Durumdan Vazife Çıkaramayanlar Rahatsız!…

* PKK silah bırakmaya hazırlanırken, süreç dış müdahalelere karşı kontrollü şekilde yürütülüyor. Toplumsal meşruiyet arayışı tartışmalara değil, sonuç odaklı bir stratejiye bırakıldı.
* Detayı haberimizde!…
UHA / İnternational News Agency
ANKARA, 03 MAYIS 2025 – Türkiye’nin saygın, güvenilir Ankara merkezli bir düşünce Türkiye’nin saygın, güvenilir Ankara merkezli bir düşünce kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Genel Koordinatörü ve Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi MİŞ, kaleme aldığı “Durumdan Vazife Çıkaramayanlar Rahatsız!…” başlıklı bir yazısını TÜHA Haber’e değerlendirdi.
SETA Genel Koordinatörü Doç. Dr. MİŞ, Terör sorununu çözme hedefi doğrultusunda tarihi bir eşikte bulunduğumuzu belirterek, Terör örgütünün kurucusunun silah bırakma çağrısı yaptığını, PKK terör örgütünün de, bu çağrıya uyacağını açıkladığını ve yakın bir zamanda kongresini toplayacağının beklendiğini açıkladı.
Doç. Dr. Nebi MİŞ, “Yani bugün için sürecin planlandığı gibi gittiği anlaşılıyor. Şu ana kadar sadece PKK’nın silah bırakma kongresini zamana yaymadan toplaması için birkaç kez uyarı yapıldı” dedi.
PKK gibi farklı devletlerin, istihbarat teşkilatlarının ve bölgesel aktörlerin kontrolüne geçmiş ve vekaleten faaliyet yürüten terör örgütlerinde, farklı grupların varlığının kaçınılmaz bir gerçek olduğunu vurgulayan Doç. Dr. MİŞ, “Bu nedenle, örgüt içindeki çeşitli yapılanmaların, örgütün feshi ve silah bırakma süreci gibi konularda ana gövdeye karşı direnç göstermesi de beklenen bir durumdur” şeklinde konuştu.
Vekaleten terör faaliyeti yürüten bu tür örgütlerde, silah bırakma sürecinin yalnızca iç dinamiklere bağlı kalmadığını ifade eden Doç. Dr. Nebi MİŞ, aynı zamanda dış aktörlerin çıkar dengelerine de bağlı hâle geldiğini ve dolayısıyla da, terörün sonlandırılmasına yönelik yürüyen süreçlerde terör örgütü kendi içinde de farklı grupları ikna etmesi gerektiğini kaydetti.
Türkiye’nin, bu hususları da dikkate alarak şu ana kadar süreci dikkatli yürüttüğünü hatırlatan Doç. Dr. MİŞ, bir önceki çözüm sürecinde sivil toplum, kanaat önderleri, akil insanlar adı verilen heyet, gazeteciler, akademisyenlerin süreci, medyada ve kamuoyu önünde sürekli tartıştığını hatırlattı.
“Bu yaklaşım belki iyiniyetli olarak düşünülmüş ve toplumsal meşruiyeti öncelemek için geliştirilmişti” diye hatırlatmasında bulunan Doç. Dr. Nebi MİŞ, şunları söyledi:
“Ancak kendisine verilmemiş rollere bürünen, durumdan vazife çıkaran, kendisine buradan itibar devşirmeye çalışan, “benim düşüncem daha önemlidir” havalarına giren, “aslında aklı ben veriyorum” diyen çevreler, sürecin ortak aklı yerine çatışmacı söylemlere malzeme ürettiler. Hedefte bulanıklığına yol açtılar.
Böylece, süreci istismar etmek isteyen gruplara büyük fırsatlar doğdu. Bazı muhalefet partileri, bazı medya kuruluşları, bazı sivil toplum görünümlü organize çıkar grupları ve FETÖ gibi devletin içine yerleşmiş yapılar kendi çıkarlarını ya da siyasi pozisyonlarını güçlendirmek için süreci araçsallaştırdılar.
En nihayetinde, manipülasyon ve provokasyonlarla infial oluşturan açıklamalar, şiddete kadar giden sokak olaylarını berberinde getirdi. Şiddet olayları çözüm sürecine olan güveni sarsarak, yürüyen dinamikleri sabote etti. Çözüm süreci başarısız oldu”.
Geçmiş çözüm sürecinin tecrübesinden faydalanıldığı için terörsüz Türkiye hedefine giden yolda, durumdan vazife çıkarmak isteyenlere fırsat verilmediğini işaret eden Doç. Dr. Nebi MİŞ, “Kendi çözümünü, yöntemini, yol haritasını sunacak ve tartışacak olanlara ve buradan itibar devşireceklere itibar edilmedi” dedi.
Doç. Dr. MİŞ, böyle olduğu için, medyada yazıp konuşan bazı aktörlerin (eski siyasetçi, medyacı, akademisyen vs.) bir türlü sürecin buraya kadar sorunsuz ilerlemesini kabul edemediklerini belirterek, “Görüş beyan etme güçlerinin ellerinden alındığı için kendi mahallelerinde değerlerinin düşeceğinden korktuklarını, Görünmezlik ve etkisizlik duygusunun bu çevreleri epeyce öfkelendirdiğine dikkat çekti.
İktidara sert muhalif bazı kimselerin, PKK terör örgütünün “buna razı olmaması gerekirdi” gibi cümleleri kurmaya başladıklarını hatırlatan Doç. Dr. Nebi MİŞ, “El altından PKK terör örgütüne süreci zorlaması için yol yordam gösteriyorlar. Hala içlerinde, “ya süreç başarıya ulaşır ve buradan da Erdoğan güçlenerek çıkarsa” korkusu var. Bu korku maalesef, çok uzun süre önce iktidar karşıtlığından devlet karşıtlığına savrulmayı bile normalleştirici bir sonuç üretti” değerlendirmesinde bulundu.
SETA Genel Koordinatörü Doç. Dr. MİŞ, sonuç olarak, terörsüz Türkiye hedefine ulaşmada bugüne kadar yürütülen yolun doğru olduğunu belirterek “Süreç toplumsallaşmadı” diyerek durumdan vazife çıkarmak isteyenlere bundan sonra da prim verilmemesi gerektiğini söyledi.
Doç. Dr. Nebi MİŞ, son olarak “şayet süreç başarıya ulaşırsa, “toplumsal meşruiyet oluşur ve destek doğal olarak yükselir” şeklinde kaydetti.
***
Yazar hakkında
Lisans (2003) ve yüksek lisans (2005) eğitimini Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamlayan Nebi Miş doktorasını (2012) “Türkiye’de Güvenlikleştirme Siyaseti 1923-2003” başlıklı teziyle tamamlamıştır. Doktora sürecinde bir yıl süreyle Belçika Katholieke Universiteit Leuven’de araştırmacı olarak bulunmuştur. Siyasal sistemler ve kurumlar, demokratikleşme, Kürt meselesi, sivil-asker ilişkileri, Türkiye’de güvenlik siyaseti, İslamcılık ve Ortadoğu’da demokratikleşme konuları üzerinde çalışmaktadır. Ayrıca bu konularda Türkçe ve İngilizce makaleleri yurt içinde ve yurt dışında farklı akademik dergilerde yayımlanmıştır. Demokrasi Nöbetleri: Toplumsal Algıda 15 Temmuz Darbe Girişimi, Türkiye’de Siyasal Sistemin Dönüşümü ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi, AK Parti’nin 15 Yılı: Siyaset, Turkey’s Presidential System: Model and Practices ve AK Parti ve Türkiye’nin Dönüşümü kitaplarının ortak yazar ve editörüdür. Halen Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde ve Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü’nde dersler vermektedir. Aynı zamanda SETA Genel Koordinatörü görevini yürütmektedir.