enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
09:11 Kelepçe: İnceliksiz Bir Uygulama
06:54 Srebrenitsa Soykırımı, Milliyetçilik ve Uluslararası İnkar: Postyapısalcı Bir Değerlendirme
00:47 CHP’li Prof. Dr. Kanko, “Mehmet Şimşek’in ‘acı reçetesi’ tutmayınca, Erdoğan yeniden Nebati’ye mi sarılıyor?””
00:42 Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Fahrettin Altun, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyen bir kamu felsefesinin takipçileriyiz.”
00:41 2025 Yılı YAŞ Kararları: TSK Neden Apolitik Olmalı? -II-
00:27 Türkiye’de Sigara, Alkol, Kumar ve Uyuşturucu Bağımlılığının Ekonomik Maliyeti” 78 milyar dolara ulaştı
00:18 Türkiye’nin Balkanlardaki Yeni İşbirliği Girişi’nde, Balkan Barış Platformunun potansiyel faydaları ve karşılaşabileceği zorluklar nelerdir?
00:09 “Göç yolunda görünmez kadınlar”Anıtı, dünyadaki kadın sorunlarını gözler önüne seren bir eser oldu…
00:08 Hiroşima’nın 80. yıldönümünü neden yeni nükleer silahlarla anıyoruz?
00:06 MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, “Türkiyeli” ifadesi 1938’de tarihe karıştı
00:03 Nevşehir Kültür Yolu Festivali kapsamında, 5’nci Uluslararası Ethno Kino “Büyü” Temasıyla Kapadokya’ya Geldi: Mirası, Sinema ile Yeniden Hayal Etmek…
09:43 Kurumsal Etik Trendleri Raporu’na göre, 2025 yı­lının ilk altı ayında en çok bildirilen etik ihlali konularının başında yüzde 14,1 ile ayrımcılık yer aldı.
09:12 İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin temmuz raporuna göre, ay boyunca 204 işçi hayatını kaybetti.
06:55 Newsweek, KAAN’ın ABD yapımı F-35’lere kıyasla erişilebilir bir alternatif olduğunu yazdı.
00:51 Trendyol Süper Lig ekibi Bellona Kayserispor, transfer yasağının kaldırılmasının ardından 8 futbolcu ile sözleşme imzaladı.
00:48 Bakan Uraloğlu, “11 milyon 500 bin insanımız doğrudan hızlı tren konforuyla tanışmış olacak”
00:39 Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, başkent Kahire’de Dışişleri Bakanı Fidan ile ortak basın toplantısı düzenledi…
00:32 İletişim Başkanı Duran: Aliyev ile Paşinyan’ın imzaladıkları memorandum, barış için önemli aşama
00:26 Afyonkarahisar’da bir üretici, tarlasında yetiştirdiği 20 ton patatesi çuvallarla vatandaşa dağıttı…
00:22 Memur toplu sözleşme sürecinde gözler hükümetin teklifinde
TÜMÜNÜ GÖSTER →

2025 Yılı YAŞ Kararları: TSK Neden Apolitik Olmalı? -II-

2025 Yılı YAŞ Kararları: TSK Neden Apolitik Olmalı? -II-
11 Ağustos 2025
5
A+
A-

* Erdoğan liderliğindeki siyasî iktidar, Türk yapımı savunma ürünleriyle birlikte Türk Ordusunun insan gücünün de kendi kontrolünde olmasına, olası çatlak sesler çıkmamasına, bir bakıma arkasından iş çevrilmemesine büyük önem veriyor. Bunun başlıca nedeni 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan ve Türk siyaseti ile Türk Ordusu arasında büyük bir kırılmaya neden olan menfur darbe teşebbüsüdür.

-Dr. Hüseyin PALA-

*Detayı bültenimizde!…

UHA/ İnternational News Agency

ANKARA, 11 AĞUSTOS 2025 – Stratejik yazar-resimAraştırmalar Merkezi (STRASAM) kurucu direktörü ve Emekli Hava Pilot Tuğgeneral Dr. Hüseyin PALA’nın kaleme aldığı, “2025 Yılı YAŞ Kararları: TSK Neden Apolitik Olmalı?” başlıklı yazısının II. Bölümü:

“Kabul etsek da etmesek de, artık askerî muktedirlerin YAŞ’ta ağırlıkla söz sahibi oldukları iddia edilen o eski kudretli dönemin tamamen rafa kalktığı yeni bir döneme sessizce geçiş yapılmıştır” şeklinde konuşan Dr. Hüseyin PALA, ” 2025 yılı YAŞ kararlarına, yerleşik askerî teamüllerden ziyade Kuvvet Komutanlarının söz hakkının sınırlı olduğu, terfi listelerine siyasi aktörlerin etki kapasitesinin artan bir şekilde yansıdığı yeni bir gerçeklik hâkim olmuştur. Denilebilir ki eskinin “Türk Ordusuna sadakat” söylemi günümüzde, en naif haliyle, “Ankara’ya sadakat” söylemiyle ikame ediliyor. Her ikame, yeni itirazları doğurur. Doğurması da normaldir ancak birkaç köşe yazısı, birkaç televizyon programı haricinde Türk insanının pek de dikkatini çekmeyen son YAŞ kararları, sessiz sedasız işleme kondu. Türk insanın ekseriyetinin adını bile bilmediği Genelkurmay Başkanı değişirken, ileri yaşlara ulaşan bizler için bile YAŞ’lar sıradanlaşıyor, eski önemini kaybediyor. Askerî Lise talebesiyken Ordu Komutanları dahil görevdeki 15 Orgeneral/Oramirali neredeyse karakterine kadar biliyor, takip ediyordum. Şimdi emekli Tuğgeneral halimle TSK’da kaç Orgeneral/Oramiral var, bilmiyorum. Bilme gereği de duymuyorum… ” dedi.

Dr. PALA, “Şüphesiz 2025 Yılı YAŞ süreciyle birlikte keskinleşen bu yeni paradigma, birçok yönden eleştiriyi hak ediyor olsa da siyasî iktidara daha sadık bir Türk Ordusu görüntüsünün inşa edilmesine hizmet ediyor. Böyle olduğuna inanılıyor olmalı. Gerçekte sadakât inşa edilebilir mi? Kesinlikle inşa edilemez  olduğunu bilen, birçoğunuz gibi hayat yolunda bunu yakinen tecrübe edenlerdenim.Julius Sezar’ın son sözü olan “Et tu, Brute? (Sen de mi Brutus?)” rivayetini, hele ki siyaset arenasında kimse göz ardı edemez inancındayım” ifadesini kullandı.

Her hâl ü kârda, Türk Silahlı Kuvvetleri komuta katının siyasî kurumlarla çatışan değil bütünleşen bir yapıya geçmesinde bir yanlışlığın bulunmadığını da dile getiren Emekli Hava Pilot Tuğgeneral Dr. Hüseyin PALA, “Bunu gerekli görenlerden biriyim. Ancak, TSK’da erinden orgeneraline tüm askerlerin, bilhassa general/amirallerin, mutlak bir şekilde “siyasetin dışında tutulması gerekir” yönündeki anlayışım, genç bir Teğmen olduğum günden bu yana hiç değişmedi. Siyasî Tarih okumalarım bana bu bakış açısının doğruluğunu daima ispatlarcasına gösterdi. Benim kuşağımda, benimle birlikte askerlik mesleğinde görev alan akranlarımın ekseriyetinin de benden farklı düşünmediğini rahatlıkla söyleyebilirim” dedi.

Dr. Hüseyin PALA, bu arada Türk Ordusunun siyasete karışmasının ne denli sakıncalar doğurduğu, orduya zarar verdiği ve en nihayetinde ordudaki particilik ayrımının Balkan hezimetinin yaşanmasının önemli nedenlerinden biri olduğu gerçeğinin, yakın tarihimizdeki sıcaklığını halen de korumaya devam ettiğini hatırlattı.

Dr. PALA, “Balkan felaketine neden olan Türk Ordusunun siyasallaşması sorunsalının tekrar yaşanılmasından kaçınılması gerektiği bilinci Türk halkının çoğunluğu tarafından paylaşılıyor. Paylaşılması da gerekiyor inancındayım” dedi.

“Bu kapsamda, Orgeneral/Oramirallerin görevlendirmeleri, terfileri, rütbe bekleme süreleri ve emekliye sevk edilmeleri haricinde kalan askerî personel için daha teknik yapıda, askerî saikleri daha fazla dikkate alan bir YAŞ yapılanmasına, karar mekanizmasına ihtiyaç olduğunu değerlendiriyorum” diyen Dr. Hüseyin PALA, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Nispeten düşük rütbedeki Korgeneral/Koramiraller seviyesine kadarki askerî personelin görevlendirme, terfi, rütbe bekleme süreleri ve emekliye sevk etme işlemlerine ilişkin YAŞ kararlarının olabildiğince teknik dairede tutulması, askerî dinamiklere ve gerekliliklere göre kararların verilmesi, siyasî otoritenin bu manada olabildiğince azalan oranda söz sahibi olması, hülasa Türk Ordusuna siyasetin olabildiğince karıştırılmaması gerektiği kanaatini taşıyorum. Bu bağlamda artık 15 Temmuz’u aşan yeni bir normalleşme sürecinin hayata geçirilmesine ihtiyaç bulunuyor. Bu konuları enine boyuna tartışmakta bir beis olamaz. Niyet ve hedef güçlü Ordu, güçlü Türkiye bağlamında TSK için en doğru ve dengeli yapıyı inşa etmek olmalıdır.

Türk Silahlı Kuvvetlerindeki general/amirallerin sadece siyasî iktidara ‘sadık personel’ olma kriterine göre tasnif edilmesi, bilhassa general/amiralliğe yükselen albaylardan itibaren yüksek rütbelere terfi edenlerin belirlenmesinde “siyaseten tercih edilmiş veya seçilmiş olma” algısının toplum nezdindeki artan varlığı, bunların adeta “askerî dedikodu” babında bu konulara meraklı vatandaşlarımız arasında konuşuluyor olması gibi hususların, her şeyden önce Türkiye’nin varlığına, Türk insanının birlik ve beraberliğine zarar veriyor olduğunu görmek gerekiyor”.

TSK’daki bu yeni durumun, bir yönüyle sadece siyasî iktidarın güdümünde şekillenen TSK personel yapısına geçiş yapıldığı algısının hayat bulmasına hizmet ettiğini söyleyen Dr. Hüseyin PALA, “böyle bir sonucun doğmasına neden oluyor. Askerî personele ilişkin yeni paradigma, mevcut siyasî iktidar erki tarafından 15 Temmuz dahil çeşitli gerekçelerle lüzumlu görülüyor olabilir. Bir yönüyle bu anlaşılabilir bir gerçekliğe de işaret ediyor olabilir” dedi.

Emekli Hava Pilot Tuğgeneral Dr. Hüseyin PALA, “Ancak, neredeyse sadece siyasî saiklere ve dinamiklere göre şekillenen, şekillenmekte olan TSK üst komuta katı personelinin belirlenmesine ve görevlendirmesine ilişkin kişi bazlı tercihler riskli ve pek de istenmeyen ihtimalleri akla getiriyor olsa da bunlara burada girmeyi lüzumlu görmüyorum. Bununla birlikte, halkın demokratik tercihlerine göre yaşanacak her siyasî iktidar değişimiyle birlikte önceki iktidarın atadığı askerî üst düzey personelin yeni siyasî iktidar tarafından bir kısmının ya da hepsinin topluca değiştirilmesi keyfiyetini mevcut yaşadığımız süreç tetikleyebilir. 2025 YAŞ kararları derinlemesine incelendiğinde, ister istemez bu keyfiyet olasılığının gelecekte bir gün yaşanabileceğine işaret ediyor. Eski’nin tercihleri, Yeni’ninkilerle değiştirilme yoluna gidilebilir. Kanaatimce, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki siyasi iktidar tarafından bu veya buna benzer bir sonuçla Türk Ordusu komuta katı personelinin karşı karşıya kalabileceği yönünde mutlaka bir değerlendirme yapılmıştır. Yine de bilemediğim, vâkıf olmadığım gerekçelerle YAŞ kararları alınmış ya da gereken özen yeterince gösterilememiş olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Stratejik Araştırmalar Merkezi (STRASAM) kurucu direktörü ve Emekli Hava Pilot Tuğgeneral Dr. Hüseyin PALA, son olarak konuşmasını şöyle noktaladı:

“Yine de hatırlatma yapmayı zaruri görüyorum: Yeni paradigma; siyasî iktidar değişimiyle birlikte Türk Ordusunun general/amiral kadrolarında görev yapan askerî personelin çoğunluğunun da değiştirilmesi gibi istenmeyen bir siyasî keyfiyetin kapısını aralamıştır. Bunun anlamı, gelecekte bir gün askerî personel arasında yeni mağduriyetlerin yaşanması kaçınılmaz olacak, işin siyasî faturası görevdeki üst rütbelerdeki askerî erkana kesilecektir. Böyle bir ihtimali kimse göz ardı edemez. Askerlik mesleğini seçen, mesleğinde yükselmeyi, daha üst makam ve rütbelerde vatanperver düşüncelerle liyakat ve ehliyetle hizmet etmeyi yaşamının temel hedefi olarak gören gayretkâr, çalışkan, yetenekleriyle öne çıkan askerî personelin bile yaşanacak iktidar değişikliklerinden menfi yönde etkilenmemesi olasılığı kalmamıştır.

Bu nedenle, “15 Temmuz sendromu” dayanak gösterilmek suretiyle Türk Silahlı Kuvvetleri general/amiralleri mahrut (hiyerarşik) yapısının siyasî dinamikler doğrultusunda şekillendirilmemesi, Türk Ordusunun yapı taşlarıyla olabildiğince oynanmaması, yerleşik askerî teamül ve uygulamaların siyasî iktidara “tehdit” oluşturmayacak önlemlerle birlikte korunması, netice itibariyle TSK kurumsal kültürünün, gerekçesi ne olursa olsun, bozulmasına sebebiyet verilmemesi gerektiği inancını taşıyorum.

Ankara’nın inşa etmek için yıllardır özenle çaba sarfettiği Güçlü Türkiye hedefine, teknik kapasitesi yüksek ama siyasî duruşu apolitik olan bir TSK personel yapısının daha fazla hizmet edeceği düşüncesindeyim. Bu yapının liyakat ve ehliyet temelli bir düşünceyle inşa edilmesi halinde devletine sadık olduğu kadar apolitik bir askeri personel yapılmasına kolaylıkla geçiş yapılabileceğini savunuyor ve buna tüm kalbimle inanıyorum”.

***

Yazar hakkında

Emekli Hava Pilot Tuğgeneral. Dr. Hüseyin PALA, 1988-2013 yılları arasında Hava Kuvvetlerinde savaş pilotu (F-5, F-104, F-16) ve komutan / proje subayı / şube müdürü / daire başkanı olarak görev yaptı. Toplam 6 yıl NATO’da yurtdışı daimi görevlerde bulundu. Kendi isteğiyle emekli olup, bir yıl Pegasus havayollarında uçtu (B737-800NG). Takiben 2021 Şubat sonuna kadar TUSAŞ’ta Uçuş Başkanı olarak yöneticilik ve pilotluk (Hürkuş) yaptı. Yüksek Lisansını Uluslararası İlişkiler (İstanbul Üniversitesi) ve Kamu Hukuku (Dicle Üniversitesi) alanlarında yaptı. Doktorasını Siyaset Bilimleri ve UA İlişkiler (Yıldırım Beyazıt Üniversitesi) alanında tamamladı. Halihazırda havacılık danışmanlığı yanında serbest yazar ve araştırmacı olarak çalışmaktadır. STRASAM’ın kurucusu/direktörüdür.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.