TÜRK-RUS İKTİSADİ İLİŞKİLERİ
Türk-Rus iktisadi ilişkilerinin birbirini tamamlayıcı bir yapıya sahip olduğu ileri sürüldüğünü hatırlatan Prof. Dr. İlter Turan, Türkiyenin tüketim malları ve başta müteahhitlik olmak üzere hizmet ihraç etmesi, çok sayıda Rus turisti ağırlaması, Rusyadan yarı mamul ürünler ile petrol, doğalgaz ve taşkömürü satın alması bu teşhisi doğrular gözükmektedir. Ancak, bu ilişkilerin her zaman sorunsuz yürüdüğü söylenemeyeceği gibi, bazı sorunların da uzun vadede ağırlaşabileceği değerlendirilmesi yapılabilir” dedi.
Prof. Dr. İlter Turan, dönem dönem iki ülke ticaretinde geçici nitelikte sorunlar ortaya çıkmakta, görüşmeler yoluyla çözümler bulunabilmete olduğunu söyledi.
“Örneğin Rusya, kısa süre önce ülkemizden ithal ettiği sebze ve meyvelerdeki zehirli maddelerin sınırların üzerinde olduğunu beyan ederek ithalatı durdurmuştur” diyen Prof. Dr. İlter Turan, “Yapılan görüşmeler sonucu Türkiyede görevlendirilecek Rus uzmanların da katılacağı bir denetim mekanizması üzerinde anlaşmaya varılmış, ihracat yeniden başlamıştır. Son zamanlarda Rusya taşımacılık konusunda dengesiz bir durum olduğundan şikâyetle Türk TIR geçişlerine sınırlar koymaya yönelmektedir. Sorun Rus filolarının rekabetçi ortamda Türk filoları kadar verimli çalışamamalarından kaynaklanmaktadır. Burada Rusyanın serbest ticaret ve rekabet konularında ikna edilmesi ya da kota ihdası veya başka bir alanda kolaylık sağlanması gibi bir yöntemle tatmin edilmesi gerekebilecektir” ifade etti.
Türk-Rus iktisadi ilişkilerinde ticaretin yanı sıra karşılıklı yatırımların da önem kazandığına dikkat çeken Prof. Dr. İlter Turan, ilk dönemde daha çok Rusya’ya yapılan Türk yatırımları söz konusu olurken, petrol ve doğalgaz fiyatlarının yükselmesinin sonucu olarak tasarruflarının artmasıyla birlikte Rusyanın Türkiye’ye dönük yatırımları arttığını kaydetti.
Karşılıklılık esasının korunduğu ve ulusal güvenlikle ilgili genel sınırlamaların gözetildiği bu alanda şu ana kadar ciddi bir sorunla karşılaşılmadığını söyleyen Prof. Dr. İlter Turan,bu faaliyetin devamının beklenebileceğini ifade etti.
Prof. Dr. İlter Turan, “İki ülke arasında en büyük alış-veriş konusu petrol ve doğalgazdır. Burada verimli fakat sorunlu bir ilişkiden söz edebiliriz. Rusya Türkiyenin petrol ve özellikle doğalgaz ihtiyacının büyük bölümünü güvenilir bir biçimde karşılamaktadır. Ancak, ülkemizin enerji alanında Rusyaya bağımlılığı giderek artmaktadır. Böyle bir bağımlılık, iki ülke arasındaki ilişkiler ne kadar dostça olursa olsun, istenilen bir durum değildir. Giderilmesi için gayret göstermek gerekecektir. Ayrıca bu bağımlılık, Türk-Rus dış ticaret dengesinde Rusya lehine büyük bir fark yaratmaktadır, bunun da iyileştirilmesi zorunludur” ifadesini kullandı.
Türk-Rus iktisadi ilişkilerinde daima sorunlara gebe ve uzun dönemde ilişkileri etkileyecek olan başlıca hususun Rusya’nın piyasa ekonomisi anlayışına yeterince intibak edememiş olmasından kaynaklandığını açıklayan Prof. Dr. İlter Turan, Rusya’nın gelirlerinin büyük bölümünü doğalgaz, petrol ve diğer hammadde ihracatından elde etmekte olduğunu belirtti.
Prof. Dr. İlter Turan, “Bu gelirler devlete intikal etmekte, siyasi saiklerin de içinde ağırlıklı olarak yer aldığı biçimlerde kullanılmaktadır. Keza, Rusya eski Sovyet cumhuriyetleri için doğalgazı ve petrolü siyasi olarak fiyatlandırmakta, Rus dış siyasetine uygun hareket etmeyen ülkelere fiyat yükseltme, gaz sevkiyatını durdurma ve benzeri yaptırımlar uygulamaktadır. Rusyada yatırım yapan şirketler de güvende değildir. Karmaşık yasal sorumlulukların yerine getirilmediği ileri sürülerek, şirketlerin Rusyadan çekilmeleri için baskı yapılabileceği, en son British Petrolun bu ülkeden çekilmeye zorlanması ile bir defa daha doğrulanmıştır. Rus rejiminin giderek otoriterleşmesi, iktisadi ihtilaflarda hak aramayı zorlaştırmaktadır” dedi.
“Özetle, Rusya iktisadi alanı özerk bir alan olarak görmeyip, çoğu zaman siyasetin gereklerine göre yönlendirilecek bir alan olarak değerlendirmektedir” diyen Prof. Dr. İlter Turan, “böyle bir durumda, nasıl bir yol izlenmelidir? İlk olarak, Türkiye dış iktisadi ilişkilerinin yapısını Rusya’ya aşırı bağımlı olmaktan uzaklaştıracak dış ticaret ve dış yatırım politikası izlemelidir. Buna enerji kaynaklarının mümkün olduğu kadar çeşitlendirilmesi de dâhildir. İkinci olarak, Türkiye iktisadi ve siyasi ilişkileri bağlantılandırmaktan uzak durmaya gayret göstermeli, her hareketiyle bunu Rusyaya iletmeye uğraşmalıdır. Üçüncü olarak, Rusyanın Türkiyeye uygulayabileceği ekonomik yaptırımlara karşı, Türkiyenin de Rusyaya uygulayabileceği yaptırımların aranması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Dördüncü olarak, Türkiye Rusyanın uluslararası serbest piyasa düzenine uymasını öngören kurumlar ve anlaşmalar düzenine katılmasını teşvik etmeli ve desteklemelidir. Bunu yaparken, aynı düşünceleri paylaşan diğer ülkelerle birlikte hareket edilmesi öngörülmelidir” şeklinde açıkladı.
Prof. Dr. İlter Turan, Özellikle enerji bağlantılı ilişkiler, iktisat, siyaset ve güvenliğin içiçe geçtiği bir alanı oluşturduğu için, bilahare Büyük Oyun başlığı altında tekrar ele alınacağını belirtti. (devam edecek)
HABER : Ataner YÜCE
***
İlter Turan 1941’de İstanbul’da doğmuştur. İstanbul Bilgi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Profesörü olup, 1998-2001 arasında üniversitenin rektörlüğünü yapmıştır. Daha önce Koç (1993-1998) ve İstanbul (1964-1993) üniversitelerinde çalışmış, muhtelif Amerikan ve İngiliz üniversitelerinde konuk öğretim üyesi olarak bulunmuştur. 2000-2009 yılları arasında Siyasi İlimler Türk Derneği’nin başkanlığını ve Uluslararası Siyasi İlimler Derneği’nin başkan yardımcılığını ve 2009 Dünya Kongresi program başkanlığını yürütmüştür. Sağlık ve eğitim Vakfı Mütevelli Heyeti başkanı olup, ayrıca bir dizi vakıf ve şirketin yönetiminde görev yapmaktadır. Dünya Gazetesi yazarıdır. Mukayeseli Siyaset, Türk Siyasal Hayatı ve Dış Politika konularında İngilizce ve Türkçe makale ve kitapları bulunmaktadır. Dr. Turan evli ve tek çocukludur.