enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
13:08 Dünyanın korkulu rüyası: Gazap ve Hayalet sistemleri
12:07 “Terörsüz Türkiye” süreci…
00:59 Emine Erdoğan: Şeb-i Arus, sevgiyi merkeze alan bir irfan mirasıdır
00:57 Boraltan Köprüsü Faciası…Rus ordusundan kaçan 146 Azeri TÜRK’ünün katliamı…
00:55 Alexis Anne-Braun ile Sanat ve Mimarlıkta Anlamın İnşası Konferansı
00:53 İran’dan ABD’nin Venezuela kararına kınama
00:51 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazreti Mevlana’nın 752. Vuslat Yıl Dönümü’ne ilişkin mesaj yayımladı…
00:50 Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu : “Terörsüz Türkiye” Bahanesiyle Bölücülük
00:48 Yüzyılın Konut Projesi’nde başvurular bu hafta sona eriyor
00:48 Prof. Dr. Mühip Kanko, “Bu sadece Kocaeli’nin değil, tüm bölgenin su felaketidir”
00:42 Filistinli Hind Rajab’ın hikayesini anlatan “Hind Rajab’ın Sesi” filmi
00:35 ABD Başkanı Trump, Ukrayna-Rusya Savaşı’yla ilgili Avrupalı liderlerle kapsamlı görüşmeler yaptı…
00:32 Doğu Kudüs’ten Filistinli Gazeteci Duha Hmidan’ın haberleri!…
00:26 Bakan Murat Kurum, “553 milyon ağacın kesilmesini önledik”
00:25 Doğu Kudüs’ten Filistinli Gazeteci Huda Fadıl NAİM, Gazze’de yaşanları haber yaptı…
00:25 FETÖ’nün kamu yapılanmalarına operasyon
00:23 TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Terörü ilanihaye Türkiye’nin gündeminden kaldıracağız”
00:11 “Uluslararası Naat-ı Şerif Yarışması”nda ödüller sahiplerini buldu
00:10 İngiltere’den “Rusya” mesajı: Gerekirse savaşmaya hazır olmalıyız
00:09 Bakan Kurum: Kira ve konut fiyatlarını dengeleyeceğiz
TÜMÜNÜ GÖSTER →

İstikrarın Önemi

İstikrarın Önemi
6 Eylül 2024
18
A+
A-

Birkaç hafta önce Bloomberg, Türkiye’yi G-20 ülkeleri arasında “şiddetli siyasi çalkantıların yaşanma olasılığı en yüksek ülke” olarak gösterdi. Bu olasılık, ABD’de yüzde 3, Rusya’da yüzde 4 iken, Türkiye’de yüzde 6 olarak belirtildi. Analizin yayınlanmasının ardından, yine daha öncekilerde olduğu gibi, toplumsal fay hatlarını harekete geçirmeyi amaçlayan iç cephede gedik açmaya dönük bir çok girişim devreye sokuldu.

Nebi Miş | Yazar | Kriter Dergi

Doç. Dr. Nebi MİŞ & SETA Genel Koordinatörü ve Siyaset Araştırmaları Direktörü

Birkaç hafta önce  Bloomberg, Türkiye’yi G-20 ülkeleri arasında ” şiddetli siyasi çalkantıların yaşanma olasılığı en yüksek ülke” olarak gösterdi. Bu olasılık, ABD’de yüzde 3, Rusya’da yüzde 4 iken, Türkiye’de yüzde 6 olarak belirtildi. Analizin yayınlanmasının ardından, yine daha öncekilerde olduğu gibi,  toplumsal  fay hatlarını harekete geçirmeyi amaçlayan  iç cephede gedik açmaya dönük bir çok girişim devreye sokuldu.

TİP milletvekili mecliste provokasyon yaptı. CHP’de genel başkan yardımcılığı yapmış bir milletvekili Cumhurbaşkanına ağır hakaret etti. Bir sokak röportajında  Erdoğan  ve onu destekleyenlere hakaret edildi. CHP hakaret edeni sahiplendi, cesaretlendirdi, ödüllendirdi.  Atatürk  üzerinden yeni bir laik-muhafazakar ayrıştırması yapılmaya çalışıldı.

Bu hadiseler gösterdi ki,  Bloomberg analizi sıradan bir yazı değildi. Daha önce  benzerleri yapılmıştı. Sadece son 22 yılda  buna benzer bir çok beklenti ve temenni  dile getirildi. Toplumsal fay hatlarını  harekete geçirmeye dönük  yol haritaları ortaya kondu.  Kılavuz görevi  görecek  yorumlar yapıldı.  İşaret fişekleri ateşlendi. Bu analizler, operatif yönü ağır  basan, zamanlaması düşünülmüş, siyasi  sonuçlarına dair hedefleri olan yazılardı.

Yakın dönemde Türkiye’de iç karışıklık çıkarmaya dönük her girişim,  farklı  bir yol ve yöntem denenerek yapıldı. Her başarısızlığın ardından yöntem ve içerikler güncellendi. Gezi Parkı şiddet eylemi ile farklı  kimlik grupları arasında  çatışma çıkarma hedeflendi. AK Parti’nin  “İslamcı bir ajandaya” sahip olduğu tezi üzerinden Türkiye  diplomatik  olarak izole edilmeye çalışıldı. 17-25 Aralık yargı ve emniyet darbe girişimi üzerinden  devletin tüm kurumları çökertilmeye çalışıldı.  Ekonomik saldırılarla, devlet ve hükümet diz çökertilmeye çalışıldı.

Hendek ve barikat terörü ile  ülkenin bölünmesi için tüm yollar denendi.  Büyük şehirlerinde bomba patlatılarak  toplumsal kargaşanın ve iç çatışmanın provaları yapıldı. 15 Temmuz’da  ülkenin  lideri öldürülmeye ve  ülke işgal edilmeye çalışıldı.  “İslamcı ajanda” tezi gereken sonucu üretmeyince, ” otoriterlik” ve ” diktatörlük” yaftalamaları  üzerinden Türkiye  tekrar uluslararası düzenden izole edilemeye çalışıldı.

Son günlerde dönen nefret ve ayrıştırma içerikli olayların amacını bir önceki yazıda belirtmiştim. Muhafazakar kesimlerin  özgüvenini kırmak, onlara  sahipsizlik  hissi vererek iktidardan kopmalarını kolaylaştırmak öncelikli hedeflerden…  Ancak esas amaç, ekonomi düzelmeden ve AK Parti yenilenme siyasetini tamamlamadan  erken seçimi zorlamaktır.

Belirsizlik, kaygı, endişe, öfke ve umutsuzluk duygularını yükseltmeye dönük yeni girişimlerle karşı karşıyayız. Son 22 yılda, ülkeyi kaosa sürüklemeye dönük meydan okumalar,  siyasi istikrar sayesinde etkisiz hale getirildi. Bu sınamalarda toplumun büyük bir kısmı, karizmatik liderliğin yani  Erdoğan‘ın etrafında toplandı.

Erdoğan‘ın son konuşmasında dile getirdiği gibi, devlet ve millet bunların hepsinin üstesinden gelmiştir. Çözüm bulunmuştur. Ancak maalesef hepsinin farklı maliyetleri olmuştur. Sosyal, siyasal ve ekonomik etkilerini tekrar toparlamak zaman almıştır. Bir kez daha vurgulamak gerekirse, her yeni kaos ve karışıklık denemesi,  siyaset ve yönetimde istikrar sayesinde etkisiz hale getirilebilmiştir. Değerini bilmek gerekir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.