enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
13:45 Türkiye’nin tanınmış rap sanatçılarından Lvbel C5, şarkılarında uyuşturucuya özendirme suçundan tutuklandı…
13:25 Adı Hollanda ile özdeşleşmiş İlhan KARAÇAY, ‘Siyasi cinayeti neden yazmadı’ğını açıklıyor…
12:56 Okullar Arası Türkiye Korfbol Şampiyonası’nda Kartepeli öğrenciler Türkiye Şampiyonu oldu…
12:33 Trendyol 1.Lig’de bitime haftalar kala şampiyonluğunu ilan eden Kocaelispor’un şampiyonluk kutlamalarındaki programı ve bilet fiyatları belli oldu…
11:36 Iğdır oynadı biz izledik!…
10:39 Hindistan, Keşmir’deki kanlı saldırı sonrası İndus Suları Anlaşması’nı fiilen askıya aldı ve Baglihar Barajı’ndan su akışını durdurdu…
09:49 SPD Hidropolitik Akademi Direktörü Dursun Yıldız : Hindistan’ın suyu silah olarak kullanması bölgede ve dünyada birçok güvenlik dengesini tehdit eder…  
09:38 Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda yeni oyun hazırlığı “İmparator”…
09:21 Çocuklarla cinsellik hangi yaşta, nasıl konuşulmalı?…
07:43 TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un görev süresinin dolması nedeniyle 28. Dönem ikinci devre başkanlık seçimi için süreç 28 Mayıs’ta başlayacak…
06:56 1894 Marmara depremi 250 yıllık periyodu kırdı mı?…
06:53 Suriye Şam kırsalında çatışmaların odağındaki Dürziler kimdir?
06:21 Genç Sesleri Güçlendirmek ve Çocuk Haklarını Savunmak
23:15 Cumhurbaşkanı Erdoğan telefon görüşmesinde, Trump’ı Türkiye’ye davet etti…
09:17 Orta Asya ülkelerinin tartışmalı Kıbrıs kararının arkasında hangi nedenler var?
08:41 Terörizmle Mücadele ve Müzakere -IV-
06:56 Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik: Yunanistan’dan husumet içeren açıklamalar” olur mu?…
06:32 II. Dünya Savaşı Öncesi Avrupa’daki Yahudi Nüfusunun Dağılımı…
00:41 Bursa Belediyeler Birliği’nin, ‘Kamusal Alanlarda İş Sağlığı ve İş Güvenliği Çalıştayı’…
00:20 Suriye’de ne oluyor?…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Adı Hollanda ile özdeşleşmiş İlhan KARAÇAY, ‘Siyasi cinayeti neden yazmadı’ğını açıklıyor…

Adı Hollanda ile özdeşleşmiş İlhan KARAÇAY, ‘Siyasi cinayeti neden yazmadı’ğını açıklıyor…
6 Mayıs 2025
7
A+
A-

“Benim sessizliğim, sessizliğin gücünden değil, sorumluluğun ağırlığındandır.”

* Detayı haberimizde!…

UHA/ İnternational News Agency

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, persoon Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

HOLLANDA, 06 MAYIS 2025 – 60 yıldır Hollanda’da gazetecilik yapıyorum. Bu ülkenin taşını, toprağını, havasını, meclisini, mahallesini, halkını yazdım. Kimse farkında olmasa da sokaktaki değişimden, siyasetteki kırılmalara kadar her şeyi önce gözümle gördüm, sonra kalemimle kayda geçirdim.

Gazetecilik mesleğini hem haberci hem yorumcu kimliğimle yürüttüm. Bu yüzden yazdıklarım yalnızca Hollanda’da değil, Türkiye’de ve Avrupa’nın birçok ülkesinde yüzlerce haber platformunda ve yayın organında geniş yankı buldu. Beni takip eden büyük bir okur kitlem var.
Belki de bu nedenle, dostlarım, takipçilerim ve okuyucularım bana şu sözlerle sesleniyorlar: “Bu kadar deneyimli bir gazetecisin. Senin için ‘Adı Hollanda ile özdeşleşmiş’ diyorlar. Bu konuda sana bel bağlayan çok insan var. Ama senden hiç ses çıkmıyor. Rijswijk’te işlenen siyasi cinayetle ilgili tek bir yorum bile yapmadın. Hollanda’daki bu siyasi cinayeti bir de senin kaleminden okuyalım!”

Okurlarım haklılar ama şunu anlamalılar:
Bana yapılan bu baskı, elbette onurlandırıcıdır. Ama bu, aynı zamanda ağır bir sorumluluktur. Zira söz konusu olan, yalnızca bir cinayet değil; uluslararası iddialarla, istihbarat gölgeleriyle ve siyasi tartışmalarla örülmüş karmaşık bir tablo. Türkiye’de dillendirilen bazı iddialar doğrudan devlet kurumlarını, özellikle de istihbarat yapısını hedef alıyor. O nedenle bu meselede yorum yaparken, yalnızca gazetecilik ilkelerine değil, kişisel güvenliğe de dikkat etmek gerekir.

Bu tür olaylarda sessizlik her zaman suskunluk değildir. Bazen sessizlik, konunun ağırlığına duyulan saygıdır. Bazen de konuşmak için en doğru zamanı beklemektir.
Ben, olayları ve iddiaları “söylenenlere ve yazılanlara göre” aktarırım. Çünkü benim görevim hüküm vermek değil, fotoğrafı bütünüyle sunmak, sessizlikle örtülmüş alanları görünür kılmaktır.

Çünkü Rijswijk’te yaşanan olay, basit bir adli vakayla açıklanamayacak kadar katmanlıdır.
Çünkü bu cinayetin adı “Cemil Önal“dır.
Çünkü bu isim sadece bir bireyi değil, uluslararası istihbarat ilişkilerini, kara para trafiğini, Kıbrıs’ta yıllardır konuşulan yasa dışı yapıların Avrupa’ya uzanan kollarını temsil ediyor olabilir.

Şimdi, üzerime düşeni yapma zamanı.
Cemil Önal’ın öldürülmesini, Halil Falyalı dosyasını, Kıbrıs ve Hollanda hattındaki karanlık ilişkileri, sadece bağırarak değil, bilgiyle, dikkatle, belgeler, haberler ve kamuoyuna yansıyan ifadeler eşliğinde sizler için yazıyorum.

RİJSWİJK’TE SESSİZLİĞİ BOZAN KURŞUN:
CEMİL ÖNAL CİNAYETİ ÜZERİNE NOTLAR

Afbeelding met tekst, person, kleding, Menselijk gezicht Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Sessizlik… Hollanda’yı tanımlayan kelimelerden biri budur. Yüksek sesli sloganların değil, kurumsal aklın konuştuğu, kuralın kural gibi işlediği, krizlerin bağırtıyla değil uzlaşmayla çözüldüğü bir coğrafya burası.

Ben bu ülkeyi 60 yıldır gözlemliyor, yazıyor, yaşıyorum. Her taşını tanırım, her rüzgârını bilirim. Bu ülkenin haberini yapan, sokağını bilen, siyasetçisini tanıyan gazetecilerdenim. Adımın, “Hollanda ile özdeşleşmiş” biçimde anılması da bu uzun soluklu tanıklığın doğal sonucudur.

Ancak bazen, bu ülkenin karakterine ters düşen öyle anlar olur ki, sessizliğin içinden yükselen çatlak bir ses, her şeyi değiştirir.
İşte geçtiğimiz Perşembe günü, 1 Mayıs 2025, Rijswijk’te yaşanan cinayet de bu sessizliğe sıkılmış bir kurşundu.
Bir adam, bir otelin terasında, saat 17.15 sularında hedef gözetilerek öldürüldü. Ölen Cemil Önal’dı.
Ama haberin basına düşmesi neredeyse 14 saat sürdü.
Bu bile başlı başına bir sorudur.

Hollanda'da vurularak öldürülen kişinin Cemil Önal olduğu doğrulandı - North Cyprus

Hollanda gibi, basının özgür çalıştığı, kriz anlarında dahi bilgi akışının kontrollü ama şeffaf olduğu bir ülkede böyle bir cinayet neden kamuoyuna bu kadar geç bildirildi?
Hollanda İstihbarat Teşkilatı (AIVD) olaydan haberdar mıydı?
Eğer haberdardıysa neden önlenmedi?
Haberdar değilse, bu kadar hassas bir profil nasıl korumasız kaldı?

Kamuoyunun büyük kısmı bu ismi ilk kez bu cinayetle duydu. Ancak bazı çevrelerde, adı yıllardır fısıltı halinde dolaşan bir kişilikti Cemil Önal. Bazı siyasi ve ideolojik çevrelerle ilişkileri olmuş, ardından Avrupa’ya gelmişti.

Kimi kaynaklara göre, Avrupa’da özellikle istihbarat birimlerinin dikkatini çekecek türden ilişkiler ağına sahipti. Hakkında ileri sürülen iddialar arasında hem Amerikan hem de Hollanda istihbarat servisleriyle çeşitli temaslarda bulunduğu, hatta “tanık koruma programı” kapsamında güvence altında yaşadığı bile yer alıyor. Bunlar, ne yazık ki doğrulanması zor, ama reddedilmesi de imkânsız iddialardır.

Türkiye’de özellikle bazı araştırmacı gazeteciler ve YouTube yayıncıları, Önal’ın geçmişte Türkiye istihbaratına dair bazı kritik bilgilere sahip olduğunu, bu nedenle hedef alınmış olabileceğini ileri sürüyor. Hatta bir tanesi, cinayetten sadece birkaç gün önce yaptığı bir yayında, Önal’ın öldürülebileceğine dair “uyarı” niteliğinde yorumlarda bulunmuş.

Bu tür iddiaları, gazetecilik ilkeleri çerçevesinde, “söylenenlere ve yazılanlara göre” aktarabiliriz, ancak onları kesin bilgi gibi sunamayız. Yine de, bu kadar çok farklı kaynakta, farklı zamanlarda ve farklı dillere çevrilerek yayımlanmış iddialar bir araya geldiğinde, tekil bir cinayetten öte bir “durumun” habercisi olur.

FALYALI’NIN GÖLGESİNDEKİ TANIK: KONUŞAN KARA KUTU CEMİL ÖNAL KİMDİR?

Afbeelding met kleding, persoon, tekst, Detailhandel Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Cemil Önal, Kuzey Kıbrıs’ta yasadışı bahis, sanal kumar ve kara para aklama trafiğini yöneten Halil Falyalı’nın yakın çalışma arkadaşıydı.
Daha doğrusu onun “kara kutusuydu”.
Finansal operasyonlarını yöneten, Avrupa ayağındaki para trafiğini denetleyen isimlerden biriydi.

Halil Falyalı, 2022 yılında Kıbrıs’ta silahlı saldırıyla öldürüldüğünde, onun yerine geçebilecek en tehlikeli tanık, işte bu Cemil Önal’dı.
Bu yüzden Türkiye tarafından hakkında Interpol kırmızı bülteni çıkarıldı.
2023’te Hollanda’da yakalandı. Türkiye iade talep etti. Ancak iade edilmedi. Çünkü Hollanda makamlarının elinde farklı bilgiler vardı.

16 ay cezaevinde tutulan Önal, 2025 yılının Mart ayında serbest bırakıldı. Ve o tarihten sonra artık sessiz kalmadı. Konuşmaya başladı. Hem de çok ciddi şeyler söyleyerek…

Önal, serbest kaldıktan sonra birçok gazeteciyle ve siyasi aktörle temas kurdu. Elinde Halil Falyalı’ya ait kara para kayıtlarının, dijital izlerin ve banka dökümlerinin olduğunu söylüyordu.
Ama hepsi bu kadar değildi.
Ona göre Halil Falyalı, Türkiye’den ve Kıbrıs’tan bazı üst düzey siyasetçilere milyonlarca dolarlık transferler yapmıştı.
Hatta kimi zaman bu paralar “hediye” ya da “bağış” gibi gösterilmiş, bazen de “siyasi kampanya fonu” kılıfına sokulmuştu.

Daha da vahimi…
Falyalı’nın elinde üst düzey bürokratlara ve siyasetçilere ait şantaj kasetleri vardı.
Kimlerle, nerede, nasıl bir araya geldikleri, kimi zaman otel odalarına gizli yerleştirilen kameralarla kayıt altına alınmıştı.
Önal’a göre bu kasetlerin bir kısmı 2022’de kaybolmuştu. Ama bazı kopyalar onun elindeydi.
Ve o bu bilgileri, ölümünden kısa bir süre önce, bazı uluslararası gazetecilere “garantiye almak” üzere aktarmıştı.

KIBRIS, HOLLANDA VE TÜRKİYE HATTINDAKİ DERİN DOSYA

Cemil Önal’ın açıklamaları Kıbrıs’tan Avrupa’ya uzanan bir yasa dışı ağın haritasını veriyordu.
Bahis baronları, para aklayıcılar, mafya babaları, korunaklı isimler…
Ve bu ağın merkezinde Halil Falyalı vardı.
Ama Önal, Kıbrıs’tan çıkıp Avrupa’ya gelmişti. Burada konuşmaya hazırlanıyordu.

Bu süreçte bazı iddialar ortaya atıldı:
*Önal, yalnızca Türkiye’nin değil, aynı zamanda Hollanda ve Amerikan istihbaratının da radarındaydı.
*Tanık koruma programına alınmak istenmişti.
*Ancak bu koruma sağlanamamıştı.
*En sonunda ise susturuldu.

GAZETECİ AYŞEMDEM AKIN’A TEHDİT: SESSİZLİK DAYATMASI

Kıbrıslı gazeteci Ayşemdem Akın, Önal ile görüşen nadir kişilerden biriydi.
Kaleme aldığı “Halil Falyalı yaşıyor” başlıklı yazı dizisi, Falyalı’nın sadece fiziksel olarak öldüğünü, ancak onun ağının hâlâ aktif olduğunu iddia ediyordu.
Bu dizinin yayınlanmasından sonra Ayşemdem Akın, Türkiye’den kullanılan bir numara aracılığıyla ölümle tehdit edildi.
Aynı günlerde Cemil Önal da benzer mesajlar aldığını söylüyordu.

KURŞUNLAR KONUŞTU

1 Mayıs günü öğleden sonra Önal, kaldığı oteldeki restoranda yemek yiyordu.
Yanına yaklaşan siyah giyimli bir kişi, hiçbir şey söylemeden tabancasını çıkardı ve kurşunlarını sıktı.
Biri kafasına, biri göğsüne…
Kaçamadı. Yere yığıldı. Öldü.

Cinayet hâlâ aydınlatılamadı. Zanlı kaçtı.
Ama kamuoyunun zihnindeki sorular hâlâ aynı yerde duruyor:
*Cemil Önal neden öldürüldü?
*Halil Falyalı’nın karanlık mirası kime tehdit oluşturuyordu?
*Bu suikast yalnızca bir susturma eylemi mi, yoksa uluslararası güçlerin çarpışması mı?
*Hollanda istihbaratı bu işin neresindeydi?

BU SESSİZLİK BİZİM DEĞİL, ONLARIN SUÇU

Ben bugün yazıyorum çünkü gazetecilik bunu gerektiriyor.
Ben bugün yazıyorum çünkü “konuşmamı bekleyenler” var.
Yazıyorum, çünkü bu cinayet, bir bireye değil; bilgiye, hafızaya ve kamuoyuna karşı işlenmiştir.
O kurşunlar, sadece bir adamı değil; olası itirafları, açıklamaları, belgeleri de susturmuştur.

Cemil Önal öldürüldü.
Ama onun bıraktığı sorular yaşıyor.

CİNAYETİN SESSİZLİĞİ: GECİKEN HABER, SESSİZ MEDYA

Hollanda'da vurularak öldürülen kişinin Cemil Önal olduğu doğrulandı - North Cyprus

Cemil Önal’ın öldürülmesi, üzerinden neredeyse 14 saat geçtikten sonra basına yansıdı. Hollanda gibi basın özgürlüğünün güçlü olduğu, olayların anlık olarak kamuoyuyla paylaşıldığı bir ülkede, bu gecikme sıradan değildir.
Neden bu kadar geç açıklandı?
Bu soruya henüz resmi bir yanıt verilmiş değil. Ancak bu durum, ister istemez “İstihbarat eliyle kontrol edilen bir bilgi akışı mı var?” sorusunu akla getiriyor.
Hollanda istihbaratının (AIVD) bu cinayetten haberdar olup olmadığı, eğer olduysa neden önleyemediği, olduysa da neden kamuoyunu bilgilendirmekte bu kadar geç kaldığı sorgulanmalıdır.

Gazetecilik reflekslerim şunu söylüyor: Bu tür olaylar, bir ülkedeki demokratik refleksleri de test eder. Soru şu: Hollanda bu testi geçebilecek mi?

HOLLANDA GAZETELERİ ŞUNLARI YAZMAYA BAŞLADI:

                                 Afbeelding met tekst, kleding, person, schermopname Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.
Cemil Önal’ın cinayet öncesi defalarca ölüm tehdidi aldığını ve “Beni öldürecekler” dediğini manşetine taşıyan haber. Hollanda kamuoyunda büyük yankı uyandıran bu haber, Önal’ın endişelerini daha önce hem savcılıkla hem de gazetecilerle paylaştığını ortaya koyuyor.

Cemil Önal’ın öldürülmesinden günler sonra, Hollanda basınında çarpıcı bilgiler yer almaya başladı. Araştırmacı gazetecilik platformu Follow the Money, Önal’ın ölümünden yalnızca üç gün önce, Lahey’de bir kafede kendileriyle buluştuğunu ve Türk yetkililer tarafından hedef alınmaktan korktuğunu açıkça dile getirdiğini yazdı. Önal, “Elimdeki bilgiler, sonunda benim ölümüm olacak” demişti. Aynı platforma konuşan avukatı da, bu tehdidi defalarca Hollanda Savcılığı’na (Openbaar Ministerie) bildirdiğini belirtti. Savcılık ise bu görüşmeleri doğrulamakla birlikte, somut tehdit unsurlarının bulunmadığı gerekçesiyle herhangi bir koruma sağlamadığını açıkladı. Olayın yaşandığı otelin sahibi, (ki, Türk olduğu söyleniyor) Önal’ın orada kalmadığını, yalnızca bir içki içmek üzere geldiğini ifade etti. Şüpheli hâlâ yakalanmadı. Tüm bu gelişmeler, Hollanda kamuoyunda şu sorunun yüksek sesle sorulmasına yol açtı: “Bu suikast önlenebilir miydi?”

TÜRKİYE BOYUTU: “İDDİALAR” GÖLGESİNDE CİDDİYET

Şimdi en hassas noktaya gelelim.
Bu olayın Türkiye boyutu…

Cemil Önal’ın geçmişte Türkiye devletine veya bazı istihbarat yapılarına dair bilgilere sahip olduğu iddiası, onu bir hedef haline getirmiş olabilir mi?

Türkiye’de bazı yayın organları ve muhalif gazeteciler, bu cinayetin “Yurt dışında işlenen siyasi cinayetler zincirinin bir parçası” olduğunu yazıyor.
Son yıllarda, Avrupa’da özellikle hükümet karşıtı kimi isimlerin izlenmesi, tehdit edilmesi, hatta suikast iddialarıyla gündeme gelmesi, bu olayı daha da dikkat çekici kılıyor.

Ancak ben, ne bir savcıyım ne de bir istihbarat görevlisi.
Ben gazeteciyim.
Dolayısıyla bu iddiaları tarafsız bir biçimde aktarmakla yetinirim.
Ama şunu da açıkça söyleyeyim:
Bu olay, sadece bir adli cinayet olarak ele alınamaz. Gerek zamanlaması, gerek hedefin profili, gerekse uluslararası ilgiyi çekmesi açısından, çok katmanlı bir yapıya sahiptir.

KİM SORGULUYOR? KİM SUSUYOR?

Peki ya Hollanda basını?

Konuya dikkatli ama mesafeli yaklaşan birkaç haber dışında, genel olarak medya sessiz.
Bu sessizlik, bir gazeteci olarak benim de dikkatimi çekti.
Oysa Hollanda, basın özgürlüğüyle gurur duyan bir ülkedir.
Bugün susarsak, yarın konuşma hakkımızı kaybedebiliriz.

Bazı dostlarım ve okurlarım bana soruyor:
“Neden yazmıyorsun? Senin gibi biri bu cinayeti kaleme almazsa kim alır?”

İşte bu yazı, bu soruya bir cevaptır.
Ama bu yazı aynı zamanda bir çağrıdır da:
Gerçeğin ortaya çıkması için hem Hollanda hem de Türkiye yetkilileri şeffaf olmalı, basın görevini yerine getirmelidir.

SESSİZLİĞİ YIRTAN KURŞUN VE ARDINDA KALANLAR

Cemil Önal’ın ölümü, sadece bir can kaybı değildir.
Bu olay, Avrupa’da fikir beyan eden, geçmişinde siyasi kırılmalar yaşamış, farklı güç odaklarının arasında kalmış her birey için bir “uyarıya” dönüşebilir.
Eğer bu cinayetin üzeri örtülürse, bu sadece adaletin değil, aynı zamanda ifade özgürlüğünün de kaybı olur.

Ben 60 yıldır bu ülkenin sokaklarını, kurumlarını, kültürünü yazıyorum.
Bugün burada yazmakta olduğum şey, sadece bir cinayet haberi değildir.
Bu, sessizliğin ortasında yankılanan bir sorudur: Cemil Önal neden öldürüldü?
…Ve bu soru cevabını bulmadan, biz gazetecilerin görevi bitmez.

CEMİL ÖNAL DOSYASINDA TARİHSEL DÖNÜM NOKTALARI

2022: Halil Falyalı Kıbrıs’ta öldürüldü.
2023 Aralık: Cemil Önal, Hollanda’da Interpol talebiyle tutuklandı.
2025 Mart: Serbest bırakıldı.
Nisan 2025: Falyalı dosyasına dair konuşmaya başladı.
1 Mayıs 2025: Rijswijk’te öldürüldü.

SESSİZLİĞİ DELMEK, SADECE GAZETECİLİĞİN DEĞİL, VİCDANIN DA GÖREVİDİR

Bu cinayet, sadece bir adamın değil, aynı zamanda potansiyel itirafların, ifşaların ve uluslararası bir ağın da ortadan kaldırılması anlamına gelebilir.
Cemil Önal susturuldu. Ama onun bıraktığı sorular, daha yüksek sesle konuşuluyor.

Ben bu ülkenin en sakin kasabalarında, en karmaşık krizlerinde haberin izini sürmüş biriyim.
Bugün, Rijswijk’te işlenen cinayet, bana yalnızca haber değil; bir görev duygusu yükledi.

Ben bu ülkenin sessiz sokaklarını yazdım…
Şimdi, o sessizliğin ortasında bir kurşun konuştuysa, biz de gerçeği yazmak zorundayız.
Sessizlik bazen suskunluk değil; sorumluluğun ağırlığıdır.

HABERİ YAZDIKTAN SONRA YAŞANAN EN SON GELİŞME

Cemil Önal’ın 1 Mayıs’ta Brasserie Bijna Thuis’un terasında uğradığı silahlı saldırının ardından kapatılan işletme, olaydan beş gün sonra 5 Mayıs Pazartesi günü  kapılarını yeniden açtı. Açılış, yalnızca bir işletme faaliyeti olarak değil, aynı zamanda yaşanan travmanın ardından toplumsal dayanışmayı güçlendirmeyi amaçlayan özel bir buluşma olarak organize edildi. Olay sırasında terasta bulunan misafirler, çalışanlar ve mahalle sakinleri otele davet edilerek çay, kahve, yemek ve içki ikramında bulunuldu. Otel yönetimi, bu buluşmanın hem yeniden açılışı duyurmak hem de yaşanan şoku birlikte atlatmak isteyenlere destek olmak amacıyla düzenlendiğini belirtti. Etkinliğe yerel polis, belediye yetkilileri ve sosyal destek kurumları da katıldı. Katılımcılar, hem olayla ilgili bilgi aldı hem de duygularını paylaşma imkânı buldu. Otel yönetimi, “Bu buluşma, suskunluğu paylaşmaya, acıyı hafifletmeye ve yeniden toparlanmaya yönelik bir adımdır” açıklamasını yaptı. Etkinlik, 17.00 ile 20.00 saatleri arasında gerçekleşti.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.