Raporda, Menbiç sorununun Türk kamuoyunda YPG/SDG güçleri tarafından ABD’nin öncülüğündeki Uluslararası Koalisyonun desteğiyle Ağustos 2016’da ele geçirilmesi ile yer almaya başladığı, Türkiye’nin, ABD’nin YPG/SDG güçleriyle birlikte Menbiç’e ilerlemesi, ardından Menbiç-Afrin arasındaki hattı da ele geçirerek Suriye’de YPG kontrolünde bir otonom bölge oluşturma siyaseti ve Menbiç’te YPG varlığını kabul etmeyeceğini deklare ettiği yer alıyor.

ABD, DEAŞ’a karşı yürütülen Menbiç operasyonu boyunca ve sonrasında Türkiye’ye YPG’nin bölgeden çıkacağı sözünü vermişti,ancak bu söz yerine getirilmediği gibi 4 Haziran 2018’de varılan mutabakata rağmen de herhangi bir somut ilerleme sağlanamadığı ifade edilen raporda, “Ağustos 2016’dan Ağustos 2019’a değin geçen üç yıl içerisinde Menbiç’te YPG/SDG’nin giderek kendisini tahkim ettiği bir süreç devam etmektedir” deniliyor.
Rapor, Halk desteği bakımından şehrin yabancısı olan YPG/SDG unsurlarının demografik değişim sağlamadan bölgede mutlak bir hakimiyet kurmasının söz konusu olmasa da varlığının ve yönetim anlayışının giderek yerleştiğinin, Ancak YPG/SDG’nin Menbiç’te ABD varlığı ve desteği olmadan barınabilmesinin de mümkün görünmediğini belirtiyor.
Nitekim Menbiç’in aşiretlere dayalı Arap yoğunluklu nüfusunun ABD olmadan azınlık dahi sayılamayacak YPG varlığını sindirerek yönetimini benimsemesinin mümkün olmadığı belirtilen raporda, diğer bir ifadeyle yüzde 2 dahi olmayan bir nüfus ile “Kürtler Arapları yönetiyor” algısının yerel halk arasında en önemli rahatsızlıkların başında geldiği ifade ediliyor.

Raporda, “Dahası YPG’nin radikal sol ve seküler ideolojisi de Menbiç’teki muhafazakar Arap toplumunda karşılık bulmamaktadır. Menbiç’in temel demografik yapısı (Neredeyse nüfusun tamamı Arap kökenlidir ve yüzde 90’ı da aşiret mensubudur) nedeniyle kentin geleceğinde aşiretler ve onların bölgede oluşturduğu dinamikler göz ardı edilemeyecek kadar önemli bir faktördür” deniliyor.
YPG/SDG’ye nazaran Menbiç’teki aşiretlerin Türkiye ve Suriye muhalefetiyle güçlü ilişkileri bulunuyor denilen raporda, nitekim Menbiç aşiretlerinin yaptıkları açıklamalarda Türkiye’yi Menbiç’te halen devam eden YPG/SDG işgaline son vermeye çağırdığı yer alıyor.
Rapor, Türkiye’de de Menbiç’ten YPG’nin baskıları sonucu göç etmek zorunda kalmış, devrimci muhalefetin varlığıyla bölgede yaşayan aşiretlerin önde gelen isimleri bulunduğunu, Türkiye ile yakın ilişkilere sahip bu kişi ve yapıların Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekatı (FKH) ve Zeytin Dalı Harekatı (ZDH) bölgelerinde gerçekleştirdiği girişimleri Menbiç şehrinde de görmek istemiş ve dolayısıyla Türkiye’nin olası Menbiç operasyonunu destekleyeceklerini açıkladıkları belirtiliyor.
“Menbiç bağlamında Suriye muhalefeti ve Türkiye’nin yanı sıra ABD ve YPG’nin ve İran, Rusya ve Esed rejimin bir yarışı bulunduğundan taraflar Menbiç bağlamında ellerini güçlendirmek için aşiret mensuplarını yanlarına çekmeye çalışmaktadır” ifadesine yer verilen raporda, Tarafların bu yöndeki girişimlerinin ise Menbiçli aşiretlerin iç yapılarını ve aşiretler arası dengeyi etkilediğine dikkat çekiliyor.