalarını onayladı…
Hollanda Temsilciler Meclisi (Tweede Kamer), Göç ve Sığınmadan Sorumlu Bakan Marjolein Faber’in hazırladığı yeni sığınma yasalarını onayladı. Dün yapılan oylamada kabul edilen düzenlemeler, savaş ve şiddetten kaçan insanlara yönelik yardımların kısıtlanmasını ve yasa dışı göçmenlere destek olan vatandaşların cezalandırılmasını öngörüyor.
Yeni yasaya göre, resmi belgeleri olmayan kişiler “illegal” (yasa dışı) ilan edilirken, bu kişilere yemek, yatacak yer ya da giysi gibi temel insani yardımlarda bulunanlar da hukuki yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecek. Yasa tasarısının uygulamaya geçmesiyle birlikte, ülkedeki sığınma merkezlerinde yaşanan yoğunluğun daha da artması bekleniyor.
“İnsanlığa aykırı ve uygulanamaz”
Yasaya karşı tepkiler büyüyor. Belediyeler, kiliseler, insan hakları kuruluşları, Danıştay (Raad van State) ve Göç ve Vatandaşlık Dairesi (IND), düzenlemenin hem adaletsiz hem de pratikte uygulanamaz olduğunu vurguladı. Muhalefetteki GroenLinks-PvdA partisinin milletvekili Kati Piri ise düzenlemeleri “asosyal, sorumsuz ve insanlık dışı” olarak niteledi.
Piri, yaptığı açıklamada topluma seslenerek şunları söyledi:
“Bu karar, vicdan değil sertlik yönünde verilmiş bir tercihtir. Oysa toplumun büyük bir kısmı sembolik ve ayrımcı politikalar yerine işe yarayan çözümler istiyor. İnsan haklarını göz ardı etmeden, insanca barınma koşulları ve yönetilebilir bir göç politikası mümkündür.”
Karar Senato’ya kalıyor
Tartışmalı yasa değişikliği, yaz tatilinden sonra Hollanda Senatosu’nda (Eerste Kamer) oylanacak. Kati Piri, bu oylama öncesinde halkı harekete geçmeye çağırdı. Vatandaşlardan, yasanın durdurulması yönündeki toplu talebi göstermek amacıyla başlatılan destek kampanyasına katılmalarını istedi.
İmza kampanyası başlatıldı: “Stop de asielwetten!”
GroenLinks ve PvdA partileri, bu yasaların durdurulması için geniş çaplı bir imza kampanyası başlattı. “Stop de asielwetten!” (Sığınma yasalarını durdurun!) sloganıyla yürütülen kampanyada, halkın desteğiyle siyasi baskının artırılması hedefleniyor. Kampanyaya katılmak isteyenler, partilerin internet siteleri üzerinden adlarını yazarak yasa karşıtı çağrıya destek verebiliyor.
Piri’nin çağrısında şu sözlere yer verildi:
“Bu adaletsiz yasaları durdurmak için elimizde hâlâ bir şans var. Eğer şimdi hep birlikte sesimizi yükseltirsek, bu düzenlemelerin önüne geçebiliriz.”